Açık metin, okuyucu ile buluştuğunda ortaya çıkabilecek alternatif anlamları kapatmaya çalışmayan ve kolayca elde edilebilen tek bir anlamın altını çizmek istemi olmayan, tersine zengin ve karmaşık okumalara olanak sağlayan metin türü.

Kapalı metinler ise, okuma serüveni boyunca okuyucuyu önceden belirlenmiş bir yol boyunca yürütmeyi, acıma veya korku, heyecan veya çöküntü duygularını yerli yerinde ve gereken zamanda uyandıracak şekilde etkilemeyi amaçlayan metinlerdir. Öykünün her adımı yalnızca daha ileri aşamada yanıtlanacak bir beklentiyi ortaya koyar. Kapalı metinler, esnekliği olmayan bir projeye göre yapılmış oldukça katı anlatılardır.

Açık metinler çok sayıda yorum düzeyi halinde kurulur. Açık metin olası okumaların bir yapısal labirentidir; kapalı metin çok sınırlı bir yorum olanakları kümesi sunar; ancak, metnin yorumsal açıklığının çok dar olması, metnin amaçladığı okurların veya yazarınkinden farklı sayıltılarla metne yönelen okurların sıklıkla metni "yolundan" saptırmaları ve sapmalı okumalar üretmeleri anlamına gelir. Ne var ki, açık metinde çoklu-anlamlama olasılığı metne sokulmuşken, örnek okur kavramı da bulunmaktadır. Açık metinler her yoruma açık değildir, çünkü okur metnin sözlüksel ve sözdizimsel örgütlenişiyle sıkı sıkıya tanımlanır. Dolayısıyla kapalı metnin sapmalı yorumlanma olasılığı hep açık kalırken, açık metnin çok sayıda yorumu yazar tarafından öngörülür, dolayısıyla bir ölçüde kapatılır.

Umberto Eco'ya göre (1979) açıklık genellikle yazınsal ve aydın kesime ait metinlerin özelliğiyken, kitle iletişim araçları karakteristik olarak kapalı metinler üretir. Buna karşılık John Fiske (1987) çok farklı toplumsal, ekonomik ve kültürel kesimlere ait kümelere hitap eden televizyon gibi bir kitle iletişim araçlarının bu özelliğini açık metinler üretmesine bağlamaktadır.

Kaynakça değiştir

  • Umberto Eco, The role of the Reader: Explosions in the Semiotics of Texts, Bloomington, Indiana University Press, 1979
  • John Fiske, Television culture, London and New-York, Methuen, 1987