1735-1739 Osmanlı-Rus Savaşı

Osmanlı İmparatorluğu ile Rus Çarlığı & Avusturya Arşidüklüğü arasında 1735-1739 yılları arasında yapılmış savaş

1735-1739 Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşı, Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne ait Azak ve Kılburun kalelerini işgal etmesiyle çıkan ve Rusya ile müttefiklik anlaşması yapan Avusturya ordularının da üç koldan Bosna, Balkanlar ve Eflak üzerinden hücum etmesiyle başlayan bir savaştır.[1]12

1735-1739 Osmanlı-Rus Savaşı
Osmanlı-Rus Savaşları
Tarih1735-1739
Bölge
Sonuç Kesin Osmanlı Zaferi Belgrad Antlaşması ile Osmanlılar Avusturya'yı yenip Tuna boyu kalelerini ellerine geçirerek Tuna'yı tekrar sınır yaptılar; Rusların Karadeniz'deki ilerlemelerini durdurdular.
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
 • Kırım Özerk Cumhuriyeti Kırım Hanlığı
Rus İmparatorluğu Rus İmparatorluğu
 • Kazak Hetmanlığı
Habsburg Monarşisi Avusturya Arşidüklüğü
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Hacı İvaz Mehmed Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Hekimoğlu Ali Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Yeğen Mehmed Paşa
Rus İmparatorluğu Burkhard Münnich
Rus İmparatorluğu Petro Lassi
Habsburg Monarşisi Ernst Gideon von Laudon
Kayıplar
? Rus İmparatorluğu 100.000

Savaşın nedenleri

değiştir

Rus Çarlığının başında bulunan Çariçe Anna İvanovna (d. 1693- ö. 1740) (saltanatı 1730-1740) amcası ve kendinden iki Çar önce Rus Çarı olan Büyük Petro (d. 1672 - ö. 1725) stratejisi olan Rusya'nın Karadeniz sahillerini eline geçirerek sıcak sulara çıkma stratejisini uygulamakta devam etmekteydi. Fakat 18. yüzyılın başında Karadeniz Osmanlılara doğrudan doğruya bağlı eyaletler ve Eflak, Boğdan ve Kırım Hanlığı yarı-özerk devletleri ile sarılmış bir Osmanlı gölü halindeydi ve bu deniz çok önemli bir ticaret yoluydu.

 
I. Mahmut

Büyük Petro son yıllarında Safevilerin son bağımsız Şahı II. Tahmasp'ın başa geçmesinden sonra İran'da çıkan karışıklıklardan faydalanıp Kafkaslara ve güneye inmek üzere Hazar Denizi kıyısındaki Bakü ve Derbent'i eline geçirmişti. 24 Haziran 1724'te Rusya ile Osmanlılar arasında bir antlaşma yapılmış; Rusların Hazar Denizi kıyılarında bölgeleri kazanmasının Osmanlılarca kabulüne karşılık Rusya da Osmanlıların Gürcistan, Azerbaycan ve Şirvan bölgeleri üzerindeki hakimiyeti kabul edilmişti. Fakat Afganlar İran'a hücuma geçmişler; 1725'te İranlılara destek sağlamak için çağrılan Osmanlı orduları İran'la savaşa başlamış ve İran ve Irak içlerine girmişlerdi. İran'da işler daha da karışmış, Afşar Hanedanı kurucusu Nadir Şah Afganları ülkeden atmayı başarmış ve Osmanlılar da ellerinde bulunan İran bölgelerinin bazılarını geri vermeyi kabul etmişlerdi. Tam bu sırada Eylül 1730'da İstanbul'da Patrona Halil İsyanı çıktı; asiler şehri ellerine geçirdiler ve III. Ahmet tahttan indirildi ve I. Mahmut tahta geçirildi. Patrona taraftarları ancak Kasım 1730'da yok edildi. I. Mahmut'un saltanatının başlarında Osmanlı hükûmeti İran'la uğraşmaya devam etti. İran Savaşı'nın Ocak 1732'de imzalanan anlaşma ile sona ermesi beklenirken Nadir Şah Ruslar yardımı ile Kafkaslarda Osmanlılara hücum edip galip geldi ve Gürcistan ve Ermenistan'ı geri alıp güneyde Irak'ta Osmanlı arazilerine girdi. Fakat Nadir Şah'ın dikkati doğuya Hindistan'a çekilince Osmanlılar ve İran 1736'da eski Kasr-ı Şirin sınırlarına dönmeyi sağlayan bir anlaşma yaptılar.

Avusturya'da Habsburg İmparatoru VI. Karl başka menfaaatler peşindeydi. 1714-1718 yılları arasında Osmanlılarla yapılan savaştan Avusturya komutanı Savoy Prensi Eugen'in savaş alanında galibiyeti ile Pasarofça Antlaşması ile Banat ve Belgrad'ı Osmanlılardan almıştı. Osmanlıların bu bölgeleri geri almasını ve Balkanlar'da güç kazanmasını istememekteydi. İkinci olarak 1735-1738 arasında Lehistan Veraset Savaşı'nda özellikle İtalya'da büyük bölgeler kaybetmişti ve bunlar yerine Balkanlarda Osmanlı bölgelerine özellikle Bosna-Hersek'e gözünü dikmişti. 1727-1729 arasındaki İngiliz-İspanya Savaşı sırasında Avusturya ile Rusya 1726'da bir gizli anlaşma yapmışlar ve Avusturya veya Rusya'nın girdiği bir savaşa diğer ülkenin asgari 30.000 kişilik bir ordu ile yardım etmesi için anlaşmışlardı. Lehistan Veraset Savaşı'nda bu gizli anlaşmaya göre Ruslar Ren kıyılarında savaşmak için ordularını Avusturya'ya vermişlerdi. Şimdi Avusturya'nin Rusya'ya karşı yardım sırası gelmişti.

1736'da Osmanlı-İran Savaşı bir barış imzalanması ile sona erdikten sonra Rusya bir savaş çıkartmak için bir bahane-sebep aramaya koyuldu. İstanbul'da bulunan Rus elçisinin raporlarına ve fikirlerine dayanarak Rusya'yı idare eden devlet büyükleri Osmanlı Devleti'nin Patrona isyanı ile içten ve İran'a karşı sürdürülen uzun dış savaştan sonra Rusya gibi güçlü bir yabancı devletin hücumuna karşı koyamayacağına inanmaya başladılar.[2] Ayrıca Rusya tek başına Osmanlılara hücum etmeyecekti, çünkü bir gizli anlaşmayla Avusturya'nin askeri yardımı ve desteğini sağlamıştı. Avusturyalılarla yapılan gizli görüşmelerle Osmanlı devletinin yenilip Balkanlardan geriye atıldığında hangi ülkenin nereleri eline geçireceği üzerine anlaşmaya varıldı. İlk aşamada Rusya'nın Kırım ve Azak Denizi etrafını alması; Avusturya'nın ise Bosna-Hersek'i alması ve Balkanlarda daha ilerleme mümkün olursa daha sonra karşılıklı müzakerelerle anlaşmaya varılması önerilmişti.

Osmanlı Devleti de İran Savaşı'nın sona ermesinden dolayı batıda bu iki ülkeye karşı savaştan pek kaçınmayacağı belli idi. 1734 yazında Polonya tahtına Avusturya ve Rusya'nın destek verdiği Saksonya Dükü III. Augustus'un getirilmesi ve Fransa'nın desteklediği kral adayı Stanisław Leszczynski'nin (Loren Düklüğü verilerek) reddedilmesi sırasında Osmanlı devlet adamları Avusturya ve Rusya ile savaşa girmeyi düşünmüşlerdi. İran ile savaş bittikten sonra İran'da bulunan büyük Osmanlı ordusu kuzeye Kuban'a doğru sevk edilmişti. İstanbul'daki Fransız, İngiliz ve Hollanda elçileri Osmanlı vezirleri üzerinde girişimlerde bulunarak Osmanlıların Rusya ve Avusturya'ya karşı savaşmasını önerdiler. Bunlar arasında Fransız elçisi Villeneuve Markizi Osmanlılar üzerinde çok etkili oldu.

Rusya Osmanlı Devleti'nin himayesindeki Kırım hanının 1735 yılında Güney Rusya'ya yaptığı akınları savaşı başlatmak için bir bahane olarak buldu. O yüzden Kont Burkhard Christoph von Münnich'in komutasındaki Rus orduları 20 Mayıs 1736 tarihinde Kırım yarımadasına saldırıya geçti.

Savaşın gelişmesi

değiştir
 
Rus Çariçesi Anna İvanova(1693–1740)
 
Rus ordusunun yağmaladığı Bahcesaray'da Han Sarayı

Mareşal Burkhard Christoph von Munnich komutasındaki 62.000 kişilik Rusya'nın Dinyeper ordusu 20 Mayıs 1736 tarihinde saldırıya geçerek Osmanlıların elindeki Kırım Yarımdası kıstağındaki Orkapı (şimdiki Perekop kalesine hücum ederek bu tahkimli mevkiyi eline geçirip Kırım'a girdi ve 17 Haziran 1736'da Kırım Hanlığı başkenti Bahçesaray'i eline geçirdi. Bu Rus ordusu yayılarak bütün Kırım'ı yakıp yıkıp ve ahaliyi öldürüp bir çöle döndürdü. Fakat tedarik hatları çok uzatıldığı ve bunun ortaya çıkardığı zorluklar dolayısıyla askerî iaşe, malzeme ve ek asker gücü takviyesi sağlayamadı. Hastalık ve salgın da bu ordunun büyük insan zayiatı vermesine neden oldu. 12 Kasım 1736'da Kırım hanı II. Fetih Giray aç ve perişan Rus ordusunu Kırım'dan tümüyle geri püskürtmeyi başardı.

 
Mareşal Munnich
 
General Petro Lassi

19 Haziran 1736'da Rusya'nin Kont Petro Lassi komutasındaki Don Kazaklarından oluşan 28.000 kişilik Don Ordusu Rusya'nın Don Irmağı üzerinde bulunan Rus gemi filosuna bindirilerek Azak Kalesi önüne gelip bu kaleyi Osmanlılardan aldı ve Kılburun kalesine de hücum ederek bu kaleyi de eline geçirdi 1737'de Ruslar Dinyester üzerinden Boğdan üzerine girmeyi planlamakta idiler. Ama çok iyi takviyeli Osmanlı ordusu hücuma geçip Rus ordusunu Bender'den attı.

Temmuz 1737'de 40.000 askere yükselen ordusuyla bu sefer General Lassi'nin Don Ordusu Kırım'a yürüdü. Kırım Hanlığı orduları ile yapılan birkaç çarpışmada galip gelerek Karasubazar (1944'e kadar Kasarubazar şimdi Bilohirsk) şehrini aldı. Fakat General Lassi ve ordusu da iaşe ve malzeme kıtlığı nedeniyle Kırım'dan çekilmek zorunda kaldı. Bu sırada Maresal Munnich Dinyeper Ordusuyla hücuma geçip Özi (şimdiki adı Ochakiv) kalesini eline geçirdi.

1738'de Mareşal Munnich zamanını Osmanlı'lara karşı isyan etmeye teşvik için, Eflak ve Boğdan'dan gelen heyetlerle, Ruslara o bölgelerden Hristiyan desteği sağlama amacıyla, konuşmalarla geçirdi. 15 Ağustos 1738 tarihinde Osmanlı-Kırım ordusu Rusların elinden Özi ve Kılburun kalelerini geri almayı başardı.

Mareşal Munnich 1739da Lehistan ile anlaşıp Polonya'ya ait arazilerden geçip Osmanlı ordusunun hiç beklemediği arka cephesine indi. Böylece 19 Ağustos 1739'da Rus ordusu Dinyester nehrini geçerek Hotin yakınlarında Osmanlı ordusuyla karşılaştı. 28 Ağustos'ta Hotin'in 12 kilometre güneybatısında bir mevkide Serasker Veli Paşa ve Mareşal Munnich ordusu bir çarpışmaya girişti ve Ruslar iki misli daha fazla zayiat vermekle beraber Osmanlı ordusu yenildi. 30 Ağustos'ta Hotin kalesi ve sonra da Bender kalesi Rusların eline geçti. Ruslar sonra Eylül içinde Boğdan içlerine yürüdü ve Yaş şehrini aldı. Mareşal Munnich ordusuyla Eflak üzerine yürümeyi planlıyordu, ama 18 Eylül'de Rusya'nın müttefiki olan Avusturya'nın Osmanlılarla barış yapıp Belgrad Antlaşması yaptığı haberi geldi. Bunun üzerine Rusların Boğdan'dan istedikleri yardım gerçekleşmedi. İaşe, malzeme ve asker sıkıntısı aynı Kırım'da olduğu gibi yine Mareşal Munnich ordusunu tehdit etmeye başladı. Barış dolayısıyla tecrübeli Osmanlı ordularının Avusturya cephesinden çekilip ve Rus cephesini takviyeye kullanılacağı gayet açıktı. Bu nedenlerle Rus başkomutanı Mareşal Munnich de Osmanlı devleti ile barış yapılmasını kabul etti.

Ruslar anlaşma yapılması için İstanbul Fransız elçisinin arabulucuğunu kabul etti ve müzakereler Niş'te yapılıp 3 Ekim 1739'da Rusya ve Osmanlı devletleri arasında antlaşma imzalandı. Bu imzalama gerçekte Niş'te yapılmakla beraber antlaşma ismi Belgrad Antlaşması'dır.

Rusya da tek başına kaldığı ve İsveç'ten bir saldırı da beklediği için barışa razı oldu ve 3 Ekim 1739'da Rusya ve Osmanlı Devleti arasında Niş'te yapılan müzakerelerden sonra Niş barış antlaşması imzalandı.

Böylece mütecaviz ve Osmanlı Devleti'nden toprak koparmak azmiyle savaşa giren iki düşman ülke karşısında Osmanlı Devleti, Avusturyalılara karşı büyük galibiyetler kazanarak Belgrad ve Tuna Kalelerini ellerine geçirip yine doğal Tuna boyu sınırına erişmiş; Ruslara karşı önce Kırım'ın talan edilmesi ve bir sıra kalelerinin Ruslar eline geçmesi ile gayet zararlı sonuçlar almakla beraber sonunda Rusların Karadeniz'de kendilerine bir yer elde etme amaçlarına ulaşmasını önlemiştir.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Stone 2006, s. 64.
  2. ^ Mikaberidze 2011, s. 329.

Dipnotları

değiştir

^1Resmi olarak Osmanlıların savaş ilan etmesi 1736'da olduğu için bazı tarihçiler bu savaşın başlama tarihini 1736 olarak verirler.
^2Bu dördüncü Osmanlı-Rus savaşı ve 7. Osmanlı-Avusturya savaşı olduğu bildirilmektedir.

Ayrıca bakınız

değiştir

Dış kaynaklar

değiştir
  • Uzunçarşılı,İsmail Hakkı (1995), Osmanlı Tarihi IV. Cilt 1. Kısım:Karlofça Antlaşmasından XVIII. Yüzyılın Sonlarına Kadar', Ankara:Türk Tarih Kurumu 1995 (5. Baskı) ISBN 975-16-0015-4
  • Aktepe, M. Munir, (19), "Mahmud I", Islam Ansiklopedisi, Ankara:T.C.Maarif Vekaleti Cilt VII say.154-165.
  • Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak ISBN 978-975-329-300-6 say.334-335
  • Shaw, Stanford J. (1976), History of the Ottoman Empire and Modern Turkey. Vol.1 Empire of the Gazis: the Rise and Decline of the Ottoman Empire 1280-1808, Cambridge: Cambridge University Press ISBN 0-521-29163-1 (İngilizce)
  • [1] 13 Eylül 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Almanca Wikipedia "Russisch-Österreichischer_Türkenkrieg_(1736-1739)" maddesi. (Almanca) (Erişme tarihi:30.1.2012)