Şumnu Kuşatması (1828)
Şumnu Kuşatması, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nda evre.
Kuşatma öncesi
değiştirRusya İmparatorluğu 26 Nisan 1828 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan ettikten kısa bir süre sonra Rus ordusu 8 Mayıs 1828'de Prut nehrini üç yerden geçerek, Boğdan ve Eflâk üzerinden Osmanlı topraklarına girdi. Buna mukabil, 20 Mayıs 1828'de savaş ilan eden Osmanlı İmparatorluğu ise iki yıl önce Yeniçeri Ocağının kaldırılması sırasında büyük hizmetler veren Karadeniz Boğazı Muhafızı (Komutanı) Ağa Hüseyin Paşa Serasker olarak atandı.
8 Haziran'da Çar I. Nikolay'nın da bölgeye gelmesiyle[1] Rus ordusu Tuna'yı geçmeye başladı ve 11 Haziran'da İsakçı'yı işgal etti. 70.000 kişilik Rus ordusu daha sonra Babadağ üzerinden Karasu'ya ilerledi ve Maçin, Tulça, Hırsova ve Köstence kalelerini kuşatmayı hedefledi.[2] 11/21 Mayıs'ta İbrail'i kuşatan Rus ordusu çetin çatışmaların ardından 23 Haziran'da kaleyi teslim alabildi. Ardından ilerleyişini sürdüren Rus ordusu, Osmanlıların direncini kırmak amacıyla Şumnu, Silistre ve Varna kalelerini almayı amaçladı.
Kuşatma
değiştirGeneral Gismar komutasındaki Rus ordusu ilk olarak 8 Temmuz'da Kalafat'ta bir Türk müfrezesinin direnişiyle karşılaştı. Ardından Aliş Paşa Şumnu'dan çıkarak Kozluca önlerinde Rus ordusunu geçici olarak geri çekilmeye zorladı. Bu çarpışmalardan, Rus ordusu Şumnu'da Osmanlı ordusunun kale dışına gönderebilecek kadar yoğun askeri yığınağı olduğunu anladı.
Nitekim, Şumnu’da Serasker Ağa Hüseyin Paşa komutasında 40.000 askerlik bir kuvvet ve 30 kadar sahra topu vardı.[3]
17 Temmuz'da Kozluca’dan Yassıtepe’ye doğru ileri harekâta geçen Çar Nikola emrindeki 30.000 kişilik ve 280 topa sahip Rus ordusu 20 Temmuz’da iki koldan Şumnu'ya ilerledi. 20 Temmuz'da Rus ordusunun önünü kesmeye çalışan Türk süvarileri Rusların top ateşi karşısında çekildi. 27-28 Temmuz'da bir Rus kolordusu Şumnu etrafındaki alçak tepeleri ve Istranca’ya doğru olan ormanlık bölgeyi ve Istranca tabyasının yapıldığı uçurumun eteklerini ele geçirdi. 31 Temmuz-1 Ağustos'taki çarpışmalarda taraflar ağır kayıplara uğrarken, 15 Ağustos'taki çarpışmada ise Rus ordusu 500 kayıp verdi ve hücum gücü kırılmaya başladı. Bu hücumun ardından Türk garnizonunun huruç harekâtları etkili olmaya başladı.
Nitekim, Ağa Hüseyin Paşa ve Halil Paşa önderliğinde 27 Ağustos'ta iki kol halinde yapılan huruçta, Esat Paşa ve Mısırlı Emin Paşa'nın emrindeki 15.000 piyadenin cepheden taarruzunu 5.000 kişilik bir süvari kuvvetinin de Rus ordusunun güney kanadına taarruzu izledi. Rusların ağır kayıplar verdikleri bu hurucun ardından 8 Eylül'de bir çıkış daha yapıldı. Bu aşamada, Rus ordusu kuşatmayı kaldırarak kuzeye çekilmeyi planlamaya başladı.
Ancak, Rus ordusu Varna kuşatmasını mutlak surette başarıya ulaştırmak istediğinden Rus Genelkurmayı Şumnu'yu kuşatan ordunun Varna'ya takviye göndermesini, bir kısım askerin ise Şumnu önünde kalarak örtme faaliyeti icra etmesini istedi. Bunun üzerine zayıflayan kuşatma ordusu, askerlerin en az üçte birini etkileyen hastalıklarla da uğraşmaya başladı. Bununla birlikte, 10 Ekim 1828'de Varna'nın düşmesinin ardından, 16 Ekim'de (kayıplarla iyice erimiş) Rus ordusu Şumnu kuşatmasını da kaldırdı.
Kuşatma sonrası
değiştirSilistre Kuşatmasında da yenilgiye uğrayan Rus ordusu 1828 sefer mevsiminde sadece Eflak'ı ve Varna'ya kadar ince bir koridoru işgal edebilmişti. Kışın gelmesiyle taraflar ordularının büyük bölümünü kışlamak üzerine çektiler.
Kaynakça
değiştir- ^ "İslam Ansiklopedisi, "İbrail" maddesi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul (2000), c.21, s.365". 8 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ekim 2022.
- ^ "Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi - Osmanlı-Rus Harbi (1828-1829)", ATASE Yayınları, Ankara (1978), s.77-80
- ^ "1828 Seferi (Bulgarya ve Rumeli’de Ruslar)", Baron von Moltke, Çev. Dz. Yb. Ahmet Rasim ve Bnb. Muammer, Askerî Basımevi, İstanbul, (1932), s.60