Şablon:GM/2016-10-11

Halka Yol Gösteren Özgürlük Fransız resim sanatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen yağlı boya tablo. Fransız romantik ressamlarından Eugene Delacroix tarafından yapılmıştır. 1830 senesinde Kral 10. Charles’in devrilişine yol açan üç günlük halk ayaklanmasının anısına yapılmıştır. Tüm dünyada Fransız Devrimi’nin simgesi kabul edilmektedir.

Resimde, özgürlüğü simgeleyen bir kadın, bir elinde Fransız bayrağı, diğer elinde ise bir tüfek taşıyarak yürümekte, peşinden gelen devrimci insanlara barikatları aşmada öncülük etmektedir. Elbisesi yırtıktır, göğsü ve ayakları çıplaktır, başında özgürlük simgesi olan Frigya başlığı vardır. Bir yanında yoksulları temsil eden, her iki elinde de birer tabanca taşıyan on-iki yaşlarında bir çocuk, öbür yanında burjuvaları temsil eden, eli tüfekli, başında silindir şapka olan bir adam vardır. Çatışma içindeki bir şehirde, yerdeki yaralıların ve ölülerin arasından geçmektedirler. Bu tablo, modern resim sanatının ilk politik çalışması olarak kabul edilmektedir. Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Resimdeki eli tabancalı çocuk figüründe Victor Hugo’nun Sefiller romanındaki Gavroche karakterinden esinlenildiği düşünülmektedir. Silindir şapkalı adamın kim olduğu konusu tartışmalıdır. Bazıları ressamın kendisini çizmiş olduğunu söylemektedir, bazı iddialara göre ise bu figürü çizerken ressam tiyatro yönetmeni Etienne Arago’yu model almıştır. (Devamı...)


Ali Ekber Dihhoda ((Farsçaعلی‌اکبر دهخدا, d. 1879, Tahran - 9 Mart 1956, Tahran), İranlı dil bilgini.

Babası Han Baba Han aslen Kazvinli’dir. Önce medrese öğrenimi gördü. Ardından, o yıllarda yeni açılmış olan Tahran Siyasal Bilimler Fakültesi'ne girdi. Bu arada Fransızca öğrenmeye başladı. İran'ın Balkan ülkeleri elçisi Gıfari ile birlikte 1903'te Avrupa'ya gitti. Daha çok Viyana'da olmak üzere, iki yıldan fazla Avrupa'da kaldı. Ekim 1906'da meşrutiyetin ilan edilmesi üzerine İran'a döndü. Sur-i İsrafil adlı gazetede yazdığı makalelerinde ince hicivleriyle istibdadı acımasızca eleştirdi. Bu yazılarıyla modern İran hiciv ve eleştirisinin öncüsü oldu. Muhammed Ali Şah başa geçince (1907) Dihhoda özgürlükçü birkaç kişiyle birlikte Avrupa'ya sürgüne gönderildi. Önce Paris'e, daha sonra İsviçre'ye gitti. Yverdon'da Sur-i İsrafil'i üç sayı daha çıkardı (1909). Daha sonra İstanbul'a giden Dihhoda, orada da Surûş adlı Farsça bir dergi yayımladı. Muhammed Ali Şah tahttan indirildiğinde (1909) milletvekili seçilerek İran'a döndü. I. Dünya Savaşı yıllarını sessiz geçiren Dihhoda savaştan sonra Tahran'a gitti ve siyaseti bırakarak kendini bütünüyle bilimsel çalışmalara verdi. Bir süre kültür ve adalet bakanlıklarında görev yaptı. Bir süre de Hukuk ve Siyasal Bilimler fakültelerinin dekanlığını üstlendi (1941). Ölümüne değin bilimsel çalışmalarını sürdürdü. Makaleleri ve çevirileri dışında, Farsçadaki atasözleri ve deyimleri edebi metinlerden seçilmiş örneklerle veren Emsal u Hikem (1929-31, 4 cilt) ve büyük ansiklopedik sözlük olan 190 fasiküllük Lugatname-i Dihhoda (1946-76) en önemli yapıtlarıdır. Lugatname-i Dihhoda Fars dilinin en büyük edebi kitaplarından birisidir. Ölümünden hemen sonra şiirlerini Muhammed Muin Mecmua-yı Eşar-ı Dihhoda (1955) adıyla yayımladı. (Devamı...)