Şablon:GM/2016-06-04

Plazma lambası Nikola Tesla tarafından yüksek voltaj olgusunu araştırmak amacıyla içi boşaltılmış cam tüplerde yaptığı yüksek frekans elektrik akımı deneyleri sonucunda icat edilmiştir. Tesla bu icadını "soy gaz deşarj tüpü" olarak adlandırmıştır.

Genel olarak, plazma lambaları silindir veya küreler içinde bulunurlar. Farklı çeşitleri de mevcut olmakla birlikte, bir plazma lambası, bir cam içinde çeşitli gazların karışımının içinden düşük bir basınçta (0,01 atmosferden düşük), alternatif akım geçirilerek oluşturulan bir transformatördür. Kullanılan gaz karışımları yaygınlıkla helyum ve neon, ancak bazen de xenon ve kripton'dur. Daha küçük boyutlu bir küre ise merkezde elektrot görevi yapar. Plazma lambalarının yakınında elektronik aygıtların bulunması, lambanın yüzeyinin ısınmasına sebep olur. Bununla birlikte, içinde bulunan yüksek voltaj nedeniyle, koruyucu plastik kap içinde bulunsa bile, lamba, elektronik aygıta zarar verebilecek elektriksel boşalmalara sebep olabilir. Ek olarak, cam üzerinde el ya da parmakları uzun süre tutmak, ufak yanıklara sebep olabilir. Plazma lambaları genellikle eşsiz görüntüleri sebebiyle eğlencelik veya oyuncak olarak kullanılırlar. Bunun yanında okulların uygulama laboratuvarlarında da ekipman olarak bulundurulabilirler. Devamı...


John Coltrane ya da tam adıyla John William Coltrane (d. 23 Eylül 1926; Hamlet, North Carolina - ö. 17 Temmuz 1967; Long Island, New York) Amerikalı caz müzisyeni ve saksafoncu.

Kendine özgü saksafon çalma stiliyle ve besteleriyle günümüzde Joshua Redman, Archie Shepp, Jeff Kashiwa ve Stanley Turrentine gibi birçok caz saksafoncusuna ışık tutmuş, çalışmalarına esin kaynağı olmuştur. Coltrane doğumundan itibaren hep müziğin içerisinde olmuştur. Babası birçok enstrümanı çalabilen birisidir ve oğlunun da enstrüman çalmasına yardımcı olmuştur. Zaten liseyi de doğduğu yer olan North Carolina’da bir müzik okulunda okumuştur. Daha sonra eğitimini alto saksafon üzerine sürdürmüştür. 1938 yılının sonlarından başlayarak birkaç ay içerisinde teyzesi, büyükannesi ve dedesi ve son olarak da babası ölür. İkinci Dünya Savaşı’na Amerikan Deniz Kuvvetleri bünyesinde Hawaii’de katılmıştır ve orada da çalmaya devam etmiştir. Savaştan sonra Eddie Vinson Band’de tenor saksafon çalmaya başlar. O günler için şöyle demektedir: “Benim için daha geniş bir dinleme alanı açılmış oldu. Bu sayede 40’larda yapılan birçok şeyi anlama fırsatım oldu. Çünkü önceleri onları sadece duygusal anlamda hissedebiliyordum.” 1955 ile 1958 yılları arasında Miles Davis Quintet’te çalar ve bu grup onun müzikal gelişimini önemli ölçüde şekillendirir. Şöyle demektedir: “Miles’ın müziği, fazlaca bir özgürlük veriyordu bana.” 1960'ta kendi quartetini kurar. Bu quartette piyanist McCoy Tyner, davulcu Elvin Jones, basçı da Jimmy Garrison’dır. Bu grupla sadece kendi kariyerinin değil aynı zamanda caz tarihinin de en önemli albümlerini kaydeder. Bunlar içerisinde 1965 yılında çıkan A Love Supreme albümü en önemlisidir. (Devamı...)