Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümü ve devlet cenaze töreni: Revizyonlar arasındaki fark

Atatürk'ün ölümü
İçerik silindi İçerik eklendi
Volki16 (mesaj | katkılar)
Yeni sayfa: thumb|220px|[[Atatürk,19 Mayıs 1938'de Ankara Stadyumu'nda]] Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlık durumu 1937 yılından itibare...
(Fark yok)

Sayfanın 11.43, 18 Şubat 2008 tarihindeki hâli

Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlık durumu 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı.1938 başlarında Atatürk'ün genel halinde başlayan iştahsızlık ve halsizliğe bir de burun kanamaları ve kaşıntılar eklendi. Vücudunun çeşitli yerlerinde durduk yerde kaşntılar meydana geliyor ve burun kanamaları güçlükle önleniyordu.Bu kaşıntıların Çankaya Köşkü'ndeki karıncalardan meydana geldiği öne sürüldü ve köşk ilaçlamaya alındı,Atatürk de özel bir kür tedavisi için Yalova Termal'e gönderildi..Termal Otel'de,22 Ocak 1938 günü Atatürk'ü muayene eden Dr.Nihat Reşat Belger, karaciğerden kuşkulandı ve Atatürk'e siroz teşhisi koydu.Doktor Belger, Atatürk'e mutlak surette perhiz yapmasını tavsiye etti. Atatürk, Termal Otel'deki tedavisinie bir süre daha devam etti, ancak doktorların bütün itirazlarına rağmen 1 Şubat 1938'de tedaviyi yarıda bırakarak Bursa'ya hareket etti.[1]. Atatürk'ün sağlık durumunun ciddiyet göstermesi hükümeti de telaşlandırdı.Başbakan Celal Bayar,Avrupa'dan iki hekim getirilmesini önerse de Atatürk o günlerdeki Hatay meselesi yüzünden hastalığının dışarıda duyulmasının iyi olmayacağını düşündüğünü belirtti ve bunu reddetti. Türk doktorların kapsamlı bir muayene yapmasını kabul etti. Nihayet 6 Mart 1938 günü beş doktor Çankaya Köşkü'nde Atatürk'e bir konsültasyon yaptılar ve siroz hastalığı teşhisini yinelediler. Atatürk'ün kesinlikle alkolü kesmesi gerektiğini ve yoğun çalışma temposunu biraz düşürmesini istediler. Atatürk bu önerilere olumlu yanıt verdi. Bu muayeneden bir süre sonra Başbakan Celal Bayar'ın tavsiyesi üzerine Paris Tıp Fakültesi'nden Prof.Dr.Noel Fissenger Ankara'ya davet edildi. Fransız doktor Atatürk'ü muayene etti ve diğer doktorların teşhis ve tavsiyeleriyle örtüşen bir tanı-tedavi ortaya koydu.[2]. Atatürk'ün rahatsızlığı ve özellikle Avrupa'dan doktor getirilmesi, dünyada geniş bir yankı buldu. Atatürk'ün ölmek üzere olduğu ve siyasi mirasını kime bırakacağı yönündeki haberler üzerine Atatürk tüm dünyaya sağlıklı olduğunu göstermek istercesine 19 Mayıs 1938 günü Ankara Stadyumu'nda halkın karşısına çıktı. O gün son defa Ankaralılar'ın karşısındaydı,kutlamalar çok parlak geçti hatta o günün anısına Ankara Stadyumu'nun adı 19 Mayıs Stadyumu olarak değiştirildi.[3].

Dosya:Ata-152.jpg
Atatürk,19 Mayıs 1938'de Ankara Stadyumu'nda

Atatürk hemen aynı gün törenden sonra Mersin'e hareket etti. Orada orduları teftiş etti. Yaptıkları işe yaramıştı, dış basında hastalık hatta "ölüyor" tarzı haberler kesildi. Fransızlar Hatay konusunda tüm şartları kabul ettiklerini bildirdiler. Ancak bu seyahat Atatürk'ün hastalığını iyiden iyiye arttırmıştı. Atatürk 26 Mayıs 1938 günü son defa Ankara'dan ayrıldı, İstanbul'a hareket etti.

Atatürk, İstanbul'da 1 Haziran 1938'den 25 Temmuz 1938'e kadar Savarona Yatı'nda kaldı.Yaz sıcakları üzerine tekrar Dolmabahçe Sarayı'na döndü. Bu arada Hatay sorunu da çözüldü ve Türk Ordusu temmuz ayı başlarında Hatay'a girdi.[4]

Atatürk'ün karaciğerindeki rahatsızlık iyiden iyiye artmıştı,doktor Fissenger ve Türk doktorların tekrar yaptıkları muayeneler karında su toplanmaya başladığını gösteriyordu.[5]

5 Eylül 1938 günü Atatürk vasiyetini[6] yazdı ve bütün malvarlığını belirli şartlarla, genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne bıraktı. Kız kardeşine ve manevi çocuklarına, İsmet İnönü'nün çocuklarına para yardımı yapılmasını belirtti. Ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na da belirli miktarlarda yardım yapılmasını istedi.[7]

6 Eylül 1938'de Fransız doktor Fissenger üçüncü defa İstanbul'a geldi. Atatürk'ün karnında biriken su iyice artmıştı. O gün yapılan su alma işlemi ile Atatürk'ün karnından tam 12 litre su alındı.18 Eylül 1938'de Başbakan Celal Bayar, Dolmabahçe Sarayı'na geldi ve dört yıllık ekonomik plan dosyasını Atatürk' sundu. Atatürk ülke ekonomisi için çok önem taşıyan projelerin gerçekleştirilmesi için Türkiye'nin önünde en fazla üç yıl olduğunu, bir dünya savaşı çıkacağını ve bir an önce bu projelerin hayata geçirilmesini istedi.[8]

Dosya:Cumhuriyet11.jpg
Cumhuriyet Gazetesi,11 Kasım 1938 günü Atatürk'ün ölümünü duyuruyor.
Dosya:S6300551.JPG
Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesi

Hastalık gitgidie ilerlemekteydi. Atatürk'ün karnında yeniden su toplanmıştı. Ekim ayında yapılan bir işlemle bu su da alındı.İşlemin ardından 16 Ekim 1938 günü öğleden sonra Atatürk ağır bir komaya girdi. Hükümet, ulusu Atatürk'ün sağlık durumundan haberdar etmek için 17 Ekim 1938'den itibaren Anadolu Ajansı aracılığı ile resmi tebliğler yayınlamaya başladı. Atatürk girdiği komadan 21 Ekim günü çıktı.Büyük Önder çok istemesine rağmen sağlık durumu elvermediği için 29 Ekim 1938 günü Ankara'da cumhuriyetin onbeşinci yıldönümü kutlamalarına katılamadı.Bayram nedeniyle Ankara'da düzenlenen törenlerde Türk Ordusu'na hitaben yazdığı bayram konuşmasını[9] Başbakan Celal Bayar okudu.Atatürk'ün hastalığı ve Dolmabahçe Sarayı'ndan çıkamayışı bayrama hüzün düşürdü.29 Ekim akşamı Ankara'dan dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri Dolmabahçe Sarayı önünden geçerken Atatürk'e büyük sevgi gösterilerinde bulundular.[10] Atatürk'ün TBMM beşinci dönem dördüncü yasama yılını açış konuşmasını da 1 Kasım 1938'de Başbakan Celal Bayar okudu.[11] 7 Kasım 1938 günü üçüncü ve son defa Atatürk'ün karnından su alınması işlemi yapıldı. 8 Kasım 1938 akşamı saat 19.00'da Atatürk doktoru Neşet Ömer İrdelp'e bakarak "aleykümesselam" dedi ve son büyük komaya girdi.[12]

9 Kasım günü ve gecesi bu ağır koma devam etti. Atatürk, 10 Kasım 1938 perşembe sabahı saat 9'u 5 geçe, İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu.[13]. Atatürk'ün ölümü Türkiye'yi yasa boğarken hemen ertesi gün toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Atatürk'ün silah arkadaşı ve 1937'ye kadar başbakanı olan Cumhuriyet Halk Partisi Malatya milletvekili İsmet İnönü'yü 348 milletvekilinin oy birliği ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanlığına seçti.[14]

Atatürk'ün naaşı 16 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı önündeki katafalka konuldu. İstanbul halkı Büyük Önder'in önünden saygıyla geçti. Atatürk'ün cenaze namazı 19 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı'nda Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Şerafettin Yaltkaya tarafından Türkçe dualarla kıldırıldı. Aynı gün çok büyük bir kalabalıkla cenaze Ankara'ya uğurlandı.[15]

21 Kasım 1938'de Ankara'da yapılan büyük bir törenle Atatürk'ün naaşı Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu.Aynı günün akşamı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atatürk üzerine oldukça etkileyici bir radyo konuşması yaptı.[16]

Atatürk'ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir'in yapımına 1944 yılında başlandı.İnşaat aşaması oldukça uzun sürdü ve 1953 ylında tamamlanabildi.Ölümünden 15 yıl sonra 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün cenazesi Ankara Etnografya Müzesi'nden alınarak törenle Anıtkabir'e getirildi ve toprağa verildi.

İlgili maddeler

Dış bağlantılar

Atatürk'ün ölümü ile ilgili gazeteler

Notlar

  1. ^ Can Dündar, Sarı Zeybek, Milliyet Gazetesi, 1994, s:43-53
  2. ^ a.g.e., ss.63-72
  3. ^ a.g.e., s.73
  4. ^ a.g.e., s:76-92
  5. ^ Can Dündar a.g.e., s.95
  6. ^ [1]/[2]
  7. ^ Can Dündar a.g.e., s.103
  8. ^ a.g.e., s.113-120
  9. ^ [3]
  10. ^ a.g.e.,s:135-141
  11. ^ http://www.tekadamdevrimi.com/tekadamdevrimi/tad_hitabeler/tad_meclis5_4.htm
  12. ^ [4]/[5]/Can Dündar, Sarı Zeybek, Milliyet Gazetesi, 1994,s:147
  13. ^ a.g.e., s.154
  14. ^ [6]
  15. ^ http://dosyalar.hurriyet.com.tr/hur/turk/98/11/10/html/ata.htm
  16. ^ http://www.ataturktoday.com/AtaturkGunlugu/KasimNovember/21.htm