Halil (Memlûk sultanı): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k Düzeltme, değiştirildi: imkan → imkân (2) AWB ile
86. satır:
6 Nisan'da surlar etrafında hazırlanmış olan müslüman mancınıkları Akka surlarına ateşe verilmiş yanar maddeler ve taş gülleler savurmaya başladılar. Bu bombardıman 8 gün devam etti. Zaman zaman duvarlar tırmanan Memluklu güçleri ile savunucu Haçlılar şahsi çarpışmalara giriştiler. Bu 8 gün sonunda Memluklular kalenin etrafında mevziler kazmayı tamamladılar ve surlara daha yaklaşmak için sepet örgülü dolu küfeler getirerek mevzileri şehir surlara daha da yaklaştırıp surların tam kenarlarına eriştiler. Meluklu lağımcılar bazı surlar altına dehlizler kazıp bu surları çökertmeye başladılar. Daha hızlı atış yapan küçük mancınıklar da bu mevzilere getirildi. Şehir savunucuları deniz yoluyla Kıbrıs'tan ve Avrupa'dan devamlı takviye almaktaydılar ama savunucu sayısı gene'de Sultan Halil'in büyük ordusun yakında küçük kalmaktaydı. 15 Nişan gecesi Grailly'li John komutasında Tapınak Şövalyeleri birlikleri bir gece huruç hareketine girişti. Hama'lı Suriye ordusuna bu huruç bir sürpriz baskın şeklinde gelmişti ve huruç ordusu onların kampına kadar geldi. Ama bu kampta gece görüş eksikliği dolayısıyla atları çadır iplerine takılıp tökezlemeye başladı. Kendilerini baskından toplayan Suriyeliler bu huruç yapan Haçlı birliklerine hücum edip onlara büyük zayiat verdiler. Birkaç gün sonra Hospitaliter Şövalyelri bir daha gece huruç hareketine giriştiler. Fakat gece çok karanlıktı ve fazla ilerleyemeden Memluklu orduları meşaleler ve ateşler yaparak bu Haçlılar hurucunun sürpriz baskın olmasını önlediler. Bundan sonr Haçlılar gece huruç baskınlarının hiç sonuç vermediğine karar vererek bu türlü hücumlardan kaçındılar.<ref name="runciman3"/>
 
5 Mayıs'ta Kıbrıs Kralı II. Henri 100 süvari ve 2.000 piyade takviye taşıyan 40 kadar gemiyle Kıbrıs'tan Akka'ya geldi. Fakat II. Henri'de Akka savunmasının imkansızlıgginiimkânsızlıggini gördü. Haçlılar iki şövalyeyi Sultan Halil'e eci olarak gönderdiler. Bu iki şövalye Sultan önünde diz çöktüler. Sultan Halil onlara sahri teslim etmek için şehrin anahtarlarını mı getirdiklerini sordu. Şövalyeler şehrin teslim olmayacağını bildirdiler. Ama Sultan'dan şehirde yaşayan sivil halka merhametli davranmasını; Haçlıların daha önce Müslümanlara yaptıkları adaletsizlik ve mezalimi tazminatla karşılamaya hazır olduklarını ve babası Kalavun'la Akka Haçlılarıyla yapılmış olan barış anlatmasını tekrar uygulamaya hazır olduklarını belirtiler. Sultan Halil eğer Akka barışla teslim edilirse kalede bulunan herkesin hayatını bağışlayacağını bildirdi. Ama elçiler bunu kabul etmediler. Tam Sultan ve elçiler konuşmayı bitirmişlerdi ki kaleden atılan büyük bir macınık güllesi Sultan'ın otağının yanına düştü. Sultan Halil buna çok kızıp bunun bir Haçlı komplosu olduğunu ve elçilerin de bundan haberdar olduğunu kabul edip elçilerin katledilmesine emir vermekte iken yanında bulunan Emir Sencer El-Suça elini domuzların kanına bulamayıp onları affetmesini Sultan'dan diledi ve Sultan elçileri geri gönderdi.<ref name="runciman3"/>
[[Dosya:SiegeOfAcre1291BNF.JPG|thumb|sol|1291 Akka Kuşataması'nın Ortaçağlarda hazırlanmış bir resmi]]
 
114. satır:
Akka'yı fethinden bir ay sonra Sultan El-Eşref Halil Sayda kalesini kuşatıp fethetmek üzere Emir El-Sucai komutasında bir askeri birliği kale önüne gönderdi. [[Tapınak Şövalyeleri]] büyük ustaları Theobald Gaudin komutasında Akka direnişinden sonra geriye kalan nispeten küçük şövalyeler gücü ve tarikatın hazinesi sahile 90 m yakın bir ada üzerinde bulunan Sayda kalesine nakledilmişti. Daha Memluklu ordusu kale önüne gelmekte olduğu haberini alan bu ordu daha gelmeden Gaudin Tapınak Şövalyesi hazinesi ile birlikte bir gemi ile Sayda'dan ayrıldı ve Kıbrıs'a yöneldi. Sayda ada kalesinde kalan şövalyelere Kıbrıs'tan takviye güçler göndereceğini de vadetti. Fakat Gaudin bu vaadini gerçekleştirmedi. Memluklu kuşatma birliği kaleyi kuşatınca kalenin savunması orada geride kalanlar tarafından yapılması gerekti. Memluklular karadan 90 m ilerideki adaya doğru denizi doldurmaya başladılar ve böylelikle kara ile adayı birbirine bağlamayı hedef aldılar. Bu gelişmeyi gören şövalye savunucular bir aksam karanlıkta adadaki kaleyi boşaltarak denizden daha kuzeyde bulan [[Tartus]] kalesine kaçtılar. Memluk kuşatma güçlü komutanı Emir El-Sucai 14 Temmuz'da adadaki kalenin yıkılması için emir verdi.<refe>Günümüzde Sayda önündeki ada kale duvarları kalıntı halinde hala bulunmaktadır.<nowiki></ref></nowiki>
 
Sayda'nın fethinden sonra Emir El-Sucai [[Beyrut]] kalesi üzerine yürüdü. Beyrut küçük bir Haçlı askerleri garnizonu ihtiva etmekle beraber Frank Haçlılar için önemli bir ticaret limanı olarak kullanılmaktaydı. Beyrut'ta hüküm süren kadın hükümdar Eschive İbelinli (1253-1312) El-Eşref Halil'in babası olan Sultan Kalavun ile halla geçerli olduğunu sandığı bir barış antlaşması yapmış olduğu için kendinin Memluklu ordusunun hedefi olarak görmemekteydi. Beyrut kalesi önüne gelen Memluklu ordusu komutanı Emir El-Sucai kalesindeki askerlerinin komutanlarını bir görüşme yapmak için yanına çağırdı ve bunların hepsini yakalayıp tutuklattı. Kalede kalan askerler ve elinde kaçma imkanıimkânı olan diğer sivil Hristiyanlar bunun haberini alınca limanda bulunan her türlü gemiye binerek Kıbrıs'a kaçtılar. Böylece Beyrut da El Sucai eline geçti. 31 Temmuz'da şehre giren El-Suaci şehrin kalelerinin ve şehir surlarının yıkılması ve şehirde Katolik Frank Haçlıların kullandıkları katedralin camiye çevrilmesi için emirler verdi
 
[[Hayfa]] limanı 31 Temmuz'da çok az direniş gösterdikten sonra Memluk ordusu eline geçti. [[Tartus]] limanı Emir Bilhin komutasındaki bir meklul birliği tarafından kuşatmaya alındı. Bu kaledeki Haçlılar askerleri şehir önünde 3&nbsp;km denizde bulunan [[Arvad]] adasına kaçtılar. 3 Ağustos'ta Tartus da Memluklular eline geçti. 14 Ağustos'ta Hayfa'nın 13&nbsp;km güneyinde bulunan [[Atlit]] kalesi de bir Memluklu ordusu tarafından ele geçirildi.