Uluslararası ilişkiler teorisi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Düzeltme yapıldı.
düzeltme, yazış şekli: Uluslar arası → Uluslararası AWB ile
7. satır:
 
== Realizm ==
Gerçekçilik ya da politik gerçekçilik [8] kurulduğu günden bu yana baskın disiplin olmuştur. [9] Bu teori, Thucydides, Machiavelli ve Thomas Hobbes'un yazılarına dayanmaktadır. Erken gerçekçilik, savaşlar arası idealist düşünceye bir tepki olarak tanımlanabilir. II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi, realistler tarafından yetersiz idealist düşüncenin kanıtı olarak görülüyordu. Çok sayıda gerçekçilik alanı vardır, ancak temel ilkeler devletçilik, hayatta kalma, bağımsızlık ve kendini geliştirme olarak kalmaktadır.
 
Devletçilik: - Uluslararası arenadaki ana oyuncular ulus devletlerdir. Aksi takdirde, bu teori devlet merkezci olarak adlandırılır. Teori, devlet dışı oyunculara, uluslarüstü politik varlıklara ve uluslararası kuruluşlara başrolün verildiği liberal uluslararası ilişkiler teorilerinden farklıdır.
 
Hayatta Kalma: Realistler, uluslararası siyasi sistemin anarşi tarafından yönetildiğine, yani merkezi bir otoritenin bulunmadığına inanırlar. Sonuç olarak, uluslararası politika, ulusal çıkarların önceliğine dayanan devletler arasındaki güç mücadelesidir.
 
Bağımsızlık ve kendini geliştirme: Realistler, hayatta kalma mücadelesi sırasında mevcut devletlerin hiçbirine güvenilemeyeceğine inanıyorlar. Bu nedenle, öncelikle bağımsız bir politikaya sahip olmak ve ikinci olarak ulusal çıkarları başarılı bir şekilde savunmak için kendini geliştirmek gerekir.
54. satır:
Ayrıca liberalizm realizmin aksine devletler arası etkileşimlerde sadece yüksek siyaset olarak adlandırılan politika/güvenlik/savunma politikalarını işlemekle kalmayıp aynı zamanda ticari firmalar, organizasyonlar veya bireyler vasıtası ile gerçekleşen düşük siyaset olarak adlandırılan ekonomi/kültür/ticaret politikaları da işler. Böylece anarşik uluslararası sisteme rağmen, kültürel başkentlik gibi daha çok işbirliği ve daha geniş güç kavramları için çokça fırsat olduğunu gösterir (örneğin filmler ve onların etkileri, çekildikleri ülkelerin popülaritesini arttırarak ihracat için ona yeni pazarlar oluşturur). Bir diğer varsayım ise mutlak kazançların işbirliği ve dayanışma aracılığı ile sağlanıbilineceğidir.
 
Demokratik barış teorisi, liberal demokrasilerin hiçbir zaman (ya da neredeyse hiçbir zaman) birbirleri ile savaşmadığını ve aralarında az sayıda çatışma olduğunu söyler. Realist teoriler ve bu deneysel iddia şu an siyasal bilimlerdeki en büyük çekişmelerden biri iken, bu durum çelişkili görülebilir. Bugüne kadar demokratik barış teorisinde sayısız açıklama ortaya konmuştur. Demokrasilerin diplomasiyi, demokratik olmayanlardan çok daha farklı yönettiği [[:en:Never_at_WarNever at War|Never at War]] kitabında da tartışılmıştır. (Neo)realistler, Liberaller ile teoride, devletin hükümetine zıt olarak, barış için yapısal sebeplerden bahsetmek konusunda fikir ayrılığı yaşarlar. Bir demokratik barış eleştirmeni olan Sebastian Rosato, Amerika'nın demokratik barışa meydan okumak için Soğuk Savaş zamanında Latin Amerika'daki sol eğilimli demokrasilere karşı olan tavrına dikkat çekiyor. Bir diğer argüman ise karşılıklı ekonomik bağlılığın, ticaret ortakları arasında bir savaş çıkarmasının çok uzak bir ihtimal olduğu yönündedir.<ref>{{dergi kaynağı|ad1=Dale|soyadı1=Copeland|başlık=Economic Interdependence and War: A Theory of Trade Expectations|dergi=International Security|tarih=1996|cilt=20|sayı=4|sayfalar=5-41}}</ref> Buna karşın realistler ise bu bağlılığın ortaklar arasında sorun çıkma ihtimalini azaltmaktansa arttıracağına savunurlar.
 
=== Neoliberalizm ===
66. satır:
==İnşacılık (Konstrüktivizm)==
 
Yapılandırmacılık neorealistlerin ve neoliberallerin fikirlerine şüphe uyandıran bir teori olarak anlaşılmaktadır. Yapılandırmacılığın temel ilkesi, uluslararası politikanın tartışmasız fikirler, kolektif değerler, kültür ve sosyal kimlikle şekillendiği inancıdır. Yapılandırmacılık, uluslararası gerçekliğin, maddi dünyaya (sosyalizme yakın fikirler) yeni bir anlam veren toplumsal değerler temelinde yaratıldığını kanıtlamaktadır. Bu teori, uluslararası ilişkilerin bilimsel yöntemi ve yeni uluslararası güçlerin oluşumunda teorilerin rolü etrafındaki anlaşmazlıklar temelinde ortaya çıkmıştır.
 
Realistlerin ve liberallerin Soğuk Savaş'ın sona ermesini öngörmedeki başarısızlığı, yapılandırmacıların güvenilirliğini önemli ölçüde artırdı. Yapılandırmacılık, uluslararası ilişkilerin sosyal bir yapı olduğu gerçeğine odaklanarak, uluslararası ilişkilerin analizinde liberalizmin ve gerçekçiliğin geleneksel istatistiksel yaklaşımını eleştirmektedir. Uluslararası ilişkilerde gerçekçilik esas olarak güvenlik ve maddi güçle ilgilenirken, liberalizm daha çok ekonomik karşılıklı bağımlılık ve devletlerin iç politika faktörleri ile ilgilenirken, yapılandırmacılık en çok uluslararası ilişkiler sistemindeki fikirlerin rolünü analiz etmeye odaklanmıştır. “Fikirler” ile yapılandırmacılar, amaçları, tehditleri, korkuları, kimlikleri ve uluslararası ilişkilerin devletlerini ve devlet dışı nesnelerini etkileyen algılanan gerçekliğin diğer unsurlarını kasteder. Yapılandırıcılar, ideolojik faktörlerin genellikle uzun vadede hedefleri ve sonuçları olduğuna inanırlar ve bu, materyalist teorilere (gerçekçilik, liberalizm) göre bir avantajdır. Örneğin, yapılandırmacılar, ABD ordusunda bir artışın Küba veya Rusya'da (tarihsel olarak düşman devletler) olumsuz algılanma olasılığının daha yüksek olduğunu, Kanada ve Büyük Britanya'da (tarihi ABD müttefikleri) bunun olumlu algılanacağını belirtiyorlar. Sonuç olarak, aynı olgunun uluslararası ilişkilerdeki algısı, devletlerin bulunduğu koşullara bağlı olarak değişebilir. Dahası, yapılandırmacılar anarşiyi uluslararası ilişkiler sisteminde sürekli bir tutarlılık olarak görmezler, Alexander Wendt'ın sözleriyle bu fenomenin aşırı tutarsızlığını ve öznelliğini kanıtlarlar: “Anarşi, devletlerin yaptığı şeydir. Yapılandırıcılar ayrıca sosyal normların zaman içinde uluslararası politikaları ulusal güvenlik meselelerinden (realistlerin temel kavramı) çok daha önemli bir şekilde şekillendirdiğine ve değiştirdiğine inanmaktadır.İnşacılık ya da sosyal inşacılık neo-liberal ve neo-realist uluslararası ilişkiler teorisine bir meydan okuma olarak tarif edilmektedir. Michael Barnett inşacı uluslararası ilişkiler teorilerinin fikirlerin uluslararası yapıyı tanımlaması, bu yapının devletlerin çıkar ve kimliklerini tanımlaması ve devlet ile devletdışı aktörlerin bu yapıyı yeniden üretmesi ile ilgilendiğini belirtir. Emanuel Adler, inşacılığın rasyonelist ve yorumlayıcı (interpretetive) teoriler arasında orta bir zemin kapladığını belirtir. Realizm veya liberaliz teorilerinin Soğuk Savaş'ın sona ermesini öngörme konusundaki başarısızlıkları, inşacı teorinin güvenilirliğini arttırmıştır. Yapılandırmacı teori geleneksel uluslararası ilişkiler teorisinin statik varsayımlarını eleştirir ve uluslararası ilişkilerin bir toplum yapı olduğunu vurgular. İnşacılık, uluslararası ilişkiler teorilerinde rasyonalist ontolojik temeli eleştiren bir teoridir. İnşacı teoriyi benimseyenler, "fikirler" ile uluslararası sistem içindeki devlet ve devlet dışı aktörleri etkileyen tehditler, korkular, kimlikler ve diğer gerçeklik algısı etkenlerinden bahsetmektedir.İnşacılar, bu düşünsel faktörlerin genellikle çok kapsamlı etkilere sahip olduğuna ve onların materyalist güç endişelerinin üstüne çıkabileceklerine inanırlar.
108. satır:
 
== Post-Modernizm ==
Post-Modern uluslararası ilişkiler yaklaşımları 1980'den beri uluslararası ilişkiler biliminin bir parçası olmuştur. Post-Modernist yaklaşım uluslararası ilişkiler kritik üst anlatı ve geleneksel uluslararası ilişkilerin doğru ve tarafsızlık ifşa etti. Uluslar arasıUluslararası ilişkilere postmodern yaklaşımlar eleştirel bir biçimde metander ve NP'nin geleneksel iddialarını hakikat ve tarafsızlık olarak kınıyor. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında felsefe, sanat ve edebiyatta tüm formları, kuralları ve doktrinleri inkâr eden ve bunları sentetik ve karışık bir şekilde sunan bir eğilimdir. Modern dünyada, bilgi teknolojisinin gelişmesinin bir sonucu olarak, daha da gelişti ve dünyanın lider trendi haline geldi.
 
Modernizm bir zamanlar klasik, akademik değerleri inkar edip yeni sanatsal formlar yarattığında, postmodernizm ("modernden sonra" için Almanca) da modernizmi inkâr eder ve edebiyattaki unsurların kaosunu ve çeşitliliğini yaratır. Postmodernist Amerikalı yazar John Bart'a göre, postmodernizm geçmiş kültürden meyve suyu alan sanatsal bir deneyimdir.