Safevîlik: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
InternetArchiveBot (mesaj | katkılar)
Rescuing 1 sources and tagging 0 as dead.) #IABot (v2.0
21. satır:
Sonuçta Şeyh Cüneyd, babasını ölümüyle tarikat liderliğine geçmesinden bir yıl sonra<ref name="ds148">Douglas E. Streusand, Ateşli Silahlar Çağında İslam İmparatorlukları: Osmanlılar, Safeviler, Babürlüler, Sh.: 148</ref> 1448 yılında Erdebil’den ayrılmak zorunda bırakılmıştır.<ref name="su23">Sıtkı Uluerler, Sh.: 23</ref>
 
Erdebil’den sürgün edilen Şeyh Cüneyd buradan önce [[Erbil]]’e gitmiş, bölgenin önemli şeyhlerinden sayılan Şeyh Erbili’nin kızıyla evlenmiştir. Ancak bir süre sonra davranışlarına gösterilen tepkiler nedeniyle Erbil’den ayrılmak zorunda kalmıştır.<ref>S. Ahmadov, Sh.: 59, 60</ref> Buradan ayrılarak geniş taraftar kitlesinin olduğu Anadolu’ya gitmiştir.<ref name="fs74">Faruk Söylemez, [http://sbedergi.erciyes.edu.tr/sayi_17/05_soylemez.pdf Anadolu’da Sahte Şeyh İsmail İsyanı] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20190214215729/http://sbedergi.erciyes.edu.tr/sayi_17/05_soylemez.pdf |date=14 Şubat 2019 }} Sh.: 74</ref> Anadolu’ya gitmesi, tarikatın kurucusu Şeyh Safiyüddin döneminde bile Erdebil’e Anadolu’dan hatırı sayılır bir mürit topluluğunun gelmesiyle ilgili olmalıdır. Hatta Şeyh Safiyüddin’nin Anadolu’dan gelen Türkmenlere saygı gösterdiği, Anadolu’da müritleri bulunduğu, bunlar içinde en önemlisinin Şeyh Abdurrahman Erzicani olduğu kaydedilmiştir. Sonraki şeyhler zamanında bu durum daha da gelişme göstermiştir.<ref>Bilal Dedeyev, [http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt1/sayi5/sayi5pdf/dedeyev_bilal.pdf Safevi Devleti ve Osmanlı Devleti İlişkileri] Sh.: 207, 208</ref> Şeyh Cüneyd, bu duruma dayanarak Anadolu’da kendisine askeri bir maiyet oluşturmuştur.<ref name="ds148"/> Bu askeri maiyeti, Ali’nin soyundan geldiğini söyleyerek buna hemen inanan geniş kitlelerden sağlamıştır.<ref name="dlk59"/>
 
Şeyh Cüneyd, Anadolu’ya gelince Osmanlı Padişahı [[II. Murat]]’tan dirlik ister. Padişah, elçi olarak gelen müritlere bin [[akçe]] yolluk, şeyhlerine verilmek üzere iki yüz [[florin]] ya da [[duka]]<ref name="fs74"/> göndermesine karşın Anadolu’da yerleşmesine izin vermemiştir. Bu olay muhtemelen 1449 -1450 civarında meydana gelmiştir.<ref>Rustam Shukurov, Şeyh Cüneyd Safevi'nin Trabzon Seferi, Sh.: 149</ref> Siyasi hedefi muhtemelen sır değildi. Çağdaş Akkoyunlu yazarı Feyzullah, Şeyh Cüneyd ve oğlu Şeyh Haydar’ı “dervişlik külahını hükümdarlık tacı ile değiştirmek” istemekle suçlamaktadır.<ref name="sa58">S. Ahmadov, Sh.: 58</ref> Zaten bir süre sonra, [[II. Mehmet]] döneminde (1451 – 1481) Erdebil Dergahı’na gönderilen çerağ akçesi gönderilmez olmuştur.<ref name="zz420">Yusuf Küçükdağ, Bilal Dedeyev, [http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt2/sayi6pdf/kucukdag_dedeyev.pdf Safevilerin Nesebine Farklı Bir Bakış] Sh.: 420</ref> Böylece Osmanlı topraklarından ayrılan Şeyh Cüneyd, Osmanlı’yla çok uzun zamandır çatışma halinde olan [[Karamanoğulları|Karamanoğlu]] topraklarına, Konya’ya gitmiştir. Konya’da ikametine izin verildi. Birçok Karaman ili oymakları [[Babailik|Babai]] geleneğine yakındır. Konya’da bir Sünni tekkede ağırlanır. Fakat tekkenin şeyhi, bölgede önemli bir din büyüğü olarak görülen Şeyh Abdullatif<ref name="sa58"/> “bu inançla sen kafir oldun” diyerek eleştirmiş, Karaman Beyi [[Karamanoğlu II. İbrahim Bey|İbrahim Bey]]’e rapor eder, “Muradı sofuluk değildir, şeriat bozup kendi beylik ister” demektedir. Durumunun tehlikede olduğunu göre Şeyh Cüneyd, Toroslar’daki [[Varsak Türkmenleri]]’ne sığınmıştır. Ancak Konya’dan yakalanma emri gelince bir kısım Varsak Türkmeni ile birlikte yine kaçar. İskenderun Körfezi’ne bakan dağlarda Haçlılar’dan kalma bir yıkık bir kaleye yerleşip burayı karargâh edinir. [[Memluklar|Memluk]] hakimiyetindeki Suriye’de, Cebel-i Arus hakiminden kiralamışlardır.<ref>Teber, Sh.: 61</ref> [[Şeyh Bedrettin]]’in yandaşlarının bir kısmının da bu kaleye geldikleri, tarikata katıldıkları ileri sürülmektedir.<ref name="dlk60"/><ref name="da22023">Doğan Avcıoğlu, Türklerin Tarihi Beşinci Kitap, Sh.: 2202, 2203</ref></ref> Burada da bir süre sonra Suriye, Irak ve Anadolu’dan çok sayıda insan gelip şeyhe katılmaktaydı. Anadolu’dan [[Rafizilik|Rafizi]] gruplardan gelenler çoğunluktadır. Ne var ki [[Memluklar]], “ülkede Deccal çıktı” söylentileri üzerine asker göndermiştir. Memluk askerleriyle yapılan çatışmada Şeyh Cüneyd yenilir, yetmiş adamı öldürülür, bunların 25’i Bedreddin ayaklanmalarına katılmış olan adamlardandır, kalan çok az sayıdaki adamlarıyla birlikte kuzey yönünde çekilerek kurtulur. Etrafa “Beni isteyen kişi Canik’te bulsun” haberi salarak [[Canik]]’e gider. Taht kavgaları içindeki güçsüz [[Trabzon İmparatorluğu|Trabzon Rum İmparatorluğu]] üzerine gazaya çıkmak için çevre Türkmenleri arasından asker toplar. Yine de ancak birkaç bin adam toplayabilir.<ref>Teber, Sh.: 62 ve dipnot</ref> Yanındaki Türkmenler, Toroslar’dan Varsak Türkmenleri, [[Canik]] dolaylarından Çepni Türkmenleridir. Muhtemelen hükümdarlığını burada kurmayı amaçlamaktadır.<ref name="fs141"/><ref name="da22023"/> Buralar Hıristiyan topraklarıdır, bu yüzden çevredeki Müslüman hükümdarlar duruma seyirci kalacaklardı. “Cihat sancağı” açtı ama ancak birkaç bin adam toplayabildi. [[Akçakale]]’yi 1456 yılında almış, üzerine gönderilen bir askeri birliği bozmuş ve Trabzon önlerine gelmiştir. Fakat günler süren saldırılarda kente girmeyi henüz başaramamıştı. Bu gelişme üzerine Osmanlı Rum Beylerbeyi Hızır Bey kuvvetlerinin geldiği haberi alınınca Şeyh Cüneyd çekilmek zorunda kalmıştır.<ref>Kenan İnan, [http://sbedergi.erciyes.edu.tr/sayi_14/09_inan.pdf Trabzon’un Osmanlılar Tarafından Fethi] Sh.: 73</ref><ref>Teber, Sh.: 62, 63</ref> Muhtemelen Umutlarını büyük ölçüde kaybeden Şeyh Cüneyd’in, yeni bir hedef belirlemek için pek seçeneği de kalmamıştır. Anadolu’yu tekrar kuzey – güney doğrultusunda geçip Diyarbakır’a, [[Akkoyunlular|Akkoyunlu]] hükümdarı [[Uzun Hasan]]’a gitmiş, buluşma sağlanıncaya kadar [[Hasan Keyf]] dolaylarında kalmıştır.<ref name="t63">Teber, Sh.: 63</ref> Osmanlı tarihçilerinden [[Aşıkpaşazade]]’ye göre önce iyi karşılanmamıştır.<ref group=not>Bir günümüz kaynağında ise Uzun Hasan’ın sarayında çok büyük saygıyla karşılandığı, onuruna bir ziyafet düzenlendiği belirtilmektedir. S. Ahmadov, Sh.: 63</ref> Uzun Hasan’a, “[[Cihan Şah]] gibi düşmanın var, benim silahlı 20 bin sufiye gücüm yeter, ben de sana yardımcı olayım” teklifinde bulunmuştur. Bu 20 bin rakamının ne kadar bir abartma olduğu bilinmez, ne var ki Uzun Hasan’ın gücü 5-6 bin süvariyi ancak bulduğu düşünülürse Şeyh Cüneyd’in hatırı sayılır bir kuvveti olduğu varsayılmış olmalıdır.<ref>D. Avcıoğlu, Sh.: 2203</ref> Uzun Hasan, Şeyh Cüneyd’in kontrol edebileceği askeri güç konusunda ikna olmuş olmalı ki, kız kardeşi Hatice Begim ile evlendirmiştir.<ref name="da2205"/> Bu evlilikte Uzun Hasan’ın bir amacı da Şeyh Cüneyd’i bu sayede kontrol altında tutabilmek, kendisine yönelik bir tehdit oluşturmasını böylece engellemek olabilir. Nitekim Akkoyunlu Devleti’ni bitiren yine Safevi şeyhleri olmuştur.<ref>S. Ahmadov, Sh.: 63</ref> Bu evlilik Şeyh Cüneyd’in bir devlet kurmak şeklindeki amacı için çok önemli bir atlama taşı sağlamıştır. Artık güçlü bir sultanın desteğine sahiptir. Üstelik bu akrabalık bağı, Sünni – Şii ittifakı olarak görülebilmektedir.<ref name="s61">S. Ahmadov, Sh.: 61</ref> İlginçtir ki, tebaası içinde önemli bir Şii nüfus olan, kendisi de Şii inançlara güçlüce bağlı olan Şah Cihan, Şeyh Cüneyd’i tarikat liderliğinden men edip sürgüne gönderirken, katı Sünni olan Uzun Hasan onunla, akrabalık bağıyla güçlendirilmiş bir ittifak kurmuştur.<ref name="t63"/>
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Safevîlik" sayfasından alınmıştır