Babaî Ayaklanması: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Makedon (mesaj | katkılar)
k Kastedilen "kaynaklar", bibliyografi değil. 20. yüzyılda yazılmış pek çok çalışma var bu kaynakların arasında, 21. yüzyıl daha dünkü olay.
3. satır:
 
== Kaynakça ==
Günümüze ulaşan kaynaklar esas olarak [[Farsça]] kaleme alınmış bir Müslüman çalışması ile biri [[Latince]], diğeri [[Süryanice]] olmak üzere iki Hristiyan kitabıdır. Ortaçağ kaynaklarından diğerleri birkaç cümlelik bilgiler vermektedir. Üçüncü el kaynakçakaynaklar ise daha fazla bilgi içermektedir.<ref>Ahmet Yaşar Ocak, sh.: 21</ref> 21. yüzyıldaGünümüzde ise konu üzerine yerli ya da yabancı pek çok çalışma vardır. Ayaklanmanın niteliği konusunda ise araştırmacılar oldukça geniş bir yayılım içinde değerlendirme yapmaktadırlar. Yalın olarak bir “Türkmen isyanı” olan ayaklanmayı [[Marksist]] araştırmacılar, bir “köylü isyanı” olarak, bir [[sınıf mücadelesi]] olarak tanımlamaktadır. Diğer yandan tarihte böyle bir olayın gerçekleşmediği, Türkmenlere düşman Anadolu Selçuklu yöneticilerinin Türkmenleri suçlamak için uydurdukları bir söylence olduğu ya da Alevi Türkmenleri imha etmek isteyen Sunni Anadolu Selçuklu idarecilerinin katliamı olarak anlatan tarihçiler vardır.<ref>Ahmet Yaşar Ocak, sh.: 9, 40 - 51</ref>
 
21. yüzyılaGünümüze ulaşan kaynakçakaynaklar içinde en önemlisi sayılan [[İbn Bibi]]’nin [[el-Evâmirü'l-Alâiyye fi'l-umûri'l-Alâiyye]] adında bir eseri vardır. Anadolu Selçuklu sarayında görev yaptığı ve dönemin olaylarına bizzat tanık olduğu için çok önemli ayrıntılar vermektedir. Birinci elden bir kaynak olmasına karşın, yüksek bürokrat ve Anadolu Selçuklu resmi tarihçisi misyonu nedeniyle tarafsızlığı tartışma götürmektedir. Örneğin Türkmenler hakkında yazdıkları son derece olumsuz satırlardır. Hatta peygamberlik iddiasında olduğu savı da İbn Bibi’nin Türkmenlere karşı düşmanca duygularından kaynaklandığı ileri sürülmektedir.<ref>Ahmet Yaşar Ocak, sh.: 22 - 119</ref> İranlı bir aileden gelen İbn Bibi’nin babası [[Harzemşahlar|Harzem]] sarayında bürokrat olarak hizmet görmüş, Moğol istilası nedeniyle Anadolu’ya gelmiştir. İbn Bibi, I. Alaeddin Keykubat’ın daveti üzerine Anadolu Selçuklu hizmetine girmiştir. Söz konusu eserini, Eski baba dostu İlhanlı tarihçisi Alaüddin Atamelik Cüneyvi’nin direktifi üzerine yazmaya başlamıştır. Cüneyvi’nin İlhanlı sarayı hizmetinde ve İran’da İlhanlı hakimiyetini meşrulaştırmayı amaçlayan bir aile dostu olması nedeniyle İbn Bibi de onun çizgisine içeriğine, tarzına ve amacına uygun bir eser yazmak zorundaydı. Sadece Cüneyvi’ye yakınlığı dolayısıyla değil, Anadolu’daki noyanlarla da yakın temas halinde olmasından ötürü Moğol işgaline sempatik görünmek zorundadır. Öyle ki eserinin bir yerinde İlhanlı hakimiyeti zamanını kastederek “tüm rum ülkesine (Selçuklu ülkesi) bolluk, bereket ve asayiş gelmişti” demektedir.<ref>Mustafa Uyar, [https://www.academia.edu/38079842/K%C3%96SEDA%C4%9E_SAVA%C5%9EI_NI_YEN%C4%B0DEN_DE%C4%9EERLEND%C4%B0RMEK_%C4%B0LHANLI_D%C3%96NEM%C4%B0_TAR%C4%B0HYAZICILI%C4%9EI_BA%C4%9ELAMINDA_B%C4%B0R_SAVA%C5%9EIN_ANATOM%C4%B0S%C4%B0 Kösedağ Savaşı’nı Yeniden Değerlendirmek: İlhanlı Döneminde Tarihyazıcılığı Bağlamında Bir Savaşın Anatomisi] sh.: 326,</ref>
 
Latince kaynak olan Simon de Saint-Quentin’in çalışması orijinalde günümüze ulaşmamıştır. Elimizdeki eser bir Fransız tarihçinin büyük kısmını kendi çalışmasında vermesine dayanır. Daha sonra fransızca olarak Histories des Tartares adıyla yayımlanmıştır. Saint-Quentin, Moğollar’a Hıristiyanlığı anlatmak görevi verilen bir [[Dominiken]] misyoner grubunda, doğu dillerini çok iyi bildiği için yer almıştır. Anadolu’da birkaç yıl kalmıştır.<ref>aAhmet Yaşar Ocak, sh.: 23</ref>