Muhammed Abdüsselam: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
Khutuck Bot (mesaj | katkılar)
k Kaynaklar ve referanslarda düzenleme
24. satır:
| ek_bilgi = [[Bilim]] alanında Nobel ödülünü kazanan ilk Müslüman bilim adamı.
|öğrenim = [[Pencap Üniversitesi (Pakistan)|Pencap Üniversitesi]]<br>[[Hükümet Koleji Üniversitesi (Lahor)|Hükümet Koleji Üniversitesi]]<br>[[Aziz John Koleji, Cambridge]]}}
'''Muhammed Abdüs Salam''' (Punjabi, Urdu: محمد عبد السلام‎; okunuşu [əbd̪ʊs səlɑm]; d. [[29 Ocak]] [[1926]] - ö. [[21 Kasım]] [[1996]]), [[elektrozayıf etkileşim]] ile ilgili çalışmalara katkılarından dolayı 1979 yılında [[Nobel Fizik Ödülü]]nü paylaşan kuramsal [[fizik]]çidir. Kendisi Nobel Ödülü kazanan ilk [[Pakistan]]'lı ve [[Mısır]]'lı [[Enver Sedat]]'tan sonra Nobel Ödülü kazanan ilk [[müslüman]] olmakla birlikte fen alanında bu ödülü kazanan ilk müslüman olmuştur.<ref name="NobelBio">{{Web kaynağı | url = http://nobelprize.org/nobel_prizes/physics/laureates/1979/salam-bio.html | titlebaşlık = Abdus Salam Nobel Prize in Physics Biography | yayıncı = Nobelprize.org | datetarih = 21 NovemberKasım 1996 | erişimtarihi = 9 DecemberAralık 2012 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150515031856/http://www.nobelprize.org:80/nobel_prizes/physics/laureates/1979/salam-bio.html | arşivtarihi = 15 Mayıs 2015}}</ref>
 
Salam 1960'tan 1974’e kadar Pakistan hükümetine bilim danışmanlığı yaptı ve bu önemli rol Pakistan'ın altyapısına büyük katkı sağladı. Salam kuramsal ve [[parçacık]] fiziğindeki önemli gelişmelerden ve katkılarından sorumlu olmanın yanında ülkesindeki bilimsel araştırmaları en yüksek seviyeye çıkarmakla da yükümlüydü. Salam [[SUPARCO]]’nun kurucu müdürüydü ve [[Pakistan Atomik Enerji Komisyonu]]’nda (PAEC) Kuramsal Fizik Grubu’nun yönetiminden sorumluydu. Bilim danışmanı olarak Salam, [[nükleer enerji]]nin barışçıl kullanılmasında ve 1972’de Pakistan’ın atom bombasını geliştirmesinde tamamlayıcı bir rol oynadı ve onun gözetiminde çalışan bilim adamları tarafınca  bu programın “bilimsel babası” olarak görüldü. 1974 yılında Pakistan Parlamentosu [[Ahmediyye]] Müslüman Topluluğu’nun kafir olduğunu beyan eden belgeyi yayınladıktan sonra Selam, ülkesinden protestolarla ayrıldı. Ölümünden sonra bile, ülkesinin en nüfuzlu bilim adamlarından sayıldı. 1998 yılında, Pakistan’ın [[nükleer]] testleri sonrası, Pakistan Hükümeti Salam’ın hizmetlerini onurlandırmak için onun anısına bir hatıra pulu bastırdı.
77. satır:
Muhammed Abdus Salam dindar bir Müslüman olarak bilinirdi ve bilimsel çalışmalar yapmaya yönelmesinin esas sebebinin de din olduğunu söylemişti. Pakistan'da taraftarları olan [[Kadıyanilik]] (diğer bir adıyla Ahmediye) akımına bağlıydı. Bir yazısında "''Kur'an-ı Kerim bize Allah'ın koyduğu kuralları ve doğa kanununun doğruluğunu derinlemesine düşünmemizi emreder; ancak neslimizin Yaradan'ın tasarımını bir an olsun görebildiği için ayrıcalıklı olduğunu düşündüğümde, lütuf ve ihsanı için naçizane biçimde O'na şükrediyorum.''" demiştir. [[Nobel Fizik Ödülü]] için yaptığı kabul konuşmasında, Salam [[Kur'an-ı Kerim]]'in [[Mülk Suresi]]'nden üçüncü ve dördüncü ayetlerini okumuştur:
 
{{Alıntı|O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.<ref name="The Nobel Prize in Physics 1979 - Banquet Speech">{{Web kaynağı | url = http://nobelprize.org/nobel_prizes/physics/laureates/1979/salam-speech.html | titlebaşlık = The Nobel Prize in Physics 1979 – Banquet Speech | yayıncı = Nobelprize.org | datetarih = 10 Aralık 1979 | erişimtarihi = 9 Aralık 2012 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20151117023106/http://www.nobelprize.org/nobel_prizes/physics/laureates/1979/salam-speech.html | arşivtarihi = 17 Kasım 2015}}</ref>}}
 
Ardından konuşmasını şöyle sürdürmüştür:"''Bu aslında tüm fizikçilerin inancıdır; araştırmamızda ne kadar derinine inersek o kadar merak duyarız, gözümüzü diktiğimiz parıltı da o derece artar.''"