Afrika Kraliçesi (film): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Oyuncu kadrosu: düzeltme AWB ile
→‎Konusu: düzeltme AWB ile
47. satır:
 
== Konusu ==
[[İngilizler|İngiliz]] [[Protestanlık|Protestan]] [[misyoner]]ler Rose Sayer (Katharine Hepburn) ve erkek kardeşi Samuel Sayer (Robert Morley) [[1914]]'te [[Almanlar|Alman]]ların egemenliğindeki [[Doğu Afrika]]'da bir yerli köyünde görev yapmaktadırlar. [[Kanada]]lı kaptan Charlie Allnut (Humphrey Bogart) ise külüstür çatanasıyla nehir boyunca posta ve malzeme taşımaktadır. Evde kalmış bir kız kurusu olan Rose Sayer ne kadar otoriter ve kuralcı ise, alkolik kaptan Charlie Allnut da bir o kadar derbeder ve kural tanımaz bir insandır. Misyoner kardeşler her seferinde bu pasaklı ve berduş kaptanın kaba saba davranışlarına katlanmak zorunda kalırlar.
 
Sonunda İngiltere ve Almanya arasında beklenen savaş patlak verince Charlie misyonerleri uyarır ve köyü terketmelerini önerir. Tehlikeyi küçümseyen Samuel ve Rose önce bunu reddederler. Ancak Alman askerleri köyü yakıp köylüleri sürmeye başlayınca durumun ciddiyetini anlarlar. Samuel maruz kaldığı şiddet sonucunda aklını yitirir ve ölür. Rose ise Charlie'nin teknesine biner ve birlikte oradan uzaklaşırlar. Amaçları "Bora" adı da verilen "Ulanga Nehri" boyunca ilerleyerek büyük göle varmaktır. Gölün karşı kıyısındaki [[Kenya]]'ya da ulaşabilirlerse özgürlüklerine de kavuşmuş olacaklardır. Ancak 10 metre boyunda ve 30 yaşındaki bu külüstür buharlı tekneyle çıktıkları yolculukta onları sayısız tehlikeler beklemektedir. Nehir boyunca karşılarına çıkan akıntılar, [[çavlan]]lar, fırtına ve yağmurlar, parazitler ve vahşi hayvanların yanı sıra Almanlara ait bir kontrol noktasında silahlı tacize uğrarlar, motor [[şaft]]ları ve pervaneleri kırılır ve sonunda nehrin göle açılan sazlıklarla kaplı [[Delta (coğrafya)|deltasının]] karmaşık labirentlerinde sıkışır kalırlar. Tam umutlarını kaybetmişken aniden başlayan sağnak yağış tekneyi saplandığı çamurdan kurtararak göle atar. Ancak sevinçleri pek uzun sürmez, çünkü gölde devriye gezen Alman torpido botu "Luisa" ile burun buruna gelmişlerdir. Derhal geriye dönerek sazlıkların arasına saklanırlar.