Osmanlı-Kutsal İttifak savaşları: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Yeni Üye (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
219. satır:
</blockquote>
 
Ertesi yıl 1698de Avusturya ordusu ilkbahar, yaz ve güz mevsimlerinde hiç önemli savaş harekatına girişmedi. Bunun ana nedeni Avusturya İmparatorluk devlet hazinesinin askeri harekatlar, kuşatmalar ve muharebeler sonucunda tamtakır olması ve askeri harcamalar için yeni mali kaynak bulmanın imkansız olması gelmektedir. Yaz 1698 döneminde Avusturya ordusu askerleri sanki yaz tatilindeymişler gibi eli boş kaldılar. Fakat ordunun seçme bindirilmiş piyadeler ("dragoner") alaylarının ikisinde büyük bir isyan çıktı. Bu isyanda askerler subaylarını yakalayıp tutukladılar ve bunları isteklerini karşılamak için rehine kullanmaya hazırlandılar. Fakat başkomutan olan Prens Eugene isyancıları gayet sert olarak ve isyancılara karşı hiç acımasız olarak ordusunda çıkan bu asker ayaklanmasını bastırdı. Bu iki alay içinde olan isyancı askerden tek birini bile affetmedi. İsyanın elebaşısı olan 12 askeri kurşun dizdirerek ve 20 askeri astırarak idam ettirdi. Diğer isyancı askerlerin hepsine meydan dayağı cezası vererek bu cezayicezayı merhametsizcesine uygulattı. Bu ceza uygulamasından kaç askerin öldüğü; kaçının kötürüm olduğu belgelerde bulunmamaktadır.<ref name="dewiki"/>
 
Avusturya İmparatoru [[Leopold]] Avrupa'da beklenen değişmelere de dikkatini çektiği için "Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları"'nın biran evvel uygun bir barış antlaşması ile sona erdirmeyi çok istediği anlaşılmaktadır. Avrupa'da yakın bir gelecekte ortaya çıkması gayet muhtemel olan sorun aklen, fiziksel olarak ve psikolojik bakımdan engelli olan ve hiç erkek çocuğu bulunmayan İspanya Kralı [[II. Carlos]]'un yerine kimin gelip İspanya Kralı olacağı idi. İspanya Krallığına en uygun iki varış bulunmakta idi ve bunların ikisi de İspanya krallığı yapmış olan [[III. Felipe]]'nin torunu ve [[IV. Filipe]]'nin damatları idi. Bu iki muhtemel varislerden biri Avusturya İmparatoru Leopold idi ve diğeri Fransa Kralı [[XIV. Louis]] idi. Bu iki hükümdar da diğerinin İspanya Kralı olmasını kabul edilmez ve savaş gerektirecek bir durum olarak görmekteydiler. Bunun için Avusturya İmparatoru Leopold yakın gelecekte Fransa'ya karşı batı Avrupa'da mutlaka savaşacağını bilmekte idi.<ref>Gerçekten de II. Carlos'un veliaht bırakmadan 1700'de ölümü Batı Avrupa'da ve denizaşırı kolonilerde büyük değişmelere neden olacak [[İspanya Veraset Savaşı]]'nın 1702 çıkmasına neden oldu ve bu savaş 1715'e kadar devam etti.</ref> Doğu Avrupa'da yapılmakta olan Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları'nı en erken bir zamanda sona erdirmek istemekte idi.<ref name="norwich"/>
234. satır:
İngiltere ve Hollanda Viyana'da imparatorun müteffiklerini barış yapılması hususunda Avusturya ile anlaşmasını sağladığı haberini Osmanlı devleti nezdindeki elçilerine ulaştırdılar. Böylece İngiltere’nin İstanbul büyükelçisi William Paget ve Hollanda büyükelçisi Jacobüs Colliers Edirne’ye gittiler ve orada Sadrazam Amcazâde Hüseyin Paşa ile müzakerelerde bulunarak barış hususunda aracılık yapabileceklerini bildirdiler.<ref name="TDV"/>
 
Esasen barış yanlısı olan Sadrazam bu sefer Sultan II. Mustafa ile görüştü. Sultan II. Mustafa barışa ancak Osmanlılar tarafından kaybedilen arazilerin hiç olmazsa bir kısmının geri verilmesi halinde yanlı olacağını yoksa barış müzakerelerin aleyhinde olduğunu bildirdi. Fakat Sadrazam bunun ancak son mağlubiyetten sonra askeri zorla olamıyacağınıolamayacağını Padişaha inandırdı ve II. Mustafa barış müzakerelrin açılmasına ikna oldu. Sonra Amcazade Hüseyin Paşa devlet ricali ile bir toplantıda barış için gerçekçelerigerekçeleri onlara açıkladı. Bu gerekçeler özetle 16 yıldır süren savaşların devletin iç durumunu her yerde bozması; savaş için mali kaynaklar olarak olağanüstü vergilere başvurulmasının halkı ezmesi; köylü halkın çift bozarak köylerini boşalması; Anadolu'da asayisizliğin artması; Rumeli de ise hristiyan tebanın ayaklanmaya her zaman hazır olması; Bağdat ve Basra çevresinde bazı Arap ayaklanmaları çıkması ve savaş için asker ve mühimatmühimmat tedarikinin gayet zor hatta imkansız hale gelmesidir.<ref name="TDV"/>
 
Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa, [[Reîsülküttâb]] [[Rami Mehmed Paşa|Râmi Mehmed Efendi]] ile Dîvân-i Humâyün tercümanı [[Aleksandros Mavrokordatos (diplomat)|İskerletzâde Aleksandre Mavrokordato]]’ya aracı İngiltere ve Hollandq elçileriyle görüşme görevi verdi . Bu görüşmelerin başında İngiltere elçisi William Paget, Mehmed Râmi Efendi’ye, önce hangi şartlarla aracılık yapacağını anlattı. Buna göre Avusturya imparatoru ittifaka dahil her ülkenin ele geçirdiği arazilerin kendi elinde kalması şartı ile barış görüşmelerine razı olduklarını kendine ilettiğini ve Osmanlı devleti buna razı olmazsa aracılık yapmasının imkansız olduğunu belitirttibelirtti. Elçi William Paget sonra eğer Osmanlı devleti bunu kabul etmeyip kendisi aracılık yapmazsa neler olabileceğini düşündüğünü anlattı. Elçiye göre bu halde Kutsal İttifak'nın savaşı devam ettireceklerdi . Bu halde kuşatma altında bulunan Timeşvar'in düsebileceğinidüşebileceğini, sonra müteffiklerin Belgrad'da saldırıp o kenti de kuşatıp ellerine geçireceklerini; belirtti. Bu halde muteffiklermüteffikler Tuna Nehri'ni kontrol edecekleri için Osmanlıları su üzerinden nakliyatı duracak ve su üzerinden nispeten ucuz ve kolay tedarik yapmanın imkansızlaşacaktı. Karadan tedarik yapmanın ise gayet zor olduğunu belirtti. Bu halde Osmanlıların Tuna Nehri üzerindeki ve ilerisindeki arazilerin tümünü kaybedeceklerini düşündüğünü bildirdi. Mehmed Râmi Efendi bunları Sadrazama iletti ve Osmanlı devletinin ricali de bundan haberdar oldu.<ref name="TDV"/>
 
Bundan sonra Sadrazam bir divan toplantısı yaptı. Bu toplantıya kubbealtı vezirleri yanında Kırım Hani Selim Giray; Şeyhülislam [[Feyzullah Efendi]], Rumeli ve Anadolu [[kazasker]]leri, [[Yeniçeri Ağası]] ve [[Külkethüdası]] katıldı. Bu toplantıda resmen Osmanlı hükümetinin barıştan yana olduğu kararı verildi. Amcazade Hüseyin Paşa bu kararı aracı elçilere iletti ve onlar da bunu Avusturya hükümetine bildirdiler. Tüm bu gelişmeler olmakta iken ateşkes yapılmamıştı ve tüm cephelerde yerel çatışmalar devam etmekteydi.<ref name="TDV"/>
 
Osmanlı hükümetinin barış müzakereleri teklifi Avuturya'ya iletildi ve bir süre sonra Avusturya'dan yanıt geldi. İki konu hariç Avusturya hükümeti Osmanlılar teklifini genelde kabul etmekteydi. Bunlardan birisi Osmanlı devletinin Erdel'in Katolik zülmünden kaçan Protestanların sığınma yeri olduğu için Katoliklere verilmeyip Osmanlı devleti elinde olması isteği hakkında idi. Diğeri ise Rusya'nın da barış görüşmelerine katılması talebi idi. Osmanlı devleti Rusya'nın barış müzakerelerine katılmasını kabul etti. Fakat Osmanlı sadrazamı Erdel'deki protestanların çıkarlarının korunmasında israrısrar etmekteydi. Bu anlaşmazlık üzerine Avusturya son bir teklifte bulundu. Barışın tüm İttifak üyeleri ile birlikte yapılması gerektiğini ve diğer Osmanlı görüşme isteklerinin üzerinde anlaşma olduğunu ama Osmanlıların Erdel üzerindeki isteklerinin kabul edilemiyeceğiedilemeyeceği açıkça belirtilmişti. Avusturya'nın bu ısrarlı tutumu karşısindakarşısında Sadrazam Erdel konusunda son Avusturya teklifini kabul etmek zorunda kaldı. Bu şartlar 27 Ocak 1689'de Edirne'de bir protokole bağlandı ve böylece barış müzakerelerinin hazırlıklarına resmen başlanmış oldu.<ref name="TDV"/>
 
== Sonuçlar ==