Abbâsîler: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k 109.62.222.119 tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Sakhalinio tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi. Etiket: Geri döndürme |
→Abbâsî Sanatı: düzeltme AWB ile |
||
133. satır:
[[İslam]] dininin sanata getirdiği en büyük yenilik [[cami]] mimarisidir. İslamlıkta her sınıf halkın ayrım gözetilmeden ön saflarda [[namaz]] kılabilmesi safların geniş tutulması isteği uyandırmış, bu nedenle [[kilise]]lerin aksine camilerde enine mekân tercih edilmiştir. Plan formunun ihtiyaçtan doğması gibi, [[mihrap]], [[minber]], [[minare]] türünden mimari ögeler de İslamlığın gelişmesine paralel olarak zamanla ihtiyaçtan doğmuşlardır.
Abbâsîlerden önceki İslam şehirciliği konusundaki bilgilerimiz çok kısıtlıdır. Bu konuda bilinen ilk örnek, 762-765 yıllarında Abbâsî halifesi Mansur’un kurdurduğu Bağdat şehridir. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre ilk Bağdat şehri daire planlıydı ve iç içe iki sur duvarı dıştan bir hendekle çevrelenmişti.{{
Samarra, [[Dicle]] kenarında Bağdat'ın yakınındadır. Bağdat'ın dairesel ve düzenli planı burada yerini araziye uydurulmuş, uzun bir plana bırakmıştır{{
[[Samara Ulu Camii]], öteki adıyla Mütevekkiliye Camii, İslam dünyasının en büyük cami yapılarından biridir. 150.000 kişi burada bir arada namaz kılabiliyordu. Basit mimarisi, ilk İslam cami planının anıtsal ölçüler içinde tekrarından ibarettir. Yapımında tuğla ve kerpiç kullanılan caminin ilginç bir minaresi vardır. Kare tabana oturan dev boyutlu bu anıtsal minareye geniş bir rampa ile çıkılır. Bu minare formu, yine [[Samarra]]’da [[Ebu Dulaf Camii]]’nde tekrarlanmış ve bir daha kullanılmamıştır. Bu minare modeli Kahire'de Tolunoğlu Ahmet camii'n de de karşımıza çıkıyor. Bununla beraber bu minare modeli toplamda üç (3) yerde karşımıza çıkmış oluyor.
141. satır:
Samarra’ın ikinci büyük camii olan Ebu Dulaf Camii, 860 yılında yapılmıştır.{{Kaynak belirt}} Kalıntılar daha gelişmiş bir mimarinin varlığını ortaya koymaktadır. Harem bölümü, kemerli duvarlarla birbirinden ayrılan neflerden oluşmuş ve üzeri düz bir çatıyla örtülmüştü.
Samarra’nın saray ve evlerinde kullanılan çeşitli süsleme arasında mermer tozu ve alçı karışımıyla yapılan “ıtuk” kabartmalar önemli bir yer tutar. Bu kabartmalarda iki farklı teknik kullanılmıştır: Dik kesim ve eğri kesim. Dik kesimde motifler yaş sıva üzerine dikine olarak oyulmakta, böylece ışık-gölge kesin çizgilerle birbirinden ayrılarak kuvvetli bir kontrast etkisi sağlanmaktadır. Eğik kesimde ise daha yumuşak bir plastik etki söz konusudur. Eğik kesim, Türklerin İslam sanatına belki de ilk katkısıdır.{{
== Abbâsîler'de devlet teşkilatı ==
|