Cahiliye Dönemi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
tarih |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır:
{{Uzman|tarih=Kasım 2012}}
'''Cahiliye Dönemi''' ({{Dil-ar|جاهلية}} ''cāhilīyye'', "bilgisizlik"), [[İslam]]î literatürde [[Araplar|Arap toplumu]]nun
Döneme bu adın verilmesine neden olarak, "bilgisizlik" anlamında cahillikten çok, ahlaksal olgunluk ve inceliğin karşıtı anlamında cahilliğin, o dönemde yaygın oluşu gösterilir. Nitekim, Kur'an'da "cahiliye" teriminin geçtiği dört ayetten özellikle üçü, bu görüşü destekler. [[Maide Suresi]]'nin 50. ayetinde Muhammed'e, insanlara Allah'ın indirdikleriyle hükmetmesi emredilir ve bundan hoşlanmayanlara "cahiliye hükmü"nü mü aradıkları sorulur.<ref>[http://www.kuran.gen.tr/?x=s_main&y=s_middle&kid=1&sid=5 Türkçe
Cahiliye Dönemi'nin, İslamlıkla son bulduğu kesin olmakla birlikte, ne zaman başladığı konusunda değişik görüşler vardır. Bu dönemi, [[İsa]], hatta [[Nuh]]'tan sonraki dönemlere kadar götürenler varsa da, İslam bilginlerinin çoğuna göre Cahiliye, Araplar'ın İslamlıktan önceki [[putataparlık]] dönemini kapsar.
8. satır:
Tek ve yaratıcı bir Tanrı'nın varlığının kabul edildiği Cahiliye Dönemi'nde, insanlar çıkarlarını kollayacak, düşmanlarına karşı üstün gelmelerini sağlayacak başka tanrılara da inanmaktaydı.
Bu dönemde [[Mekke]], [[
Cahiliye Dönemi'nde Araplar, göçebe kabile hayatı yaşıyorlardı. Bir tür özerk yönetimin egemen olduğu kabilelerde, yaşlılar arasından seçilen başkanların (seyit, şeyh), yetkileri sınırlıydı. Cahiliye Dönemi'ndeki Arap toplumunun temel özelliği olan kabile içi bağlılık ve başka kabilelere üstünlük duygusu, bitmez tükenmez kan davalarının ve savaşların da başlıca nedeniydi. Şiddet, yağmacılık, tutsakları köle olarak kullanma, özellikle kadının köleleştirilmesi ve bir mal gibi alınıp satılması olağandı. Kadının böylesine aşağılanması, kız çocuklarının bir ayıp olarak kabul edilmesine neden olmuştu. Bu yüzden kız çocuklar doğar doğmaz ya da altı yaşından önce diri diri toprağa gömülürdü.
22. satır:
Şairler hangi tabakadan olurlarsa olsunlar halkın ortak duygularına hitap ederlerdi. Siyasette şairler önemli bir konumda ve herkesin üstünde bir itibara sahip idi ve mensubu olduğu kabilenin sözcüsü kabul edilirdi. Mensubu olduğu kabile şairden; hayatlarını, hissettiklerini, geçmişte yaşadıklarını, zaferlerini, düşmanı olduğu kabileye karşı olan kinlerini anlatmasını ister ve şairin o güzel sözlerinde can bulmasını isterlerdi.
Şairin, cinlerle alakasına olduğuna inanan Arap Halkı, şairlerin hicivlerinden korkarlar, onları
Şairlerin diğer önemli bir işlevleri ise; tarihi olayların kaydedicileri olmalarıdır. Şairlerin şiirlerinde; savaşlar, kabileler arasında geçen olaylar, bulundukları ortamlarının tasvirleri, o döneme ait gelenek ve görenekler olmak üzere o dönemi anlatan bilgilere erişilebilirdi.
28. satır:
Soyluluk düşüncesi, soylar bilgisini (''ilm-i ensab'') en önemli bilgi durumuna getirmişti. Cahiliye döneminde en önemli sanat [[şiir]]di. Araplar soyluluklarını, soylarının üstün niteliklerini şiirle dile getirirler, düşmanlarına şiirler meydan okurlardı. Doğa, cahiliye şiirinin ön plandaki konusudur. Cinsel tutkular, gelenekler, şarap, kumar ve savaş, yiğitlik, soyluluk iddiası, çevre, gök, bulut, yer ve kum, deve ve at, yolculuklar, anılar bu şiirin başlıca öğeleridir. Topluma mal olmuş şiirler, en çok da soylara ilişkin şiirler belleklerde korunur, bunları ezberlemeyi iş edinmiş raviler aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılırdı.
Şairleri şiir söylemeleri için teşvik eden faktörler şunlardı
# Panayır adı verilen büyük pazarlar,
==Kaynakça==
|