Monarşi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
→Antik monarşi: Saltanat maddesi monarşi maddesine yönlendirilmeden önce gerekli kısımlar monarşi maddesine aktarıldı. |
|||
1. satır:
{{yanlış}}
{{
'''Monarşi''', bir [[hükümdar]]ın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Seçim dışı yöntemler kullanılır. Bu hükümdar, [[Türkçe]]<nowiki/>de [[kral]], [[imparator]], [[şah]], [[padişah]], [[prens]], [[emir]], [[kağan]], [[hakan]] gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir (oğlu, kardeşi gibi). Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. [[Demokrasi]]lerde ise [[devlet başkanı]] seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü dilimize Fransızca ''Monarchie'' kelimesinden gelir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir.
Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.
Etimolojik anlamına bakılırsa monarşi bir kişinin yönettiği bir devlet düzenidir. Gerçekte ise bu terim, iktidarın aynı aile. Bu soydan geçme yoluyla kalması biçiminde nitelendirilebilecek bir yönetim biçimini tanımlar.
'''Saltanat''', '''Osmanlı Saltanatı'''{{Kaynak belirt}}veya '''Padişahlık''', [[Osmanlı İmparatorluğu]] döneminde kullanılan [[yönetim şekli]]ne verilen addır. Yönetim şekli [[Osmanlı Hanedanı]] mensubu [[padişah]]ın görünüşte mutlak egemen olmasına dayalıdır. Saltanat kelimesi [[Türkçe]]de ''gösteriş'' ve ''zenginlik'' anlamında da kullanılır.▼
Monarşi, yüzyıllar boyu, dünyada en yaygın yönetim biçimiydi. Bunlar çoğu zaman, geleneksel tanıma en yakın, [[tanrı]]sal hakka dayanan monarşilerdi: [[prens]], iktidarı tek başına elinde tutardı ve Tanrı'dan başka kimseye hesap vermek zorunda değildi, çünkü otoritesini Tanrı'dan aldığına inanılıyordu. Aslında, bu tip yönetim hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanamadı. Gerçekten, en müstebit hükümdarlar bile, uyruklarının bazılarını (zengin ve güçlü soylular, etkili din adamları gibi) kollamak zorundaydılar; üstelik ulaşım ve haberleşme araçlarının yavaşlığı da onları, uzak bölgelerdeki topraklarını başkaları eliyle yönetmeye zorluyordu. Bununla birlikte otorite, kralın veya danışmanlarının elinde toplanmıştı ve halk alınan kararlara karışamıyordu.
Saltanat'ın bazı dönemlerinde, padişahın yetkin olmamasından dolayı, [[Haseki Sultan]]'lar veya [[Valide Sultan]]'lar (hatta [[Mihrimah Sultan]] örneğinde görüldüğü gibi, padişah kızı) devlet yönetimine müdahale etmişler, hatta zaman zaman bizzat devleti yönetmişlerdir. Bu dönem [[Kadınlar saltanatı]] olarak bilinir<ref name="Ortaylı">İlber Ortaylı: ''Tarihimiz ve Biz'', Timaş sf.119</ref>. Dönem büyük ölçüde [[Osmanlı Devleti duraklama dönemi|Osmanlı İmparatorluğu'nun duraklama dönemine]] denk gelir. [[Kanuni Sultan Süleyman]]’ın yaşlılık döneminde ([[1550]] civarı) başlamış, [[1656]] yılında [[Köprülü Mehmet Paşa]]’nın [[sadrazam]] oluşuna kadar devam etmiştir<ref>İlber Ortaylı: ''Son İmparatorluk Osmanlı'', Timaş sf.78 ISBN 975-263-490-7</ref>.▼
Birçok ülkede toplumsal ve siyasal gelişim, özellikle XVIII. yüzyıl sonlarında, Meşrutîyet adı verilen yeni bir tür monarşinin doğmasına yol açtı: buna göre hükümdarın yetkileri, yazılı bir [[anayasa]] ile tanımlandı ve sınırlandı. Bu monarşi genellikle parlamenterdir ve demokrasiye pek yakındır: kral, devletin simgesi olarak kalır, ancak yürütme yetkisini bir hükümete bırakır. Hükümet de halk tarafından seçilmiş bir millet meclisinin kararlarına uymak zorundadır. Sözgelimi [[Hollanda]], [[Danimarka]], [[Birleşik Krallık]], [[İspanya]], [[İsveç]] ve [[Belçika]]'da bugünkü durum böyledir.
== Antik monarşi ==
Saltanat, [[Türkiye Büyük Millet Meclisi]] ([[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]])'nin [[1 Kasım]] [[1922]]'de kabul ettiği "[[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun münkariz olduğuna dair" 308 numaralı [[kararname]] ile kaldırılmıştır. Kararname, ilga hükmünü geriye yürüterek "İstanbul'daki şekl-i hükümetin [[16 Mart]] 1336 ([[1920]])'de tarihe intikal ettiğini" bildirmiştir.<ref>Bak. ''Düstur, Üçüncü Tertip'' c. 5. Yaygın kanının aksine, saltanat [[kanun]]la kaldırılmamıştır.</ref> Saltanatın kaldırılmasıyla [[Türk tarihi]]nin en uzun ömürlü devleti Osmanlı Devleti'nin 623 yıllık yaşantısı resmen sona ermiştir.▼
Tüm toplumlar, tarihlerinin şu veya bu evresinde monarşiyi yaşamış ve ona kutsal bir nitelik vermiştir. Her eylemin bir ayin görünümüne büründüğü kalıcı bir dini ortam içinde yaşanılan bir dünyada, [[kral]], ancak tanrının (İbranilerde) veya tanrıların seçtiği bir kişi, hatta mısır firavunları gibi tanrının kendisi de olabilirdi. Monarşilerin bu ağırlıklı dini niteliği bu yönetim biçiminin ortadan kalkmasından sonra bile varlığını korudu: Mesela, [[Atina]]'da demokratik dönem içinde, yargıç kral, sitenin tüm dini hayatını denetimi altında tutuyordu. Tanrılar ve insanlar arasında aracılık görevini üstlenen hükümdar, kendisini destekleyenlerin ve iktidarını kabul ettirmek için gerekli olan kişilerin gücünün, kendi iktidarını sınırladığını görüyordu. Mısır'da kral, defalarca rahiplerin engellemesiyle karşılaştı ve onlarla uzlaşmak zorunda kaldı; yine mikenai dönemi [[Yunanistan]]'ında krallık gücü, ayrıntılı ve bürokratik bir saray yönetimine dayanıyordu. Kral, aynı zamanda ordunun başıydı ve savaşlarda kendine eşlik eden savaşçılar sınıfını göz önünde bulundurmak zorundaydı.
Monarşilerin en mutlak nitelik kazandığı ve en uzun süre varlığını koruduğu bölgeler, tarımın sulamaya dayandığı ve karmaşık bir örgütlenme gerektirdiği yerlerdi ([[Nil Vadisi]] ve [[mezopotamya]] deltası). [[Atina]], [[Sparta]] veya [[Roma]] gibi başka yerlerde, [[oligarşi]] kısa süre içinde kralın yetkisi yerine kendi yetkisini kabul ettirdi. Bununla birlikte, [[İskender]]'in fethi sonucunda, Yunanistan'da doğu monarşilerinin kutsal niteliğinden geniş ölçüde esinlenen bir monarşi türü ortaya çıktı.<ref>Axis Türkçe Ansiklopedi, Monarşi Maddesi.</ref>
== Saltanatın sınırlanması ==▼
1876 yılında [[II. Abdülhamid]] tarafından I. Meşrutiyet ilan edildi. 3 Ocak 1877'de Osmanlı'da ilk seçim yapıldı. Rusya'da bundan memnun değildi. 20 Nisan 1877'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. Savaştan dolayı II. Abdülhamid 13 Şubat 1878'de parlamentoyu feshetti. 30 yıl askıda kalmasından sonra yine II. Meşrutiyet ilan edildi. Bununla birlikte Osmanlılar Trablusgarp Savaşı ve [[I. Dünya Savaşı]]'nda savaştı. Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı'nda yenilmesiyle Meclis-i Mebusan 23 Nisan 1920'ya kadar açık kaldı. 28 Ocak 1920'de Son Osmanlı Meclisi Misak-ı Milli'yi kabul etti. 23 Nisan 1920'de yerini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bırakmıştır.▼
== Osmanlı monarşisi ==
== Saltanatın kaldırılması ve sonrası ==▼
▲
▲
▲=== Saltanatın sınırlanması ===
▲1876 yılında [[II. Abdülhamid]] tarafından
▲Saltanat, [[Türkiye Büyük Millet Meclisi]] ([[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]])'nin [[1 Kasım]] [[1922]]'de kabul ettiği "[[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun münkariz olduğuna dair" 308 numaralı [[kararname]] ile kaldırılmıştır. Kararname, ilga hükmünü geriye yürüterek "İstanbul'daki şekl-i hükümetin [[16 Mart]] 1336 ([[1920]])'de tarihe intikal ettiğini" bildirmiştir.<ref>Bak. ''Düstur, Üçüncü Tertip'' c. 5. Yaygın kanının aksine, saltanat
== Kaynakça ==
{{
{{Yönetim biçimleri}}
[[Kategori:
[[Kategori:Yönetim biçimleri]]
|