Anadolu Selçuklu Devleti: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
Yzkoc (mesaj | katkılar)
düzeltme
134. satır:
Süleyman Şah'ın tüm Anadolu'ya hakim olduğunu söyleyen kaynaklar, Anadolu Selçukluları'nın şark (doğu) hudutlarını ve bu hudutların nereye kadar uzandığını belirtmezler. Bununla beraber, Süleyman Şah'ın Şark Seferi'nden önce [[Kapadokya]]'ya, sahil bölgelerine ve tüm Anadolu vilayetlerine hakimiyetini yayarak buralar valiler tayin ettiğine dair bir ifade bize umumi bir fikir vermektedir <ref name="Aleksiad, II, s.67">Aleksiad, II, s.67</ref>. Süleyman Şah'ın bu sefere çıkarken, İznik'te yerine naib olarak bıraktığı Ebu'l Kasım'ın kardeşi Ebu'l Gazi'yi Kapadokya'ya vali olarak tayin etmesi bu bölgenin Anadolu Selçukluları'na ait olduğunu gösterir <ref name="Aleksiad, II, s.67"/>. Kaynaklarda adı, şahsiyeti ve siyasi faaliyetleri bir türlü anlaşılamamış bulunan Taylu Danişmend'in oğlu Gümüş-tekin Ahmed Gazi'nin ([[Danişmend Gazi]]); bu zamanda Süleyman Şah'ın dayısı ve tabiisi olarak [[Sivas]], [[Amasya]] ve [[Tokat (ilçe)|Tokat]] bölgesinde [[Danişmendliler Beyliği]]'ni kurmaktaydı <ref>İbn Hamdun, Tevarih us-Sinin, Topkapı (III. Ahmed), no: 2891, s.156a; İbn Şeddad, A'Lak, 65b; Ebu'l Ferec, s.229; Danişmend-name, Bibl, Nationale, Manuscrits Turc, 317, 177b;</ref>. Danişmend-name ve Anna Komnini'de [[Çankırı]], [[Kastamonu]] ve [[Sinop]]'un fatihi olarak gösterilen ve Çankırı'daki kendi adını taşıyan türbede defnedilmiş bulunan Kara-tekin'de Süleyman Şah'ın bir valisi veya tabii olarak gözükmektedir <ref>Aleksiad, II, s.64-66</ref>.
 
Selçuklular'ın Bizans'ı takip ettiği ve Selçuklu Devleti'nin ağırlık merkezinin Marmara kıyılarına intikal ettiği için Türk nüfusunun kesafetide batıya doğru artmış ve bu sebeple de Doğu Karadeniz sahilleri de zayıf bir Türk işgalinden sonra tekrar Bizans'ın eline geçmiştir. Bizans kaynaklarının belirsiz bilgilerine rağmen [[Trabzon]]; 1075 yılında [[Theodoros Gabras]] tarafından geri alınmıştır. Bir İslam kaynağına göre 1079 yılında Anadolu'da gaza yapmakta olan bir Türk fırkasının tamamen şehit olduğu belirtilmiştir ki bu olayın Doğu Karadeniz'de olduğu tahmin edilmektedir <ref>İbn Kalanisi, Zeyl Tarih Dımaşk, Beyrut 1908, s.113</ref>. Gabras; Trabzon'da Bizans'tan bağımsız bir idare kurmuş ve bu yüzden 1091 yılında Bizans imparatoru [[I. Aleksios]] tarafından bu havaliden püskürtülmüş ve yerine Gregoire Taronites tayin edilmiş; son olarak da Konstantin[[Konstantinos Gabras]] Trabzon'a hakim olarak müstakil bir Rum devleti vücuda getirmiştir. Gabras; şarktaki Türk beyleriyle yaptığı ittifaklar sayesinde Bizans'a karşı istiklalini korumuştur <ref>Aleksiad, II, s.151; G. Finlay, Empire of Trebizond, London 1854, s.362-363; Chalandon, Alexis Cımnene, s.12; J. Laurent, Seldjoucides, s.67</ref>.
 
Süleyman Şah'ın şark seferi öncesinde Anadolu toprakları bu durumdayken Ermeniler'in Fırat boylarından bir takım prenslikler kurmaları Anadolu Selçukluları için mühim bir meseli teşkil etmekteydi. Bizanslılar; XI. asrın başlarından itibaren Doğu Anadolu'yu işgal ederek bu bölgedeki Ermeni prensliklerini ortadan kaldırmış ve mühim bir Ermeni nüfusunu [[Sivas]], [[Kayseri]] ve Fırat boylarına nakletmişlerdir. Malazgirt Savaşı'na müteakip Türkmenler'in hızla Anadolu'ya girmesiyle beraber Ermeniler daha kuzeye ve batıya kaçmışlar; Fırat boylarında, [[Kilikya]]'da, [[Malatya]]'da, [[Maraş]]'ta ve [[Urfa]] bölgelerinde kesafet yaratmışlardır. Bizans'ın bu tehciri ve [[Ortodoksluk]] mezhebini zorla Ermeniler'e kabul ettirmeye çalışması Ermeniler'i, Bizans'a karşı düşman hale getirmiştir. Öyle ki Anadolu'nun müdafaasına karışmayan Ermeniler bazen Türkler'i kurtarıcı olarak karşılayarak Bizans aleyhindeki millî ve dini düşmanlıklarını devam ettirmişler; Malazgirt Savaşı'ndan olduğu gibi toptan savaş meydanından uzaklaşmışlar; fırsat buldukça Rumlar'a saldırmışlardır. Böylece Ermeniler Bizans'a karşı ilk Arap fetihlerinde ve [[Avasım]] şehirlerinin kurulmasında Müslümanlar'a yakın oldukları gibi Malazgirt Savaşı'na müteakipde Türkler'e yakın olmuşlardır.