Kozmopolitanizm: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Erken Dönem: kelime yanlışlığını düzelttim.
düzeltme AWB ile
11. satır:
== Tarihi==
=== Erken Dönem===
[[Dosya:Diogenes looking for a man - attributed to JHW Tischbein.jpg|thumb|260px|rightsağ|Dönemin Atina'sında gündüz vakti fenerle dolaşıp "dürüst bir adam aradığını" söyleyen Diyojen'e atfeden tablo,<br /> 1780'ler ressam JHW Tischbein]]
Kozmopolitanizm kavramını çağrıştıran ilk örneklerden birisi meşhur Sinoplu filozof [[Diyojen]]’e aittir. Diyojen kısıtlayıcı nitelikteki yerel örf, adet ve uygulamalara sıkı sıkıya bağlı kalmayı reddederdi ve ''“ben bir dünya vatandaşıyım”'' derdi. Bu söz modern çağ filozoflarının kozmopolit dünya görüşleri için bir dayanak olmuştur. Kozmolojilerinde [[Sokrat]] öncesi doğa felsefesine başvuran, [[Platon]]’un aşkın tümel öğretisini reddeden stoacılar, dünya yurttaşı olmayı, insanlık adı verilen büyük komüniteye ait olmayı belirli bir kentte bağlanmaya tercih etmişlerdi. Diyojen’in negatif özellik içeren kozmopolitanlığının aksine stoacılara göre bir kişinin dünya vatandaşı olması için yerel aidiyetlerden vazgeçmesi gerekmezdi. Çünkü bunlar yaşama büyük zenginlik katardı. Stoacılar bir kişinin bu tür bağlılıklarından kaçınamayacağına da inanıyorlardı. Bunun yerine insanoğlunu iç içe daireler şeklinde sardığını tasavvur ettikleri ve insanın kendi benliği, ailesi, akrabaları, komşuları, hemşerileri, ülkesinin insanları ve nihayet bütün bunları çevreleyen insanlık ailesinden oluşan bağlılık çemberlerinin yerini değiştirilmesini, yani en dıştaki insanlık ailesini en içteki çember kadar yakınımız kılınmasını düşünüyorlardı.<ref>Gökhan Gencay, Kozmopolitanizm, insani değerlere bağlı bir dünya amaçlar, birgün gazetesi.</ref> Antik çağın bu gezgin entelektüelleri insanlığa bağlılığı savunarak erken bir evrenselciliği vurgular. Stoacı felsefenin odağında ‘polis’in yasalarıyla bağlı yurttaşlar yerine doğal hukukun eşitlik düzeni içinde yaşayan evrensel insan topluluğu vardı. Douzinas’ın da vurguladığı üzere, stoacılar [[doğal hukuk]]u savunan ilk ütopyacı düşünürlerdi.<ref>Douzinas, s. 155</ref> Onlar doğayı eşitliğin ve özgürlüğün yatağı olarak görüyorlardı. Toplumsal hayata örnek oluşturabilecek bir doğa anlayışına sahiptiler. Böylelikle, daha sonra da devletin keyfiliğine karşı bir güvence olarak savunulacak doğal haklar anlayışının temelini attılar. Doğal hukukta var olan özgürlük ideali ve insan onuru devrimci hareketlere, politik isyanlara güç verdi, direnişlere ve sivil itaatsizliğe temel oluşturdu.<ref>Ernst Bloch, Umut İlkesi, c.1, çev. T. Bora, İletişim Yayınları, 2007, s, 65059</ref>
 
17. satır:
 
=== Modern Kozmopolitanizm ===
[[Dosya:Kant foto.jpg|rightsağ|thumb|150px|[[Immanuel Kant]]']]
Modern kozmopolitanizmi dünya barışını savunan, bunu yaparken de bir ölçüde antik çağ kozmopolitanizminden yola çıkarak insanlığın birliğini vurgulayan, devletlerin yapay ayrılıklar yarattığını ileri süren Rotterdamlı [[Erasmus]] ile başlar. Ama hemen ardından modern kozmopolitanizm düşüncesinin [[Kant]]’ın [[Fransız Devrimi]] öncesi ve sonrasını kapsayan on iki yıllık dönem içinde yazdıklarıyla geliştiğini eklemek gerekir.<ref>Douzinas, s.160</ref>
 
Kant devletlerin aralarındaki ilişkide uluslararası hukuk kuralları ile bağlı olmalarını, karşılıklı hak ve sorumlulukları olan hukuk özneleri haline gelmelerini savundu ve daimi barış anlayışını bu düşünce üzerinde temellendirdi. Devletler, daimi barış adına gönüllü bir birlik meydana getirmeliydiler. Asıl önemlisi Kant’ın ulusal ve uluslararası hukukun ötesinde üçüncü bir hukuk düzeni, bireyi ''‘dünya vatandaşı’'' olarak kabullenen yeni bir kamusal hukuk önermesiydi. [[Dosya:Jacque Fresco 2006.png|leftsol|thumb|150px|[[Jacque Fresco]]']] Kantçı düşünceye göre insanoğlu sadece kendinde nihayet bulur, insanoğlu sadece insan olduğu için bir değere sahiptir. Bu niteliği onu evrensel bir toplumun doğal üyesi yapar. kozmopolitanizmin günümüzdeki en önemli savunucularından biri olan ve insan haklarını insanın onurunu koruyan haklar olarak tanımlayan Nussbaum ve Sen, kalkınma ve refah sorununu özgürlükler sorunu olarak düşünüyor; adalet ve eşitliği refah politikalarının merkezine yerleştiriyorlar. Savundukları insan yeterlilikleri tezi kalkınma sorununa alternatif bir yaklaşımı ifade ediyor. İnsan haklarını öne çıkartıyor; gelişmeyi hakların ve özgürlüklerin genişlemesi ve gerçekleşmesi temelinde kavrıyor. Yaşam hakkı, bedensel bütünlük, düşünme yeteneğinin ve pratik aklın kullanılması, başka türlerin hayatına ve çevreye ihtimam gösterme... İnsan yeterlilikleri kavramı bunları kapsıyor. İnsanların diledikleri yaşamı seçme haklarını birinci derecede önemsiyor.
 
21. yüzyıl düşünürlerinden Kwame Appiah, kozmopolit kuramın iki temel ilkeye dayandığını söyler: bilginin yanılmaz olmadığına ilişkin yanılabilirlik doktrini ve çoğulculuk. Yanılabilirlik, yanılıyor olabileceğinizi ve bunun farkına varamayabileceğinizi kabullenmektir bir nevi. Çoğulculuk ise hayatın pek çok alanında karşılaşılan sorunlara birden çok doğru cevap bulunabileceğini kabul etmektir.<ref>Hobbit ve Felsefe; Gregory Bassham, Eric Bronson, William Irwin</ref>
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Kozmopolitanizm" sayfasından alınmıştır