Müstaîn (Abbâsî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
YBot (mesaj | katkılar)
k olrak → olarak
düzeltme AWB ile
27. satır:
}}
{{düzenle-tr}}
'''Mustain''' veya ''el-Mûsta`in bi’l-Lâh'' Tam Adı: '''Ebû’l-`Abbâs "el-Mûsta`in bi’l-Lâh" ʿAhmed bin Muhammed el-Mu`tasım''' ([[Arapça]]: أبو العباس "المستعين بالله" أحمد بن محمد بن عباس المعتصم; Ebū el-ʿabbās "el-mustaʿīn bi-llāh" ʾaḥmed bin muḥammed bin `Abbâs el-muʿtaṣim) (d. [[836]] - ö. 866 ) 862-866 döneminde hükümdarlık yapan onikincion ikinci [[Abbâsîler|Abbasi]] [[halife]]si.
== Yaşamı ==
38. satır:
Fakat Bağdad'da bunların lehinde bir başka gösteri çıktı. Türk asıllı komutanlar bu sefer Mutazz ve kardeşini idam ettirip bütün mülklerinin müsaderesine karar vermek istmekteyden Vezir tarafından bu tutumdan vazgeçirildiler. Ama Mutazz Samarra'da tutuklandı. Bu sefer de Türk asıllı askerler Vezir'in bu merahametli tutumuna kızıp karşılık olarak Vezir'in tüm mal ve mülkünü müsadere ettiler ve Veziri de Girit'te sürgüne yolladılar. Bunun sonucunda Atamış adlı Türk komutan baş rol oynamaya başladı ve diğer önemli Türk subaylar ise taşra eyaletlerine vali ve asker komutanı olarak gönderildiler. Böylece Abbası Devleti idaresi Türk asıllı Türkmenlerin eline geçmiş oldu.
 
Son elli yılda Arap orduları arasindaarasında devamlı her yilyıl Bizans'la olan Doğu Anadolu ve Anadolu sınırlarını mevsimlik olarak ihlal edip akın hücumlarında bulunma ve yağma toplayıp geri gelme bir görenek haline gelmişti. Bu hücumlara Bizans ve diğer Hristiyanların karşı durmaları hiç olağan değildi. Fakat 862'de iki koldan gönderilen 3000'er kişilik akıncı hücum orduları komutanları ile birlikte Bizanslılar tarafından mağlup edildiler ve tamamen ortadan silindiler. Bu hiç beklenmedik sonuçların haberi Bağdad'a eriştiğinde Bağdad halkı çılgına döndü. Büyük gösteriler yapıp Bizans'a karşı cihat yapılmasını istediler. Müslüman ordularıninordularının başına gelen bu felaketin kabahatini de Halifelerini istedikleri gibi öldürüp istedikleri kişileri halife tayin eden tanrısız Türk ordu komutanlarında buldular. Bu gösterilerde hapisaneler yine boşaltıldı ve nehir köprüleri yakıldı. Bu cihat (ve yağma) fikirleri etrafta bulunan Arap eyaletleri tarafından uygun gelmişti ve bunlar da Bağdad'a akmaya başladılar. Samarra'da halk hareketi başlayıp hapishaneler boşaltilmişti.
 
Fakat Türk komutanlar bunlara pek aldırmadılar. Kendi aralarında bölünmüşler ve kardeş kavgasına girişmişlerdi. Kendi kışlaları yakında olan Samarra'daki isyan hareketlerini bastırdılar ama Bağdad'ı kendi haline bıraktılar. Alt komutanlardan olan Küçük Boğa ve Vasıf adındaki subaylar üst komutan olan Atamış aleyhinde bir hareket hazırladılar ve Atamış'ı devletin gelirlerini Halife Mustain'in annesine ve etrafındakiler vererek çarçur etmekle suçladilersuçladılar. 864'dete Türk askerler sarayda bulunan Atamış'a hücuma geçtiler. Atamış kaçmaya çalıştı ama başaramadı ve Halife'den kendini korumasını istedi. Saray iki gün süren muharasadan sonra teslim oldu. Atamış yakalandı ve idam edildi. Samarra'daki saraylılar bürokrasisi ise Halife Mustain'i kuzeni Mutazz'i halife secme ile tehdit edip halifeyi ülkenin idaresinden tamamiyle ayırmışlardı.
 
Abbası ülkesindeki diğer bölgelerinde de asayiş bozulmuştu.
 
864'dete Küfe'de halk Peygamber'in sülalesinden olan Yahya etrafında toplanıp merkezi idareye isyan etmişti. Yahya civardaki Abassi ordularını hemen elemine etmişti. Ama bu sefer üzerine merkezden ordular gönderildi ve sonunla Yahya mağlup edildi. Kesik başı önce Samarra'ya gönderilip orada halka teşhir edildi. Sonra teşhir edilmek üzere Bağdad'a gönderildi. Fakat Yahya'nın başını görmek için büyük bir kalabalık toplandı ve bunlar bir peygamber sülalesinden gelen kişinin öldürülmesi aleytarıydılar. Hemen idareci Türkler tarafından kesik baş gösterme yerinden alınıp silah deposuna konuldu.
 
Ülkenin doğusunda ise yine 864'dete idareci Tahiri hanedanı hükümdarları Abbasilere bağlıylardı ve halifeye sağladıkları büyük destekleri ile bilınmekteydiler. Fakat Tahiriler bir taraftan Silistan'da ortaya çıkan 'in hücumuna maruz kaldilar ve diğer taraftan da Tabarıstan'da Şiilerinden baskı altındaydılar. Artık Tahiri idaresi çökmek dönemine girmişti. Tabarıstan'daki Şiiler tam bu sırada 50 yıl sürecek bir Şii hanedanı kurmuşlardı; Irak üzerine yürümeye tehdit etmekteydier ve merkezi Abbasi ordularının üzerlerine gönderilmesi gerekmeteydi.
 
Güney de ise Arabistan'da bir diğer Şii taraftarı kendini halife ilan etmiş ve büyük bir yağmacı bedevi ordusu kurmuştu. 865de865'te bu yağmacı ordu Hicaz'da karşı harekete geçti; hicaz'da etrafı yağmaladı; Kabe'ye girip Mekke'yi taalan ett. Kutsal şehirlere hücuum etmemek için bu şehirlerden büyük haraç tazminatları topladı. Bin kadar hacı adayını ve hacıyı öldürdü. Yıl sonunda bu güruh ordu Cidde'ye çekildi.
 
865 yılı bir büyük isyan ve anarşi yılı olmuştu. Musul'da, Filistin'de, Hums'ta, İsfahan'da anarşi ve asayişsizlik almış yürümüştü.
Diğer tarafından 865'ın başından itibaren Halife Mustain'in durumu kötüden felakete gitmekteydi. O yıl başında Mustain Samarra'dan Bağdad'a gelmişti. "Küçük Boğa" adlı bir başka Türk komutan; Vasif asli digerdiğer nbir Türk komutan ve Baghir adli ucuncu bir Türk komutan, Mütevekkil'in ölümünden sonra ona verilen malike arazilerinin yeniden dagitilmasidağıtılması hakkında bir anlaşmazlığa girmişlerdi. Bu çok geçmeden bir silahlı çatışmaya dönüştü. Halife Mustain, Bagir'in taraftarlarının kendini öldürmey,e hazırlandıklarını öğrendi. Ordunun diğer Türklerinin desteğiyle Bagir'i yakalatnıp zindana koydurdu ve çok geçmeden idam edilmesini sağladı.
 
==Ordunun isyanı, Bağdad Kuşatması ve Mustain'in öldürülmesi==
60. satır:
Neticesiz kalan bu müzakereden sonra Samarra'ya dönen Türk subaylar içlerinden birinin müzakere sırasında bir tokat yemesini büyük bir hakaret olarak kabul ettiler. Samarra'daki tüm Türk asker kışlaları isyancı haline dönüştü. Bunlar Halife Mustain'in kuzeni Mutazz'ı hapis edildiği yerden çıkararak onu Halife ettiler.
 
Birkaç hafta geçmeden 50.000 Türk ve Horasanlı ve 2.000 Mağrıplı Berber asıllı askerden oluşan ordu Mutazzz'ın kardeşi Ebu Ahmed idaresinde Bağdad'a yöneldi. Bağdad'daki birlikler ve Bağdad halkı şehri savunmak için siperler, erzak, silahlar hazırladılar. Şehir kapılarikapıları önüne mancınıklar yerleştirdiler ve bunlarda kullanılacak yanan nafta için depolar kurdular. Bağdad'ın bu 865deki865'teki kuştatilmasikuşatılması da birçok trajedi yarattı. Zafer bazen kuşatılanlara bazen de kuşatanlara gider gibi oldu. Bağdadlılar dışarıdan yatdım beklemekteydiler. Rakka'dan gelmekte olan bir Arap destek ordusu şehri saran Türk orduları tarafından yenilip elemine edildi. Bu ordunu Arap komutanının "Peygambersiz ve melek desteği olmadan Araplar şimdi ne yapabilirler." dediği yazılmıştır. Gerçekten şehri koruyanların çoğu Araptı ve onlara destek gelmemekteydi. Aylar süren kuşatmadan sonra şehri kuşatan Mutazz'in Türk askerlerin oluşan ordusu üstün basmaya başladı. Halife Mustain'in etrafında kendini tutanlar ise yavaş yavaş ayrılmaya başladılar. Bağdad'ın Tahiri valisi de durumun kötüye gittiğini görmekteydi ama Halife Mustain'e desteğini hiç eksiltmemişti.
 
Ancak sonunda Bağdad içindeki entrikalar ve her tarafta olan ihanet korkusu dolayısıyla Tahiri valisi Mustain ile konuştu ve onun Halifelikten Mutazz lahine ayrılmasını ilan etmeye ikna etti. Bu anlaşmaya göre Müsatın Hicaz'a çekilecek ve yeter bir gelirle Medine'de yaşayacaktı. Sonuan kadar kendine sadık kalan "Küçük Boğa" ve Vasıf'a da eyalet valiliği verilecekti. Bağdad'daki devlet hazinesi Bağdad'ı savunanlarla ve kuştatici Türk orduları arasında bölüştürülecek ve kuşatıcılara iki misli daha fazla hak tanınacaktı. Tahiri Bağdad valisi bu anlaşmayı yazıya geçince Bağdad'daki saray ve devlet bürokratlarına yapılabilecek en iyi imkanın bu olduğunu anlattı ve onları yeni halifeye biat etmek için Samarra'ya gönderdi. Yeni halife olarak kabul edilen Mutazz da bu anlaşmayı kabul etti ve 866 yılının ilk günlerinde Bağdad da yeni halifeye teslim oldu.