İlmiye: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Kaynakça: düzeltme AWB ile
84. satır:
Rüşvet ve iltimasın alabildiğine arttığı bir toplumda, bilginin ve faziletin hiçbir ayırıcı ve üstün özelliği kalmamıştır. Bu ortamda [[medrese]]lerin öğretim programları alabildiğine karışmış; [[16. yüzyıl]]ın ilk yarısında 2-3 yıl olarak belirlenen öğretim süreleri, aynı yüzyılın ikinci yarısında bir yıl, altı ay, üç ay gibi giderek azalmıştır. Doğal olarak bu kısalan süre içinde uygulanması öngörülen ders programı da giderek küçültülmüştür. Üstelik bazı dersler hakkındaki tutum da değişmiş; [[Fatih Sultan Mehmed]] zamanında "''kânün üzere şugl oluna''" diye okutulması yasalaştırılan bazı kitaplar ("''Şerh-i Mevâkıf''", "''Haşiye-i Tecrîd''"), "''bu dersler felsefiyattır''" denilerek daha sonraki dönemlerde "''Hidaye''", "''Ekmel''" gibi biraz daha az felsefî olan kitaplarla değiştirilmiş, daha sonra bunlar da ortadan kaldırılmış; medrese [[felsefe|felsefî]] ve müspet ilimlere düşman bir kurum haline getirilmiştir<ref name="Ergün"/>. Bu atamalarla hakiki alimler geri planda kalmış; [[şeyhülislam]], [[kazasker]], [[padişah]] hocası gibi önde gelenlerin çocukları iyi mevkiilere gelir olmuştur. [[18. yüzyıl]]daki bazı büyük ilmiye ailelerinin hakimiyeti, ilmiye teşkilatının niteliklerinden meydana gelmiştir. Niteliklerine bakılmaksızın aile üyelerinin atanması sonucunda, [[18. yüzyıl]]da artık ilmiye sınıfı tüm reformlara karşı çıkan, kendini yenilemekten uzak, gelişen bilim ve hukuk konusunda çağının gerisinde bir konuma gelmiştir.
 
[[15. yüzyıl|15.]] ve [[16. yüzyıl]]larda Batı, bilimde yeni dallar ve yöntemlerle büyük gelişmeler gösterirken; [[17. yüzyıl]] başlarından itibaren [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]]'da müsbet ve deneysel bilimlerin öğretim programlarından çıkarıldığı görülmektedir. [[Kâtip Çelebi]]'nin "''Keşfü'z-zünun''" adlı eseri, [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]]lar döneminde yazılan eserlerin açıklamalı bir dökümünü vermektedir. [[17. yüzyıl]]da yazılan bu esere göre, eserlerin %95'i [[tasavvuf]], [[din]], [[tarih]] ve [[edebiyat]]a; sadece %5'i müsbet bilimlere aittir. [[16. yüzyıl]] sonlarına kadar [[Gökbilim|astronomide]] [[Kadızâde Rümî]] ve [[Takiyeddin Efendi]] gibi büyük alimler sayesinde bilgi düzeyi çok düşmese de [[17. yüzyıl]]da böyle bilimadamları da bulunmadığından büyük bir gerileme olmuştur. [[Coğrafya]] alanında da denizciler dolayısıyla önceleri çağdaş bir bilgi görülse de [[17. yüzyıl]]da bu bilimin de yüzüstü bırakılmıştır. Bu gerileme bütün alanlarda görülmüştür. Öyle ki, 17. yüzyılda [[mimari]] bile yabancıların eline geçmiştir<ref name="Ergün"/>.
 
[[17. yüzyıl]]daki din yorumlaması da [[medrese]] programları üzerinde etkileyici olmuştur. [[16. yüzyıl]] sonlarında [[Birgivî Mehmet Efendi]], toplumdaki [[din]] ve [[mezhep]] sürtüşmelerini kaldırmak için "''Tarikat-ı Muhammediye''" adlı bir eser yazmıştır. Bu eser, geniş düşüncenin yerine şüphe ve tereddütün geçmesinde etkili olmuştur. Bu kitap dinen yasak olan bir sürü hareket belirlemiştir. Bu eserde bilimler de "''[[mubah]]''" ve "''[[wikt:merdûd|merdûd]]''" (redd) ilimler diye ikiye ayrılmış; [[kelam]], [[astroloji]] ve birçok tabiat bilimleri ikinci sınıfa sokulmuştur. Birgivî'nin bu görüşü, daha sonraki yıllarda "[[Kadızâdeler]]" tarafından savunulmuştur. Dini konularda yorumlara açık görüşü savunanlara da "[[Sivasizâdeler]]" denmiştir. Daha sonra [[Ayasofya Camii]]nde vaazlar veren [[Üstüvanî Mehmed|Üstüvanî Mehmet Efendi]] de bir Risale yazarak, dinen yasak hareketler çerçevesini daha da genişletmiştir. Bunların açtıkları çığırda medrese programları giderek kısırlaşmıştır<ref name="Ergün"/>.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/İlmiye" sayfasından alınmıştır