I. Muâviye: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Sakhalinio (mesaj) tarafından yapılmış 17765164 numaralı değişiklikler geri getirildi. (TW)
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Görsel Düzenleyici Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
26. satır:
| imza =
}}
'''Muaviye bin Ebu Süfyan''', ([[Arapça]]: '''معاوية بن أبي سفيان''' Mu'āviyye ibn Ebu-Sufyān) (d. 602 - ö. 6 Mayıs 680) [[İslam Devleti]]'nin [[Ali bin Ebu Talib|Hz. Ali]]'den sonraki [[halife]]si ve [[Emevi Hanedanı]]'nın kurucusu.
 
Müslüman olmadan önce [[Uhud Savaşı]]'nda ve [[Hendek Savaşı]]'nda [[Mekke]]li paganların komutanı olarak [[Muhammed|Hz.Muhammed]] komutasındaki [[Müslümanlar]]a karşı savaşan [[Ebu Sufyan bin Harb]]'in oğludur. Annesi [[Kureyş]]'in başkanlarından olan "[[Utbe bin Rebîa]]"'nın kızı [[Hind bint Utbe]]'dir.<ref name="ucok">Üçok, Bahriye (1968), ''İslam Tarihi: Emeviler - Abbasiler'', Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları say.27</ref>
 
Hz.Ali ile savaştı, [[Mısır]]'ı ele geçirdi ve Hz.Ali'nin 661 yılında [[suikast]]e uğrayarak öldürülmesinden sonra halifeliği [[Hasan|Hz.Hasan]]'dan devr alarak halifeliğini ilan etti. [[661]]'den [[680]]'e kadar [[İslam Devleti]]'ni yönetti.
 
== İlk yılları ==
36. satır:
Muaviye bin Ebu Sufyan [[602]] yılında [[Kureyş]] kabilesinin üyelerinden [[Beni Abd Şems]] ailesinin bir ferdi olarak dünyaya geldi. Modern [[Suudi Arabistan]]'ın kuzeybatısında yer alan [[Mekke]] Kureyş'in yönetimindeydi. Beni Abd-Şems ailesi bu yönetici zümrenin en nüfuzlu üyelerindendi. Muaviye'nin babası [[Ebu Sufyan bin Harb]] annesi ise [[Hind bint Utbe]] idi.
[[Muhammed bin Abdullah|Hz.Muhammed]], Mekke'de yeni dini duyurmaya başladığında Abd-Şems ailesinin çoğu ona karşı çıktı. [[Hicret]] etmesine neden oldular ve ardından Müslümanlara karşı açılan tüm savaşlara katıldılar.
[[630]] yılında Müslümanlar Mekke'yi fethedince, tüm Mekkelilerle birlikte Abd-Şems ailesi de Müslüman oldu.
42. satır:
Bazı tarihçilere göre Muaviye akrabalarının şiddetli itirazlarına rağmen Müslüman oldu. Şiiler ise, [[Mekke'nin fethi]] bunu zorunlu kılana dek İslam'ı kabul etmediğini söylerler.
[[Muhammed bin Abdullah|Hz.Muhammed]] karşıtlarına merhametli davrandı. Ordusuna katılıp önemli görevlere gelmelerine müsaade etti.<ref name="ibnkathir">Hafiz Ibn Katheer (İngilizce çev. Yoosuf Al-Hajj) (2012) ''Caliphate of Banu Umayyah From Al-Bidayah Wan-Nihayah Ibn Kathir'' Darusselam ISBN 9786035000802 say.113 {{ing}} Ibni Kathir Tarihi'nin kısaltılmış İngilizce çevirisi</ref> [[632]] yılında peygamberin ölümünden sonra ise [[Suriye]]'deki [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]] ordusuna sefere giden orduya katıldı. Orduda yükselerek büyük nüfuz sahibi oldu. İkinci halife [[Ömer bin Hattab|Hz.Ömer]] tarafından Şam'ın valisi olarak atandı. Üçüncü halife [[Osman bin Affan|Hz.Osman]] döneminde ise halife tarafından [[Suriye]] eyalet valiliğine getirildi.
 
Kendisinden 130 hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan sadece dördünün rivayetinde [[Muhammed el-Buhârî|Buharî]] ve [[Müslim bin Haccac|Müslim]] ittifâk etmişlerdir. [[Ebu Zer-el Gıfârî]], [[İbn-i Abbâs]] gibi [[sahabi]]lerin kendisinden rivayetleri vardır. Tâbiî'nden de Cübeyr İbn-i Nüfeyr, Saîd İbn-i Müseyyeb ve daha başkaları rivayet etmişlerdir.<ref>Abdi'l Latifi'z Zebidi,''Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih tercemesi ve şerhi'', Ankara, 1984 (Yedinci Baskı) Cilt 8, Sahife 129</ref>.
 
== Suriye valisi ==
[[Muaviye]], kardeşi Yezidin [[640]]'da vefatı üzerine [[Ömer bin Hattab|Hz.Ömer]] tarafından Şam valiliğine atandı. Hz.Osman bin Affan zamanında valiliği sırasında [[Suriye]]'nin tamamını yönetimi altına aldı. Yöre ahalisi ve askeri üstünde dikkate değer şekilde etki sahibi oldu. Yavaş–yavaş dahilden kendi devletinin alt yapısını atmaya başladı. [[647]] yılına gelindiğinde [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]]'ın saldırılarına dayanabilecek güçte bir ordu oluşturmuştu. Ardından [[649]]'da [[Kıbrıs]]'ı ve [[654]]'te [[Rodos]]'u aldı. [[655]] yılında [[Likya]] açıklarında Bizans donanmasını ağır bir yenilgiye uğrattı. Aynı süre içinde [[Anadolu]]'ya defalarca sefere çıkıldı.
Bu askeri girişimlerinin tamamını Hz.Ali'nin [[halife]] olmasının ardından durdurdu.
 
== Hz.Ali ile çatışma ==
{{ana|Sıffin Muharebesi}}
[[Şii]]ler, Hz.Muhammed bin Abdullah'dan sonra hilafet'in Hz.Ali ve soyuna ait olduğunu savunur ve [[Sünni]]lerin meşru ve dince makbul kabul ettikleri ilk üç halifenin ([[Ebu Bekir|Hz.Ebu Bekir]], [[Ömer ibn Hattab|Hz.Ömer]] ve [[Osman bin Affan|Hz.Osman]]'ın) hilafeti Hz.Ali'den gasp ettiklerine inanırlar. Yezid'in babası Muaviye konusunda da yine bir benzerlik vardır.
[[Şii]]ler, [[I. Yezid]] hakkındaki görüşlerin benzerlerini Hz.Ali'nin hilafetine karşı çıktığı için Muaviye için de sürdürürler; ancak [[Sünni]]ler ise Muaviye'nin bir "[[içtihad]]" yaptığını ve içtihadında yanılsa bile peygamberin [[sahabe|eshab]]ından ve [[Kuran]]'ın [[vahiy katipleri]]nden biri olduğu gerekçesiyle hakkında kötü ifadede bulunmaktan kaçınırlar. Buna karşın aralarında [[Ebu Hanife]]'nin de olduğu birçok [[Sünni]] alimi ise Hz.Ali halife iken, Hz.Ali'nin hilafetini tanımayıp ikinci halife olarak ortaya çıkan Muaviye'ye karşı, [[Muhammed bin Abdullah|Hz.Muhammed]]'in "''Bir halife varken, sonradan çıkan ikinci bir halifenin katlinin vacib olması''"<ref>Müslim, İmâre 46, Hadis No: 3431.(Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 25; İbni Mâce, Fiten 9)</ref><ref>(Ebu Said el-Hudri, Müslim; Tefsir-i Kurtubi, c. 1, sf. 185)</ref> kuralını uygulamayan Muaviye taraftarlarının, bu tutumları ile açıkça hatalı olduklarını ve [[haram]] işlediklerini açıklamışlardır.
Sünnilikte iktidar siyasi bir mesele ve peygamberin soyu dahi olsa bir soy meselesi olarak değil ümmetin kendi içinde istişare ile çözeceği bir konu olarak görülür ve genellikle "istişare ile seçilen devlet başkanına itaat" kültürü hakimdir. Şiilerde ise iktidar inanç meselesidir ve meşru siyasi lider aynı zamanda ruhani liderliği de elinde bulunduran Hz.Ali ve soyundan gelen imamlara (lider) aittir. [[Caferi]] şiası, toplam en sonu kıyamete kadar gizli kalan Mehdi de dâhil [[12 imam]]ı kabul ettiğinden "12 imam" (Caferi Şiası) olarak da bilinir. 12 imamın günahsız olduğuna, "vahiy alma" hariç peygambere benzediğine inanılır. Şiilik içinde [[Zeydilik]] ve [[İsmailîlik]] gibi mezhepler bir ölçüde farklı bir İmam listesini kabul ederler.
Suikaste uğrayan Halife [[Osman bin Affan|Hz.Osman bin Affan]]'ın öcünü almak, aynı kabileden olduklarından Muaviye'ye düşmekteydi. Muaviye Osman'ın katillerinin kovuşturmasını yapmadığından onların işbirlikçisi olduğunu iddia ettiği [[Ali bin Ebu Talib|Hz.Ali]]'nin hilafetini reddetti. Bununla birlikte, öncülüğünü [[Ayşe bint Ebu Bekir|AyşeHz.Aişe]], [[Talha bin Ubeydullah|Hz.Talha]] ve [[Zübeyr bin Avvam]]'ın yaptığı isyana da katılmadı. İsyanın ardından yapılan [[Cemel Savaşı]]'nın galibi Hz.Ali, AyşeHz.Aişe'yi affetti. Hz.Ali'nin sağladığı refakatçiler eşliğinde Medine'ye giden AyşeHz.Aişe'ye maaş da bağladı.
Hz.Ali, [[Cemel Savaşı]]'nın ardından valisinin önderliğinde isyan eden [[Suriye]]'ye yöneldi. Fırat'a yönelen Ali [[657]] yılında Muaviye'nin güçleriyle çarpıştı. Muaviye, neredeyse mağlup olacağı [[Sıffin Savaşı]]'ndan hile yaparak kurtulmayı başardı. Muaviye'nin, Hz.Ali'nin safında çarpışanların dindarlığını istismar etmek için askerlerinin mızraklarına [[Kur'an]]'dan sayfalar astırdığı söylenir. Düşmanlarını görüşmeye ikna eden Muaviye Hz.Ali'nin yandaşlarını bölerek hilafetinin geçerliliğine gölge düşürdü. Hz.Ali'nin eski yandaşları [[hariciler]]in isyanından doğan zayıflıktan yararlanan Muaviye [[Mısır]]'ı ele geçirmekfethetmek üzere harekete geçti. [[Muaviye]], [[Amr bin As]] komutasında [[Mısır]]'a bir ordu gönderdi. Amr bin As, halife Hz.Ali'ye bağlı şekilde [[Mısır]]'ı idare eden ve birinci halifenin oğlu olan Muhammed bin Ebubekir'i çıkan bir savaşta yenerek öldürdü. [[Amr bin As]] yaklaşık 2 yıl burayı [[Muaviye]]'ye bağlı bir şekilde idare etdi.
 
== Halifeliği Hz.Hasan'dan devralışı ==
Hz.Ali [[Kufe]]'de şehit edildikten sonra, Müslümanlar [[Ali|Hz.Ali]]'nin oğlu [[Hasan|Hz.Hasan]]'a biat ettiler.<ref name="ucok"/> Bu biat'ı, Hz.Ali ile halifelik için çatışan ve savaşan Muaviye kendi otoritesine bir tehdit olarak algıladı. Muaviye derhal [[Suriye]], [[Filistin]] ve [[Lübnan]]’daki ordu komutanlarına savaş hazırlıklarına başlamaları için talimat verdi, diğer yandan da genç varis Hz.Hasan ile anlaşmayı denedi, daha doğrusu Hz.Hasan'a halifelik iddiasından vazgeçmesini bildiren bir mektup gönderdi ve eğer vazgeçmezse, istemediği sonuçların doğacağını ve Müslümanların öleceğini bildirdi. Aslında Muaviye için en iyisi Hz.Hasan'ın halifelik hakkından vazgeçmesi olacaktı, çünkü Muaviye orduları Hz.Hasan'ı savaş meydanında öldürüp tüm güç Muaviye'nin elinde toplansa bile Muaviye’nin halife olabilirliği tartışılmaya devam edecekti. Muaviye için bu hiç de istenilen bir durum değildi.
Hz.Hasan hakkından vazgeçmedi ve anlaşma sağlanamadı. Kimi kaynaklara göre 60 bin kişi olduğu iddia edilen Muaviye'nin ordusu Hz.Hasan'ı mağlup edip öldürmek için yürüyüşe geçti. Diğer yandan Hz.Hasan da 40 bin kişilik ordusunu kurmuş ve savaşmaya hazırdı, iki ordu [[Medain]] yakınlarında karşılaştılar.
Hz.Hasan savaş başlamadan önce Muaviye askerlerine konuşma yaparak onlara yanlış yönde olduklarını ve Muaviye'yi haksız görüyorlarsa onun tarafında bulunmamaları gerektiğini hadis ve Kuran'dan örnekler vererek bildirdi. Hz.Hasan'ın kendi ordusundan teslim olacağını sanan bir kısım birlikler, Hz.Hasan'a isyan ettiler ve ona saldırdılar. Hz.Hasan yaralandıysa da, yakın korumaları bu saldırıyı püskürtmeyi başardı. Fakat Hz.Hasan'ın komutanlarından Ubeydullah, para ve altın karşılığında Hz.Hasan'a ihanet ederek Muaviye'nin tarafına geçti.
İki ordu arasında birkaç sonuç getirmeyen çarpışma yaşandı. Hz.Hasan'ın komutanlarından Kays bin Sad'ın 4.000 kişilik küçük ordusu, Muaviye'nin komutanlarından olan Busr bin Ertad'ı [[Kufe]] yakınlarında mağlup edip darmadağın etti. Sonunda Muaviye üstün gelemeyeceğini, üstün gelse bile birçok adamını kaybedeceğini anladı ve iki [[Kureyş]]li adamını Hz.Hasan ve takipçileriyle anlaşsınlar diye görevlendirdi. Halifenin 40.000 kişilik ordusu artık dağılmıştı ve kabileler köylerine dağılmaktaydı. Ayrıca halife Hasan yaralanmıştı ve ordusunun içinde meydana gelen başıbozukluk yüzünden ordusuna pek güvenemiyordu. Sonunda Hz.Hasan ve Muaviye [[661]] yılında Meşkin'de<ref>Kufe yakınlarında bir yer. (e-Berki, II, 1227; Yakut, V, 127-128)</ref> bir araya geldiler ve anlaştılar. [[Hasan bin Ali|Hz.Hasan]]; Kuran'a ve sünnete uyması, yandaşlarından intikam almaması şartlarını ve Muaviye'nin ölmesinden sonra halifeliğinin tekrar kendisine, eğer kendisi hayatta değil ise kardeşi [[Hüseyin bin Ali|Hz.Hüseyin]]’e geçmesi şartını öne sürmüştü. Muaviye sözde kabul etti. [[Hasan bin Ali|Hz.Hasan]] hicretin 41. yılında (m. [[661]]) Rebiulevvel veya Cemazielevvel ayında Muaviye'ye biat etdi.<ref>Halife, Tarih, 203; İbn Kuteybe, el-Maarif, 349</ref>
Antlaşmadan sonra biat almak üzere [[Kufe]]'ye yola çıkan, Muaviye Nuhayle'de<ref>el-Bekri, 11, 1304; Yakut, V, 278-279</ref> konakladı. Burada [[cuma namazı]]nı kıldırdıktan sonra şöyle bir konuşma yaptı:<ref>el-İsfahani, Mekatil, 70.</ref><ref>Sarıçam, İbrahim (1997) ''Emevî-Hâşimî iliskileri: İslâm öncesinden Abbasîlere kadar'', Türkiye Diyanet Vakfı yayınları. ISBN 975-389-284-5</ref>
77. satır:
Vallahi ben sizinle namaz kılmanız, oruç tutmanız, zekat vermeniz ve haccetmeniz için savaşmadım. Ben sizinle sadece üzerinize emir olmak için savaştım. Siz istemeseniz de Allah bana bunu nasib etti.
</blockquote>
Daha sonra Kufe'ye giden Muaviye orada halka hitap ettikten sonra minbere Hz.Hasan çıktı ve şöyle dedi;
<blockquote>
Ey Irak halkı! Benim gönlüm sizden soğudu. Babam Ali'nin sağlığında bunca muhalefetler ettiniz, bir gün onu gamsız bırakmadınız. Nihayet babamı öldürdünüz. Bana da bunca zahmet verdiniz; üzerime hücum eylediniz; Malımı yağmaladınız. Beni yaraladınız. Henüz yaram iyileşmedi. Ey Irak halkı! Eğer siz [[Ehli beyt]]'i peygambere eza kıldınızsa da Allah kıyamette bizimle sizin aranızda hâkim ve kafidir. Şu halde ben Muaviye'ye biat ettim. Sizin biatınızdan bizar oldum.
83. satır:
 
== Muaviye'nin halifeliği ==
Muaviye halifeliğini tanımayanları sert bir biçimde bastırdı ve iç karışıklıklara son vererek güçlü bir devlet oluşturdu. Ardından yeni fetihlere girişti. Emevi egemenliğini doğuda Hindistan sınırına, batıda Kuzey Afrika'ya, oradan da Güney İspanya'ya kadar yaydı. Yeni kurulan donanmayla 669-678 arasında Bizans'ın başkenti Konstantinopolis'i (İstanbul) ele geçirmekfethetmek için seferler düzenlendi ama başaramadı. Muaviye 680’de öldüğünde ardında güçlü bir devlet bıraktı. Halifeliği dinsel önderliğin yanı sıra tam bir siyasal önderliğe dönüştürdü. Muaviye, ölümünden hemen önce, 679 yılında, [[Hasan bin Ali|Hz.Hasan]] ile yaptığı anlaşmaya rağmen ve [[Hüseyin bin Ali|Hz.Hüseyin]] ve [[Abdullah bin Zübeyr]]'in karşı çıkmasına rağmen oğlu [[I. Yezid|Yezid]]'i halife ilan etti ve kendisine biat edilmesini istedi. Artık halife bir kurul tarafından seçilmiyor, babadan oğula geçiyordu. Nitekim Muaviye'nin yerine oğlu [[I. Yezid]] halife oldu.
 
=== Askeri seferleri<ref name="ibnkathir"/><ref name="bewley">Bewley, Aisha Abdurrahman (2002 ) ''Muawiya Restorer of the Muslim Faith'', Dar Al Taqwa Ltd ISBN 1870582568 {{ing}}</ref>===
"https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Muâviye" sayfasından alınmıştır