Sultan Alaeddin Camii: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
anlam ayrımı eklendi
içeri genişletildi, kaynakça eklendi
12. satır:
| mimari_tür =
| mimari_biçim =
| inşaat_başlangıç_yılı =1211
| inşaat_tamamlanma_yılı =12361197
| yükseklik =
| genişlik =
| merkez_genişlik =
| minare_sayısı =1
| minare_yüksekliği =30 metre
| malzeme =
}}
{{diğer anlamı|Alâeddin Camii}}
{{commons-ufakCommonscat|Category:Sultan Alaeddin Mosque}}
'''Sultan Alâeddin Camii''', [[1211]]-[[1236]] yılları arasında [[Selçuklu]] Sultanı tarafından bugün eski [[Ankara]] denilen Kaleiçi’nde yaptırılmış Ankara’nın ilk camisi.
[[Resim:Sultan Alaeddin Cami Kapısı.jpg|thumb|220px|Cami Kapısı ve üzerindeki kitabeler]]
[[Resim:Sultan Alaeddin Cami Eski Mihrap.jpg|thumb|220px|Caminin dışarıda kalan mihrabı]]
[[Resim:Sultan Alaeddin Cami Direkler.jpg|thumb|220px|Caminin direkleri]]
[[Resim:Sultan Alaeddin Cami Yandan görünüş.jpg|thumb|220px|Yandan görünüş]]
'''Sultan Alâeddin Camii''', 12. yüzyılda [[Ankara]]’da İç Kale’nin girişinde, Selçuklu meliki [[Muhiddin Mesud Şah|Muhyiddin Mesud]] tarafından yaptırılmış camidir.
 
Ankara’nın en eski camisidir.<ref name=ozgur/> [[II. Alaeddin Keykubad]] döneminde onarılmıştır ve bu yüzden “''Alâeddin Camii''” olarak bilinir. Osmanlı Sultanı [[II. Murat]] devrinde de onarım gören yapı, bazı kaynaklarda “''Muradiye Camii''” olarak anılır ancak halk arasında ve kaynaklarda “''Alâeddin''” ismi hiç terk edilmemiştir.<ref name=vakif>{{web kaynağı|soyadı1=Çam|ad1=Nusret|yazar1=Ersay, Ayşe|başlık=Ankara Muhyiddin Mesud (Alâeddin Camii)nin İlk Şekli ve Türk Mimarisindeki Yeri|url=http://acikerisim.fsm.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11352/967/%C3%87am%26Ersay%20Y%C3%BCksel.pdf?sequence=1|erişimtarihi=8 Aralık 2015|ref=Vakıflar Dergisi Sayı 38, Aralık 2012}}</ref>
[[1361]] yılında [[Osmanlı]] padişahı [[Orhan Gazi]], [[1433]] yılında Şerife Sümbül Hatun, [[1954]] yılında da [[Vakıflar Genel Müdürlüğü]] tarafından olmak üzere üç büyük tamirden geçerek ilk orijinal özelliğini kaybetmiştir.
 
[[II. Kılıçarslan]]’ın oğullarından Muhyiddin Mesud’un Ankara’da hüküm sürdüğü devirde sarayla birlikte yapılmıştır.
Caminin ilk yapıldığı yıllarda kale duvarına yakın olması sebebiyle duvarın rutubetlenmesiyle , duvarın yana kaydırılması mihrabın ise yerinde bırakılması ve yerine yeni mihrabın yapılması ile cami biri bahçede biri de içerde olmak üzere çift mihraplıdır.
 
Çivi çakmaların kullanıldığı sahte kündekâri tekniğiyle ile yapılmış ahşap minberi, doğusunda daha evvel inşa edilmiş eski Eski Camisi, batısındaki Selçuklu Sarayı, kuzeyindeki son cemaat yeri ve onun üstündeki kadınlar mahfeli ile sanat tarihi açısından önem taşır.<ref name=vakif/>
Caminin ilk yapıldığı günden bugüne kalan orijinal tek parçası geometrik geçmeli olarak cevizden yapılan [[minber]]idir. Minberin yanında bulunan kitabede Ameli İbrahim Bin Ebubekir Rumi el Neccari yazmakta ve bu kişinin minberi yapan sanatkar olduğu düşünülmektedir. Yine minber kitabesinde yazan miladi 1178 tarihi ile minberin cami’den çok önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Minberin 15. asırda yapılan ikinci tamiratında kalan pencere kanadı ise [[Ankara Etnografya Müzesi]]nde sergilenmektedir.
 
== Tarihçe ==
Silindirik tuğla gövde üzerine yumuşak beyaz taşla yapılan cami minaresi tek şerefeli ve 30 metre yüksekliğindedir.
[[Ankara Kalesi]]’nin 1073’te Türkler tarafından fethedilmesinden sonra 12. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar şehirdeki Müslüman nüfus fazla değildi, bu dönemde Müslümanların diğer İslam şehirlerinin pek çoğunda olduğu gibi genellikle terkedilen veya ortak kullanılan Bizans mabetlerinde ibadet ettikleri düşünülür. Alâeddin Camii’nin doğusundaki, 15.92 m. uzunluğa ve en geniş yerde 9.13 m genişliğe sahip, günümüzde üstü tamamen açık olan alan, Türkler’in 1073’te Ankara Kalesini fethettikten sonra yaptıkları ilk cami idi (Eski Cami).<ref name=vakif/> Hemen batısında bir de kilisenin bulunduğu düşünülen Eski Cami, iç kaledeki mekân darlığı yüzünden çok küçük ebatlı idi. Bu yapıdan günümüze gelen en önemli unsur üst yarısı tamamen yıkılmış olan ve iki kademe halinde derinleşen mihraptır.<ref name=vakif/>
 
Anadolu Selçuklu Devleti toprakları II.Kılıçarslan tarafından oğulları arasında pay edildiğinde kendisine Ankara toprakları verilen Muhyiddin Mesud, 1186-1204 yılları arasında bu şehirde yaşadı. Ankara’da hüküm sürdüğü dönemde şehirde bir saray yaptırdığı; günümüzde Alâeddin Camii olarak adlandırılan camiyi sarayla birlikte inşa ettirdiği düşünülür. Kıble duvarının batı ucunda bulunan ve küçük bir dehlize açılan kapıdan saraya bağlantı sağladığı ihtimali üzerinde durulur<ref name=vakif/>
Caminin giriş kapısının üzerinde iki [[Arapça]] kitabe bulunmaktadır. Sol taraftaki kitabe miladi 1361 yılı tarihlidir ve [[Türkçe]]si “Büyük efendimiz ulu Sultan (tanrı mülkünü ebedi kılsın) cemaatinden Lulu Paşa 763 (hicri) senesinde bu mübarek camiyi tamir etti ”. Sağ taraftaki kitabe ise miladi 1433 tarihli ve Türkçesi “ Tanrının mağrifetini dilemek için bu kutlu mescidi Mehmet Han oğlu Murat Han saltanatı günlerinde Şerife Sünbül Hatun 837 (hicri) yılında tamir ettirdi “ yazıları bulunmaktadır.
 
Caminin minber kitabesinde minberin cami ile birlikte yapıldığı ifade edilir ve ''Hicri Safer 594'' (Miladi Kasım 1197) tarihi yer alır. Kimi araştırmacılar bunun 574 (1178) olarak da okunabileceğini belirtmişlerdir ve caminin girişine 1178 tarihi yazılmıştır.<ref name=vakif/>
Eserin yarısı ahşap malzemelerden yapılmıştır. Kerpiç duvarlardan meydana gelen esas ibadet mekanı dikdörtgen plan teşkil etmektedir. Kuzeyde bütün cephe boyunca uzanan vedoğu yana doğru bir çıkıntı Roma menşelispoli stunlar üzerinde ahşap malzemelerden yapılmış bu günkü kadınlar mahfilinin ek kısmını meydana getirmektedir. İki sıra destek sistemi ile taşınan bu kısmın doğuyönüne ilave edilen iki stunla takviye edildiği görülmektedir.
 
Caminin kuzeyindeki son cemaat yeri ile üstündeki kadınlar mahfeli cami ile birlikte yapılmıştır.<ref name=vakif/> Anadolu’daki son cemaat yeri ve üst katta kadınlar mahfeli olan ilk camidir. [[Hacı Bayram Camii|Hacı Bayram]], İbadullah, Ağaç Ayak ve Zincirli camileri gibi pek çok esere ilham vermiştir.<ref name=vakif/>
== Fotoğraf galerisi ==
 
<gallery>
Muhyiddin Mesud’un bağımsız bir melik gibi hareket etmesi, kardeşi Rükneddin Süleyman Şah’ın şehri kuşatmasına sebep olmuştur. Uzun süren bu kuşatmada caminin ağır darbeler aldığı sanılıyor. 1204’te şehri teslim etmek zorunda kalan Muhyiddin Mesud öldürülmüş ve taht kavgaları sürüp giderken birkaç sene sonra Alâeddin Keykubad Ankara’ya sığınmıştır. Ankara’da iki yıl kalan Keykubad’in camiyi yenilediği kabul edilir. Ancak Keykubad, 1213’te şehri ağabeyi Keykavus’a terk etmek zorunda kalmıştır. Kalenin hemen bitişiğinde yer alan caminin bu kuşatmada da hasar görmüş olması muhtemeldir.<ref name=vakif/>
Resim:Sultan Alaeddin Cami Kapısı.jpg|Cami Kapısı ve üzerindeki kitabeler
 
Resim:Sultan Alaeddin Cami Eski Mihrap.jpg|Caminin dışarıda kalan mihrabı
Yapı 361 yılında [[Orhan Gazi|Sultan Orhan]]’ın valisi Sülü Paşa ve [[II. Murad]] devrinde 1433 yılında Şerif Sünbül Hatun tarafından onartılmış; [[II. Abdülhamid]] devrinde 1895 yılında tekrar onarım görmüştür. Cumhuriyet devrinde ise 1954 ve 1985 yıllarında da [[Vakıflar Genel Müdürlüğü]] tarafından onarılmıştır. Geçirdiği birçok tamirle aslî mimarisini epeyce kaybetmiştir.
Resim:Sultan Alaeddin Cami Direkler.jpg|Caminin direkleri
== Mimari özellikleri ==
Resim:Sultan Alaeddin Cami Yandan görünüş.jpg|Yandan görünüş
Kıbleye dik olarak yerleştirilmiş dikdörtgen planlı düz tavanlı bir harim ile kuzeyde devşirme sütunlar üzerine yine düz tavanlı olarak inşa edilen bir son cemaat yerinden meydana gelir. Üstü ahşap düz tavanla örtülüdür.
</gallery>
 
Kuzeyde giriş kapısının iki yanında, son cemaat yerine açılan iki, batıda altta ve üstte üçer, doğuda altta üç ve kıblede üstte beş olmak üzere, toplam onaltı pencere ile aydınlanır. Ayrıca kadınlar mahfilinde de kuzeye açılan üç pencere bulunur.
 
Harimin kuzeyinde giriş kapısının iki yanında müezzin mahfili ve üstte de oyma kafes usulü ile yapılmış, giriş kapısı üzerindeki orta kısmı yarım daire şekilli kadınlar mahfeli yer alır.
Mihrap, 1895 yılındaki onarımdan kalmadır.
== Kitabeleri ==
Mabedin dışında mermere oyularak yazılmış dört satırlık imar kitabesi, kapı üzerinde üçer satırdan oluşan iki adet tamir kitabesi ve minberde yine imar kitabesi bulunur.
 
Sol taraftaki tamir kitabesi miladi 1361 yılı tarihlidir ve Türkçesi şu şekildedir:"''Büyük efendimiz ulu Sultan (tanrı mülkünü ebedi kılsın) cemaatinden Lulu Paşa 763 (hicri) senesinde bu mübarek camiyi tamir etti''”".
 
Sağ taraftaki tamir kitabesi miladi 1433 tarihlidir ve Türkçesi şu şekildedir: "''Tanrının mağrifetini dilemek için bu kutlu mescidi Mehmet Han oğlu Murat Han saltanatı günlerinde Şerife Sünbül Hatun 837 (hicri) yılında tamir ettirdi''".
== Minberi ==
Mabedin minberi, dönemin ağaç işçiliğini taşıyan en güzel örneklerdendir. Ceviz ağacından oyularak Çivi çakmaların kullanıldığı sahte kündekâri ekniğiyle yapılan minberde sekizgenler arasına yerleşen yıldızlar ve baklava şekilleri içerisinde rumi kompozisyonlar görülür. Minberin merdiven kapısı üzerinde dendanlı geometrik şekiller haricinde iki hilal motifi görülür. Bu kapıdaki kündekarî zamanla yıpranmış ve geçmeleri hasar gördüğünden çakılmıştır.<ref name=ozgur>{{web kaynağı|soyadı1=Çetintaş|ad1=Özgür|başlık=Cumhuriyet Dönemi Öncesi Ankara Camilerinde Yazı ve Süsleme Özellikleri|url=https://www.academia.edu/attachments/36432237/download_file?st=MTQ0OTY0NzU3Nyw4OC4yNTAuMjUzLjkyLDQyNjE0NjI%3D&s=swp-toolbar&ct=MTQ0OTY0NzU3OCwxNDQ5NjQ3ODYzLDQyNjE0NjI=|erişimtarihi=9 Aralık 2015|ref=Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Semineri II, Isparta, 2015}}</ref>
 
Minberin yanında bulunan kitabeye göre minberinustası, Marangoz Ebubekir oğlu İbrahim Rûmî'dir.<ref name=rehber>{{web kaynağı|başlık=Alaaddin Camii|url=http://www.ankararehberi.com/camiler/1498-alaaddin-camisi.pdf|website=Ankararehberi.com sitesi|erişimtarihi=9 Aralık 2015}}</ref>
 
Minberin 15. asırda yapılan ikinci tamiratında kalan pencere kanadı ise [[Ankara Etnografya Müzesi]]nde sergilenmektedir.<ref name=rehber/>
== Minare ==
Caminin minaresi kuzeybatı köşede camiden ayrı, kare planlı, kesme taş bir kaide üzerinde yükselmektedir.1433 yılındaki onarımda inşa edildiği sanılır.{{fact}} Silindirik tuğla gövde üzerine yumuşak beyaz taşla yapılan minare tek şerefeli ve 30 metre yüksekliğindedir. Tuğla gövdenin altında ve üstünde birer taş bilezik dolaşmaktadır. Taş korkuluklu şerefeye kirpi saçaklarla geçilir. Peteğin üstü kurşun külâhlıdır. <ref name=rehber/>
== Çeşme ==
Caminin kuzeybatı köşesinde, son cemaat yerinin sokağa bakan cephesinde, caminin korkuluk duvarı içine gömülmüş durumda, sağlam olmasına rağmen bugün suyu kesilerek kullandırılmayan, dikdörtgen şekilli bir eski çeşme bulunmaktadır. Suyunun taşıma usulü ile temin edildiği, cemaatin abdest alması için namaz vakitlerinde suyun özel bir tesisatla salıverildiği sanılmaktadır.<ref name=vakif/> Çeşmenin üzerinde ayrıca isteyenin her zaman tasla su içmesini sağlayan sebil bulunur. Bu çeşmes-sebilin Selçuklular devrinden beri mevcut olduğu sanılmaktadır.<ref name=vakif/>
 
== Kaynakça ==
{{kaynakça}}
 
{{commons-ufak|Category:Sultan Alaeddin Mosque}}
 
[[Kategori:Ankara'daki camiler]]