Devrimci Yol: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Nanahuatl (mesaj | katkılar)
k düzen
AliIsingor (mesaj | katkılar)
imla düzeltmeleri
19. satır:
| kilit_insanlar = Ali Başpınar, Melih Pekdemir, Ali Afatlı, Mehmet Ali Yılmaz, Baha Çetintaş<ref>http://www.devrimciyol.org/Devrimci%20Yol/kitaplar/kitap11.htm</ref>
}}
'''Devrimci Yol hareketi (DEV-YOL)''', 1974 sonrası [[THKP-C]]'nin fikri ve örgütsel olarak devamı niteliğindedir. 1974 affı sonrası eski [[THKP-C]] ve [[DEV-GENÇ]] kökenli kadrolar geçmişin değerlendirmesini esas alan tartışmalar yürütmüştür. Kökeni THKP-C Genel komitesi içerisinde yaşanan ayrılığa kadar giden farklı değerlendirmeler, sürecin ayrılıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Yürütülen tartışmalarda THKP-C ve Mahir Çayan’ın geliştirdiği ideolojik-politik görüşlerin doğruluğunu savunan grup Devrimci Yol’un ilk çıkış noktasıdır.
 
'''Devrimci Yol hareketi (DEV-YOL)''', 1974 sonrası [[THKP-C]]'nin fikri ve örgütsel olarak devamı niteliğindedir. 1974 affı sonrası eski [[THKP-C]] ve [[DEV-GENÇ]] kökenli kadrolar geçmişin değerlendirmesini esas alan tartışmalar yürütmüştür. Kökeni THKP-C Genel komitesi içerisinde yaşanan ayrılığa kadar giden farklı değerlendirmeler, sürecin ayrılıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Yürütülen tartışmalarda THKP-C ve Mahir Çayan’ın geliştirdiği ideolojik-politik görüşlerin doğruluğunu savunan grup Devrimci Yol’unYol'un ilk çıkış noktasıdır.
Devrimci Gençlik dergisi ve Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (DEV-GENÇ) etrafında yürütülen çalışmalar, Devrimci Yol bildirgesi ile somutlanmıştır. 1 Mayıs 1977 yılında ilk sayısını çıkaran Devrimci Yol dergisi, yüzbinlere varan tiraja ulaşmıştır. 12 Eylül darbesi karşısında, direnişi esas alan bir çizgi geliştiren Devrimci Yol özellikle kırsal alanda yürüttüğü faaliyetler sonucu çok sayıda militanını kaybetmiştir.
 
Devrimci Gençlik dergisi ve Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (DEV-GENÇ) etrafında yürütülen çalışmalar, Devrimci Yol bildirgesi ile somutlanmıştır. 1 Mayıs 1977 yılında ilk sayısını çıkaran Devrimci Yol dergisi, yüzbinlere varan tiraja ulaşmıştır. 12 Eylül darbesi karşısında, direnişi esas alan bir çizgi geliştiren Devrimci Yol, özellikle kırsal alanda yürüttüğü faaliyetler sonucu çok sayıda militanını kaybetmiştir.
 
== Devrimci Yol'un kökleri ==
12 Mart Askeri Muhtırası sonrası 1974-1975 yıllarına kadar süren bir dağınıklık yaşayan sol hareketler öncelikle üniversitelerde anti-faşist gruplar olarak toparlanmaya başlarlar. Daha sonra ülke sorunları ve [[sosyalist]] teorik tartışmalar da gençlik içinde tartışılan konular haline gelmiştir. Başlarda çeşitli öğrenci dernekleri etrafında toplanan sol gençlik 1976 yılında Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun ([[DGDF]]) kurulmasıyla daha merkezi bir görünüm almıştır. Bu süreç içinde gençlik hareketi büyük şehirlerin gecekondu semtlerine de yayılmaya başlamıştır. Dünya sosyalist hareketine ilişkin yorum farklılıkları, farklı Türkiye tahlilleri ile birlikte gençlik hareketi içinde de bir takım saflaşmalar kendini göstermeye başlamış ve bu hareketten köklenecek birçok devrimci hareketin izlerini vermeye başlamıştır. Kürt meselesini çözümünde ortak örgütlenme ve ortak mücadelede görüşü doğrultusunda hareket edilmiştir.
 
Bu dönem sonrası kurulan ve [[Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi|THKP-C]]’nin devamı olma iddiasındaki birçok siyasi görüşün ayrı ayrı örgütler etrafında birleştiği dönemde [[sosyalist sol]] içindeki tartışmalarda, geçmiş teorik yaklaşımlar ve kavramlar önemli bir yer işgal eder. Bu tartışmaların dışında sosyalist dünyadaki [[Çin-Sovyet Ayrılığı|Çin-Sovyet kutuplaşması]] çevresinde ortaya çıkan tartışmalarla [[Kürt]] sorunu, [[faşizm]] tanımlaması ve faşizme karşı mücadele konusundaki tartışmalar 1974-1980 yıllarının teorik tartışma alanını oluştururlar. Bu tartışmalar 1970 öncesi konuların devamı olarak kendini gösterirken Türkiye [[devrim]]inin sosyal içeriği, [[proleterya|işçi sınıfının]] öncülük rolü ve niteliği, temel güç ve [[Atatürkçülük|Kemalizmle]] ittifak gibi konuların ise önemini yitirdiği söylenebilir. Başlıca tartışma konusu ve ayrışma nedeni olarak devrim anlayışı ve örgütlenme biçimleri gösterilebilir.
 
== Devrimci Yol'un parti anlayışı ==
Devrimci Yol’unYol'un en çok tartışılan ve net olarak tanımlanamayan yönü hareketin görünümü ile ilgilidir. Diğer sol örgütlerce örgütten ziyade kendiliğindenci bir hareket olarak tanımlanan Devrimci Yol, [[Sıkıyönetimsıkıyönetim]] Askeriaskeri Savcılarısavcıları tarafından ise örgüt olarak tanımlanmaktadır. Merkez komiteden bazı kadroların da Devrimci Yol'un bir örgüt olduğunu inkarinkâr etmeleri ise cezaevi sürecinde Devrimci Yol değerlerini devam ettirenler, değerlere sahip çıkanlar ve bunları inkar edenlerin ayrımını ortaya çıkardı.
 
== Devrimci Yol'un sahneye çıkışı ==
1977'deki [[Kanlı 1 Mayıs]], aynı zamanda [[Devrimci Yol Dergisi]]'nin kamuoyunun karşısına çıktığı gündür. Devrimci Yol çevresinin [[ideoloji]]k-politik görüşlerinin ana hatlarıyla ortaya konulduğu ''Devrimci Yol Bildirgesi'' Nisan ayı içerisinde yayınlanır. Bildirge, 12 Mart'tan çıkışta, solun ideolojik, teorik ve örgütsel tartışmaların içinde olduğu bir ortamda, dünya, [[Türkiye]] ve devrimin yolu konusunda Devrimci Yol'un yaklaşımlarını ortaya koyar. Devrimci Yol Dergisi'nin yayınlanma nedenleri sıralanırken, bildirgede ortaya konulan görüşlerin araştırılmaya, tartışılmaya ihtiyacı olduğu da vurgulanır, Bildirge'nin bir platform olarak algılanması istenir.
 
Bildirge önüne parti kurma fikrini alır ve işçi sınıfının öz örgütünün inşa edilmesinin zorunluluğundan bahseder. Ancakancak bunun nasıl olması gerektiğinden çok nasıl olmaması gerektiğini açıklar ve genel parti tanımlarıyla yetinir. Söylenen en net söylem [[parti]] için herhangi bir şablon kullanılmayacağı, partinin, somut koşulların doğru bir şekilde yapılacak analizlerinden çıkacağıdır.
 
Önemli sayılabilecek bir vurgu da, partileşme sürecinin özel olarak hiyerarşi oluşturma gibi algılanmaması noktasına yapılır. Bildirge'de genel hatlarıyla ortaya konan, [[Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi|THKP-C]] değerlendirmesiyle devam eden parti tartışmaları, daha sonra, Devrimci Yol dergilerinin sayfalarında sık sık yer alır.
 
Devrimci Yol Bildirgesi'nin parti yapılanması ile ilgili ortaya koyduğu düşünceler, sol içi ideolojik tartışmaların konusu olur.Hareket içinde en çok tartışılan ve önem atfedilen suni dengenin kırılma halkasının Kürt halkı olduğu tezi 12 eylülle birlikte gündeme getirilmiştir. Bildirge, [[SBKP]] ve [[ÇKP]] hakkındaki yazıları ile de ideolojik kavgayı da kızıştıracak tartışmalar açar.
Satır 42 ⟶ 43:
"''Uluslararası sosyalist hareketin merkezi bir bütünlüğü yoktur. Bugün [[enternasyonalizm]] adına sapmalardan birinin kuyruğuna takılmak.., bu sapmalara karşı tüm burjuva ideolojilerinin etkilerinden bağımsız proleter devrimci hareketin mücadele bayrağını yükseltmekten geçmektedir''."<ref>http://www.onergurcan.org/Devrimci%20Yol/DY%20(D)/devyol/Bildirge/Bildrge.html</ref>
 
== Devrimci Yol’unYol'un temel görüşleri ==
Devrimci Yol, döneminde Türkiye'ye özgü bir hareket yaratma çabasındadır. Devrimci Yol çevresi, 1975-1980 yıllarındaki, sosyalist hareketlerin, partilerin bir çoğunun içinde olduğu [[SBKP]]-[[ÇKP]]-[[AEP]] kamplaşmasının dışında kalır. Türkiye'ye özgü olan bir sosyalizm ve örgütlenme arayışları, Devrimci Yol hareketinin öne çıkmasını, kitleselleşmesini sağlayan başlıca faktör olarak gösterilebilir. O zamanlar Devrimci Yol’unYol'un sıkça kullandığı ve tartışıldığı "Söz, yetki, karar, iktidar Halkahalka", "Üreten biziz yöneten de biz olacağız", "[[Direniş Komiteleri]]", "Halk komiteleri", "sosyalist demokrasi" gibi slogan ve kavramlar, o yıllarda Devrimci Yol çevresi tarafından solun gündemine sokulmuş ve tartışılmıştır.
 
Devrimci Yol, döneminde Türkiye'ye özgü bir hareket yaratma çabasındadır. Devrimci Yol çevresi, 1975-1980 yıllarındaki, sosyalist hareketlerin, partilerin bir çoğunun içinde olduğu [[SBKP]]-[[ÇKP]]-[[AEP]] kamplaşmasının dışında kalır. Türkiye'ye özgü olan bir sosyalizm ve örgütlenme arayışları, Devrimci Yol hareketinin öne çıkmasını, kitleselleşmesini sağlayan başlıca faktör olarak gösterilebilir. O zamanlar Devrimci Yol’un sıkça kullandığı ve tartışıldığı "Söz, yetki, karar, iktidar Halka", "Üreten biziz yöneten de biz olacağız", "[[Direniş Komiteleri]]", "Halk komiteleri", "sosyalist demokrasi" gibi slogan ve kavramlar, o yıllarda Devrimci Yol çevresi tarafından solun gündemine sokulmuş ve tartışılmıştır.
 
Cunta öncesi dönemde Devrimci Yol'un temel teorik sistematiğinde, Kürdistan'ın sömürge olduğu yolundaki tezler mahkum edilmiştir. "Kendi demokratik devrim sürecini tamamlamamış bir ülkenin, hele hele kendisi sömürge konumundayken [[Emperyalistemperyalist]] olduğu iddiası tamamen [[marksist-leninist]] toplum ve tarih modelini doğru analiz edememek ve Emperyalizmemperyalizm tanımını kavrayamamak" olarak yorumlanmış, bu nedenle Kürt Solu'nun tepkisini almış, yer yer Kürt fraksiyonları ile silahlı çatışmalar da yaşamıştır.
 
=== Devrimci Yol’unYol'un THKP-C’yeC'ye bakışı ===
Devrimci Yol, THKP-C’yiC'yi kendisinden önceki tutucu soldan ilk kopuş olarak tanımlar. [[12 Mart Darbesi]] öncesindeki devrimci mücadele ve devrimci hareketlerin teorik kavramları, özellikle [[Mahir Çayan]] tarafından ortaya atılan THKP-C hareketine ait tezler ([[Birleşik Devrimci Savaş]], [[Politikleşmiş Askeri Savaş]], [[Öncü Savaşı]], [[Evrim-Devrim Aşamaları]], [[Suni Denge]], [[Silahlı Propaganda]] gibi konular) en çok tartışılan konuları oluşturur. 12 Mart sonrası tartışılan bu teoriler üzerinden iki eğilim ortaya çıkmıştır. Bir eğilime göre darbenin başarısı, geçmiş devrimci anlayışın yanlışlığını ortaya koymuştur. Bu düşünce etrafındakiler bir geçmiş eleştirisi ve reddiyesi etrafında yoğunlaşırken (KSD, Halkın Yolu bv.) bunun karşısında ise bu eğilimlere tepki olarak, THKP/C hareketinin [[dogmatik]] bir yorumuna dayanan eğilimler (AcilAcilciler, MLSPB vb.) ortaya çıkarak THKP-C'nin basit-karikatürist bir taklidi olarak dar pratikçi bir tutuma yönelirler. Devrimci Yol bu iki eğilimden de farklı bir anlayışla hareket etmeye başlar.{{fact}}
 
=== Devrimci Yol'un Türkiye Tahlili ===
Devrimci Yol, 1970'lerdeki Türkiye siyasal yaşamının çalkantılı durumunun, Türkiye'nin 1950'lerde içine girdiği ekonomik ve siyasi sistemin 1970'lere gelindiğinde tümüyle tıkanmış durumda olmasından kaynaklanan bir sonuç olduğunu söylemektedir. Türkiye’ninTürkiye'nin içinde bulunduğu durumu iç ve dış çeşitli etkenlerin baskısıyla çok yönlü ve derin bir bunalıma sürüklenmesi olarak yorumlamaktadır. Bu bunalımda mevcut iktidar odaklarının kendi [[iktidar]]larının devamı için aşırı baskı [[Siyaset|politika]]larına yöneldiği ve [[devlet]] desteğiyle örgütlendirilen bir [[faşist]] [[terör]] dalgasının bütün ülkeyi kapladığı görüşündedir.
 
Devrimci Yol Türkiye’yiTürkiye'yi ekonomik, politik kültürel ve askeri açılardan [[emperyalizm]]le bağımlı olarak tarif eder. Türkiye [[kapitalist]] ekonomisinin kendi dinamikleri ile değil yukarıdan aşağıya ve dışa bağımlı bir biçimde kurulduğunu ve başından itibaren [[tekel]]ci bir karaktere sahip olduğunu söyler. Türkiye'nin 1900'lü yıllardan itibaren [[burjuvazi]]nin önderliğinde bir demokratik devrim sürecinde olduğun ancak gerçek bir demokratik devrimin burjuvazi önderliğinde tamamlanmasının olanaklı olmadığı, bunu [[proletarya]]nın önderliğindeki bütün halkın demokratik iktidarının gerçekleştireceği fikrindedir. [[Toprak]] reformunun özellikle doğuda çözülmediğini, [[feodalizm]]in ülkede tasviyesinintasfiyesinin gereçekleştirilemediğini belirtir. Çözülememiş bir başka burjuva demokratik devrim sorunu olarak gördüğü mesele ise ulusal sorundur. Devrimci Yol bu sorunun feodalizmin tasviyesi ile bağlantılı olduğu tespitini yapar. Ülkenin durumunu uluslararası tekellerle bütünleşmiş yerli burjuvazi ve toprak ağalarının ortaklığında [[oligarşi]]k bir [[diktatörlük]] olarak tanımlarken, bu ittifağın içindeki çelişkiler ve ekonomik platformda bir takım anti-feodal tedbirler nedeniyle bu iki öğe arasındaki dengenin tekelci burjuvazi lehine bozulduğunu tespit eder. Ancak kapitalizminKapitalizmin temellerinin sağlam olmaması ve halen [[kapitalizm]] öncesi sorunlarla uğraşılması, ülkede klasik bir burjuva demokrasisini dahi kurulamadığını bunun yanında işçi hareketinin de güçlü olmamasından kaynaklı olarak çalışan kesimin ağır bir sömürü altında bulunduğunu iddia eder. HakimHâkim kesimin kendi içindeki bu çelişkilerinin, ülkeyi yönetmelerine imkânolanak tanımadığını ve dışa bağımlı ekonominin sürekli sallantıda olmasının da kendiliğinden ve gittikçe keskinleşen bir sosyal muhalefete neden olduğunu, bunun da halka karşı daha fazla baskı ve faşizmle yanıt bulduğunu iddia eder.
 
==== İç Savaş Tezi ====
Devrimci Yol Türkiye'de [[II. Dünya Savaşı]] öncesi [[Avrupa]]’da'da aşağıdan yukarı gelişen [[faşizm]]in aksine yukarıdan aşağı yapılanan bir faşizmin bulunduğunu ve bunun emperyalizme bağımlı yeni [[sömürge]] [[devlet]] yapısından kaynaklandığını söyler. Faşizme karşı mücadelenin, devletin yapısının değiştirilmesini hedefleyen bir program çerçevesi içinde bir devrim sorunu olarak görülmesi gerektiğini ve bir açık faşizm tehlikesinin somut olarak gündeme geldiği durumlarda temel alınması gerekenin faşizmle mücadele olduğunu ileri sürmüştür. 1977-1980 yılları arasında yaşanan siyasal çatışma ortamı, Devrimci Yol çevresi tarafından iç savaş olarak tanımlanmakta idi. O günlerde içsavaş tanımı yapan başka bir siyasi hareket yoktur. Devrimci Yol Türkiye'de ilan edilmemiş, üstü örtülü, cephelere ayrılmamış bir savaş yaşanmakta olduğunu ve buna göre örgütlenmek gerektiğini savunuyordu. Devrimci Yol’unYol'un bu tespiti sağ militan gruplarla mücadelede onu öne çıkaran, bu mücadelenin odağı haline getiren faktör oldu.{{fact}}
 
==== Direniş Komiteleri ====
Devrimci Yol toplumda var olan militan sağ hareketlere karşı her türlü direnme eğiliminin, [[Direniş Komiteleri]] adı altında bir araya getirilmesi gerektiğini düşünmekte idi. Hareketin önderleri Direniş Komiteleri tartışmasını solun gündemine getirdi. Bu öneri özellikle THKP-C kökenli gruplar arasında yoğun tartışmalara neden oluyor ve Devrimci Yol, THKP-C ve [[Mahir Çayan]]'ı reddetmekle suçlanıyordu.
 
Devrimci Yol'a göre Direniş Komiteleri ihtiyaçtan doğmuştu ve halkta var olan ve aslında kendiliğinden gelişen direnme eğilimlerinin bir çatı altında toplanması, aynı politik hatta duruşlarının sağlanması bir zorunluluktu. O dönemde Türkiye'de günlük yaşamda can güvenliği en elzem sorunlardan biri haline gelmişti. Siyasal nedenlerle günde 5-10 insan hayatını yitiriyor, şehirler, mahalleler, sokaklar, okullar, işyerleri saflaşmanın içine giriyordu. İdeolojik saflaşma sürecini yaşayan toplum, hızla fiziki bir saflaşmaya gidiyordu. Ev ev, sokak sokak yaşanan ayrışmada bireyler bir tercih yapmak zorunda kalıyordu.
 
Devrimci Yol çevresinin ortaya attığı Direniş Komiteleri, bir bakıma kendileri adına bu [[kaos]]un önüne geçebilmenin çabasıydı. Kimin ne yapacağı, ne zaman yapacağı bilinmediği bir siyasal çatışma yerine, anti-faşist mücadele olarak adlandırdıkları mücadelede derli toplu bir hat oluşturmayı zorunluluk olarak görüyorlardı.
 
Satır 76 ⟶ 78:
 
== 12 Eylül öncesi ==
Devrimci Yol 1980'in ilk aylarında bir askeri darbenin gündemde olduğunu ve diğer gruplarla ortak bir siyaset geliştirmeyi, ortak eylemlerinin genişletilmesini ve buna benzer bazı önlemleri içeren bir politika benimsedi. Bu politika diğer gruplara da götürülerek tartışıldı. Ancakancak diğer gruplarla sürdürülen bu girişimler ilke tartışmaları ve polemikleri içinde yaşanan diğer olumsuzluklarla birlikte sonuçsuz kaldı. 12 Eylül'den önceki olaylara bakıldığında [[Fatsa]], [[Çorum]], [[Tariş olayları]]nın yanında Türkiye solunun çok yoğun bir şekilde iç mücadelelerle, çatışmalarla meşgul olduğu görülecektir.
 
Devrimci Yol bu dönem içinde bir askeri darbenin gündeme geldiğini ekonomik temellere dayandırarak açıklamıştı. Demokratik ülkelerde uygulanamayacak kadar sert [[IMF]] politikalarını uygulamak isteyen egemenlerin böyle bir darbeye ihtiyaç duymaya başladığını yazıyordu.
 
Satır 85 ⟶ 88:
== Devrimci Yol davaları ==
12 Eylül darbesi sonrası [[Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri]]'nce açılan siyasi davalarda onbinlerce insan yargılandı. Hukukdışı olduğu iddia edilen bu mahkemelerde birçok idam ve müebbed hapis cezası verildi.
Türkiye'nin birçok ilinde ve bazı ilçesinde Devrimci Yol davaları açıldı. [[Karadeniz Bölgesi|Karadeniz]], [[Akdeniz Bölgesi|Akdeniz]], [[Ege Bölgesi|Ege]], [[İç Anadolu Bölgesi|İç Anadolu]] ve [[Marmara Bölgesi|Marmara]]'da yoğun yargılanmalar yaşandı. Askeri Mahkemelercemahkemelerce kimi dosyalar birleştirildiği için net bir sayı ortaya koymak zordur. Türkiye'nin tamamında kırk40 civarında Devrimci Yol davasının açıldığı söylenebilir. [[Ankara]] Merkez Devrimci Yol davasının sanık sayısı 10001.000 civarındaydı. Sanık sayısı [[Artvin]]'de 898 ve [[Fatsa]]'da 900'dü. Bu rakamlar Devrimci Yol'un darbe öncesindeki kitleselliği hakkında fikir verebilir.
 
36 davada 251'i kadın olmak üzere toplam 44034.403 sanık yargılandı.
 
=== Sanıkların yaş dökümü ===
Satır 176 ⟶ 179:
 
=== Dava sanıklarının öğrenim durumları ===
 
{| border="1" cellpadding="1"
!width="100"|Üniversite
Satır 206 ⟶ 208:
 
=== Sanıkların yakalanma tarihleri ===
 
{| border="1" cellpadding="2"
!width="100"|1981
Satır 231 ⟶ 232:
|}
 
Devrimci Yol sanıklarının yarıya yakın kısmı ilk yılda yakalanıyor. 12 Eylül ile başlayan operasyonlarda 1980 yılının son dört ayında toplam 11111.111 kişi yakalanıyor. Devrimci Yol Merkez Komitesi üyeliği ile yargılanan kişilerin de bu ilk aylarda yakalanması çöküşü hızlandırıyor.
 
=== Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinin Devrimci Yol sanıklarına verdikleri cezalar ===
 
{| border="1" cellpadding="2"
!width="100"|İdam
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Devrimci_Yol" sayfasından alınmıştır