|
'''Mukabele''', (her Ar.gün kibelbir "taraf,cüz cihet"okuyarak tenbütün mukâbele[[Kur'an]]'ı )baştan sona okuma geleneğidir.
# Bir işin, davranışın gerektirdiği karşı davranış veya iş,Örnek: ( ''Bakışından, gülüşünden mukâbeleye hazırlandığını hissettim.''<ref>[[Reşat Nuri Güntekin]]</ref> )
[[Kur'an]] Peygamber'in son [[Ramazan]]'ında okuduğu sıralama ile vefatından sonra [[Ebubekir]] zamanında mushaflaştırılmış, [[Osman bin Affan|Osman]] zamanında teksir edilerek büyük kentlere gönderilmiştir. 600 sahifeden oluşan kitap düzeni, 20 sayfadan oluşan 30 cüze bölündü. Özellikle [[Ramazan]] aylarında her gün bir cüz okuyarak, bayrama kadar bütün Kur'an'ı baştan sona okuma geleneği içinden mukabele geleneği doğmuştur. Buna göre 30 [[Müslüman]] birer cüz okumayı paylaşarak kısa sürede karşılıklı paylaşımla [[Kur'an]] hatmini gerçekleştirmiş olurlar. Özellikle Ramazan ayında yapılır.
# Birbirine karşı koyma, çatışma: Örnek: ( ''Ve her mukâbele-i sufuf müthiş ve bi-aman bir katliamdı.'' <ref>[[Cenap Şahabettin|Cenap Şahâbeddin]]</ref> )
# İki şeyi yan yana koyarak veya iki yazıyı biri okumak, diğeri takip etmek suretiyle karşılaştırma.
# Karşı karşıya bulunma, yüz yüze gelme: Örnek: ( ''Binânın iki cenâhı arasında mukâbele olmalıdır.''<ref>[[Şemseddin Sami|Şemseddin Sâmi]]</ref> )
# Tarikat mensuplarının bir araya gelip karşılıklı oturmak, ayakta durmak veya dâire teşkil etmek sûretiyle yaptıkları zikir yâhut semâ.
# Câmi, konak vb. yerlerde hâfızların cemâate karşı oturup, okuyana şaşırdığı veya unuttuğu zaman gerekli hatırlatmayı yapmak sûretiyle birbirini kontrol ederek ezberden Kur'ân-ı Kerim okumaları: Örnek: ( ''Kur'an okuyuşu hârikulâde mükemmeldi; pek güzel ve yakıcı bir sesi vardı. Mukâbele okuduğu vakit birçok makamların seyrini gösterir, bir makamdan öteki makâma gâyet ustalıkla geçerdi'' <ref>'''[[Sadettin Nüzhet Ergun]]'''</ref> )
{{İslam-taslak}}
| 