Sipahi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Nanahuatl (mesaj | katkılar)
k taslak seviyesini aşmış
Nanahuatl (mesaj | katkılar)
biraz düzenlendi ama genel bir düzenleme lazım hâlâ+düzenle
1. satır:
{{kaynaksız}}
{{düzenle|Eylül 2015}}
[[Dosya:Sipahi-karogs.png|thumb|right|170px|Sipahi Sancağı]]
[[Dosya:Sipahi-vienibas-karogs.png|thumb|right|170px|Sipahi Bölüğü Sancağı]]
Satır 5 ⟶ 6:
{{Osmanlı İmparatorluğu'nun Askeriyesi}}
 
'''Sipahi''' ([[Osmanlı Türkçesi]]: '''سپاهی''') [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]] [[Osmanlı Ordusu|ordusunun]] ağır [[süvari]] sınıfı askeri. [[Tımar (arazi)|Tımar]] sahibi olan '''Tımarlıtımarlı Sipahilersipahiler''' ve [[Kapıkulu Ocağı]]'na bağlı '''Kapıkulukapıkulu Sipahilerisipahileri''' olmak üzere ikiye ayrılır.
 
== Tımarlı Sipahilersipahiler ==
Klasik çağ Osmanlı ordusunun belkemiğini oluşturan Tımarlı Sipahiler, ordu içindeki en kalabalık asker sınıfını oluşturur. Tımarlı sipahilerin Osmanlı askeri ve idari sistemi içindeki konumları Avrupalı tarihçilerce Orta Çağ Avrupası'nınAvrupasının şövalye sistemi ile karşılaştırılmalarına ve bazı kaynaklarda (hatalı olarak) "Osmanlı şövalyeleri" olarak tanımlanmalarına neden olmuştur.
 
== Kökenleri ==
Satır 14 ⟶ 15:
 
== Özellikleri ==
Tımarlı sipahilerin temel vazifesi [[savaş]] [[zaman]]ındazamanında [[savaş]]asavaşa katılmak, [[barış]] [[zaman]]ındazamanında bulundukları bölgenin güvenliğini sağlamak ve Tımar sistemine göre tımarı dahilindeki halktan [[vergi]] toplayarak. bununla hem kendini geçindirmek, hem de tımarının büyüklüğüne göre [[asker]] yetiştirmekti. Böylece hazineye yük olmadan ve ayrıca masraf gerektirmeden [[ordu]]nunordunun [[insan]], [[silah]], [[malzeme]] ve [[eğitim]] açısından her an harbe hazır olması ve barış zamanı da ülke genelinde asayişin korunması sağlanıyordu.
 
TimarlıTımarlı sipâhilersipahiler tamâmentamamen Türk soyundan gelirdi. Hatta bu durum tımarlı sipahi kanunnamesinde özellikle belirtilerek Türk soylu olmayanların sipahi olması yasaklanmıştır. Bu yasağın kökeninde tımarlı sipahiliğin Oğuz kabile toplum sistemine dayanan kökenleri olduğu düşünülmektedir.Bu sebepten ötürü sadece nüfus çoğunluğunun Türk olduğu eyâletlerdeeyaletlerde timartımar ve zeâmetzeamet teşkilâtıteşkilatı yapılmıştır. Buna karşın müslümanMüslüman nüfusun yoğun, fakat Türk nüfusunun az olduğu Meselâ Cezâyir, [[Tunus]], [[TrablusgarbTrablusgarp]], [[Mısır]], [[Yemen]], [[Bağdat]] gibi eyâletlerdeeyaletlerde tımar ve zeâmetzeamet yoktu.
 
“Ednâ” denilen küçük timartımar sâhiplerisahipleri er ve erbaş; “evsâf” denilen orta tımar sâhiplerisahipleri astsubay; “âlâ” denilen büyük timartımar sâhiplerisahipleri küçük rütbeli subay derecesindeydiler. Küçük zeâmetzeamet sâhiplerisahipleri binbaşı, orta zeâmetzeamet sâhiplerisahipleri yarbay, büyük zeâmetzeamet sâhiplerisahipleri alay beyi rütbesindeki yüksek rütbeli süvârisüvari [[subay]]larıydı.
 
İki türlü tımarlı olurdu: Tezkireli ve tezkiresiz. Tezkireli tımarlılar, tımarı merkezden, yâniyani İstanbul’da Dîvân-ı Hümâyundan doğrudan doğruya alanlardır. Tezkiresiz timarlılartımarlılar ise dirliklerini Beylerbeyinin arzı üzerine alırlardı.
 
Bir tımarın ilk üç bin akçalık çekirdek kısmına kılıç gerisine terakki denilirdi. Her üç bin akça için sipâhisipahi yanında kendisi gibi atlı ve teçhizatlı bir asker getirmeğegetirmeye mecburdu. Cebeli (cebe: zırh) denilen bu erler, sipâhininsipahinin çocukları, kardeşleri, akrabâsıakrabası olacağı gibi, toprağı işleyen herhangi bir kimse de olabilirdi. BâzıBazı tımarlarda kılıç iki bin akçaya, hatta daha aza düşebiliyordu. BâzıBazı timarlardatımarlarda ise en çok altı bin akçaya kadar çıkabiliyordu.
 
Sefer ilânilan edilince sipâhilersipahiler, Seraskerin bulunduğu yere gelir, yoklama olurlar, dirlik sipâhilerisipahileri ve cebelileri ayrı ayrı deftere yazılırdı. “Sipâhi“Sipahi ve cebeli falanca paşanın defterlisidir” diye bilinirdi. Sefere dâvetdavet olunup da sefere iştirak etmeyen sipâhininsipahinin elindeki timartımar zaptolunur, başkasına verilirdi. KânunenKanunen götürmek mecburiyetinde oldukları cebeliyi getirmeyenler ve götürüp de kaçanların yerlerine diğerlerini tedâriktedarik edemeyenler hakkında da aynı muâmelemuamele tatbik olunurdu.
[[Dosya:Battle of Vienna.Sipahis.jpg|thumb|right|200px|[[Viyana Kuşatması]] esnasında bir sipahi]]
 
Yığınak emri gelince her tımar sâhibisahibi, cebelileriyle berâberberaber, kendi kazâsınınkazasının belirli yerinde toplanırdı. O kazâdakikazadaki timarlılartımarlılar, çeribaşı denilen sipâhisipahi yüzbaşısının emrinde bulunurlardı. Çeribaşı da alay beyinin emrine giriyordu. Alayını toplayan alay beyi, sancak beyine gidip hazır olduğunu bildiriyordu. Kendi mâliyetmaliyet askerini de alan sancak beyi, bu sipâhisipahi alayıyla berâberberaber, beylerbeyine katılmak üzere harekete geçiyordu. Bu iş büyük bir süratle yapılıyordu.
 
Beylerbeyilerin izin vermesiyle sancak beyleri tarafından bir kısım sipâhilersipahiler memleket muhâfazasımuhafazası için yerlerinde bırakılabilirdi. SipâhiSipahi sefere gittiğinde yerine vekil olarak bıraktığı korucu, dirlik sâhibininsahibinin yokluğunda toprağın muntazaman işlenmesine nezâretnezaret ederdi. Eğer sipâhisipahi harbin uzaması hâlindehalinde kışı hudutta geçirmek emri alırsa, dirliğine harçlıkçı denilen bir vekil göndererek, yıllık gelirini bulunduğu yere getirtirdi.
 
TimarTımar ve zeâmetzeamet; sâhibisahibi ölünce, ekseriya büyük oğluna, yoksa kardeşine veya yeğenine verilirdi. Fakat bunun için timartımar ve zeâmetinzeametin bağlı olduğu alay, vârisinvarisin toprağı idâreidare edebilecek kâbiliyetkabiliyet ve şartlara hâizhaiz olduğuna şehâdetşehadet ederlerdi. ZâtenZaten bir sipâhisipahi subayı, yerine geçecek birini yıllar boyunca hazırlayıp, yetiştirirdi. Bu sûretlesuretle dirlik tecrübesiz insanların eline geçmezdi.
 
TimarTımar ve zeâmetzeamet sâhiplerisahipleri, arâzileriarazileri üzerindeki toprakları üç yıldan fazla işlemezlerse, dirliklerini kaybederlerdi. Toprak işlememek, Allahü teâlâyaAllah'a karşı bir günah sayılırdı. ZîrâZira toprak sâyesinde Allahüsayesinde teâlânınAllah'ın kulları beslenirdi.
 
Sultan Birinci Süleyman Han (1520-1566) zamânındazamanında timarlıtımarlı sipâhilersipahiler, en parlak devrini yaşadı. Bu zamanda 166.200 timarlıtımarlı sipâhisipahi vardı; bunun 74.000’i Rumeli, 91.600’ü600'ü Anadolu timarlıtımarlı sipâhisiydisipahisiydi. Bu sûrettesurette Türk atlı ordusu, iki orduya ayrılırdı: Rumeli atlı ordusu ve Anadolu atlı ordusu. Meydan muhârebelerindemuharebelerinde ordu düzeninin sağ ve sol kanatlarını bu iki ordu teşkil ederdi.
 
İlk zamanlarda, Rumeli timarlıtımarlı ordusunun kumandanı Rumeli Beylerbeyi, Anadolu timarlıtımarlı ordusunun kumandanı da Anadolu Beylerbeyi idi. Fakat sonradan bu iki kanada da pâdişâhpadişah tarafından seçilen vezirler kumanda etmeye başladı. Sultan Süleyman Han devrinde bu iki ordu o derece büyüdü ki, sefer Avrupa’da olduğu zaman çok defâdefa Anadolu sipâhisipahi ordusu çağrılmaz veya bâzıbazı birlikler çağrılırdı. Sefer Asya’da ise, Rumeli askerleri ya çağrılmaz veya bâzıbazı birlikleri sefere katılmak için istenirdi.
 
== Silahları ve Savaş Taktikleri ==
Tımarlı sipahiler askeri olarak "ağır süvari"kategorisine girmektedir. Savaşa kendileri ve atları tam zırhlı olarak katılan Tımarlı sipahilerin tipik zırhları: göğüs, karın ve sırtı birbiri üzerine bindirilerek perçinlenmiş şeritler halindeki çelik levhalarla (ayna) desteklenmiş etekte dize, kollarda dirseğe kadar uzanan örme zırh, yine çelik levha ve zincirden yapılan ve bacakları koruyan "dizçek", yekpare çelik veya bronzdan yapılmış ve önkoluön kolu koruyan "kolçak" ve çelik veya tombaktan hareketli burunluklu ve zincir enselikli Türk tipi miğferden oluşmaktadır. Uzak mesafede at üzerinde ok ve yay ile cirit kullanan tımarlı sipahiler göğüs göğüse muharebede kargı, aybalta, balta, dilli topuz (şeşper), bozdoğan, topuz, eğri Türk süvari kılıcı ve kama kullanırdı. Kalkanları ise çelik, bronz veya madeni göbekli ibrişim sarmalı söğüt dallarından yapılmış hafif, orta boy yuvarlak kalkanlardı. Kanuni döneminden itibaren hafif ateşli silahların da etkin olarak savaş alanına girmesiyle at üzerinden ateşlenebilecek karabina ve piştov gibi ateşli silahlar da sipahilerin silahları arasına girdi.
 
Tımarlı Sipahiler has ordunun merkezi teşkil ettiği savaş düzeninde sağ ve sol kanatlarda yer alırdı. "Kaz kanadı", "Hilal" veya "Turan taktiği" olarak adlandırılan stratejide akıncıların sahte saldırı ve geri çekilmelerini takip ederek saldıran düşman birliklerinin ardını alarak çembere almak ve çevirdiği düşmanı göğüs göğüse mücadelede imha etmek tımarlı sipahilerin göreviydi.
Satır 60 ⟶ 61:
Kuruluşundan itibaren hassa ordusunun piyade askerleri olan yeniçerilerle rekabet halinde olan kapıkulu sipahileri yeniçerilerin aksine Osmanlı tarihi boyunca nadiren kazan kaldırmış, bu sebepten ötürü "Atlı er başkaldırmaz"sözü Osmanlı devletinde bir deyim halini almıştır. Yeniçerilerle olan rekabetleri ise Osmanlı tarihi boyunca zaman zaman kanlı bir hale dönüşmüş ve Sultan Ahmet meydanında iki gurubun zaman zaman silahlı çatışmalara girdikleri görülmüştür. Özellikle Sultan IV. Murad'ın saltanatını sağlamlaştırmak ve yeniçerilerin elinden iktidar gücünü almak mücadelesinde kapıkulu sipahileri payitahtta padişahı destekleyen en önemli güç olmuştur.
 
Sultan II. MahmutMahmud'un yeniçeri ocağını tasfiyesinde de kapıkulu sipahileri yeniçerilere karşı II. MahmutMahmud'u destekleyerek isyancı yeniçerilere karşı halkla beraber dövüşmüş ve bu sebepten topyekün yok edilen ve tüm malları devlete geçen yeniçerilerin aksine canları ve mallarına dokunulmayarak yeni orduya gönüllü olarak katılmalarına izin verilmiştir.'''
 
== Ayrıca bakınız ==
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Sipahi" sayfasından alınmıştır