Üçüncü Haçlı Seferi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
YBot (mesaj | katkılar)
k Seçkin içerik şablonları kaldırılarak ilgili tanımlar Vikiveri'ye aktarıldı
Sabri76 (mesaj | katkılar)
k imla hatası düzeltileri
8. satır:
|bölge =
|sebep =
|sonuç = [[Ramla Antlaşması]]<br />Silahsız HıristiyanlarHristiyanlar Kudus'ü terk etti, şehir Müslümanların kontrolünde kaldı.
|coğrafi_değişiklikler =
|savaşan1 = [[Haçlılar]]
61. satır:
=== Suriye, Filistin ve Mısır Müslümanlarının birleştirilmesi ===
 
[[İkinci Haçlı Seferi]]de Haçlılar başarı kazanamadılar ve [[Nureddin Mahmud Zengi|Nureddin Zengi]] birleştirilmiş [[Suriye]]'yi [[Şam]]'dan idareye devam etti. Nureddin idaresi altındaki arazileri genişletmek istemekteydi ve bu nedenle dikkatini [[Mısır]]da hüküm süren ve [[Şii]] meşrebinin [[İsmailî]] mezhebine dahil olan [[FatimilerFatımiler]] devletine çevirdi.
 
FatimiFatımi devletinin iktidar gücünden uzaklaştırılmış olan veziri Savar Mısır'dan kaçıp Şam'a gelmişti ve Nureddin Zengi'yi Mısır'ı ele geçerebilceğinigeçirebilceğini inandırdı. Nureddin Zengi, FatimiFatımi devletini Mısır'dan atmak için 1163'dete bir askeri sefer hazırladı. Bu orduya Zengi'nin çok inandığı bir general olan [[Esedüddin Şirkuh|Şirkuh]] komuta etmekteydi. Bu orduda eski FatimiFatımi veziri Savar ve Şirkuh'un yeğeni olan genç [[Selahaddin Eyyubi|Selahaddin]]'de bulunmaktaydı.<ref name="maalouf">Maalouf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) ''Arapların Gözünden Haçlı Seferleri'', İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayınları, ISBN 975-80-121-6</ref><ref name="runciman2">Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), ''Haçlı Seferleri Tarihi: II. Cilt Kudüs Krallığı ve Frank Doğu'', Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları ISBN 975-16-0497-4</ref>
 
Şirkuh'un ordusu Nisan 1164'dete Suriye'den harekete geçerek [[Ürdün Nehri]]'ni doğu yakasından takip ederek [[Ölü Deniz]]in güneyine gelip buradan batıya dönerek Sina Yarımadası kuzeyinden Akdeniz kıyılarına geldi. 24 Nisan'da Mısır'ın en doğuda limanı olan [[Bilbays]]'ı eline geçirdi. 1 Mayıs'da [[Kahire]] önünde kampa girip şehri kuşatmaya başladı. 13 yaşında olan FatimiFatımi Sultanı [[El Adid]]'in veziri ve gerçek devlet idaresinde elinde bulunduran Veziri "Dirgham" bu ordunun gelişine çok şaşırmıştı ve nasıl bir mukavemet sağlayacağını bilemedi. HerşeyiHer şeyi geride bırakıp kaçmakta iken yakalanıp öldürüldü. Yerine daha önce vezir olan ve Sirkuh'la birlikte gelen [[Savar]] tekrar FatimiFatımi vezirliğine getirildi. Savar daha önce Nureddin Zengi ordusu tarafında olmakla beraber, iktidarı tekrar eline geçirince Sirkuh'un Mısır'dan ayrılmasını istedi. Sivar bu isteğini Sirkuh ve Suriye ordusuna kabul ettirmek için Mısır'daki FatimiFatımi ordusuna güvenemiyordu. Bu nedenle Kudüs'deki Haçlı Devlet Kralı olan [[I. Amalrik]]'e bir elçi gönderekgöndererek ondan askeri yardım istedi. Zaten Mısır'a gözlerini dikmiş olan I. Amalrik bu fırsatı elinden kaçırmak istemedi ve Temmuz 1164de ağır süvari şövalyelerden oluşan bir Haçlı ordusunu Sina üzerinden Mısır'a gönderdi. 1164de1164'te bu Haçlılar şövalyeler ordusu Mayıs'dan beri Mısır'da bulunup [[Bilbays]] önünde savunma mevkileri hazırlamış olan Sirkuh'un ordusu ile muharebeye girişti. Sirkuh ordusu burada haftalarca Haçlı hücumlarına karşı durdu. Fakat Sirkuh ana üssünden uzaktaydı; Haçlı ve Mısır FatimiFatımi orduları arasında kalmıştı ve böylece stratejik durumu hiç iyi değildi.
 
Haçlıları Mısır'da Bilbays'daki hücumlarından vazgeçirmek için bir büyük ordu ile Nureddin Zengi Haçlı [[Antakya Prensliği]]'nde hücuma geçti. Antakya yakınlarında bulunan Harim kalesini kuşattı. Bu kaleyi kurtarmak için Antakya Prensi [[III. Boemondo]] ve Trablus Kontu orduları ile geldiler. Bu kale önünde büyük bir muharebe, [[Harim Muharebesi]], yapıldı. Nureddin Zengi ordusu bu muharebede büyük bir zafer kazandı. Çok sayıda Haçlı askerleri ve 2.000 kadar şövalye öldürüldü ve Antakya Prensi ve Trablus Kontu esir olarak alındı.
 
Nureddin Zengi bu "Harım Muharebesi" galibiyetinden sonra eline geçen Haçlı bayraklarını ve ölen Haçlı şövalyelerinin kellelerini bir torbaya koyarak bir emin habercisi ile Mısır'a Bilhays'ta muharebeye devam eden Sirkuh'a gönderdi. Bunlar Bilbays'da bulunan Haçlı ordularına teşhir edildi. Moralleri çok bozulan Haçlı ordusu ve şövalyeleri Bilbays'ı bırakıp Filistin'e geri dönmeye karar verdiler. Kudüs Kralı I. Amalrik Sirkuh ile barış müzakerelerine girdi ve bu müzakereler sonunda her iki ordunun da Mısır'dan ayrılması üzerinde anlaşıldı. Ekim 1044de Haçlı ordusu Filistin'e döndü ve Sirkuh ile Suriye ordusu da aynı geliş güzergahlarını takip ederek 2 hafta içinde Şam'a geri geldi.<ref name="maalouf">saysf. 162-164</ref>
 
Bu altı ay süren askeri harekattenharekâttan en karlı çıkan FatimiFatımi Devleti veziri Savar olmuştu. FatimiFatımi Devleti'nde iktidarı eline geçirmişti ve bu iktidar gücünü pekiştirmeye koyuldu. Fakat Sirkuh'un hiç yenilge görmeden Bilbays'dan ve Mısır'dan ayrılmaktan hoşlanmıyacağı açıktı. Hemen Sirkuh'un Nureddin Zengi'yi yeniden bir Mısır seferi hazırlamaya ikna etmeye hatta zorlamaya çalışacağı öğrenilmişti. Savar Haçlı Kudüs Kralı I. Amalrik ile bir askeri savunma anlaşması yaptı. Bu anlaşmayı öğrenen Nureddin Zengi'nin eskiden yeni bir Mısır seferine girmeye pek niyetli değilken yeni bir seferi uygun görmeye başladı. 1167 yılı iki tarafın yeni bir Mısır seferi hazırlıklar yapması ile başladı.
 
1167de Sirkuh emrindeki Suriye ordusu yine aynı güzergahı takip ederek Mısır'a girdi. Aynı zamanda Kudüs Kralının FatimilereFatımilere yardım için hazırladığı Haçlı ordusu Filistin üzerinden Mısır'a geldi. Savar emrindeki FatimiFatımi ordusu ve Kudüs kralının Haçlı ordusu Kahire önünde doğudan geleceğini bekledikleri Suriye ordusunu beklemeye koyuldular. Fakat Sirkuh Kahire'nin güneyinden şehrin etrafından dönerek batıdan geldi ve kamp kurduğu [[Gize]]'de piramitler mevki ile savunucu ordular arasında [[Nil Nehri]] bulunmaktaydı.
 
Amalrik ve Savar Nil Nehrini geçip Sirkuh'un ordusuna hücum etmek için planlara başladılar. Sirkuh ise ana üssünden çok uzaklarda olduğu için daha kurnazca bir strateji uygulamaya başladı. Sirkuh hemen kuzeye çekilmeye başladı. Amalrik ordusunun bir kısmı bu 'kaçışı' takibe başladı. 18 Mart 1167'de iki tarafta Nil Nehri'nin batı yakasında Babayn'da muharebeye giriştiler ve takip eden Haçlı ordusu büyük bir yenilgiye uğradı. Amalrik bu yenilgiden kaçtı ve yeni asker toplamak için Kahire'de kalmış olan Savar'la tekrar birleşti. Babayn Muharebesinden sonra Sirkuh ve Suriye ordusu ise hızla [[İskenderiye]]'ye çekildi ve İskenderiye halkı tarafından çok iyi karşılandı. Yeni FatimiFatımi ordusuyla Savar ve AvrupadanAvrupa'dan yeni gelen Haçlılarla ve Haçlı donamasıyladonanmasıyla takviye edilen Haçlı ordusu çok geçmeden İskenderiye'yi kuşatmaya aldılar.
 
Bir ay süren kuşatmadan sonra Suriye ordusu ve İskenderiye büyük bir bir zorluğa girdi. Buna karşı durabilmek için Suriye ordusunun komutasını yeğenine bırakan Sirkuh küçük ama seçkin bir süvari birliği ile kuşatmayı yardı ve Yukarı Mısır'a gitmeye başladı. Yukarı Mısır'da köylüleri Savar ve FatimilerFatımiler aleyhinde ayaklandırıp birliğini yeni askerlerle takviye ederek kuşatıcı ordu arkasında güneyden yeni bir cephe açtı. Haçlı Ordusu komutanı Kudüs Kralı I. Amalrik ülkesine kuzeyden Suriye'den Nureddin Zengi'nin yaptığı baskınlardan korkmaktaydı ve Kudüs'e geri dönmeye hazırdı. Sirkuh bir elçi göndererek üç sene önce olduğu gibi her iki dışarıdan gelen ordunun da Mısır'dan çekilmesini teklif edince bu bir anlaşmaya neden oldu. Haçlılar ve FatimilerFatımiler İskenderiye kuşatmasını kaldırdı ve Suriye ordusu başlarında Selahaddin bir törenle İskenderiye'den ayrıldı. Ağustos 1167'de Haçlı ordusu Kudüs'e ve Sirkuh'un Suriye ordusu Şam'a eski güzergahlarını takip ederek geri çekildiler<ref name="maalouf">say.164-168</ref>
 
Ertesi yıl çatışmalar yeniden daha şiddetle ortaya çıktı. Amalrik, FatimiFatımi veziri Savar ile müteffiklikmüttefiklik anlaşması yaptığında bu anlaşmanın şartlarına uyulmasının kontrolü için bazı özel şartlar kabul edilmişti. Bu şartlara uygun olarak Amalrik ordusuyla Mısır'dan ayrılmasına rağmen FatimilerleFatımilerle müteffikmüttefik anlaşmasına göre Kahire'de bir Haçlı ordusu birliği geride bırakmıştı. Bu birliğin ana görevlerinin başında Kahire kalesi kapısında muhafızlık ederek bu şehre girenleri kontrol etmeleri idi. Diğer önemli görevleri ise FatimiFatımi vezir Savar'in Kutsal Kudüs Krallığı'na vermeye taahüttaahhüt ettiği 100.000 dınardinar yıllık tazminatın ödenebilmesi için Mısır halkından vergi toplanması için gönderilen Kutsal Kudüs Krallığı'na bağlı vergi memurlarını korumaktı. Mısır halkı yabancı vergi memurlarına yüksek vergiler vermekten ve ülkelerinde devamlı olarak yabancı Haçlı askerinin bulunmasından çok şikayetçi idi ve buna karşı reaksiyon gittikçe güçlenmeye başlamıştı.<ref name="maalouf"/>
 
Halk arasında bu hoşnutsuzluk FatimiFatımi sarayı ve idareci çevrelerine de yayılmıştı. Çok büyük yük olan hıristiyanHristiyan müteffiklermüttefikler yerine MüslumanMüslüman Nureddin Zengi'nin gelmesi tercih edilir bir alternatif olarak görülmeye başlandı. Halep'de olan Nureddin'e FatimiFatımi saraylılar ve idarecilerinden birçok mektup, temsilci ve heyet gelmeye başladı. Ama Nureddin'in bunlara karşı reaksiyonu Kudüs Kralı Amalrik'in ne yapacağını beklemek oldu. Kahire'deki Haçlı birliği ve ülkedeki Haçlılara bağlı vergi toplayıcıları halkın hoşnutsuzluğundan gayet iyi haberdardılar ve Mısır halkının kendileri aleyhine harekete geçmesinden korkmaktaydılar. Bunu ifade eden mektupları Amalrik'e gönderekgöndererek kendilerine destek verecek askeri tebdirleritedbirleri almasını istediler. Amalrik önce bunlara karşı bir tedbir almaktan sakındı. Gerçekten rasyonel bir yaklaşımın Kahire'deki Haçlı birliklerini geri çekmek ve Mısır'a karşı daha tarafsız ve tecavüzkar olmaktan uzak olan bir politika uygulamak olması aşikardı.<ref name="maalouf"/>
 
Fakat Amalrik'in mizacına tecavüzkar politika uymaktaydı. Sonra da o yıl Avrupa'dan gemiyle gelen hacılar arasında Müslümanlara karşı savaşmayı din icabı olarak gören birçok Haçlı gelmişti. Yeni bir Haçlı ordusu kuran Kudüs Kralı yeniden dördüncü defa bir daha Mısır seferi yapmaya karar verdi. Ekim 1168'de Kral Amalrik başlarında olarak yeni bir Haçlı şövalyeler ordusu Mısır'a girdi. Bu ordu Bilhays kalesine yöneldi ve bu kaleyi ellerine geçirdiler. Hiçbir açık sebep olmadan yeni Haçlı ordusu büyük bir katliama girişerek kale savunucularını ve şehirde yaşıyanyaşayan erkek, kadın, çocuk ayrımı yapmadan ve müslümanMüslüman ve Koptik mezhepli hristiyanHristiyan farkını hiçe sayarak Mısırlı sivil halkı tümüyle öldürdüler. Bu büyük katliam haberi Mısır'a hemen yayıldı ve Haçlılara karşı büyük bir reaksiyon ortaya çıktı. Tarihçi [[İbn Esir]]'in yazdığına göre
<blockquote>Eğer Frenkler Bilhays'data başka türlü hareket etselerdi Kahire kalesini çok kolay ele geçirebilirlerdi. Şehiri idare edenler Kaleyi Haçlılara teslim etmeye zaten kabullenmişlerdi. Fakat Bilhays'data olanların haberleri yayılınca Kahireliler sonucu her ne olursa olsun Haçlılar ordusuna direnme göstermeye karar verdiler.</blockquote><ref name="maalouf"/>
 
Haçlılar ordusu Kahire'ye doğru ilerlerken FatimiFatımi veziri Savar Kahire'nin sivil halkının yaşadığı eski şehrini yakıp harabeye döndürmeye ve Haçlılara yanmakta olan bir harebe bırakmaya karar verdi. Şehrin sivil halkı o zamana kadar sadece saray, hükûmet binaları, askeri kışlalar ve el-Ezher mederesi bulunan Kahire kalesi surlarıyla çevrili yeni Kahire'ye çekildiler. Eski şehirdeki her türlü yapıya 20.000 küp kadar nafta döküldü ve bunlar ateşe verildi. Çıkarılan yangının 54 gün sürdüğü ve eski Kahire'nin yerle bir olduğu bildirilir. Savar bu tedbiriyle Kral Amalrik'i bu Haçlı istila hareketinden vazgeçmeye zorluyabilecğinizorlayabileceğini sanmaktaydı. Böylece Halep'teki Nureddin Zengi'nin desteğini almadan bu son Haçlı hücumunu geri çevirebilceğiniçevirebileceğini ummaktaydı. Bu nedenle Savar Amalrik ile yazışmalarına devam etti.<ref name="maalouf"/>
 
Fakat Savar ve etrafındaki kliği FatimiFatımi idarecilerinin ve saraylılarının desteğini kaybetmişti. Savar aleyhinde olan FatimiFatımi kliği FatimiFatımi Halifesi ve Sultanı [[El-Adid]]'i de Savar aleyhine çevirebilmişlerdi. FatimiFatımi Sultanı ve Halifesi el-Adid Halep'deki Nureddin Zengi'ye çok hissi bir mektup gönderekgöndererek ondan yardım istedi. Bu mektupla birlikte halife birkaç tutam saç göndermişti; bunların kendi harem kadınlarının saçları olduğunu ve bunların kadınlarının kendilerini Frenklerin zulmünden kurtarmasını sağlamak için ona yalvarıp ondan yardım istediklerini gösterdiğini ifade etmişti.
 
Bu mektupların Halep'de Nureddin'e eriştiği zaman ne olduğu Selahhadın Eyyubi hatıralarında bulunmaktadır. Nureddin Sirkuh'a tekrar bir orduyla Mısır'a gitme emri verdi. Sirkuh yeğenine kendiyle gelmesini istediği zaman Selahaddin buna önce çeşitli şahsi nedenler göstererek Mısır'a gitmek istemediği ve sonra amcasının ısrarı ve zoruyla bu orduya katıldığı bilinmektedir.
 
Amalrik olanlardan haberdardı. Kahire'nin kendine teslim edileceğine yakılıp harabeye döndürülmesinden çok etkilenmişti ve Mısır halkının Haçlılara devamlı karşı olacağını anlamıştı. Nureddin'in Suriye'den yeniden göndereceği ordu ile kuzeyden ve Savar'in FatimiFatımi ordusu ile güneyden birlikte hücumlarainahücumlarına karşı koyamıyacağınıkoyamayacağını bilmekte olan Amalrik, bilmekteydi. Bubu nedenle Amalrik 2 Ocak 1169'da Amalrik Haçlı ordusuyla birlikte Mısır'dan çekilip Filistin'e geri dönüşe başladı.
 
Sihruh ve Suriye ordusu hiç Haçlılar ile karşılaşmadan 8 Ocak 1169'da Kahire'ye girdi. Harabeye dönmüş şehirlerinde Kahireliler ve vezir Savar dahil FatimiFatımi idarecileri bu orduyu çok büyük bir tezahüratla kurtarıcı olarak karşıladılar.
 
=== [[Selahaddin Eyyubi]]'nin vezirliği ve Eyyubi devleti kurulması ===
100. satır:
[[Dosya:SaladinRexAegypti.jpg|left|thumb|200px|Saladdin-i Eyyubi 15. yüzyıl yazma kitabından resim.]]
 
8 Ocak 1169'da Sirkuh Kahire'ye girdi ve FatimiFatımi idarecileri ve halk tarafından büyük bir sevgiyle karşılandı. Savar, son birkaç hafta Haçlılara karşı savaşmakla beraber, onları çağıran ve onlarla anlaşma yapan bir idareci olarak bilinmekteydi. Şavar Hristiyan haçlı orduları ile müteffiklikmüttefiklik yaptığı için, FatimiFatımi halifesinin de kabulü ile, 18 Ocak'da yakalandı ve idam edildi. Bazı tarihler onun Selahaddin tarafından şahsen öldürüldüğünü açıklarlar.<ref name="maalouf"/>. Yerine aynı gün Mısır'da FatimiFatımi Devleti veziri olarak Sirkuh atandı. Sirkuh, Şavar'in vezirlik ikamatgahınaikametgahına gittiği zaman bütün evinin eşyalarının yağmalanmış olduğunu, üzerinde oturacak bir minder bile kalmadığını gördü. Fakat 1169'da birkaç haftalık bir vezirlikten sonra, hiç beklenmedik şehildeşekilde zengin bir ziyafet yemeğinden sonra Sirkuh birden bir kriz geçirip öldü.
 
Tarihçi İbn Esir'in belirttiği gibi, FatimiFatımi halifesi danışmanları ölen Sirkuh'un yerine genç yeğeni Selahaddın Yusuf'un vezir seçilmesini tavsiye ettiler. Buna bir neden de genç ve tecrübesiz bir idareci olacağı için halifenin ve danışman saraylıların yeniden iktidar gücünü kazanabilme ihtimali idi. Böylece Selahhadın FatimiFatımi halifesi tarafından "el-melik el-nasır" unvanı ile vezir tayin edildi. Fakat Selahaddin şahsen iktidara hakim olmakta gecikmedi. Hemen kendisine itaat etmeyeceği düşündüğü FatimiFatımi saraylılar ve bürokratlarını değiştirip onların yerine kendi adamlarını devlet idaresine yerleştirdi. FatimiFatımi muhafız askerlerinin ortaya çıkardığı isyan hareketi Selahaddın'in kardeşi [[I. Adil|Adil]] tarafından çok sertçe bastırıldı; elebaşları olan Nubiyalı muhafızların kışlası basılıp hepsi elimine edildi ve FatimiFatımi Ermeni muhafızlarının kışlaları yakıldı.<ref name="runciman2"/>
 
Ekim 1169de1169'da Kudüs Kralı Amalrik tarafından beşinci defa Mısır'ı istila harekatı başlatıldı. Bizans İmparatoru Nureddin Zengi'nin bir generalinin Mısır'da güç kazanmasından kuşkulanmaktaydı. Sonra da Nureddin Zengi Güney Doğu Anadolu'da Diyarbakır emiriEmiri Artuklu Kara Arslan ölüp ve Musul emiriEmiri olan kardeşi Kutubeddin Zengi'nin sağlığının bozulması dolayisıyladolayısıyla yerlerine geçecek varislerin arasında büyük çatışmaların çıkması ile uğraşması gerekmekteydi ve Mısır'a yardım sağlayamıyacağısağlayamayacağı öğrenilmişti.
 
Bu nedenlerle Kudüs Haçlılarının yeni bir Mısır'ı istila planı için Bizans donanması desteği sağlanması kararı alındı. 10 Temmuz'da Bizans donanması Contostephanus komutasikomutası altindaaltında Konstantinopolis'den ayrıldı. Kudüs Kralı Amalrik komutasındaki Kudüs devleti Haçlı ordusu ise ancak Ekim'de Mısır'a girip Dimyat kalesine hücuma ve kaleyi kuşatmaya başladı. Nil Nehrine çekilen zencir yüzünden de Bizans donanması Dimyat önüne gecikerek geldi. Ayrıca mevsim geç olduğu için Bizans donanması için gereken yiyecek iaşesi sağlanamadı. Kudüs'den gelen Haçlı şövalyeler da bu levazimlevazım gereğini planlamadıkları için Bizanslılara iaseiaşe yardımı vermekten çekindiler. Bizans donanması mensuplarimensupları büyük bir yiyecek sıkıntısına girdiler. Böylece Hristiyan istilacıların iki tarafının arası gahadaha da açıldı. Ayrıca Kudüs Haçlı ordusu komutanı Amalrik Bizans donanma komutanininkomutanının taktik tavsiyelerine kulak asmamaya başladı. OzellikleÖzellikle Dimyat kalesine hemen büyük bir hücuma geçmekten kaçındı. Savunucularin Nil üzerinden gönderdikleri bir ateş gemisi Bizans donanmasinadonanmasına büyük zararlar vermekte iken donanmanın tümüyle yanması Amalrik'in sldığıaldığı tedbirlerle onlenebildiönlenebildi. Yağan yağmurlar kale önünü ve Haçlı ordugahını çamur alanına döndürmüştü. Kalenin savunucuları da çok iyi hazırlıklıyduilarhazırlıklıydılar, iyi organize edilmişler ve iyi komuta edilmekteydiler. Aralık başında bu kuşatmanın hiç sonuç vermeyeceği iyice anlaşıldı.<ref name="runciman2"/>
 
Bu zaman Selahaddin ile Kudüs HaçlılariHaçlıları arasında barış müzakerelerinin başladığı bilinmektedir. Fakat zamanının tarihçileri müzakerelerin nasıl gelişip nasıl sonuçlar doğurduğu hakkında kesin gerçekleri bildirmemektedirler. BarişBarış anlaşmasianlaşması hakkında da değişik kaynaklar farklı garçeklergerçekler vermektedirler. Bunun için günümüzde gerçekte yapılan barışın şartlarının neler olduğu bilinmemektedir. Ama bu barış şartlarına göre 13 Aralık'ta Haçlı ordusu kuşatma mancınıklarını yakarak Dimyat önünden ayrıldı ve Filistin'e fazla zayiat vermeden geri dönebildi. Bizans donanması ise Akdeniz'de kötü hava ve fırtına dolayısıyla çok büyük zayiat verdi ve donanma komutanı Contostephanus bile ancak [[Tarsus]]'a Kilikya kıyısına çıkabildi ve karadan Konstantinopolis'e dönebildi.<ref name="runciman2"/>
 
Nureddin Zengi 1174'dete öldü. Yerine 11 yaşında olan oğlu [[As-Salih İsmail el-Melik|As-Salih]] Şam'da hükümdar oldu. Fakat ileri gelenler bu genç hükümdarı KudusKudüs'te yerleşmiş olan Kutsal Kudüs Krallığı'na karşı müslümanMüslüman direnişini ve ilerleyişini önleyecek bir komutan olarak göremediler. Böylelikle denenmiş ve tanınmış komutan ve hukümethükumet idarecisi olan [[Selahaddin Eyyubi]] hem Mısır hem de Suriye hükümdarihükümdarı olarak seçildi ve [[Eyyubiler]] devleti kuruldu.
 
=== Yeni Kudüs Kralları ve Chatillon'lu Raynald'ın Eşkiyalığı ===
 
Kudüs Kralı [[I. Amalrik]] 1174'dete öldü. Yerine o zaman 13 yaşında olan oğlu [[IV. Baudouin]] Kudüs Kralı oldu. IV. Baudouin genç olduğu gibi [[cüzzam]] hastalığından da müztarıptımuzdaripti. Buna rağmen IV. Baudouin'in etkili ve aktif bir askeri komutan olduğu anlaşıldı. 1176'da hapislikten kurulmuş olan ''"[[Chatillon'lu Raynald]]"'' desteği ile 1177'de "Montgisard Muharebesi"'nde Selahaddin ve ordusuna karşı bir galibiyet kazandı.
 
Bundan hemen sonra da yapılan müzakereler sonunda Hristiyan ve Müslüman idaresi altındaki bölgeler arasında serbest ticaretin yapılması hakkında Mısır ve Suriye Sultanı ile bir anlaşma imzalanmasına neden oldu.
 
Fakat Kudüs Kralına destek veren Raynald ise azılı bir eşkıya gibi hareket ederek imzalanan anlaşmaya ve askeri duruma hiç aldırmadan bölgedeki müslümanMüslüman ticaret kervanlarına hücum etmeye başladı. Bu eşkıyalık hücumlarını bir gemi filosu edinerek deniz ticaretine de uygulamaya başlayıp [[Kızıl Deniz]]'de ticaret gemilerine korsanlık hücumlarına da yapmaya başladı. Hatta [[Mekke]]'ye giden hacılara ve daha da aziliazılı bir haydutluk olarak Mekke yoluna hücumlar yaptı. Bu nedenle Raynald'in Orta Doğu'da aziliazılı bir eşkıya ve korsan olarak büyük ismi çıktı.
 
IV. Baudouin'in oğlu yoktu ve bu nedenle kız kardeşinin oğlu, yani yeğeni, olan [[V. Baudouin]]'i kendine veliaht seçti ve 1183'dete ona ortak kral olarak taç giydirtti. 1185'dete IV. Baudouin öldüğünde yerine ortak kral olan yeğeni V. Baudouin geçmesi gerekti; ama V. Baudouin daha 8 yaşındaydı. "Trablus Kontu III. Raymond" da taht naibi olarak gerçek hükümdarlık görevlerini yapmaya başladı. Fakat V. Baudouin daha 9 yaşına girmeden 1186'da öldü. Geçmiş kral olan IV. Baudouin'in kızı ve V. Baudouin'in annesi olan Prenses [[I. Sibilla|Kudüslü Sibilla]] kraliçe olarak Kudüs tahtına geçti ve Sibilla'nın kocası olan [[Lüzinyanlı Guy]] ise Kral oldu.
 
Tam bu sırada Chatillon'lu Raynald ekrar bir müslümanMüslüman kervanına pusu kurmuş; ticari eşyaları talan etmiş ve kervana refakat eden tüccar ve yolcuları eline geçirip hapse atmıştı. Suriye ve Mısır Sultanı olan Selahaddin Eyyubi bu hücumdan çok endişelenip yeni Kudüs Kralı'ndan kervan'dan talan edilen eşyaların geri verilmesini ve hapsehapsedilen edilenkervan keravan refakkatçılarınrefakatçilerinin salıverilmesi hakkında çok ciddi bir mektup gönderdi. Yeni Kral Guy, Raynald'dan yapılmış anlaşmalara uymasını ve Selahaddin'in isteklerienisteklerine uygun olarak hareket etmesini istedi. Fakat Raynald, kralı olan Guy'un emirlerini dinlemedi.
 
=== Hıttin Muharebesi ===
132. satır:
Kudüs Krallığı bu arada idarecilerin şahsi çekişmelerine sahne olmaktaydı. Yeni kral olan Lüziyanlı Guy, Trablus Kontu olan ve Selahaddin'e daha ılımlı olarak hareket etmeyi kabul eden eski taht naibi III. Raymond'un gücünü kırmaya çalışmaktaydı. Trablus Kontu'nun karısı küçük bir kale olan [[Tiberya]]'i elinde bulundurmaktaydı. Kudüs Kralı Lüziyanlı Guy'un bu kaleye hücum etmeye hazırlanmakta olduğundan haberdar olan Trablus Kontu III. Raymond Selahaddin'den askeri yardım istedi. Selahaddin'de bir süvari birliğini bu kaleye takviye olarak yolladı.<ref name="maalouf"/>
 
30 Nisan 1187de1187'de Selahaddin Raymond'a bir haberci göndererek aralarındaki anlaşmaya uygun olarak [[Taberiye Gölü]] etrafında keşif yapmak için ufak bir keşif birliğini Tiberiya civarına göndereceğini bildirdi ve bu birliğin hiçbir hücum yapmayacağını açıkladı. Raymond bunu kabul etmek zorunda kaldı ve kendi arazisinde yasayanlariyaşayanlari bu birliğe yaklaşmamak için uyardı. 1 Mayıs'da 7000 kişilik bir Müslüman keşif birliği Tiberiya önünden sabahleyin geçip akşamleyin geri döndü ve hiçbir olay ortaya çıkmadı. Ama civarda Saffuriye köyünde bulunan ve Selahaddin-Raymond anlaşmasına karşı olan [[Hospitalier Şövalyeleri|Hospitalier]] ve [[Tapınak Şövalyeleri]]'nden oluşan birkaç yüz şövalye ve piyadeden kurulu bir asker-kesişler birliği Müslüman keşif birliğine Saffuriye'de hücuma geçti. Ama dinsel sovaleyerdenşövalyelerden oluşan Haçlı birligibirliği bu [[Saffuriye Muharebesi]]'nde büyük yenilgiye uğrayıp büyük zayiat verdi.<ref name="maalouf"/>
 
Bu Saffuriye yenilgisi üzerine büyük bir papaz, keşiş ve şövalye grubu Trablus Kontu III. Raymond'a gidip onu anlaşmadan vazgeçmeye zorladılar ve Raymond'un Kral Guy'un Salahaddin'e karşı yapmaya düşündüğü harekateharekata katılmasını sağladılar.
 
Kral Guy komutasında olan bütün Kudüs Krallığı bölgesinde ve yakınlarda bulunan şövalyeler ve diğer gönüllüleri kapsayan Haçlılar ordusu [[Akka]] civarında toplandı. Bu orduya Sur Piskoposu idaresinde birçok Hristiyan papazlar da katıldı ve bunlar özellikle İsa'nın üzerinde olduğu çarmıhın bir parçasını, yani "Gerçek İstavrozu", bu "kutsal" ordunun bir alemetialameti olarak taşımaktaydılar. Bu Haçlı ordusu Saffuriye üzerine yürüyüşe geçti.<ref name="maalouf"/>
 
Haziran ortasında Selahaddin de 12.000 kişilik süvari ordusunu ve yeni gönüllü piyadelerini Şam ve [[Tiberyas]] arasında orta bir noktada toplamış ve onlara bir konuşma yapmıştı. Sonra Selahaddin bir kurnazca bir taktik uygulayarak Tiberyas kalesine hücum ederek bir gün içinde bu kaleyi ele geçirdi. Böylece Haçlı ordusunu kendi istediği bir meydanda Tiberyas'ın yakınlarında bir düzlükte muharebeye yolladı. SelahhadlnSelahaddin [[Celile Gölü]]'nden çıkan [[Ürdün Nehri]]'ni arkasına almıştı ve boynuz şekilde tepesi olan "Hıttin" önünde Kudüs ordusunu beklemekteydi.
 
Haçlı ordusu 3 Temmuz'da Saffuriye su kaynağından sabah yürüyüşe çıkarak, genellikle 4 saat çeken bu mevkiye hiçbir su kaynağı bulunmayan yoldan gitmeye başladı. Selahaddin'in ufak pusu ve yan hücumlarıyla yavaşlayan Haçlı ordusu ancak akşamüstü susuzluklarını gidermeyi planladıkları Taberiye Gölü'nü uzaktan gören bir sırta vardılar. Hıttin köyü bu sırtın altındaydı ve ilerisinde Taberiye Gölü ve su bulunmaktaydı. Ama bu mevki ile su kaynağı arasında Selahaddin'in ordusu yerleşmişti. Bu nedenle yürüyüşünü durduran Haçlı ordusu geceyi susuz geçirdi.
 
Ertesi gün 4 Temmuz 1187de1187'de şafakla beraber Haçlı ordusu sırttan aşağıya göle doğru bir hücuma geçti. Susuzluktan çılgınlar gibi ileri atılan Haçlı piyadeleri Selahaddin ordusu tarafından püskürtüldü ve Selahaddin'in ordusu arkalarında, gerideki atlı şövalyelere doğru geri çekildiler. Haçlılar hiçbir savunma hattı kuramadılar ve kuşatıldılar. Ama sonuna kadar savaşmakta devam ettiler. Raymond kaçmayı başardı ve Trablus'a gidebildi. En sonunda Hıttin köyü civarında bir tepede Kral ve 150 kadar şövalye direniş yaptılarsa da sonunda hepsi ya öldürülüp ya da esir alındılar. Selahaddin'in esirleri arasında Kudüs Kralı Guy ile Chatillon'lu Raynald'da bulunmaktaydı.
 
Kral Guy ve Raynald Selahaddin'in çadırına getirildiler. Burada Krala bir bardak su verildi ve Kral suyu içtikten sonra bardağı Raynald'da uzattı ve o da sussuzluğunususuzluğunu geçirdigiderdi. Fakat Selahaddin'in, tercümanına "Krala şöyle Reynald'a su verenin kendisi olduğunu bilsin" dediği bildirilir. Zamanın geleneklerine göre bir esire, esir alan su verirse onun hayatı bağışlanmış olmaktadır. Fakat Selahaddin'in Reynald'in eski eşkıyalık ve ihanetlerini ve nefret uyandıran hareketlerini af etmeyeceği gayet açıktı. Kral Guy ve etrafındaki sivil şövalyelerin hepsinin hayatları bağışlandı; sonradan hepsi Şam'a gönderildi. Ama Reynald ve keşiş-asker Hospitalier ve Tapınak Şövalyeleri hepsi idam edildi.<ref name="maalouf"/>
 
=== Kudüs'ün Fethi ve Kutsal Kudüs Krallığı'nın Ortadan Kaldırılması ===
150. satır:
 
==== Kutsal Kudüs Krallığı arazilerinde ilerlemeler ====
Hittin Savaşı'ndan sonra Selahaddin Eyyubi eline geçirdiği fırsatı kullanarak Haçlı'ların Birinci Haçlı Seferi ile ve sonradan ellerine geçirdikleri Filistin ve LubnanLübnan arazilerine geri almaya karar verdi.
 
Hemen ertesi gün 5 Temmuz'da Selahaddin Tiberiyas kalesine yöneldi ve bu kaleyi idare eden Raymond'un karısı direnişin imkânsız olduğunu görerek anlaşma ile kaleyi terk etti. Bu anlaşmaya göre kaleyi ellerinde bulunduran Haçlılar bütün taşıyacakları eşyaları ile birlikte hiçbir tecavüze uğramadan kaleden ayrıldılar. Bu anlaşma ve sonucu Selahaddin'in diğer fetihleri için bir örnek teşkil etti.
 
7 Temmuz Salı günü Selahaddin'in ordusu [[Akka]] kalesi önüne geldi. Akka bir liman şehri ve Kutsal Kudüs Krallığı'nın denizden Avrupa'ya kapısı olarak çok önem kazanmıştı. Bu kale de hiç direniş yapamadan 10 Temmuz'da teslim oldu. Selahaddin bu kaleden ticaret yapan Avrupalı tüccarları Müslüman idaresinde kalıp ticarete devam etmeye teşvik etti ise de hemen hepsi Akka'dan ayrılıp Trablus'a gitmeyi tercih ettiler. Yine kale savunucuları ve şehirden ayrılmak isteyen tüccar ve şehir halkına hiçbir tecavüz olmadan tasiyabilecekleritaşıyabilecekleri sahsişahsi mallari ilemallarıyla ayrılmaları iziniizni verildi.
 
Selahaddin ordusunun emirlerini Filistin'de bulunan Haçlı Avrupalı yerleşkelerini teslim almak üzere bu yerleşkeler üzerine gönderdi. Bunlar birbiri ardından hiç direniş görmeden kale ve şehirleri teslim almaya başladılar. Bunlardan en büyükleri olan [[Nablus]], [[Hayfa]] ve [[Nasıra]] hiç direnişsiz teslim olup bu şehir Hristiyanları da ya Sür'a ya da Kudüs'e gitmek üzere bu kale ve şehirlerden ayrıldılar. Büyük [[Tebnin]] kalesi 10 gün direndi. Mısır'dan bir takviye ordusuyla gelen Selahaddin kardeşi Adil'in üzerine gittiği [[Yaffa]]'da direniş daha şiddetli oldu. Adil sonunda bu şiddetli direnişi kırarak şehri eline geçirdi ama böyle bir askeri direnişle karşılaştığı için şehrin halkının hepsini köle yaptı.<ref name="maalouf"/>
162. satır:
==== Kudüs kuşatması ve fethi ====
 
Buradan Selahaddin Kudüs'e bir barış heyeti gönderip bu kalenin kendine teslim edilmesini istedi. Eğer Kudüs teslim edilirse, şehirde kalmak istiyenisteyen Hristiyanlara hiç tecavüz olmayacak; kalmak istemeyenler eşyaları ile şehri terk edebilecekler; Kudüs'de ki Hristiyan tapınakları koruma altına alınacak ve ileride hacı olarak gelecek Hristiyanlara hiçbir kısıntı ve tecavüz yapılmayacağına dair söz vereceğini bildirdi. Fakat şehirdeki Haçlılar bunu kabul etmeyip Kudüs'ün kendilerine ait olduğunu ve hiçbir şekilde geri verilmeyeceğini cevap olarak verdiler.
 
Böylece büyük bir kuşatma savaşınınınsavaşının önlenmez olduğunu anlayan Selahaddin etraftaki Müslüman idarecilerden yardım istedi ve bunun üzerine ordusu birden büyümeye başladı. Kudüs de kuşatma için hazırlanmaya koyuldu. [[Ramla]]'nın Hristiyan hakimi olan [[İbelin'li Baliyan]] Selahaddin'in eline geçen Nablus'tan Kudüs'e kaçan karısı ve çocuklarını o kaleden kurtarmak için bir günlük şehri ziyaret için ve Müslüman'lara karşı hiç silah kullamıyacağınakullanmayacağına yemin ederek Selahaddin'den izin aldı. Fakat şehre gelince kendisinden daha tecrübeli hiçbir komutanın ve idarecinin şehirde bulunmadığını öğrendi ve şehrin ileri gelenleri de kendisinden kuşatma sırasında kalenin savunma komutanı olmasını istediler. Balıyan yemininden dönmek için Selahaddin'e tekrar haber gönderdi ve Selahaddin bunu kabul etti ve Balıyan'ın Kudüs'te bulunan karısı ve çocuklarının hiçbir zarar görmeden Sur'a geçmesine izin verdi.<ref name="maalouf"/>
 
Kudüs etraftan kaçan Hristiyan kadın ve çocuklarla dolmuştu. Şehirde sadece 2 tane şövalye kalmıştı. Balıyan 16 yaşından büyük her erkek çocuğu ve 30 kadar tüccarı şövalye yaptı. Eli silah tutabilen herkese silah dağıtıldı. Etraftan erzak toplatıldı. Devletin hazinesini ele geçirip gereken harcamayı yaptı.
 
Selahaddin ordusuyla Kudüs önüne 20 Eylü'da vardı ve şehir surlarının kuzeyine ve kuzeybatısına hücuma karar verdi. 26 Eylül'de karargahını değiştirip [[Zeytindağı (tepe)|Zeytindağı]]'a geçirdi. Bu mevki önünde bulunan ve 88 yıl önce Birinci Haçlı Seferi ordusunun çökertip şehre girdiği kapı etrafında tüneller kazılmaya başlandı ve 29 Eylül'da o mevkide surlarda bir gedik açıldı. Şehrin dinsel lideri olan Patrik HeraclıusHeraclius lideri olduğu cemaatinin ve Kudüs'e sığınmış kadın ve çocuklarinçocukların hepsinin köleliğe alınması tehlikesine karşı çıkıp, teslim olmayı kabul ettiğini bildirdi. 30 Eylül'da Kudüs Kalesi komutanı Baliyan teslim olma müzakerelerine girişmek üzere Selahaddin'in karargahına gitti.<ref name="runciman3"/>
 
Selahaddin kendisine danışmanlık yapan ve Katolik Haçlıların devamlı hiç hoşgörüsüz konuşma ve hareketlerinden devamlı çok rencide olmuş Ortodoks papazı "Josef Batıt" aracılığı ile zaten şehrin Ortodoks Hristiyan halkının desteğini almıştı ve bunlardan şehir kapısını açacakları vaadini almıştı. Bu nedenle müzakereler de Selahaddin, Baliyan'ın şehri kayıtsız şartsız teslim etmesini talep etti ve 1099'da Kudüs'e giren "Birinci Haçlı Seferi" güçlerinin yaptıkları büyük katliamı hatırlatarak ona gözdağı verdi. Baliyan eğer uygun şartlar verilmezse şehridekişehirdeki bütün dinlere ait kutsal binalar dahil tüm binaları yakıp yıkacak ve tüm halkı öldürecek gücü olduğunu belirtti ise de elinde başka bir koz bulunmamakta idi. Selahaddin şehirde bulunan her Hristiyan erkeğin 10 dinar; her kadının 5 dinar ve her çocuğun 1 dinar tazminat vermesi halinde HristiyanlarinHristiyanların şehri taşıyabilecekleri malları ile terk etmelerini kabul edebilecğiniedebileceğini bildirdi. Baliyan şehirde 20.000 kadar parasız pulsuz fakir muhacir bulunduğunu söyleyip bunların tazminat veremiyeceğiniveremeyeceğini; devlet hazinesinden mümkün olduğu kadar tazminat için para ödiyebileceğiniödeyebileceğini; ama bunun 20.000 kişinin hepsinin tazminatını karşılayamıyacığını karşılayamayacağını açıkladı. SelahaddınSelahaddin'ınin malî danışmanları bunu yeterli bulmadılar. Sonunda 30.000 dınardinar devlet ödemesi ile 7.000 tazminat ödeyemiyeceködeyemeyecek Hristiyan'ın ayrılması üzerinde anlaşıldı. Baliyan bunu kabul edip şehri Selahaddin'e teslim etti.<ref name="runciman3"/>
 
2 Ekim Cuma günü Selahaddin ordusuyla Kudüs'e girdi. O gün Recep ayının 27'si idi ve o gece [[Miraç Kandili]] idi.
 
Akka ve Kudüs'ün Hristiyan Haçlılara tarafından kaybedilmesi haberleri Avrupa'ya eriştiğinde idareciler ve geniş halak kütlesi üzerinde büyük bir şok tesiri yapmıştır. Bazı tarihçiler Akka ve Kudüs'ün kaybedilmesi haberleri [[Papa III. Urbanus]]'a yetiştiği zaman onun bir kalp krizi geçirip öldüğünü bildirirler.<ref>Hans E. Mayer, (çev. John Gillingham), (1972) ''The Crusades''. [[Oxford University Press]], 1965 (trans. John Gillingham, 1972), pg. 139.</ref> Fakat 2 Ekim'de Kudüs'ün müslümanlarMüslümanların eline geçmesi haberinin 22 Ekim'de Ferrara'da ölen Papa III. Urbanus'a erişip erişmediği hakkında tartışma bulunmaktadır.
 
==== Fetihten sonra Kudüs ====
 
Kudüs'ün teslimi üzerine şehre giren Selahaddin'in ordusu büyük bir disiplinle şehrin idaresini eline aldı; 1099'daki HcalıHaçlı ordusunun fethiyle karşilatırılıncakarşılaştırılınca ne bir bina talan edildi; ne bir kişi yaralandı; ne de galip askerler katliama uğrattıkları kişilerin dizlere kadar akan kanları içinden geçip şehinşehrin önemli yerlerine girdiler. Selahaddin hiçbir Hristiyan'a zarar gelmesin diye şehrin sokaklarını çok sıkı devriyelerle koruttukorudu. Şehirdeki Hristiyanlar ise şehirden ayrılmak için kişi başına vermeleri gerek tazminatı toplama kaygısı içine girdiler. 7000 kişiyi kurtarmak için gereken 50.000 mark hazinede daha önce II. Henry tarafından verilmiş olan altınlardan karşılandı. Şehirde önemli Hristiyan güç odakları olan Katolik Patriği ve önemli Katolik papazlar; [[Tapınak Şövalyeleri]] ve [[Hospitalier Şövalyeleri]] kendi menafaatlerindanmenafaatlerinden başka şey düşünmez olmuşlardı ve şehirde bulunan fakir ve kimsesizlere hiç destek sağlamadılar. Tazminatını veremeyen ve 7000 kişi arasında bulunmayanların köleliğe alınmasına hiçbir ilgi göstermediler. Şehir kapısınadankapısından iki grup ayrıldı. Bir grupda tazminatı şahsen veya hazineden ödenenler bulunuyordu ve bunlar serbest olarak şehirden ayrıldılar. İkinci grup ise tazminat ödeyemeyip köleliğe alınanlardı. SelahhaddinSelahaddin ve kardeşi Adil bu ikinci gruba da yardımlarını esirgemediler. Adil kardeşinden kendine mükafaat olarak 1000 köle verilmesini istedi ve bunları hemen serbest bıraktı. Selahaddin köle olması gerekngereken her yaşlı erkek ve kadını serbest bırakmayı kabul etti. Katolik Patriği HeraclıusHeraclius'a 700 köle ve eski şehir komutanı olan Balıyan'a 500 köle bağışlandı ve bunlar da serbest bırakıldı. Selahaddin kocaları ve babaları ölen dul kadınlara ve yetimlere kendi hazinesinden geçimleri için para bağışları yaptı.<ref name="runciman3"/>
 
Serbest kalan Hristiyanlar, biri Tapınak Şövalyeleri, diğer Hospitaler şövalyeler ve üçüncüsü Balıyan ve Patrik HaraçlıusHaraclius komutası altında üç grup kuyruk konvoyu halinde Akdeniz'e doğru yöneldiler. Hristiyanlar elinde bulunan Sur sadece askerleri kabul edip diğerelriediğerlerine kapılarını kapadıkapattı. "Botrun" civarında o bölgenin hakimi olan "Niphin'li Raymond" bir eşkıya gibi kuyruktakilerin taşıyabildikleri şahsi eşyalarını soymaya koyuldu. Kuyruk Trablus'a varınca önce şehre kabul edildiler; ama şehirde kıtlık çıkınca hepsi şehir kapılarından kovuldular. Bu kuyruk sığınabilecek yeri ancak [[Antakya]]'ya buldu ve burada bile idareciler bu muhacirlere güçlükler çıkardılar. Bir grup Kudüs muhaciri "Eşkalon" limanına gitmişti. Burada bulunan İtalyan denizciler oınlarıonları Hristiyan limanlara taşımak için çok büyük ücretler istediler ama liman idarecisi Mısır hükûmet yetkileri bu muhacirllerimuhacirleri taşımayan gemilere limandan ayrılma izini vermeyince bu muhacirleri gemilerine alarak Hristiyan limanlarına gitmek üzere ayrılabildiler.<ref name="runciman3"/>
 
Katolik olmayan Hristiyanlar (Ortodokslar ve [[Süryani Ortodoks Kilisesi|Süryaniler]]) gereken şahsi tazminatitazminatı ödemekle ve her yıl çizye vergisi vermeleri gerekmekle beraber Kudüs'ten ayrılmadılar. Katolik Haçlıların geride bıraktıkları gayrimenkullerin çoğu çok kelepir fiyatlarla bu Hristiyanlar ellerine geçti. Selahaddin'in Kudüs fethi [[Konstantinopolis]]'e vardığında Bizans Imparatoruİmparatoru [[II. İsakios Angelos]] Selahaddin'e onu kutlayan bir elçi gönderdi ve Kutsal Hristiyan mevkilerin tekrar Ortodoks Hristiyanlara verilmesini istedi. Selahaddin Hristiyan hacılara hiçbir ekstra yüküm olmasını istemediği için Bizans Imparatorunİmparatorunun bu isteği kabul edilerek ve Kutsal mevkiler Ortodoks'larınOrtodoksların idaresine geçti. Yeniden müslümanlaraMüslümanlara eline geçen Kudüs'te bu Kutsal mevkiler gerçekten sadece üç gün kapalı kaldı.<ref name="runciman3"/>
 
Haçlılar Kudüs'ü işgal ettikten sonra müslümanlarMüslümanlar için kutsal olan [[Kubbet-üs-Sahra]] ve [[Mescid-i Aksa]]'yi kiliseye çevirmişler; kubeyekubbeye hac dikmişler ve Tapınak Şövalyeleri idaresi altına vermişlerdi. Haçlıların ekledikleri her şey çıkarılıp atılıp bu iki kutsal bina daha önceki şekillerine dönüştürüldü. Her iki bina da tekrar müslümanMüslüman ibadet yeri olması için içleri ve dışları gülsülarıylagül sularıyla yıkandı ve 9 Eylül 1187'de Selahaddin'in de katıldığı Cuma namazı kılınarak bu iki kutsal bina tekrar Müslüman ibadetine açıldı.
 
==== Fetihten sonra eski Kutsal Krallık kale ve arazileri ====
 
Selahaddin Kudüs'ü ele geçirmekle beraber Filistin ve Lübnan'da hâlâ Haçlı Katolik arazileri ve kaleleri bulunmaktaydı. [[Kerak Kalesi]]'ni Adil bir yıl süren bir kuşatmaya aldı ve ancak 1188 yılı sonunda kale teslim oldu. Shoubak'taki [[Montreal Kalesi]] de kuşatıldıysa da bu önemli sayılmamaktaydı ama Montreal Kalesi de Kerak Kalesi'nden birkaç ay sonra teslim alındı. Daha güneyde Tapınak Şövalyeleri'nin idaresindeki [[Safed Kalesi]] bir ay süren kuşatma sonunda Aralık 1188'de alındı. Hunin'de kideki [[Şato Neuf Kalesi]] bu zamanlarda ele geçti. [[Ürdün Nehri]] vadisine hakim olan Hospitalier Şövalyelerinin idaresindeki ise [[Belvoir Kalesi]] Ocak 1189'da teslim oldu.
<ref name="runciman3"/>
 
195. satır:
[[Dosya:Crusader States 1190.svg|thumb|right|300px|Üçüncü Haçlı Seferi Başlarında (Yaklaşık 1190da) Yakındoğu]]
 
Yeni Papa olan [[Papa VIII. Grogorius]] bir beyanname yayımlayarak Kudüs'ün Hristiyanlar tarafından kaybedilişinin Tanrı'nın Avrupa'da yaşıyanyaşayan Hristiyanların günahlarına karşı bir cezası olduğunu ilan etti. Bütün Batı Avrupa'da Kutsal Ülkelerin tekrar Hristiyanların eline geçmesi için yeni bir Haçlı seferi yapılması için büyük bir kampanya başlatıldı. İngiliz Kralı [[II. Henry]] ve Fransız Kralı [[II. Philip]] aralarında olan savaş durumunu kaldırıp barış yaptılar. Her iki krallık da yeni bir Haçlı seferini finanse etmek için halktan ''Salahaddin öşürü (Saladin tithe)'' adı verilen özel bir vergi toplamaya başladılar. İngiltere'de kilisenin en büyük dinsel adamı olan [[Canterbury]] Başpiskoposu "Exeter'li Baldwin" [[Galler]] Ülkesine bir gezi yapıp 3.000 kişilik bir özel ordu toplamayı başardı.
 
== Kutsal Roma-Germen İmparatoru Friedrich Barbarosa'nın Seferi ==
207. satır:
Yaşlı [[Kutsal Roma Germen İmparatoru]] [[Friedrich Barbarossa|I. Friedrich]] Papanın yeni Haçlı seferi için çağrısına hemen yanıt sağladı. 27 Mart 1188'de yeni bir Haçlı seferine katılacağını ve bu sefere katılacak Alman haçlılara komuta edeceğini halka ilan etti. Büyük bir Alman haçlı ordusu toplandı.<ref>Bu Alman Haçlı ordusunun büyüklüğü hakkında zamanın tarihçileri arasında anlaşmazlık bulunmaktadır. Bazı tarihçiler ordunun 20.000'i zırhlı şövalye olan 100.000 asker olduğunu diğerleri ise 3.000 şövalye ve 15.000 asker olduğunu yazmaktadırlar.</ref> 1188de [[Nuremberg]]'e gelen Bizans elçileri Balkanlarda Bizans arazilerinde geçiş için organizasyon planları üzerinde uyuşma sağlandı.
 
İmparator ve üçüncü oğlu IV. Friedrich, Swabia Dükü başlarında olarak Alman Haçlı ordusu 11 Mayıs 1189'da [[Ratisbon]]'dan merasimle ayrıldı. Bu ordu Haçlı seferleri sırasında toplanan en büyukbüyük Haçlı ordusu konumundaydı ve çok iyi silahlı ve çok iyi disciplinlidisiplinli idi. Ordu [[Macaristan]] üzerinden, Bizanslılar elindeki Balkanlardan, Konstantinopolis'e doğru yürüyüşe geçti. Bu orduya 2.000 askerle Macar kralı III. Bela'nın en genç kardeşi Geza da katıldı. Bu ordu Balkanlardan geçişi sırasında daha önce yapılan uyuşmaya genellikle katıldı. Bizanslılar 1176 [[Miryokefalon Muharebesi]]'ndeki büyük mağlubiyetten sonra ancak 1185'dete Anadolu'da durumu dengelemiş ve o tarihte Anadolu Selçuklu Sultanı [[II. Kılıç Arslan]] ile bir barış ve müteffiklikmüttefiklik antlaşması imzalamışlardı. Büyük Alman Haçlı ordusunun Bizans topraklarında bulunmasından Bizanslılar hoşnutsuzdu. Fakat Alman Haçlı ordusunun büyüklüğü karşısında Bizans'ın fazla direniş göstermesine imkân yoktu.<ref name="runciman3">Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), ''Haçlı Seferleri Tarihi: III. Cilt - Akkâ Krallığı ve Daha Sonraki Haçlı Seferleri'', Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları ISBN 975-16-0497-4</ref>
 
Alman Haçlı ordusu Bizans arazilerinden yeniden organize edilmiş şekilde merhale merhale geçişe başladı. Yine Haçlı ordusu disiplinsizlik örnekleri gösterdi ve Friedrich Barbarossa'nın ordusu [[Filibe]] (o zamanki Philippopolis şimdiki Plovdiv) şehrini işgal etti ve bu şehri tekrar Bizans eline geçirmek için gönderilen 3.000 kişilik Bizans ordusunu yenik düşürdü. Ayrıca Adrianopolis ([[Edirne]]) şehrini yaktılar. Bu nedenle bu ordu 1189 sonbaharindasonbaharında Konstantinopolis'e gelirgelmazgelir gelmez biran önce Boğaz'dan karşıya taşındı. Bazı kaynaklar Bizans Imparatoruİmparatoru [[II. İsaakios Angelos]]'un Selahaddin ile bir gizli anlaşma yaptığını ve Selahhadın'ın Bizans topraklarına hcumhücum etmeme garantisine karşılık Haçlı ordusunu zayıflatmak için elinden geleni yapacağı hakkında anlaşama yaptığını bildirirler.<ref name="runciman3"/>
 
Diğer taraftan II. Kılıç Arslan da bu büyük Alman ordusuyla çatışmaktan sakındı ve Almanlarla antlasmaantlaşma yaparak bu ordunun Anadolu'dan Selçuklu ordusunun hücumlarına maruz kalmadan geçişini garantiledi. Fakat Almanlara göre bu ordunun Anadolu'dan geçişi sırasında kimseye buyruk olmayan Türkmenlerin zaman zaman hücumlarına maruz kaldı. [[Akşehir]] üzerinden, Alman Haçlı ordusu 17 Mayıs'da bu ordu Anadolu Selçuklu başkenti olan [[Konya]] önlerine geldi. Anlaşma gereğince barış içinde ordunun şehir kenarından geçmesi gerekmekteydi; fakat imparator Friedrich şehre hücum edip eline geçirmeye karar verdi. Bazı Alman tarihçilerine göre bu ordu Konya önlerine geldiğinde İmparator Friedrich'in Türkmen hücumlarına karşı sabrisabrı tükenmişti ve Türklere karşı bir yaptırım uygulamak istemekteydi. Diğer tarihçiler Haçlılar Konya önüne geldiğinde II. Kılıç Arslan'ın büyük oğlunu Kutabeddin bu durumu kaldıramamıştı ve babasını tutuklattırarak Haçlı ordusuna karşı koymayı denedi. Her nedenle olursa olsun Alman Haçlı ordusu, yapılan antlaşmaya aykırı olarak 18 Mayıs'da (bazı tarihçilere göre bir askeri çatışmadan sonra Kutabeddin'in ordusunun çekilmesini takiben) Alman Haçlı ordusu Konya'yı işgal etti.<ref>Tyerman,C.(2006) ''God's war: a new history of the Crusades'', saysf. 418, 426</ref> Alman Haçlı ordusu Konya'da 5 gün kalıp yine yürüyüşe geçti. [[Göksu (Kilikya)|Göksu Irmağı]] vadisini takip edip Akdeniz'e inmek planlanmıştı.
 
Fakat Alman Haçlı ordusu 10 Haziran 1190da1190'da tam dağlık araziden çıkıp SılıfkeSilifke civarına geldiği zaman ordusunun ve korumalarının biraz ilerisinde bulunan İmparator I. Friedrich Barbarossa Göksu Irmağı içinde boğularak öldü. Bunun nedenleri çeşitli şekillerde anlatılmıştır.<ref name="runciman3"/> Bazı tarihçilere göre İmparator çok sıcak olan bir günde kendi soğutmak için ırmağa atlamış veya suyun çok soğuk olması dolayısıyla kriz geçirip boğulmuş; ya da suyun hızı beklediğinden çok olup bu hızlı su akışına karşı koyamayıp boğulmuştu. Diğerleri atının sürçmesi dolayıyla ırmağa düştüğünü ve çok ağır zırh giydiği için yahut başını bir kayaya çarptığı için suya batıp boğulduğunu iddia ederler. Ordusunun birlikleri ırmak kenarına geldikleri zaman nehir kıyısında ölü ceseticesedi ile karşılamışlardır.<ref>[[Silifke]]-[[Mut]] yolu üzerinde İmparator I. Friedrich anısına bir anıt bulunmaktadirbulunmaktadır.</ref>
 
Oğlu VI. Friedrich, Swabia Dükü, Haçlı Alman ordusunun komutasını üzerine aldı. Fakat büyük Alman haçlı ordusu hemen tümüyle demoralize olmuştu. Bazı Alman asilleri hemen karadan geri döndüler' diğerleri Silifke'ye ve [[Tarsus]]'a gittikten sonra denizden Avrupa'ya gitmek üzere ordudan ayrıldılar. Swabia Dükü emri altında [[Antakya]]'ya erişen Haçlı Alman ordusu 5,000 kadardı.
 
Antakya Prensi III. Boemondo, Swabia Dükü ve ordusuna büyük misfirperverlikmisafirperverlik gösterdi. Ölü imparatorun ceseticesedi sirke içinde Antakya'ya getirilmiş; ama sirke cesedi koruyamamıştı. Cesedin kalan kısımlarının çoğu Antakya Katedrali'ne gömüldü ama bazı kemik parçaları [[Kıyamet Günü]]'nde Friedrich'in Kudüs'e bulunmasını sağlamak için ordu tarafından saklandı. Sonunda Swabia Dükü yakın akrabası olan [[Akka]] Dükü Montferrat'lı Conrad yardımını istedi. Onun yardımıyla ölü imparatorun kemikleri Antakya Katedralinden alınarak Akka'ya götürüldü ve oradaki katedralde gömüldü. VI. Frederick, Swabia Dükü ise 1191'de [[Akka Kuşatması]] sırasında öldü.<ref name="runciman3"/>
 
== İngiliz Kralı Aslan Yürekli Richard'ın Filistin'e Gelişi ==
 
İngiltere Kralı [[II. Henry (İngiltere Kralı)|II. Henry]] oğuluoğlu (Aslanyürekli) [[I. Richard]] ile Fransa kralikralı [[II. Filip (Fransa)|II. Filip]] tarafından mağlup edildikten sonra 6 Temmuz 1189'da öldü. Richard İngiltere Krallığı tahtına geçti. Tahta geçtikten sonra ilk büyük uğraşı yeni bir haçlı seferine gitmeyi finanse etmek para toplamaya başlamak oldu. Temmuz 1190'da Richard ve Filip birlikte Kutsal Filistin topraklarına gitmek üzere, ilk önce [[Sicilya]]'ya gitmek üzere Fransa'nın Akdeniz limanı olan [[Marsilya]]'dan bir gemi filosuyla ayrıldılar. Filip'in 650 şövalye, 1.300 at ve 1.300 şövalye hizmetkarından oluşan ordusu onlara refakat etmekteydi. Bu seyahat için Filip bir [[Ceneviz]] filosu kiralamıştı.<ref name="Phillips66">J. Phillips, ''The Fourth Crusade and the Sack of Constantinople'', 66</ref>
Norman Sicilya Krallığı Kralı olan [[II. Guglielmo (Sicilya)|II. Guglielmo]] 1189'da ölmüştü ve yerine Sicilya Krallık tahtına [[Tancerdi]] geçmişti. Tancerdi, II. Guglielmo'in karısı olan ve Richard'ın kız kardeşi olan Kraliçe [[İngiltere'li Giovanna]]'yı hapse attırmıştı. Sicilya'ya geçen Richard Sicilya başkenti [[Messina]]'yı kuşatıp 4 Ekim 1190'da ele geçirdikten kız kardeşi Giovanna'yı hapisten kurtardı. Tam bu sırada Richard ile Filip arasında, Richard'ın evlenmesi hakkında büyük bir çatışma ortaya çıktı. Richard uzun bir zamandır Filip'in baba bir anne ayrı kız kardeşi olan "Vexin Kontesi Alis" ile evlenmek üzere nişanlıydı. Fakat Richard bu nişanlığınişanı bozdu ve "Navare'li Beregaria" ile evlenmek üzere yeni bir nişan yaptı. Bundan hoşlanmayan Filip, Richard'ı Sicilya'da bırakarak, 30 Mart 1191 kendi ordusuyla gemiyle Doğu Akdeniz'e gitmek üzere ayrıldı ve Mayıs ortasında [[Sur (şehir)|Sur]] limanına gelip karaya çıktı. Richard kız kardeşi ve yeni nişanlısı ile birlikte Sicilya'dan ancak 10 Nisan 1191'da ayrılabildi.
 
Richard'ın Sicilya'dan ayrıldıktan kısa bir zaman sonra bu yaklaşık 9.000 kişiyi taşıyan 100 kadar gemiden oluşan filo çok şiddetli bir fırtına ile karşılaştı. Richard'ın gemisi [[Girit]]'e sığınmayı başardı. Ama birkaç gemi fırtına yüzünden [[Kıbrıs]] açıklarında iken karaya vurdular. Karaya vuran gemiler içinde Richard'ın kızkardeşi "İngiltere'li Giovanna" ve nişanlısı "Navarre'li Berengaria" 'da bulunuyordu. Ayrıca Haçlı seferinin finanse etmek için topladığı fonları taşıyan gemi de karaya vurmuştu. Bu hazineyi taşıyan geminin ve Richard'ın kızkardeşi ve nişanlısının esir olarak [[Kıbrıs]]'ta hüküm süren [[İsaakios Komnenos (Kıbrıslı)|İsaakios Komnenos]]'un eline geçtiği öğrenildi. Richard bunları geri almak üzere 6 Mayıs'ta Kıbrıs'a [[Limasol]]'a çıktı. Burada İsaakios'la görüştü. İsaakios ile Richard, Richard'in yakını genç kadınların ve hazinenin geri verilmesi ve ayrıca 500 kişilik bir Kıbrıs birliğinin Richard'la birlikte Filistin'e gitmesi için anlaştılar. Fakat Isaakiosİsaakios kendinin çok pekiştirdiği [[Gazimağusa|Magosa]] kalesine dönünce bu anlaşmayı kabul etmediğini ve Richard'ın hemen Kıbrıs'tan ayrılmasını istediğini ilan etti. Bunun üzerine Richard Kıbrıs'ı işgale başladı. İsaakios, Adanın en kuzey üçü olan [[Karpaz Yarımadası]]'nda bulunan Zafer Burnu (Cape Andreas) mevkinde esir düştü. Efsaneye göre, Richard demir parmaklıklar altında esir tutmayacağına dair söz verdiği için, onu gümüş zincirlerle bağlayıp hapis ettirmiştir.
 
== Akka Kalesi Kuşatması ==
233. satır:
:''Ana madde: [[Üçüncü Haçlı Seferi Akka Kalesi Kuşatması]]''
 
Hittin Savaşı'nda esir düşen Kutsal Kudüs Kralı [[Lüzinyan'lı Guy|Guy]] 1189'da [[Selahaddin Eyyubi|Selahaddin]] tarafından hapisten çıkarılıp serbest bırakıldı. Guy kutsal kitap üzerine yemin ederek müslümanlara karşı bir daha bir silah kullanmıyacağına söz verdi.<ref name="maalouf"/> Serbest kalırkalmazkalır kalmaz Guy Sur'de bulunan Hristiyan ordusunun komutasını üzerine almaya çalıştı. Fakat bu kaleyi Selahaddin'in kuşatmasına karşı başarılı olarak korumuş bulunan "Montferrat'lı Conrad" bunu kabul etmedi.
 
Bu sefer Guy yeminine rağmen dikkatini Haçlı'ların ve Hristiyan çoğunun Kutsal Filistin'e eski giriş limanı olan ve SelahaddınSelahaddin tarafından müslümanlarınMüslümanların eline geçmiş olan [[Akka]] kalesi üzerine çekti. Akka kalesinin eline geçirmek için civardan bir Hristiyan ordusu toplayıp Ağustos 1189'da kaleyi kuşatmaya aldı. Önce bu kuşatıcı Hristiyan ordusu küçüktü; ama Eylül'dan itibaren gün be gün yeni gemilerle haçlı güçleri gelmeye başlayıp kuşatıcı ordusu büyümeye başladı. Akka kalesi bir burunda idi; güneyinde liman; batısında deniz ve kuzey ve doğusunda birbirine diklemesine bağlanan çok güçlü şehir surları bulunmaktaydı. Surlar şehirdeki müslümanMüslüman orduları tarafından korunmaktaydı. KuştamacıKuşatmacı Haçlılar bir yarım ay şeklinde surlar önünde idiler. Fakat bu şehrin Guy'a geçmesini istemeyen Selahaddin de kendi ordusunu Akka önlerine gönderip kuşatmayı yapan Hristiyan ordusunun arkasına düşmüştü. Selahaddin'in kuşatma dışındaki ordusu kuşatıcı Haçlılarla yaptığı silahlı çatışmalara rağmen kuşatmacı Hristiyan ordusunu tam olarak arkadan kuşatamadı. Önce Anadolu'dan gelmesi beklenen Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa'nın ordularına karşı durabilmek için Selahaddin Akka'ya fazla önem veremedi. Frederich Barbarosa'nın Silifke yakınlarında ölmesi ve ordusunun dağılması haberi geldiğinde de Hristiyan Haçlı ordusunınordusunun şehri yakınlarındaki sahil ve limanlara yeni gelen Hristiyan haçlılar tarafından devamlı desteklenmesinden dolayısiyladolayısıyla onları kuşatmadan sökmenin imkânı kalmamıştı.<ref name="maalouf"/>
 
1190 yazında Hristiyan kuşatmacılar kampında 1190 yazında birçok hastalık salgın ortaya çıktı. Bunlardan birinde Guy'in ordusuna refakat eden Guy'in karısı Kutsal Kudüs Kraliçesi [[Sibilla]] ve genç kızı öldü. Guy'in krallığa meşru hakkı kraliçe Sibilla'nın kocası olmasından dolayı idi. Onun ölmesi ile krallık hukuken Sibilla'nın baba bir anne ayrı kızkardeşikız kardeşi "Kudüs'lu [[I. İsabella (Kudüs)|I. İsabella]]"'ya geçmiş oldu. İsabella "Toron'lu IV. Henry" ile evli idi ama kocası İsabella'nın krallık üzerinde meşru hakkını koruyacak güçte değildi ve bu meşru hakkını korumak nedeniyle İsabella hemen kocasından ayrıldı. Sur'ü idaresinde tutan "Montferrat'lı Conrad" ile yeni bir evlilik yaptı. Böylece yeni kocası "Montferrat'lı Conrad" yeni karısının meşru krallık hakkını korumak üzere Kutsal Kudüs Krallığı'na hakkını ilan etti.
 
1190-1191 kışında kuşatmadaki ordular içinde yeni dizanteri ve ateşli hastalıklar salgınları aldı yürüdü. Bu salgınlarda "Swabia Dükü VI. Friedrich", "Kudüs Patriği Heraclius" ve "Blois'li Theobald" hayatlarını kaybettiler.
 
1191 ilkbaharı gelmesi ile Akdeniz yeniden deniz seyahatlarıne eleverişli hale geldi. Bu sezonda yeni gelenler arasında "Avustrurya'lı V. Leopold" vardı ve gelince Filistin'e daha önce gelmiş olan Alman haçlı güçlerinin komutasını hemen eline aldı. Sicilya'dan Fransız haçlı ordusyla ayrılan Mayıs'ta Filip Mayıs'ta Filistin'e vardı ve Guy'a destek sağlamaya başladı. 8 Haziran 1191'de Richard Kıbrıs'tan ordusuyla Akka önlerine ulaştı. Richard'iı Kıbrıs'tan getiren 26 gemiden oluşan filo çok sayıda asker ve büyük kuşatma mancınıklarimancınıkları taşımaktaydı. Hemen kaleye hücum etmek için yeniden mancınık ve diğer büyük kuşatma aletlerinin yapımına geçildi. Şehri savunan ordu dışarıdan destek alamıyordu ve açlık almış ve yürümüştü. Şehir ile bağlantı ancak birkaç yüzücü ile kurulabiliyordu. 1191 yazında şehri savunucularının SelahaddınSelahaddin'den istedikleri destek kuşatmacı Hristiyan ordularının büyüklüğü karşısında verilemedi. 11 Temmuz 1191'de iki yıl süren bir kuşatma sonunda AkkeAkka kalesi savunucuları surlara Hristiyan haçlı bayrakları çekip teslim ettiklerini ilan ettiler.
 
Tekrar ellerine geçirdilerigeçirdikleri şehrin talanı yüzünden, Haçlı komutanları krallar, Richard, Filip ve Leopold, büyük bir çekişmeye giriştiler. Bu kavgaların birinde Richard, Leopold'un bayrağını kale surlarından indirttipindirtip yerlere attırarak ona büyük bir hakerethareket yapmış oldu. Ayrıca Kutsal Kudüs Kralı'nın kim olacağı hakkında da anlaşmazlığa girdiler. Richard, Guy'un krallıkta devam etmesini istemekteydi. Fakat akrabalık dolayısıyla da, Filip ve Leopold, Montferrat'lı Conrad'ın krallık iddiasını meşru bulmaktaydılar. Sonunda iki taraf anlaşmaya vardılar ve Guy'un hayatta olduğu müddetcemüddetçe Krallıkta devam etmesinde ama öldüğü zaman krallığın Conrad'a geçmesi üzerine karar verdiler.
 
Filip'in sağlığı iyi değildi. Filip ve Leopold, Richard ile devamlı sürtüşme halinde idiler. Her ikisi de buna fazla dayanmayıp Ağustos'ta Filistin'i terk edip ülkelerine dönmeye karar verdiler. Filip ayrılırken o zamana kadar emrinde bulunan 10.000 kişilik Fransız haçlı ordusunu ve bunların masraflarını karşılamak üzere de 5.000 gümüş marklık bir fonu geride bıraktı.
 
Bu kuşatmadan sonra her Haçlılar savaşa devam edip Kudüs'ü geri almak istemekteydiler. Ancak her iki tarafında ellerinde esirler bulunmaktaydı. SelahaddınSelahaddin hristiyanHristiyan esirleri fidye istemeden serbest bıraktı. Ama Haçlıların komutanı olan I. Richard esirleri yüksek fidye almadan bırakmak istememekteydi. Selahaddin'in bu bonkör hareketiyle fidyeyi vermiyeceğinivermeyeceğini anlamış oldu. "AslanyürekliAslan Yürekli Richard" acımasız tabiatını açığa vurarak 2.700 kadar savunucu erkek askeri ve yaklaşık 300 kadar kadın ve çocuğu birbirlerine iple bağlanmış bir şekilde kale kapısı önüne SaladdinSelahaddin'in uzaktan görebileceği mevkiye getirtti. Onları Hristiyan Haçlı şövalyelerin "merhametine" bıraktı ve onlar da ellerinde bulunan her türlü kılıç, mızrak ve hatta büyük taş gibi silahlarla esirlerin üzerine üşüşüp tek birini sağ bırakmadan hepsini öldürdüler.<ref name="maalouf"/><ref name="runciman3">Runciman ileri gelen veya köle-işçi olarak çalıştırılabilecek birkaç kişinin hayatının bağışlandığını yazmaktadır. Runciman 1099da1099'da Kudüs Kuştamasından sonraki Müslüman ve yahudi katliamını da incelerken de bu türlü bir açıklama ile, Haçlıların tümüyle "merhametsiz" olmadığınaolmadığını ima etmiştir.</ref><ref>Marshall Hodgson, (1958), ''The Venture of Islam: Conscience and History ın a World Cıvılızation'' Cilt 2., The University of Chicago, saysf. 267.</ref>
 
== Arsuf Muharebesi ==
256. satır:
[[Dosya:Schlacht von Arsuf.jpg|thumb|280px|right|Arsuf Muharebesi. Ressam: Eloi Firmin Féron (1802-1876)]]
 
Akka'yi eline geçirdikten sonra Richard deniz sahilini takip ederek güneye [[Yafa]]'ya doğru yürüyüşe geçti. Bu kaleyi aldiktanaldıktan sonra Filistin'in içerisine Kudüs'e doğru bir hücum yapmayı planlamaktaydı. Fakat Haçlı ordusuyla sahilde yuruyuseyürüyüşe devam etmekteyken Selahaddin ordusuyla sahilden daha içeriden ona paralel olarak takip etti. Richard'ın Haçlı donanma filosu ise
denizden onu takip etmekteydi. Yafa'nın 50&nbsp;km kuzeyinde bulunan Arsuf mevkiinde birden Selahaddin ordusunu sahile doğru çevirerek Haçlı ordusuna karşı savaş durumuna geçti. 7 Eylül 1191'de iki ordu bu mevkide [[Arsuf Muharebesi]]'ne giriştiler.
 
Selahaddin'in ordusu, Richard'ın Haçlı ordusunun düzgün saflarını bozmak için değişik yönlerden aralıksız taciz hücumlarına geçti. Bu taktiğin hedefi Haçlı ordusunun saf duzeninidüzenini bozup parçalara bölünmesini sağlamak ve bu parçaları ayrı ayrı olarak yenip elemine etmekti. Haçlı ordusu genellikle başta saf duzenidüzeni bozulmadan bu taciz hucümlarınahücümlarına karşı savunmayı başardı. Fakat birden kitle halinde Hospitalier Şövalyeleri Selahaddin 'in sağ kanadına süvari hücumuna geçtiler. Richard ordusununun saf duzeninidüzenini korumak için genel bir taaruztaarruz yapılması emrini veedi. Kendi ordusuyla ortadan; Tapınak Şövalyeleri Selahaddin'in sol kanadına yönelik sağ kanada yönelik Hospitalier Şövalyeleri ile birlikte bir genel taaruzataarruza geçtiler. Selahaddin bu Haçlı genel taaruzunataarruzuna karşı durmak istemedi ve ordusuna düzenli bir şekilde geri çekilme emri verdi. Selahaddin'in ordusu bu geri çekilme sırasında zayiat vermekle beraber bir bozgun olmadan düzenli geri çekildi ve ordunun savaşma gücü hala korunmuş oldu. Böylece Richard ve Haçlı ordusu Arsuf Muharebesi'ni kazanmış oldular.
 
Arsuf Muharebesi önemli bir çarpışma idi. Selahaddin Filistin sahillerindeki arazileri kaybetmiş oldu. Richard'ın komutanlığına ve Haçlı askerlerinin düzensiz bir güruh olmayıp cesur ve komuta dinleyen disiplinli bir ordu olduğuna bir gösterge oldu. Buna karşilikkarşılık Selahaddin'in ordusunun yenilmez olmadığını gösterdi ve Selahaddin'in komutanlık ününe bir kara leke oldu. Haçlı ordusunun morali çok yukseldi. Bununla beraber Selahaddin'in ordusu bozulmadan geri çekilme ile, zayiat vermesine rağmen, savaş gücünü kaybetmedi.
 
Bundan sonra Richard ordusu ile sahilden Yafa'ya ilerledi ve bu kaleyi eline geçirdi. Selahaddin Filistin sahillerindeki arazileri kaybetmiş oldu ve buraların Haçlıların eline geri geçmesi Kudüs için daha ciddi bir tehdit yarattı.
 
Hristiyan tarihçileri bu muharebeyi gayet ŏnemliönemli bulmaktadırlar <ref name="runciman3"/>. Selahaddin'in şahsi biyografisini yazan sır katibi Bahattin ise kitabında bu muharebeden özel olarak bahsetmemektedir. Modern Arap Haçlı tarihçisi Maalouf ise Richard'in sahilden ilerlemesi ve Arsuf Muharebesi hakkında kapalıca şöyle demektedir:<ref name="maalouf"/>
<blockquote>
(Richard) sahilden güneye yürüdü. Donanması ise denizden hemen onu takip etti. Selahaddin ordusu sahilden içerde buna paralel olarak takip etti. İki ordu arasında birçok çarpışma oldu ama hiçbiri karar verici olmadı.
272. satır:
== Arsuf Muharebesi'nden sonraki gelişmeler ==
 
Arsuf Muharebesi'nden sonra Richard Yafa'yı ele geçirip oraya çekildi. Kaledeki mevzileri daha genişleterek bu kaleyi genel ordugah yaptı. Galip gelmişken neden o galibiyeti takip etmeyip bu bekleme kararını açıklamak için tarihçiler değişik nedenler ileri sürmüşlerdir. Richard o zamana devamlı olarak denizden ikmal hatlarını açık tutmayı tercih etmişti ve eğer Kudüs'e yönelse idi denizden ikmalin kapanması olasığıolasılığı bulunmaktaydı. Selahaddin'in ordusunu Arsuf Muharebesi'nde ne elemine edememesi ve ne de büyük zaiyatazayiata uğratamamasiuğratamaması ve bu ordunun çok hızla hareket etmesinin ve HaçlılarinHaçlıların denizden ikmal hatlarını kesmesinin büyük olasığıolasılığı olacağını düşünmüş olduğu kabul edilir. Buna ilaveten Haçlı ordusu çok yorgundu ve bir müddet dinlenmesi gerekmekteydi.<ref name="runciman3"/>
 
Selahaddin, Haçlı ordusunun Yafa'da beklemesi dönemini çok iyi değerlendirdi. Kudüs'ün duvarlarını ve diğer savunma güçlerini pekiştirdi. Haçlıların Askalon üzerine gidip Selahaddin'ninin devamlı olarak asker takviyesi için kullandığı Mısır'dan gelen yolu kesmesi olasılığına karşı tedbir almaya karar verdi. Ordusunu Ramla'den Askalon'a geçirdi ve bu zengin şehri ve kalesini metodik olarak yıktırıp yaşanmayacak bir hale getirtti.
 
Diğer taraftan Richard devamlı olarak sorunlarla karşılaştı. Yafa'ya yerleşen ordusu, Akdeniz üzerinden gemiyle gelen ikmal malları (özellikle alkollü içkiler) ve diğer eğlence imkânları dolayısıyla, disiplinini kaybetmeye başladı. Akka'da bulunan "Montferrat'lı Conrad"'ın politik entrikalara girişmesi de çok mümkündü. Eline geçirmiş olduğu Kıbrıs isyan içinde olup, tecrübeli idarecisi olan "Camville'li Richard"'ın ölmesi ile yerine geçen "Turnham'li Robert"'in zorlanması dolayısıyla Kıbrıs idare edilemez olmaya yüz tutmuştu. Richard Kıbrıs sorununa çareyi, adayı Tapınak Şövalyeleri'ne satıp adanın idaresini onlara devretmede buldu.
 
Diğer bir girişim olarak Selahaddin ile barış müzakerelerine girişti. Önce [[Yafa]]'ya varınca bir ateşkes için [[Lod]]'da bulunan Selahaddin'in küçük kardeşi [[I. Adil|Adil]]'e bir elçi gönderdi; ama bu müzakereler bir ateşkes üzerinde sonuca varmadı. Ekim'de yeniden müzakereler açıldı ve Selahaddin iyi bir diplomat olan küçük kardeşi Adil'i kendini temsile memur etti. Önce Richard Kudüs'ün ve etrafındaki Ürdün Nehri'ne kadar arazinin idaresinin Haçlılara geri verilmesi ve Hittin Savaşı'nda Haçlıların kaybettiği "gerçek istavroz"'un iade edilmesini istedi. Fakat Selahaddin Kudüs ve civarının müslümanlarMüslümanlar tarafından da kutsal sayıldığını bildirdi ve "gerçek istavrozu" ancak uygun bir karşı yapıt olursa geri verebileceğini açıkladı. 20 Ekim'de Richard yeni bir teklif olarak Adil'in kardeşi Sicilya'lı Joanna ile evlenmesini ve iki tarafın ceyhizçeyiz olarak Filistin sahil şehirlerini ve Kudüs'ü onlara verip çiftin bu arazilerde hüküm sürmesi sağlanmasını ve Kudüs'ün HıristiyanlaraHristiyanlara açık olmasını teklif etti. Bu arazilerde Tapınak Şövalyeleri ve Hospitalier'lerin de eski topraklarını geri almaları ve "gerçek istavroz"'un geri verilmesi de bu teklif paketi içinde bulunmaktaydı.<ref name="runciman3"/> Selahaddin'in sekreterinin hatıralarına göre, Selahaddin bu barış teklifini bir şaka olarak kabul ettiği bilinmektedir. Richard'ın kız kardeşi de Hristiyan olmayan biriyle yeni bir evlilik yapmaya katiyetlekat'iyetle aleyhtardı. Ama Richard bu teklifinde ciddi idi. Müzakereler ve müzakerelerle ilişkili sosyal toplantılar ta kış başına kadar devam etti. Richard'ın Adil ile gayet iyi anlaştığı bildirilmektedir.<ref name="maalouf"/>
 
Kasım gelince yağmurlar geldi ve fena deniz şartları başladı. Bu şartlar altında genellikle askeri harekat yapılmamaktaydı. Selahaddin ordusunun yarısını terhis edip Mısır'a geri gönderdi ve gerisini de Kudüs'te ordugaha çekti.<ref name="runciman3"/>
 
Fakat Richard bunu fırsat bilip Kasım ortasında Kudüs'e gitmek üzere büyük bir askeri harekata geçti. Selahaddin'in ordusu tarafından terk edilmiş olan [[Ramla]]'ya ilerledi ve şehri eline geçirip 6 hafta orada kaldı. Richard, Noel'de [[Latrun]]'a geçti ve [[Cebel el-Halil]] tepelerine geldi. Fakat hava çok bozulmuştu. 3 Ocak'da Richard ordusuyla bu tepelerde Küdüs'ten yaklaşık 19&nbsp;km uzaklıkta olan "Beit-Nuha" kalesine erişti. Araziyi bilmeyen Haçlı askerleri bunu çok sevinçle karşıladılar. Ama havayı ve topografyayıcoğrafyayı bilenler, özellikle Tapınak Şövalyeleri ve Hospitalier Şövalyeleri, bu kötü hava şartları altında yağmur çamurda tepelerden inip Kudüs'e başarı ile hücum etmenin imkânsız olduğunu ifade ettiler. Ayrıca Selahaddin'e Mısır'dan gelen takviye ordusunun gelmiş ve yakın tepelerin birinde kampa girmiş bulunmakta olduğu ve eğer hücum geçilirse Selahaddin'in iki ordusu arasında kalınmasının da mümkün olduğu öğrenildi. Richard bu mevkide 5 gün kaldıktan sonra stratejik durumu iyi bilenlerin tavsiyelerine uyarak geri dönmeye karar verdi. Bu Richard'ın ordusunun Kudüs'e en yakın olarak geldiği mevki oldu.<ref name="runciman3"/>
 
Richard ordusu ile terk edilmiş Ramla'ya geri çekildi. Bu arada orduda bulunan Fransız Haçlılar Kudüs'e gidilmemesi dolayısiyla Richard'ın komutanlığından gocunmaya başlamışlardı. Birçok Fransız haçlı (en önemlisi [[Burgundi]] Dükü ) Richard'ın Haçlı ordusunu terk edip Yafa'ya veya Akka'ya geri gittiler. Bunu önlemek için 20 Ocak'ta Richard bir savaş konseyi toplayıp durum ve stratejik konular hakkında bu konseye katılanlara çok ayrıntılı bilgi verip birçok Haçlı komutanını verdiği kararın doğruluğuna inandırdı. Bu konseyde ordusuna Ramla, İbelin yoluyla Selahaddin'in yıktırdığı Askalon'a gitme emri de verdi.
 
Haçlı ordusu ile Askalon'a geldiği zaman Richard hemen birkaç ay önce yerle bir edilen bu kalenin ve şehrin yeniden yapılması emrini verdi. O da Selahaddin gibi şehrin stratejik önemini anlamıştı. Bundan sonra 4 ay Richard, birkaç kere Akka'ya gitmekten dışında, Askalon'da kaldı ve bu kaleyi Filistin sahilinde en korumalı bir kale olarak yapılmasına zamanını hasretti. Bu dönemde havanın çok kötü gitmesi ve Askalon'un limanı olmaması nedeniyle her türlü yiyecek, erzak ve malzeme ikmalin çok zorluklarla karadan gelmesi gereği bu uğraşı çok yavaşlattı. Richard bu uğraşa kendini ve ordusunu hasretmişkenhazırlamışken Selahaddin hiçbir hücumda bulunmadı ve bu yüzden bazı emirler tarafından büyük tenkitetenkide uğradı. Tarihçiler Selahaddin'in bu nisbinispi hareketsizliğinin nedenini ordusuna bir dinlenme dönemi sağlamak istemesine; Musul ve Cezire'den yeni gelecek takviyeleri beklemesine ve hüzursuzhuzursuz olan emirlerle disiplinli bir hücuma geçemeyeceğine inanmasına yormaktadırlar. Ayrıca Haçlılar arasında uyuşmazlık çıktığı ve büyük mali sorunları olduğunu da casusları yoluyla öğrenmiş olup, yeni hücumlar yaparak onları yeniden birleştirmek istememesini de bir neden olarak gösterilir.<ref name="runciman3"/>
 
Şubat ayında Richard "Montferatlı Conrad"'dan Askalon'un yeniden yapılmasına destek sağlamasını istemiş; ama Conrad destek sağlamayı kati olarak redetmiştireddetmişti. Birkaç gün sonra Burgundi Dükü ve diğer önemli bazı Fransız komutanlar ve askerler Richard'ın ordusunu terk edip Akka'ya geçtiler. Fransız Haçlı askerleri Richard tarafından kendi hazinesinden finanse edilmekteydi ve bu hazine tükenmeye yüz tutmaktaydı. Bir diğer uyuşmazlık da Akka limanında bulunan [[Pisa Cumhuriyeti]] gemi kaptanları ile [[Ceneviz Cumhuriyeti]] gemi kaptanları arasında çıkmış ve Pisalılar Akka şehiri işgal etmişlerdi. Pisalılar Richard'a haber gönderip kendileri ile şehir hakimleri ve Cenevizliler arasında arabuluculuk yapmasını istediler. Richard Akka'ya gelip Pisalılar ile Cenevizliler ve şehir idarecileri arasında çok güvenilmez bir anlaşma sağladı.
 
== Kudüs Kralı seçimi ve ölümü ==
 
Nisan 1192 içinde "Montferat'lı Conrad" Kutsal Kudüs Krallığı asilleri tarafından oybirliği[[oy birliği]] ile Kudüs Kralı seçilince, I. Richard onun krallığını kabul etmek zorunda kaldı. [[Lüzinyanlı Guy]] da bu krallığa adaydı, ama I. Richard tarafından tutulmasına rağmen bu oylamada tek bir oy bile alamadı. Ona bir teselli sağlamak ve idaresi altında bulunan ama çok problemli bir araziyi elinden çıkartmak için, I. Richard Akka'ya gelmeden eline geçirmiş olduğu Kıbrıs adası krallığını Lüzinyanlı Guy'a sattı.<ref>Edbury, ''Kingdom of Cyprus and the Crusades'', ppsf. 26-29.</ref> Lüzinyanlı Guy bundan sonra Kıbrıs Kralı olarak hüküm sürmeye başlamakla beraber, 1194'dete ölene kadar Kudüs Krallığı üzerindeki krallık iddiasından vazgeçmemiştir.
 
Fakat daha Kudüs Krallığı taç giyme töreni bile yapılmadan yeni Kudüs Kralı seçilmesinden hemen birkaç gün sonra 28 Nisan öğle vakti [[Sür (şehir)|Sür]] şehrinden bir öğle yemeği davetinden ayrılan "Montferat'lı Conrad" sokakta iken iki suikastçı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Suikastçiler, Suriye'de bulunan [[Râşidüddin Sinan el-İsmâili]]'nin emri altında bulunan [[Haşhaşin]]'lerdendi. Bir suikastçı hemen korumalar tarafından öldürüldü ama diğeri yakalandı. Soruşturma sırasında yapılan işkenceler sonucu diğeri de öldü; ama son anlarında bu suikastın I. Richard tarafından organize edildiğini itiraf etti. Buna genellikle inanılmamaktadır ve diğer komplo organizatörleri olarak Conrad'ın metresi olan ve çocuğuna gebe olan Kudüs Kraliçesi I. İsabella'nın eski kocası "Toron'lu IV. Humphrey"; bu olaydan hemen sonra İsebella ile evlenen I. Richard'ın yeğeni "Champagne'li II. Henry" ve hatta Selahaddin Eyyubi olarak gösterilmektedir. Conrad'ın cesedi Sur şehri katedralinde gömüldü. Tanınmış Arab tarihçisi İbn-ül Esir bu olaydan
300. satır:
diye bahsetmektedir.
 
Bu olaydan 8 gün sonra I. Richard'ın yeğeni olan "Champagne'li II. Henry" , "Montferat'lı Conrad"'dan gebe olan Kudüs Kraliçe'siKraliçesi I. İsabela ile evlendi ve 1192'den 1197'ye kadar Kutsal Kudüs Kralı unvanını taşıdı. Bu dönemde krallığın merkezi Akdeniz kıyısında olan Akka şehri oldu.
 
== Yafa kuşatması ve savaşı ==
308. satır:
{{ana madde|Yafa Kuşatması ve Savaşı (1192}}
 
Temmuz 1192'de I. Richard emrindeki Haçlı ordusu Küdüs'ü alamadığı için ve sahilde hücuma maruz kalacağı için Filistin'in kuzeyine doğru çekilmeye başladı. Selahaddin'in ordusu daha önce Haçlıları Kudüs'e hücumlarında harekat merkezi olan Yafa kalesine hücuma geçti ve üç gün süren kuşatmadan sonra şehri ve kaleyi eline geçirdiler. Küçük bir kısım savunmacı iç kaleye çekildi. Bu müslüman ordusu Haçlıların Temmuz 1191'deki [[Üçüncü Haçlı seferi Akka Kalesi Kuşatması|Akka Kuşatması]] sonucunda teslim olan yaklaşık 2.700 savunmacılarından askerin ve 300 kadar kadın ve çocuğun tümünü hunharca öldürmelerini unutmamışlardı. Selahaddin'in ordusu Yafa'da bulunan savunmacularasavunmacılara karşı bir intikam katliamı başlattılar. Bu katialamıkatliamı SelahhaddinSelahaddin Eyyubi önlemeye çalıştıçalıştıysa iseda, askerin kontrolünü kaybetmişti. Selahaddin hatta savunmacı Haçlılara iç kaleye çekilip kendilerini savunmaları hakkında haberler göndermişti.<ref name="runciman3"/>
 
I. Richard Yafa'ya hücumu duyunca kuzeyde kıyı boyunda demirli gemilere ordusunun zırhlı şövaleyelerinişövalyelerini ve İtalyan Pisa'lı ve Genova'lı okçuları doldurarak Yafa önlerine geldi. Durumu bilmediği için önce karaya çıkmadı. Fakat daha teslim olmamış iç kalede bulunan bir papaz gizlice yüzerek gemilere geldi ve durumu I. Richard'a bildirdi. 31 Temmuz'da I. Richard 55 zırhlı şövalye, birkaç yüz piyade askeri ve 2000 kadar [[Tatar yayı|kurmalı yay]] kullanan Cenova'lı ve Pisa'lı denizci birliği ile karaya çıktı ve kaleye hücuma geçti. 31 Temmuz'da şehir tekrar Haçlılar eline geçti. Yafa'yı eline geçiren ve Richard'ın hücumuna karşı kaleyi savunan müslümanMüslüman askerler şehirden kaçabildiler. Selahaddin bu kaçışı ancak kaleden 10&nbsp;km kadar ileride durdurabildi ve ordusunu ancak orada yeniden düzene sokabildi.<ref name="runciman3"/>
 
Selahaddin Yafa'yı eline geçiren Richard'ın haçlı ordusunu desteklemek için Kayseriya şehrinden Haçlı takviye birlikleri gelmekte olduğu haberini aldı. Bu desteği önlemek için 4 Ağustos'da Selahaddin'in ordusu gizlice harekete geçerek ertesi gün sabah erkenden alaca karanlıkta yeniden şehre hücum etmek amacıyla şehir duvarların önünde toplanmaya başladılar. Fakat bir İtalyan haçlı askeri gizlice tarlalardan gelen müslümanMüslüman askerlerini görüp Richard'a bu haberi ulaştırmiştı. Richard şehirdeki hem uzun yaylı hem de kurmalı yaylı okçularını ve mızraklı ağır süvari birliklerini bir hücuma karşı hazırladı. 5 Ağustos günü Selahaddin'in çok hafif zırhlı Mısır ve Bedevi hafif süvari birlikleri şehre hücuma geçtiklerinde büyük zayiata uğradılar. Bazı müslümanMüslüman askerler şehre girmeyi başardılsrbaşardılar ve şehri savunmakta olan İtalyan denizcileri gemilerine binip kaçmak üzere limana doğru çekildiler. Fakat Richard akşama doğru kendi birlikleri ile geri gelip müslüman birliklerini şehirden çekilmeye zorladı. Akşama doğru Selahaddin ordusunu geri çağırdı ve Kudüs'e doğru çekilmeye başladı.<ref name="runciman3"/>
 
Bu Yafa Muharebesi Richard'ın zaferi ile sonuçlanmakla beraber Richard'ın hiç ihtiyatları bulunmadığı için bu galibiyeti pekiştirme imkanı bulunmamaktaydı. SarfettiğiSarf ettiği olağanüstü şahsi gayret dolayısıyla Richard yorgun düşmüş ve hastalanmış; muharebeden hemen sonra yüksek bir ateşle hasta yatağında kalması gerekmişti. Buna karşılık Selahaddin Ramala'ya geri geldiği zaman Mısır'dan ve kuzey Suriye'den yeni gelmiş olan taze ve eğitimli birlikler orada onu beklemekteydi.<ref name="runciman3"/>
 
Richard daha önce karşılıklı müzakerelerde yakınlık gördüğü Selahaddin'in kardeşi ve onun barış müzakerecisi olan Adil'e bir mektup gönderekgöndererek eğer Askalon kalesi Haçlılar elinde bırakılırsa barışa hemen hazır olduğunu bildirdi. Adil Kudüs yakınlarında idi ve o da hasta yatağında yatmaktaydı. Ağabeyi Selahaddin'le bu konu üzerinde görüştü ve Selahaddin Richard'ın Askalon kalesi hakkındaki teklifini kati olarak red etti. 28 Ağustos'da Adil'in Richard'a gönderdiği kurye Selahaddin'den Richard'a şahsi hediye olarak taze şeftali, armut ve Hebron Dağı'ndan elde edilmiş buz getirdi; ama Selahaddin'in son olarak katiyetlekat'iyetle Askalon Kalesi'ni Haçlılara terketmiyeceğiniterk etmeyeceğinin haberini de verdi.<ref name="runciman3"/>
 
== Ramla Antlaşması ve Aslan Yürekli Richard'ın Filistin'den ayrılışı ==
322. satır:
[[Dosya:LionHeartFarewell.jpg|thumb|180px|Arslan Yürekli Richard'ın Akka'dan gemi ile ayrılışı]]
 
2 Eylül 1192'de Aslan Yürekli Richard ile Selahaddin Eyyubi arasında 5 yilyıl süre müddetle barış sağlamak üzere [[Ramla Antlaşması]] imzalandı. Selahaddin'in Richard'a gönderdiği elçiler kendi ismleriniisimlerini de bu antlaşmaya koydular ve Richard'ın elini tutarak bu antlaşmaya tamamiyletamamıyla riyatteriayet edecekleri üzerine yemin ettiler. Richard adet olarak bir kral olarak yemin etmedi ama diğer Haçlı ordusu ileri gelenleri (Champange'li Henry, İbelinli Balian ile Tapınak Şövalyeleri ve Hospitalier Şövalyeleri komutanları) onun yerine antlaşmaya riayet edeceklerine şahsen yemin ettiler. Selahaddin ise ertesi gün kendisini gönderilen Haçlıların elçisinin önünde şahsen antlaşmayı imzaladı. Böylece Üçüncü Haçlı seferinin savaş safhası sona ermiş oldu.
 
Ramla Antlaşması'na göre Filistin'in Yafa'nın güneyinde bulunan sahil şeridi ve şehirleri Kudüs Krallığı'na bırakılmaktaydı. HirstiyanHristiyan hacıların Kudüs'te Hristiyan kutsal yerleri ziyaret etmeleri tamamen serbest olacaktı. Müslüman ve Hristiyan halkı ve tüccarlar birbirine ait olan arazilerden silahsız ve barışçıl olarak hiçbir engelsiz girip geçebileceklerdi. Askalon Kalesi'nin üzerinde bulunduğu arazi müslümanlaraMüslümanlara ait olacaktı ama Askalon kalesi yerle bir edilecek ve bir daha hiç yeniden yapılmıyacaktıyapılmayacaktı.
 
Bu antlaşmadan sonra Arslan Yürekli Richard'a Kudüs'ü ve kutsal yerleri ziyaret etmesi için pasaport gönderildi. Ama Richard Kudüs'e gitmemeye karar verdi ve emri altında bulunan Fransız Haçlı askerlerinin de Kudüs gitmelerini yasakladı. Ama diğer Haçlı ordularındaaordularında bulunanlar ve digerdiğer askerler, asiller ve şövalyelerden çoğu Kudüs'ü ziyarete gittiler.
 
Richard önce Akka'ya gitti. Oradan 29 Eylül'da Kraliçe Berengia ve Kraliçe Joanna, Fransa'ya gitmek üzere gemi ile ayrıldılar. 10 gün sonra ise 9 Ekim'de Richard gemi ile Akka'dan Filistin'den ayrıldı.
334. satır:
[[Dosya:The Crusader States (1200).jpg|thumb|350px|Üçüncü Haçlı seferinin bitmesi sonunda 1200'de Doğu Akdeniz bölgesi]]
 
Üçüncü Haçlı seferiSeferi'nin sona ermesi ne müslümanlarıMüslümanları ne de hristiyanlarıHristiyanları tatmin etmedietti.
 
Birçok müslüman Selahaddin'in, Filistin'in önemli güney kıyılarını oraları gaspetmişgasp etmiş olan Hristiyanlara bırakılmasını ve Akka merkezli KudusKudüs Krallığı ve Trablusşam merkezli Trablus Kontluğu'nun hala buralarda hüküm sürmesinden gayethoşnut hoşnutsuzdulardeğillerdi. Selahaddin'in özel kalem sekreteri olan ve onun biyografisini yazan Bahaaddin [[İbn-i Şeddad]] eserinde Selahaddin'in şunları beyan ettiğini bildirmektedir:<ref>Beha Ed-din (İngilizce'ye çev. C.W.Wilson) (1897), ''Saladin Or What Befall Sultan Yusuf'', [http://books.google.fr/books?id=3RaMP0AnfS0C&pg=PA77#v=onepage&q&f=false Google Books] {{ing}}</ref>
<blockquote>
Kendime ne olacağını bilmediğim için bir barış yapmaktan korkmaktayım. Onlara bu arazileri bıraktığımız için düşmanlarımız büyüyüp güçleneceklerdir. Daha önce terk etmiş oldukları arazileri tekrar ellerine geçirmek için geri geleceklerdir. Onların her birinin kendi tepesi üzerinde (kaleleri içinde) korunup sarınmış ve buralardan 'ben burada kalacağım' diye fikirlerini ilan edeceklerini ve müslümanlarınMüslümanların da bundan harap olacaklarını görmeyi bekliyorum". <br />
 
Bunlar onun sözleriydi ve sonra da aynen söylediği gibi oldu.
</blockquote>
 
Hristiyanlar da Kudüs'ün Hristiyan ellerine geçmemesinden ve [[Birinci Haçlı seferi]]'nde elde edilip gasp edilen arazilerin ve kalelerin çoğunun hristiyanHristiyan eline geri döndürülmemesinden, hatta müslümanlarınMüslümanların tamamiyletamamıyla elemineelimine edilip ortadan kaldırılmamalarından dolayı yeise düşmüşlerdi. Üçüncü Haçlı seferiSeferi'nin bu şekilde hüsrana uğraması 1192'den hemen 6 sene sonra yeni bir [[Dördüncü Haçlı seferi]] açılmasına ve bu seferin hiç beklenmedik olarak Filistin veya kuzey Afrika'daki müslümanlarMüslümanlar üzerine değil de hristiyan ortodokslukOrtodoksluk merkezi Bizans başkenti [[Konstantinopolis]] üzerine olmasına yol açmıştır.
 
Üçüncü Haçlı seferinde önemli rol oynayan kişilerin de başlarına beklenmedik olaylar gelmiştir:
 
İngiltereli Aslan Yürekli Richard 10 Ekim 'de Akka'dan gemi ile ayrıldıktan sonra Akdeniz'de çıkan bir fırtına dolayısıyla bindiği gemi Bizans elinde olan [[Korfu]] adasında karaya oturdu. Oranın idarecisi olan Bizanslılar tarafından esir alınmamak için gizlenen Richard 4 yakın hizmetlisi ile birlikte Tapınak Şövalyesi kılığına girerek bir ufak korsan gemisi ile [[Adriyatik Denizi]]'ni geçmeye başladı. [[Aquilea]]'da bu gemi de bir fırtına yüzünden kazaya uğrayıp karaya vurdu. Richard ve 4 yakını kara yolu ile İtalya'yı geçmeye başladı. Ama İtalya'dan Avusturya'ya geçtikten hemen sonra Aralık 1192'de Richard, Avusturya Dükü Leopold tarafından yakalanıp tutuklandı ve [[Durnstein]] kalesinde zindana atıldı. Dük Leopold kuzeni Montferrat'lı Conrad'ın iki suikastçı tarafından bıçaklanarak öldürülmesinde Richard'ın parmağı olduğundan şüphelenmekteydi. Ayrıca Akka kuşatması sırasında Richard'ın Dük Leopold'un bayrağını kale surlarından indirttipindirtip yerlere attırarak ona büyük bir hakeret yapmasını da unutmamıştı. Daha sonra Dük Leopold Richard'ı [[IV. Heinrich (Kutsal Roma İmparatoru)]]'na gönderdi. Tutukluluktan kurtulmak için Richard IV. Heindrich'e 150.000 mark fidye ödemek zorunda kaldı. Richard 1194'dete [[Normandi]]'ye döndü. Eski Normandi Düklüğü topraklarını tekrar eline geçirmek için Fransa Kralı Filip aleyhine askeri kampanyaya başladı. Limousin'de "Chalus-Chabrol" adlı bir kalede kurmalı bir [[tatar yayı]] ile okçuluk talimi yapılırken kaza ile bir kurmalı tatar yayı oku yarası aldı. Bu yara iyileşmeden [[kangren]] oldu ve Richard 6 Nisan 1199'da 41 yaşındayken kangren olmuş ok yarasından öldü.
 
Selahaddin Eyyubi 4 Mart, 1193, Şam'da "sarı humma" olduğu sanılan bir ateşli hastalık sonunda vefat etti.
354. satır:
Champagne'li Henry 1197'de geçirdiği bir düşme kazası ile hayatını kaybetti.
 
Kudüs Kraliçesi İsebella dördüncü defa evlilik yaparak Lusignan'li Guy'un kardeşi olan ve ondan sonra Kıbrıs Kralı olan [[II. Amalrik|Lusignan'lı Amalrik]] ile evlendi. İsebella ve Amalrik'in 1205'dete ölümünden sonra babasının katlinden sonra doğmuş olan "Montferrat'lı Maria" Akka merkezli Kudüs Krallığı hükümdarı olarak tahta geçirildi.
 
== Dipnotlar ==