Christopher McCandless: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ovmeygat (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Gerekçe: + kaynak gerektiren bilgi eklentisi + deneme amaçlı değişiklik
10. satır:
Ölüm sebebi aldığı kitaptaki bilgileri yanlış okuyarak yediği bitkinin zehirli olmasıdır. Kendisi öldüğünde 24 yaşındaydı.
 
McCandless para ile kolayca elde edilen şeylerin hayatın gerçek zevklerini ve anlamını korelttigini düşünüyordu. hiçbir zaman iyi anlaşamadığı ailesinin beklentilerini gerçekleştirmek için üniversite okumuş ve mezun olur olmaz da ailesini bir daha aramaksızın sırra kadem basmıştır. ismini bile değiştirmiş ve yolculukları sırasında tanıştığı insanlara kendini Alexander Supertramp olarak tanıtmıştır. Çıkacağı yolculuğa bir sürü kitap okuyarak ilham almıştır bu kitaplard onun hayat felsefesini etkılemıstıir. McCandless Alaska'ya vardığında bırakın böylesine vahşi ve soğuk bir ortam için tam teşekküllü olmayı, yanına aldığı botları bile kendisini Alaska'ya getiren bir şoförün son anda eline tutuşturmustur. Yaklaşık 5 kilo pirinç, patates tohumları ve avlanmak için taşıdığı ufak kalibre tüfeği kendisinin tek besin kaynağı olacaktır. McCandless, Nisan'da Alaska'nın vahşi ortamına daldığında ortam hala karlar ile kaplı, nehirler dağdaki buzullar daha erimedigi için alçak seviyedeydiler. Bir iki hafta sonra, vahşi tabiatın ortasında terk edilmiş, Fairbanks belediyesine ait çok eski bir belediye otobüsü görür ve burayı hemen evi olarak benimser. McCandless burada neredeyse 6 ay kalır, bu dönemde en önemli besin kaynakları pirinç, yakaladığı sincaplar ve etraftaki bitkilerden topladığı yemişlerdi. Bu dönemde sadece bir tane geyik avlamayı becerebilir ve onun da etlerini iyi muhafaza edemediği için fazla faydalanamaz bu avının etlerinden. 64 ay geçtikten ve yeterince kilo kaybettikten sonra McCandless bu macerasını noktalamaya karar verir ve dönüş yolculuğuna başlar fakat dönüşte kendisini tatsız bir sürpriz beklemektedir, daha önce geçtiği nehir, buzullar eridikten sonra oldukça derinleşmiş ve buz gibi suyu da oldukça hızlı bir şekilde akmaktadir. kendisinin bu nehri yüzerek geçme şansı yoktur. yanına harita bile almayan McCandless, çaresizce nehirdeki suların biraz daha çekilmesini beklemek için bir ay daha geçirmek üzere kaldığı otobüse döner. Bu durumu çok da problem olarak görmez, ne de olsa kendisi bu ortamda 64 ay geçirmeyi başarmıştır. Fakat bu dönemde McCandless ciddi bir hata yapar, açlığın da getirdiği çaresizlikle yanında getirdiği patates tohumlarını yemeye başlar ve bu tohumların zehirli açlık etkisi ortaya çıkınca zehirlenerek ölür.
 
Cesedi, ölümünden 18 gün sonra kaldığı otobüsün yanından geçen iki avcı tarafından bulunur.
39. satır:
Boris Pasternak'ın Doktor Jivago isimli kitabına ölmeden önce not düştüğü bir cümlede şöyle diyor; ''Mutluluk ancak paylaşıldığında gerçektir.''
 
Christopher McCandless,geri dönmeyi denemiş, ancak yükselen nehir sularının nehiri tehlikeli bir duruma sokmasından ötürü bundan vazgeçmek zorunda kalmıştır. Vahşi doğada, pusulasız, haritasız tam tamına 4 ay geçirdikten sonra ölmüştür. Ölümünün ardından birçok Alaskalı onun için 'ahmak', 'budala', 'kibirden gözü dönmüş bir serseri' vb. birçok hakaretlerde bulunmuştur. Bunun sebebi ise,Chris'in 142 no'lu Fairbanks otobüsünün kilometrelerce yakınlıkta bulunan birçok avcı kulübesine komşu olmasını farkedememesinden ileri gelir. ChrisEvet, kaldığı otobüsün, sadece kilometrelerce ötedeki birçok avcı kulübesine komşu olduğunu bilmiyordu veChris. Ve bu hayatına mal oldu.
 
Christopher McCandless, açlığın getirdiği öfkeyle ne yapacağını bilemez hale düşmüştü. Av hayvanlarının da azalması, neredeyse imkansız hava koşullarında yaşam sürdürmesi, onu çok yıpratmıştı. Kimbilir, belki dönüp evlenip çoluk çocuğa karışacaktı, nitekim Tolstoy'un 'Aile Mutluluğu'nu da okumuş bitirmişti. Ve önemli gördüğü yerlerinin altını çizdi, altını çizdiği bölümlerin hemen hemen hepsinden evlenmekten bahseder Tolstoy.
 
Ancak olmadı, açlığını gidermek için yediği yabani patates tohumlarının onu zehirleyeceğini nereden bilebilirdi?
 
Ölmeden hemen önce günlüğüne, 30 Temmuz'da şunları yazmıştır: ''AŞIRI ÖLÇÜDE ZAYIF DÜŞTÜM, PAT. TOHUMU YÜZÜNDEN, DAHA FAZLA DERT AÇACAK GİBİ, AÇLIK CİDDİ TEHLİKE.''
 
Ve 19 ağustos olduğunda Christopher McCandless ölmüştü...
 
Çürümüş cesedi, birkaç avcı tarafından 142 no'lu Fairbanks otobüsünün tozlu, kirli yataklığında bulunmuştu. Ölmeden önce Christopher McCandless bir kitap sahifesine: ''MUTLU BİR HAYAT YAŞADIM VE BU YÜZDEN TANRI'YA MÜTEŞEKKİRİM. HOŞÇA KALIN,TANRI HEPİNİZİ KUTSASIN. ''yazmıştır.
Ölümünden yaklaşık 10 ay sonra, Babası Walt ve annesi Billie McCandless, Chris'in 'sihirli otobüs'dediği 142 no'lu Fairbanks otobüsünü ziyaret etti. Oğullarının mutlu yaşayıp,mutlu öldüğüne dair şüpheleri silinmişti...
 
Ve Jon Krakauer'in Yabana Doğru isimli kitabı, teşekkürler bölümüyle son buluyor. Burada Chris'in annesi Billie, babası Walt'a, kızkardaşı Carine'e, üvey kardeşleri Sam ve Shelley'e, teşekkürlerini belirtiyor. Bu kitabın yayınından elde edilen kazancın yüzde 20'lik kısmı McCandless ailesinin isteği doğrultusunda Chris McCandless adına verilen eğitim bursu için ayrılmıştır. Umarım bütün dünya bu adamın farkında olduğu şeyleri çok geçmeden farkına varır.
 
{{DEFAULTSORT:Mccandless, Christopher}}