Ulusal Faşist Parti: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Aybeg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Aybeg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
29. satır:
'''Ulusal Faşist Parti''' ([[İtalyanca]]: ''Partito Nazionale Fascista''), [[Benito Mussolini]]'nin [[faşizm]]in politik ifadesi olarak [[9 Kasım]] [[1921]] tarihinde [[Roma]]'da kurduğu [[İtalyan]] parti. Faşizmi bu zamandan önce [[Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı]] isimli teşkilata bağlı ''Fasci'' olarak bilinen gruplar temsil ediyordu. Partinin temel felsefesi [[milliyetçilik]], [[vatanseverlik]], [[Cumhuriyet|cumhuriyetçilik]], [[korporatizm]] ve [[popülizm]] üzerine kuruluydu. Şu anda İtalya Anayasası tarafından yeniden kurulması yasaklanan tek partidir.
 
== Parti politikalarıİdeoloji ==
=== Parti politikaları ===
Ulusal Faşist Parti'nin politikaları zaman içinde gelişti. Başlangıçta parti, cumhuriyetçi değerleri barındıran hep devletçilik ve ateşli anti-komünizm propagandaları ile birlikte milliyetçi bir politikayı sürdürdü. Partinin eski İtalyan Milliyetçi Derneği otoriter kanattan politikaları büyük unsurlarda benimsendi. Parti, kendi hükümetlerini kurmak için monarşiye destek verdi ve parti üyelerinin çoğu cumhuriyetçi değerleri terk etti, cumhuriyetçi görüşün tekrar benimsenmesi 1943'te [[Cumhuriyetçi Faşist Parti]]'nin kurulmasıyla gerçekleşebildi. Aynı zamanda, iktidara geldikten sonra, parti Katolik grupların desteğini kazanmak amaçlı anti-dini politikaları terk ederek [[Benito Mussolini]] Faşist Parti'nin [[Vatikan]] ve İtalya arasındaki ilişkilerini normale çevirdi. [[İtalya Krallığı|İtalya]] içinde coşkulu propagandalar yapılarak İtalyan halkının partiden etkilenmesi isteniyordu. Bunun için ayriyettenayriyeten bizzat Mussolini'nin örgütlemiş olduğu [[Kara Gömlekliler]], [[komünist]] gruplarla çatışıyor ve kendilerine karşı gelenleri sindiriyordu.
 
=== Ekonomi politikaları ===
Faşist Parti'nin ekonomi görüşü [[korporatizm]] denilen, [[kapitalizm]] ve [[sosyalizm]] arasında bir "üçüncü yol" olarak adledilen bir ekonomiydi. Teorik olarak, [[sendika]]lar ve iş ücretleri, işgücü saatleri ve diğer konularda birlik kurmak için bir [[kooperatif]]te birleşecekti. [[Korporatizm]] uygulamaya konduğunda ufak tefek eleştiriler aldıysa da bu ekonomi sisteminin faydası görülmüştürgörülmüştü. Bu başarılı ekonomi politikasından sonra İtalya'da işsizlik düşmüşdüşmüştü vebunda [[faşizm|faşist]] sendikalarsendikaların kurulmuşturda payı vardı.
 
== Tarihçe ==
== Faşist Parti iktidarı, dış politika ve Mussolini'nin sonu ==
1921 yılının Mayıs ayında parlamento seçimlerinde Benito Mussolini, Liberal Parti lideri Giovanni Collittini destekliyordu. Giovanni Coliitti o zaman hem de İtalya Başbakanı idi. İşte bu destek sayesinde yeniden zafer kazanan Liberaller kendi arkaları ile Mussolini'yi de çektiler. Öyle ki, bu arada Mussolini başta olmak 35 faşist milletvekili da İtalya Parlamentosu'nda temsil hakkı kazandılar. Aynı yılın 9 Kasım tarihinde [[Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı]] adlı örgüt resmen Ulusal Faşist Partisi'ne dönüştü.
Faşist Parti, 1921 yılında yapılan seçimlerde sadece 31.000 kişinin oyunu almıştı ve bu % 0.5'lik bir orana tekabül etmişti. Bu oran çok düşüktü. Ancak [[Benito Mussolini|Mussolini]]'nin görüşlerini benimseyenlerin sayısı giderek artmaktaydı. Sadece 1 yıl içinde Mussolini'nin destekçilerinin sayısı kat kat arttı. Mussolini önderliğindeki faşistler 1922'de uzun bir propaganda yürüyüşü başlattı. Faşistlerin güçlendiğini gören Kral [[III. Vittorio Emanuele]], 30 Ekim 1922 tarihinde [[Benito Mussolini|Mussolini]]'yi başbakan olarak atadı. Böylece Faşist Parti iktidara gelmiş oldu. 1924 yılında oyların % 61.3'ü alınarak inanılmaz bir büyüme gerçekleşecek ve bu oran ileriki yıllarda % 99'a kadar çıkarak müthiş bir şekilde artacaktı.
 
Bu arada ülkede sağ ve sol eksenli partiler arasında yaşanan siyasî mücadele bazen silahlı çatışmalara yol açıyordu. Faşistlerin anti-demokratik, terörist eylemlerine karşı 1921 yazında İtalya'nın birçok şehrinde "Halk Cesurları" adlı kurumlar oluşmaya başladı. Bu örgütler faşistlere karşı çıkıyor, emekçilerin gösteri ve tatil haklarını savunuyorlardı.
[[Dosya:Mussd.jpg|thumb|left|250px|Mussolini ve yandaşları 1922'deki propaganda yürüyüşlerini yaparken]]
 
1921 yılının Ağustos ayında Ulusal Faşist Partisi ve İtalya Sosyalist Partisi'nin liderleri arasında "sakinleştirme paktı" imzalandı. Her iki taraf kendi üzerine birbirine karşı düşmanca hareketlerinden kaçınmak yükümlülüğü alıyordu. Dolayısıyla İtalya'da anti-faşist birliğinin oluşturulması düşüncesi ulaşamadılar.
Faşist Parti iktidara geldikten hemen sonra saldırgan ve iddialı bir politika izlemeye başladı. [[Benito Mussolini|Mussolini]] [[Akdeniz]]'in bir "İtalyan gölü" olacağını ve [[Roma İmparatorluğu]]'nun yeniden canlanacağını söylüyordu. İktidar olduğunda önceleri liberallerin desteğini alan Mussolini, diktatörlüğün koyu ve keskin uygulamalarını birer birer hayata geçirmeye başlamıştı. İtalya kısa zamanda bir polis devleti haline getirildi. Kitap ve gazetelere getirilen sansür, seçim sisteminde yapılan düzenlemeler ve Faşist Parti dışındaki diğer partilerin kapanması gibi uygulamalar gerçekleştirildi. Mussolini, sendika hareketlerini de kanun dışı ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı. Ayrıca ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla da tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli teşvik ederek tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı. Gerçekleştirdiği bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla İtalya'da işsizlik azalmıştı ve bu da Mussolini'nin popüleritesinin artmasına neden oldu. 1922 yılının bazı dönemlerinde ülkenin iç ve dış işlerinden, kolonilerden ve kamu çalışmalarından sorumlu olan Mussolini, aynı zamanda orduyu da idare ediyordu. Tüm bakanlıkların görevlerini kendisi üstlenmişti. Bu şekilde tüm gücü elinde tuttuğuna inanan Mussolini, rekabet yaratacak herhangi bir durumun da önüne geçmiş oluyordu. Ancak bu durum kurduğu rejimin daha verimli çalışmasını engelliyor ve sıkıntı yaratıyordu.
 
Ülke nüfusunun büyük bir bölümü İtalya'nın savaşın sonucunda istediklerini elde edememesinden dolayı kırgın idi. Bu yüzden de 1922 yılının Ekim ayında Napoli'deki faşistler toplanarak Roma'ya yürüyüş ilan etti. Mussolini hükümete başkanlık etmek için kral [[III. Vittorio Emanuele]] tarafından Roma'ya davet edildi. Bu daveti kabul eden Mussolini, silahdaşları ile beraber trenle Roma'ya geldi. Böylelikle ülkede kansız devrim faşistlerin tam olarak başa geçmesi ile sona geldi.
 
[[Dosya:Mussd.jpg|thumb|left|250px|Mussolini ve yandaşları 1922'deki propaganda yürüyüşlerini yaparken]]
 
Faşist Parti iktidara geldikten hemen sonra saldırgan ve iddialı bir politika izlemeye başladı. [[Benito Mussolini|Mussolini]] [[Akdeniz]]'in bir "İtalyan gölü" olacağını ve [[Roma İmparatorluğu]]'nun yeniden canlanacağını söylüyordu. İktidar olduğunda önceleri liberallerin desteğini alan Mussolini, diktatörlüğün koyu ve keskin uygulamalarını birer birer hayata geçirmeye başlamıştı. İtalya kısa zamanda bir polis devleti haline getirildi. Kitap ve gazetelere getirilen sansür, seçim sisteminde yapılan düzenlemeler ve Faşist Parti dışındaki diğer partilerin kapanması gibi uygulamalar gerçekleştirildi. Mussolini, sendika hareketlerini de kanun dışı ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı. Ayrıca ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla da tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli teşvik ederek tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı. Gerçekleştirdiği bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla İtalya'da işsizlik azalmıştı ve bu da Mussolini'nin popüleritesininpopülaritesinin artmasına neden oldu. 1922 yılının bazı dönemlerinde ülkenin iç ve dış işlerinden, kolonilerden ve kamu çalışmalarından sorumlu olan Mussolini, aynı zamanda orduyu da idare ediyordu. Tüm bakanlıkların görevlerini kendisi üstlenmişti. Bu şekilde tüm gücü elinde tuttuğuna inanan Mussolini, rekabet yaratacak herhangi bir durumun da önüne geçmiş oluyordu. Ancak bu durum kurduğu rejimin daha verimli çalışmasını engelliyor ve sıkıntı yaratıyordu.
 
Diktatörlük altındaki İtalya'da kanunlar yeniden yazılmış, üniversitedeki öğretim görevlileri [[faşizm|faşist]] rejimi savunacaklarına dair yemin etmek zorunda bırakılmışlardı. Gazete editörleri Mussolini tarafından özel olarak seçiliyor ve Faşist Parti'den sertifikası olmayan hiçkimse gazeteci olamıyordu. Amaç tüm İtalyan halkını, şirketleri ve dernekleri kontrol altında tutmaktı. Mussolini'nin dış politikada amacı ise pasifist anti-emperyalizmin yerine agresif milliyetçilik getirmekti. Bunun ilk örneği 1923'te Corfu'nun bombalanması sırasında olmuştu. Ardından [[Arnavutluk]]'un kukla rejimine geçmesi ve [[Libya]]'nın yeniden fethi geldi. [[1934]]'te [[Libya]] işgal edildi ve kolonileştirildi. [[1935]]'da ise [[Etiyopya|Habeşistan]] işgal edildi ve o da kolonileştirildi. [[1936]]'da ise [[Nazi Almanyası|Almanya]] ile [[Berlin]]-[[Roma]] [[Mihver]]i kuruldu. [[II. Dünya Savaşı]] sırasında İtalyan Ordusu [[Kuzey Afrika]] ve [[Balkanlar]]'da [[Müttefikler]]'e karşı mağlup oldu. İtalya [[Nazi Almanyası|Almanya]]'dan aldığı destek ile işgal ettiği bölgelerde direndi ancak İtalya'da gücünü kaybetmeye başladı. Komünistler önderliğindeki direnişçilerin ülkede etkili olması ve müttefiklerin [[1943]]'de [[Sicilya]]'ya çıkartma yapmasının ardından Kral III. Victor Emmanuel, Mussolini'yi görevden aldı. Almanya; Kuzey İtalya'yı işgal etti ve Alman paraşütçüleri Mussolini'yi [[12 Eylül]] [[1943]]'te [[Gran Sasso]]'da tutuklu bulunduğu otelden kurtararak uçakla [[Viyana]]'ya kaçırdı. Mussolini [[Cumhuriyetçi Faşist Parti]]'yle beraber [[İtalyan Sosyal Cumhuriyeti]]'ni kurdu ve kendine bağlı birliklerle mücadeleyi sürdürdü.