Kullanıcı:Iggydarsa/Deneme3: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Iggydarsa (mesaj | katkılar)
Iggydarsa (mesaj | katkılar)
176. satır:
Ahit'te her ne kadar Kenalılar Yahudilerin düşmanları olarak gösterilse de Kenanlılar, tarihi Yahudilerin birçok açıdan ekonomik atalarıydı.
 
Mısırlılar hiyeroglif yazı sistemini kullanıyordu. İlk başta her bir işaretin tek bir anlama denk geldiği bu sistem MÖ 1500'lerde hece sistemine dönüştü; her bir sembol bir heceye denk geliyordu. Fakat ilk defa Kenanlılar 22 sessiz harften oluşan bir alfabe yarattılar (sesli harflerin farklı söylenişi anlamı etkilemediğinden sesli harflere gerek yoktu). Bu yeni sistemle halkın okuma yazma seviyesi yükseldi ve kardeş alfabelerin yolu açıldı. İbraniler okuma yazmayı öğrenmeye karar verdiklerinde, kardeş dil olan Kenanca'nın alfabesi kolayca benimsendi. 2000 yıl önce Aramice Yakın Doğu'nun etkin dili olunca İbraniler Kenan alfabesini bırakıp Arami alfabesine geçtiler. Kenan dili bugün hala hayattadır ve buna İbranice denmektedir.
 
Kenan varlıklarının çoğu tanrılara adanmıştı. Mısır ve Mesopotamya'da olduğu gibi, burada da din aşırı derecede önemliydi. Birçok şehrin merkezi tapınaktı. Bu tapınaklar iki odadan oluşmaktaydı: ön odada tanrılara hizmet eden rahipler, öbür odada da tanrıların tahtı bulunuyordu. Taht odasına girmeden, önde bir masa, masada tatlı kokan buğular yer almaktaydı. Tapınağın dışında ise, et sunuları için bir altar bulunmaktaydı. Tanrıları beslemek, halkın hayatta kalması ve güvenliği için vazgeçilmez bir unsurdu. Başta çoban kökenliler olmak üzere, herkesin tapınağa verebileceği en prestijli hediye etti. Semitik tanrılar, insanların tüketmesi yasak olan kan ve bağırsak yağına hayrandı.
 
Zamanla, bu hediye vermeler rutinleşti. Kurbanlar "doğru" şekilde sunulmaya başlandı. Aksi taktirde tanrı bu sunuları kabul etmezdi ve doğru kurban prosedürünü bilenler sadece rahiplerdi. Et sunuları iki kategori altında gerçekleşmekteydi:
# Kişinin tanrıya kayıtsız şartsız teslim olduğunu belirten kulluk sunusu sadece tanrı tarafından tüketilmekteydi.
# Tövbe ve şükran sunusu ise, sunuyu verenler ile rahipler arasında paylaşılmaktaydı.