Hafız Ahmed Paşa: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
|||
21. satır:
'''Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa''' (d. 1564 - ö. 1632, İstanbul) [[IV. Murat]] saltanatının devlet idaresinin annesi Valide [[Kösem Sultan]]'ın elinde olduğu ilk dönemlerinde, [[28 Ocak]] [[1625]]- [[1 Aralık]][[ 1626]] ve [[25 Ekim]] [[1631]]-[[10 Şubat]] [[1632]] tarihleri arasında iki kez toplam iki yıl bir ay yirmi gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
İkinci sadaretinde ayaklanan
==Hayatı==
28. satır:
1622'de II. Osman'ın katlinden hemen önce [[Diyarbakır]] beylerbeyi görevi verilmişti. O tarihte Diyarbakır defterdarı olan [[İbrahim Peçevi]] yazdığı tarihte<ref>İbrahim Efendi Peçevi (haz. Bekir Sıtkı Baykal), (1999) ''Peçevi Tarihi 2 Cilt'', Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları;</ref>, Hafız Ahmet Paşa'nın II. Osman'ın katillerine karşı harekette bulunmak hedefiyle (sonradan bu katliamının intikamını almak için isyan eden) Erzurum valisi [[Abaza Mehmet Paşa]] ile mektuplaştığını ve aynı fikirde olan diğer Anadolu tarafı valileriyle müteffikan birleşip bu intikamı sağlamak için komploya girdiği bildirmiştir.<ref>Peçevi Tarihi, C.2 say,291</ref><ref name="uzunçarsılı"/>
Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa aldığı emir üzerinde Bağdad'da isyan etmiş olan ve şehrin hakimi olan "Bekir Subaşı" üzerine yürüdü. Bekir Subaşı'nın fazla direnmiyeceğini kabul edip kurmaylarının tavsiyelerini uyup daha güçlü bir ordu kurmaya çalışmadı. Fakat bunda yanılmıştı. Bağdad'ı geri alamadan 9 ay kuşattı. Bu kuşatma sırasında Bekir Subaşı'nın İran Safevileri ile müzakerelere geçip şehri onlara bırakma istediği öğrenildi. Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa Bekir Subaşı'ya Osmanlı devleti Bağdad Valisi olmasını teklif etti. Ama Safevi İran kuvvetleri şehir önüne gelince Bekir Subaşı şehir onlara bıraktı. Zaten yıl çok geciktiği için de Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa Bağdad
Aralık 1626'da bu başarısızlık
Sadrazam ve İran serdar-ı ekremi olan [[Gazi Ekrem Hüsrev Paşa]] da 1629'da Bağdad'ı kuşatmaya aldı ama kuşatma da başarısız oldu. Ordusu ile Hüsrev Paşa [[Mardin]]'e çekildi. Hüsrev Paşa 1630 yılı ve 1631 yılının büyük bir kısmında Bağdad üzerine gitmekten kaçındı ve Hüsrev Paşa'nın halka yaptığı zalimlik şikayetleri İstanbul'a yetişti. Bu İstanbul'daki Sultan IV. Murat ve merkezi devlet tarafından uygun görülmedi ve Eylül 1631'de Hüsrev Paşa sadrazamlıktan azledildi ve yerine ikinci defa Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa sadrazam oldu.<ref name="sakaoğlu">Sakaoğlu, Necdet (1999), ''Bu Mülkün Sultanları'', İstanbul:Oğlak. ISBN:975-329-299-6 say. 238</ref>
Doğuda orduda bulunan kapıkulu ocak askerlerinin kış gelmeden ile biran evvel İstanbul'a dönmeleri için Divan'da karar alındı. Tokat'a
7 Şubat 1632'de ilk asker ayaklanması başladı. Atmeydanı'nda toplanan sipahi ve diğer kapıkulu askerleri Hüsrev Paşa'nın azledilmesi aleyhinde de olarak isyan ettiler. Topkapı Sarayı üzerine binlerce asker, ulema ve şehirli insan yürüdü. Sadrazam Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa,
<blockquote>
Cümle askerin çevâbi; pâdışâhim, devletine fenalık edenleri elbette verirsiz, pareleriz, yoksa iş gayri olur
</blockquote>
diyerek edepsizce laflar ettiler. Sonra güruh ona karşı bir hamle yapınca Sultan silahlı saray
Ayaklanmacılar gürültülü gösterilerine devam ettiler. Sarayda bulunan Topal Recep Paşa istifa etmiş sadrazam Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa'nın hemen saraya geri getirilmesini ve sonra IV. Murat'ın ikinci defa ayak divanına çıkmasını tavsiye etti. İkinci defa ayak divanına çıkan IV. Murad'ın öğütlerinin asiler güruhu
<blockquote>
</blockquote>
diye yer öptükten sonra âsî güruhunun içerisine daldı. Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa, meydana girince yer yer ayaklanmacılar önüne çıkıp hücum ettiler ve
Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa’nın soğukkanlı hareketini ve âsîlerin arasına atıldığını ve fecî surette şehîd edildiğini gören Sultan Murat ağlayrak diyerek içeri gitti. Asileri yatıştırması için [[Topal Recep Paşa]]'yı sadrazam tayin etti.<ref name="sakaoğlu"/>
59. satır:
==Eserleri==
"Hülasat-ül" adlı eserde bulunan bir biyografisine göre ilim ve fazilet sahibi olup Arap ve Fars edebiyatını iyi bildiği
<blockquote>
''Bizimle Kerbelâ vâdişine hem-derd olan gelsün''<br/>
|