Mustafa Kemal Atatürk: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Aybeg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
1923 TC (mesaj | katkılar)
k Eksiklikler ve yazım hataları giderildi
Etiketler: Görsel Düzenleyici Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
100. satır:
|ödüller = [[Mustafa Kemal Atatürk'ün ödülleri listesi|Liste (24 madalya)]]
}}
'''Mustafa Kemal Atatürk'''<ref group="n">Atatürk 1934'ten sonra Mustafa adını kullanmadı. 1935'te kendisine Kamâl adını verdi. Buna rağmen, hayatının çok büyük bir bölümünde kullandığı Mustafa ve Kemal adlarıyla yâd edilir. Bakınız: [[Mustafa Kemal Atatürk#Adı ve soyadı|Adı ve soyadı]].</ref> (1881<ref group="n">Atatürk'ün doğum günü bilinmemektedir. 19 Mayıs tarihi, Samsun'da [[Türk Kurtuluş Savaşı|Millî Mücadele]]'nin başlatıldığı gün olması hasebiyle onun sembolik doğum günüdür. Bunun yanı sıra, Atatürk'ün 1880 yılında doğduğu da öne sürülmüştür. Bakınız: [[Mustafa Kemal Atatürk#Doğum tarihi|Doğum tarihi]].</ref> - 10 Kasım 1938), Türk [[Mareşal (Türkiye)|mareşal]], devlet adamı ve [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]'nin kurucusu. 1923'ten 1938'e kadar ülkenin'''TBMM''' tarafın’dan seçilerek [[Türkiye cumhurbaşkanı|cumhurbaşkanı]] olarak görev yaptıyapmıştır.
 
[[I. Dünya Savaşı|Birinci Dünya Savaşı]] sırasında [[Osmanlı ordusu (modern dönem)|Osmanlı ordusu]]na hizmet eden Mareşâl Gazi Mustafa K.Atatürk; [[Çanakkale Cephesi]]'nde albaylığa, [[Sina ve Filistin Cephesi]]'nde ise [[Yıldırım Ordular Grubu|Yıldırım Orduları]] generalliğine atandı. Savaşın sonunda [[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun yenilgisini takiben [[Türk Kurtuluş Savaşı]]'ndaki [[Türk Ulusal Hareketi]]'ne önderlikLiderlik etti. Türk Kurtuluş Savaşı sürecinde [[Ankara Hükûmeti]]'ni kurdu, '''Türk Orduları Başkomutanı''' olarak [[Sakarya Meydan Muharebesi]]'ndeki başarısından dolayı 19 Eylül 1921 tarihinde "[[Gazi (askeriye)|Gazi]]" unvanını aldı ve mareşalliğe yükseldi, askeri stratejik eylemleriyle [[İtilaf Devletleri]] tarafından gönderilen askeri güçleri bozguna uğrattı ve '''Türk''' milletini zafere götürdü.
 
Atatürk daha sonra eski'''Türkiye Osmanlı İmparatorluğuCumhuriyeti’'''nuni modern, [[ilerlemecilik|ilerici]] ve [[Seküler devlet|laik]] bir [[ulus devlet]]ine dönüştürmek için politik, ekonomik sosyal ve kültürel alanlarda [[Sekülerizm|sekülarist]]<!--TDK'ye göre "sekülarist"--> ve [[Türk milliyetçiliği|milliyetçi]] Devletçi karakterdeki [[Atatürk Devrimleri|reformlar]]ını başlattı. Yabancılara tanınan ekonomik imtiyazlar kaldırıldı ve onlara ait üretim araçları ve demiryolları'''Demir yolları Milli’'''leştirildi TCDD ismini millîleştirildialdı. [[Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu]] ile eğitim Türk hükûmetinin denetimine girdi. [[Sekülerite|Seküler]] ve [[bilim]]sel eğitim esas alındı. Binlerce yeni okul inşa edildi. İlköğretim '''ücretsiz''' ve '''zorunlu''' hale getirildi. '''Yabancı''' okullar devlet'''Devlet''' denetimine alındı. Köylülerin sırtına yüklenen [[aşar|ağır vergiler azaltıldı]]. Erkeklerin [[Şapka Devrimi|serpuş]] ve [[Kıyafet İnkılâbı|kıyafet]]lerindekıyafetler’de değişiklikler yapıldı. [[Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik]]lere gidildi. [[Mecellenin Kaldırılması|Mecelle kaldırılarak]] yerine seküler [[Türk Kanunu Medenisi]] yürürlüğe konuldu. KadınlarınKadınlara [[Türk siyasetinde kadınların yeri|sivil ve politik haklar]]ı pek çok [[Batı dünyası|Batı ülkesi]]nden önce verildi, Kadınlar’da eşit birey haline getirilip '''Seçme ve seçilme''' gibi bir çok haklar tanındı.. [[Çok eşlilik]] '''yasaklandı. '''Kadınların şahitliği ve miras hakkı erkeklerinkiyleerkekler gibi eşit hale getirildi. Benzer şekilde, dünyanın çoğu ülkesinden önce olarak Türkiye'de kadınların ilkin yerel seçimlerde (1930), sonra genel seçimlerde (1934) [[Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması|seçme ve seçilme hakkı]] tanındı. Ceza ve borçlar hukukunda seküler yasalar yürürlüğe konuldu. [[Sanayi Teşvik Kanunu]] kabul edildi. [[Toprak Reformu]] için çabalandı.<ref>Atatürk 1 Kasım 1936'da, TBMM 5. dönem 2. yasama yılı açılış konuşmasında bu konuya ilişkin olarak şunları söyledi: "Toprak Kanunu'nun bir neticeye varmasını Kamutay'ın yüksek himmetinden beklerim. Her Türk çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa malik olması, behemehal lazımdır. Vatanın sağlam temeli ve imarı bu esastadır." (Millet Meclisi Tutanak Dergisi D. V, C. 13, Sa. 4)</ref> ArapFarsça harfleriarapça’dan olan temelli [[Osmanlı alfabesi]]nin yerine Latin harfleri temelli [[Türk alfabesi]] tanıtıldı. Halkı okuryazar kılmak için [[millet mektebi|eğitim seferberliği]] başlatıldı. [[Üniversite Reformu]] gerçekleştirildi. [[Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (Türkiye)|Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı]] yürürlüğe konuldu. Sınıf ve statü farkı gözeten [[Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun|lâkap ve unvanlar kaldırıldı]] ve [[Soyadı Kanunu|soyadları yürürlüğe konuldu]]. Homojen veBağdaşık birleşmiş bir ulus yaratılması için [[Türkleştirme]]Türk’lük politikası yürütüldü.<ref name="Tormented by history: nationalism in Greece and Turkey">{{Kitap kaynağı |soyadı = Sofos |ad = Umut Özkırımlı & Spyros A. |başlık = Tormented by history: nationalism in Greece and Turkey |yıl = 2008 |yayıncı = Columbia University Press |location = New York |isbn = 9780231700528 |sayfa = 167 }}</ref><ref name="Citizenship and Minorities: A Historical Overview of Turkey's Jewish Minority">{{Dergi kaynağı |soyadı = Toktas |ad = Sule |başlık = Citizenship and Minorities: A Historical Overview of Turkey's Jewish Minority |journal = Journal of Historical Sociology |yıl = 2005 |cilt = 18 |sayı = 4 |url = https://www.academia.edu/761586 |erişimtarihi = 7 Ocak 2013 }}</ref><ref name="Social relations in Ottoman Diyarbekir, 1870-1915">{{Kitap kaynağı |editor1-last = Jongerden |editor1-first = Joost |başlık = Social relations in Ottoman Diyarbekir, 1870–1915 |yayıncı = Brill |location = Leiden |isbn = 978-90-04-22518-3 |sayfa = 300 |editör2-soyadı = Verheij |editör2-ad = Jelle |tarih =18 Mart 2019}}</ref> Türk olmayan azınlıklar kamuoyunda [[Türkçe]] konuşmaya zorlandı,<ref name="Turkey beyond nationalism: towards post-nationalist identities">{{Kitap kaynağı |editör-soyadı = Kieser |editör-ad = Hans-Lukas |başlık = Turkey beyond nationalism: towards post-nationalist identities |yıl = 2006 |yayıncı = Tauris |location = London |isbn = 9781845111410 |url = https://books.google.com/books?id=VKVSHjjUT2UC |baskı = [Online-Ausg.] |erişimtarihi = 18 Mart 2019 |sayfa = 45 }}</ref> Türkçe olmayan [[toponomi]]ler ve azınlıkların soyadları Türkçeye çevrildi.<ref>{{Dergi kaynağı |soyadı = Öktem |ad = Kerem |başlık = The Nation's Imprint: Demographic Engineering and the Change of Toponymes in Republican Turkey |journal = European Journal of Turkish Studies |yıl = 2008 |sayı = 7 |url = http://ejts.revues.org/index2243.html |erişimtarihi = 18 Mart 2019 }}</ref><ref>{{Dergi kaynağı |soyadı = Aslan |ad = Senem |başlık = Incoherent State: The Controversy over Kurdish Naming in Turkey |journal = European Journal of Turkish Studies. Social Sciences on Contemporary Turkey |sayı = 10 |url = http://ejts.revues.org/index4142.html |erişimtarihi = 18 Mart 2019 |alıntı = the Surname Law was meant to foster a sense of Turkishness within society and prohibited surnames that were related to foreign ethnicities and nations |tarih =18 Mart 2019}}</ref>
 
Atatürk İlk açıklamasını (6 Aralık 1922) yapmıştır. “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”, “Halk Fırkası”na dönüştürülmüş ve Mareşâl Gazi Mustafa K. Atatürk, 9 Eylül 1923’te '''içişleri''' Bakanlığı’na başvurarak, “'''Halk fırkası”'''nın kuruluşunu bildirmiştir. [[Cumhuriyet Halk Partisi]]'ni. 9 Eylül 1923’ten önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. '''1924''' yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, '''1935''' yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.
Atatürk [[Cumhuriyet Halk Partisi]]'ni Halk Fırkası adıyla kurdu ve ilk genel başkanı oldu. Çok sayıda kamu kurumu onun tarafından veya onun desteğiyle [[Mustafa Kemal Atatürk#Atatürk tarafından kurulan kurumlar|kuruldu]]. Türkiye'nin ilk yerli uçağı, onun döneminde [[Vecihi Hürkuş]] tarafından üretildi.<ref>İsmail Yavuz, ''Mustafa Kemal'in Uçakları'', İstanbul, 2013. ISBN 978-605-360-901-8</ref> 1938 yılındaki vefatına kadar arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı oldu.
 
'''Türkiye Cumhuriyeti ilk Yerli uçağı’nı (Atatürk)''' döneminde [[Vecihi Hürkuş]] tarafından üretildi.<ref>İsmail Yavuz, ''Mustafa Kemal'in Uçakları'', İstanbul, 2013. ISBN 978-605-360-901-8</ref> 1938 yılı vefatına kadar '''TBMM''' tarafından 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Mustafa K.Atatürk bu görevi en uzun süre yürüten ilk cumhurbaşkanı oldu.Emekliliğe ayrılıp biraz kendine vakit ayırmayı ve kurmuş olduğu Türk Devleti’ni takdirle izlemek istediği anıların’da yazmaktadır fakat ömrü yetmedi.57 yıllık ömrü’nün çocukluk dönemi hariç, tamamı Devlet Milletine Hizmet etmek için geçmiştir.Atatürk milleti’ni tüm Dünya’daki millet’ler den daha üstün olarak görmek istiyordu.
 
[[Birleşmiş Milletler]]'in [[UNESCO]] örgütü, "olağanüstü bir reformcu olduğunu göz önünde tutarak, özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı en önce açılan savaşların ilk liderlerinden biri olduğunu kabul ederek, dünya ulusları arasında karşılıklı anlayışın, sürekli barışın kurulması için çalışmalarının olağanüstü bir örnek olduğunu ve tüm yaşamı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrımını gözetmeden, bir uyum ve işbirliği çağının doğacağına olan inancını anımsatarak, eylemlerini her zaman barış, uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı yönünden yapmış" Atatürk'ü, 100. doğum yılı olan 1981'i tüm ülkelerin oy birliğiyle "[[Atatürk Yılı]]" olarak kabul ederek onurlandırmıştır.<ref name="ATATURK: Creator of Modern Turkey">{{Web kaynağı | url = http://www.columbia.edu/~sss31/Turkiye/ata/hayati.html | başlık = ATATURK: Creator of Modern Turkey | website = www.columbia.edu | erişimtarihi =18 Mart 2019| arşivurl = http://web.archive.org/web/20180730171424/http://www.columbia.edu:80/~sss31/Turkiye/ata/hayati.html | arşivtarihi = 30 Temmuz 2018}}</ref><ref name="Landau 1984">{{Kitap kaynağı |url = https://books.google.com/?id=8_n93Kq5PwMC&pg=PR13&dq=1981+declared+ataturk+year#v=onepage&q=1981%20declared%20ataturk%20year&f=false |başlık = Atatürk and the Modernization of Turkey |soyadı = Landau |ad = Jacob M. |tarih = 1984 |yayıncı = BRILL |isbn = 978-9004070707 |dil = İngilizce }}</ref>
 
== Çocukluk ve gençlik (1881-1904) ==
1839'daOsman’lı Devleti’ne bağlı Balkan’ların [[Kocacık]]'taköyünde 1839 doğduğu sanılan<ref name="Cunbur">[[Müjgân Cunbur|Cunbur, Müjgân]]. ''Türk dünyası edebiyatçıları ansiklopedisi, 2. cilt'' (2004), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı: "Babası Ali Rıza Efendi (doğ. 1839), annesi Zübeyde Hanımdır Baba dedesi Hafız Ahmet Efendi, 14-15. yüzyılda Anadolu'dan göç ederek Makedonya'ya yerleşen Kocacık Yörüklerindendir."</ref> babası [[Ali Rıza Efendi]], aslen [[Manastır, Makedonya|Manastır]]'a bağlı [[Debre|Debre-i Bâlâ]]'dandır.<ref name="Kocacik">Kartal, Numan. ''Atatürk ve Kocacık Türkleri'' (2002), T.C. Kültür Bakanlığı: "Aile Selânik'e Manastır ilinin Debrei Bâlâ sancağına bağlı Kocacık bucağından gelmişti. Ali Rıza Efendi'nin doğum yeri olan Kocacık bucağı halkı da Anadolu'dan gitme ve tamamıyla Türk, Müslüman Oğuzların Türkmen boylarındandırlar."</ref> Babasının ailesi 14-15. yüzyılda Anadolu'dan bölgeye göç etmişettirilerek Osman’lı vilayetleri olan Balkan’lardaki Rumeli şehirlerinin Türk’leştirilmesi için göç etmişlerdir. [[Kocacık|Kocacık Yörükleri]]ndendir.<ref name="Cunbur" /><ref name="Kocacik" /><ref name="Dinamo16">Dinamo, Hasan İzzettin. ''Kutsal İsyan: Millî Kurtuluş Savaşı'nın Gerçek Hikâyesi, 2. cilt'' (1986), Tekin Yayınevi</ref><ref>Vamık D. Volkan & Norman Itzkowitz, Ölümsüz Atatürk (Immortal Atatürk), Bağlam Yayınları, 1998, ISBN 975-7696-97-8, s. 37, dipnote no. 6 (Atay, 1980, s. 17)</ref><ref>[http://www.whereismacedonia.org/en/where-to-go-in-macedonia/museums-in-macedonia/327-mustafa-kemal-ataturk-memorial-museum-in-village-kodzadzik-in-municipality-centar-zupa Mustafa Kemal Ataturk – memorial museum in village Kodzadzik (Коџаџик) in Municipality Centar Zupa (Центар Жупа)]</ref> (yörük) göçebe yaşam yürüyen Türk’ler anlamında’dır) Bazı yabancı kaynaklara göre ise babasının ailesi [[Arnavutlar]]dandır.<ref>Andrew Mango, ''Atatürk: The Biography of the Founder of Modern Turkey'', Overlook TP, 2002, s. 27.</ref><ref>Ernest Jackh ''The Rising Crescent'', Goemaere Press, 2007, [http://books.google.com.tr/books?id=Pxs-DAIVxqYC&printsec=frontcover&dq=The+Rising+Crescent&hl=tr&ei=bI7GTNu-J4i8vgPS0dzQDw&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=1&ved=0CCcQ6AEwAA#v=onepage&q=Turkish%20mother&f=false s. 31, ''Turkish mother and Albanian father'']</ref><ref>Isaac Frederick Marcosson, ''Turbulent years'', Ayer Publishing, 1969, [http://books.google.com.tr/books?id=399LkTqBLdAC&printsec=frontcover&dq=inauthor:%22Isaac+Frederick+Marcosson%22&hl=tr&ei=inXGTMnzJYSuvgPPvLTZDw&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=1&ved=0CCcQ6AEwAA#v=onepage&q=Ali%20Riza&f=false s. 144.]</ref><ref>Yale Richmond, ''From Da to Yes: understanding the East Europeans'', Intercultural Press Inc., 1995, s. 212.</ref> Annesinin kökeni ise Karaman'dan Rumeli'ye gelen Türkmenlerdendir.<ref>Sevtap Gamsız, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, 2012 İstanbul, s. 12</ref> Ailesi ile [[Selanik]]'e göç eden Ali Rıza Bey,<ref>Önder, Ali Tayyar. ''Türkiye'nin Etnik Yapısı: Halkımızın Kökenleri ve Gerçekler'' (2008), Kripto Kitaplar, s. 320</ref> burada gümrük memurluğu ve kereste ticareti yaptıyapmıştır.<ref>''Türk Dili: Dil ve Edebiyat Dergisi, 493-498. sayılar'' (1993), Türk Dil Kurumu, s. 135</ref> Ali Rıza Bey ayrıca [[93 Harbi]] (1877-78) esnasında yerel birliklerde [[teğmen]]lik yapmıştıyapmıştır.<ref name="Britannica">{{BritannicaDVD|Atatürk, Kemal|2011}}</ref>
 
[[Dosya:Mustafa Kemal Atatürk'ün Manastır Mekteb-i İdâdî-i Şâhânesi karnesi.png|200px|küçükresim|sol|Mustafa Kemal'in Manastır Mekteb-i İdâdî-i Şâhânesi karnesi.]]
Satır 118 ⟶ 120:
{{Mustafa Kemal Atatürk kenar}}
 
Ali Rıza Bey, 1871 yılında, 1857 yılında Selanik'in batısındaki [[Langaza]]'da [[çiftçi]] bir ailede doğan<ref name="Britannica"/><ref name=Cunbur2>Cunbur, Müjgan. ''Türk dünyası edebiyatçıları ansiklopedisi, 2. cilt'' (2004), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, s. 1: "Anne Zübeyde Hanım, Sangüllü Hacı Sofu soyundan Varyemezoğlu İbrahim Feyzullah Efendinin kızıydı. 1857 yılında doğan Zübeyde, henüz on dört yaşında iken evlendi. Ailesi, Selânik civarındaki Langaza beldesine gelip yerleşen Anadolu Türk"</ref> Zübeyde Hanım'la evlenmiştievlenmiştir.<ref>Kutay, Cemal. ''Atatürk'ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet: Ana Dilimizle Kulluk Hakkı, 1. cilt'' (1998), Aksoy Yayıncılık, s. 130</ref> Mustafa Kemal AtatürkKemâl, bu çiftin çocuğu olarak [[Rumî takvim|rumî]] 1296 (miladî 1881) yılında Osmanlı vilayeti olan Selanik'te şehrinde doğmuştur.Doğum tarihi o yıllar’da kayıt altına alınmaz önem verilmezdi,Zübeyde hanım ('''Mustafa''') nın doğduğu tarihi evlerinde bulunan bir Kur’an kerim’ kenarına not düştüğü tarih kitaplarında belirtilmiştir.Fakat Mustafa, büyüdüğün’de ve zaman içinde geçen bir çok olay’dan sonra kirabın akıbeti bilinmediğin’den Atatürk’ün doğduğu tam tarih günü bilinememiştir. Atatürk ‘te [[Atatürk'ün Samsun'a çıkışı|Samsun'a çıktığı]] 19 Mayıs tarihini doğum günü olarak kabul etmiştir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ntvmsnbc.com/id/25096543 | başlık = 19 Mayıs: Ata'nın doğum günüm dediği tarih | tarih = | yayımcı = ntvmsnbc | erişimtarihi = 20 Ağustos 2011 | arşivengelli = evet}}</ref>
'''Fatma, Ömer, Ahmet, Naciye''' ve [[Makbule Atadan|Makbule]] adlı beş kardeşininkardeşi vardır, ilk dördüdört kardeşi,o dönemdeki salgın hastalık’lardan dolayı küçük yaşta hayatınıhayat’larını kaybetmiştirkaybetmiştirler.<ref name=Pars2>Tuğlacı, Pars. ''Çağdaş Türkiye, 1. cilt'' (1987), Cem Yayınevi, s. 2</ref><ref>{{Kitap kaynağı
| son = Aydemir
| ilk = Şevket Süreyya
Satır 141 ⟶ 143:
}}</ref>
 
Öğrenim çağına gelen Mustafa'nın hangi okula gideceği konusunda annesi ile babası arasında anlaşmazlık çıkmıştı. '''Annesi''' Mustafa '''nınMustafa’nın (Hafız''' Mehmet Efendi'nin mahalle mektebine) gitmesini istiyoristiyordu, babası ise o dönemki yeni yöntemlerle eğitim yapan seküler<!--ideolojik anlam yok--><ref name="Britannica"/> Mektebi Şemsi İbtidai'nde ([[Şemsi Efendi Mektebi]]) okumasını istiyordu. En sonunda önce mahalle mektebine başlayan Mustafa, birkaç gün sonra Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti.<ref>''Atatürkçü düşünce'' (1992), Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, [http://books.google.com.tr/books?ei=VK-uTdv5OYHrOZyR7eMB&ct=result&id=m41pAAAAMAAJ&dq=Haf%C4%B1z+Mehmet+Efendi%27nin+mahalle+mektebi&q=sorunu+onun+da+g%C3%B6nl%C3%BCn%C3%BC+alacak+bi%C3%A7imde%2C+%C5%9Fu+%C5%9Fekilde+%C3%A7%C3%B6zd%C3%BC.+Mustafa+%C3%B6nce%2C+t%C3%B6renlerle+mahalle+mektebine+ba%C5%9Flad%C4%B1#search_anchor s. 696]</ref> Atatürk, okul seçimindeki bu kararı için hayatı boyunca babasına minnettarlık duymuştur.<ref name="Britannica"/> 1888 yılında babasını kaybettikaybetmiştir.<ref>Baba, İmran. ''Културните взаимодействия на Балканите и турската архитектура. Международен симпозиум 17-19 май 2000, Шумен-България'' (2001), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, [http://books.google.com.tr/books?ei=v7CuTduFHYKaOtSVyeQB&ct=result&id=3vLVAAAAMAAJ&dq=Atat%C3%BCrk+1888+baba&q=1+888+y%C4%B1l%C4%B1nda+Atat%C3%BCrk%27%C3%BCn+babas%C4%B1+Ali+R%C4%B1za+Efendi%27nin+%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC+%C3%BCzerine+ailenin%2C+bu+evden#search_anchor s. 24]</ref> Bir süreay, Rapla Çiftliği'nde annesinin üvey kardeşi<ref name="Britannica"/> Hüseyin'in yanında kalıp hafif çiftlik işleriyle uğraştıktan sonra -eğitimsiz kalacağından endişe eden annesinin isteğiyle-<ref name="Britannica"/> tekrar Selanik'e dönüp okulunu bitirdi.<ref>Aydemir, Şevket Süreyya. ''Tek adam'' (1963), Remzi Kitabevi, s. 44</ref> BuDaha sonra’ki aradayıllarda Zübeyde Hanım, [[Selanik]]'te gümrük memuru olan Ragıp Bey ile evlendi.<ref>Bayhan, Fatih. ''Gölgesinde Mustafa Kemal büyüten kadın Zübeyde Hanım'' (2008), Pegasus Yayınları, s. 78</ref>
 
Şimdi müze olan Koca Kasım Paşa Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki ev 1870'te Rodoslu müderris Hacı Mehmed Vakfı tarafından yaptırılmış ve 1878'de yeni evlenen Ali Rıza Bey tarafından kiralanmıştır ancak o öldükten sonra Mustafa ve ailesi bu evden yanındaki 2 katlı, 3 odalı ve mutfaklı daha küçük eve taşınmışlardır.<ref>İzmir Ticaret Odası, ''Atatürk'ün Evi - Bir ulusun geleceğinin doğduğu yer'', y.y, t.y.:</ref>
 
Mustafa, seküler bir okul olan ve [[bürokrat]] yetiştiren<ref name="Britannica"/> [[Selânik Mülkiye Rüştiyesi]]'ne kaydoldu. Ancak muhitindeki askerî öğrencilerin üniformalarından da etkilenerek<ref name="Britannica"/> -annesinin karşı çıkmasına rağmen-<ref name="Britannica"/> 1893 yılında [[Selânik Askerî Rüştiyesi]]'ne girdi. Bu okulda matematik öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey, ona anlamı mükemmellik, olgunluk olan "KemalKemâl" adını verdi.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.kho.edu.tr/atasayfa/index.htm | başlık = Atatürk'ün Hayatı Öğrenim Hayatı | tarih = | yayımcı = Kara Harp Okulu | erişimtarihi = 20 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160304201611/http://www.kho.edu.tr/atasayfa/index.htm | arşivtarihi = 4 Mart 2016}}</ref> Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey (Yücekök), özgürlük düşüncesiyle genç Mustafa Kemal'inKemâl’in düşünce yapısını etkiledi. Mustafa Kemal [[Kuleli Askeri Lisesi|Kuleli Askerî İdadisi]]'ne girmeyi düşündüyse de ona ağabeylik yapan Selânikli subay Hasan Bey'in tavsiyesine uyarak [[Manastır Askeri İdadisi|Manastır Askerî İdadisi]]'ne kaydoldu. 1896-1899 yıllarında okuduğu [[Manastır Askeri İdadisi|Manastır Askerî İdadisi]]'nde tarih öğretmeni [[Kolağası]] Mehmet Tevfik Bey (Bilge), Mustafa Kemal'in tarihe olan merakını güçlendirdi.<ref>Ali Fuat Cebesoy, ''Sınıf Arkadaşım Atatürk'', Temel Yayınları, İstanbul, 2000, s. 27.</ref> Bu tarihte başlayan [[1897 Osmanlı-Yunan Savaşı]]'na '''gönüllü''' olarak katılmak istediyse de hem idadi öğrencisi olduğu için hem de '''16 yaşında''' olduğundan dolayı cepheye gidememiştir. Bu okulu ikincilikle bitirdi.<ref name="KomAta">Celâl Erikan, ''Komutan Atatürk'', Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1972, s. 72.</ref> 13 Mart 1899'da<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ataturk.net/kronoloji/1881.html | başlık = KRONOLOJİ 1881 - 1912 Yılları | tarih = | yayımcı = ataturk.net | erişimtarihi = 20 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150909233641/http://www.ataturk.net:80/kronoloji/1881.html | arşivtarihi = 9 Eylül 2015}}</ref>
<ref>{{Kitap kaynağı
| son = Erikan
Satır 161 ⟶ 163:
| bölüm = Ek IV - Notlar
| alıntı =Okullardan kışın çıkışının nedeni Yunan Savaşı'ndan başlanarak kısa öğretim yılları uygulanmasındandır.
}}</ref> İstanbul'da [[Kara Harp Okulu|Mekteb-i Harbiye-i Şahane]]'ye girdi. Birinci sınıfı 27., ikinci sınıfı 11., üçüncü sınıfı 1902'de mülazım (bugünkü ismiyle [[Teğmen]]) rütbesiyle 549 kişi arasından piyade sınıf sekizincisi (1317 - P.8) olarak bitirdi.<ref name="KomAta" /> Akabinde [[Harp Akademisi|Erkan-ı Harbiye Mektebi]]'ne ('''Harp Akademisi)''' devam ederek 11 Ocak 1905'te ''kurmay'Kurmay yüzbaşı''' rütbesiyle mezun oldu.<ref name="Genkur1972">T.C. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Yayınları, ''Türk İstiklâl Harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri'', Genkur. Basınevi, Ankara, 1972, s. 1-17.</ref>
 
== Askerlik (1905-1918) ==
=== Erken dönem ===
[[Dosya:Mustafa Kemal, 1905.jpg|küçükresim|sağ|150px|Mustafa Kemal'in Harp Akademisi'nden mezun olduğu gün Andriomenos Fotoğrafhanesi'nde çektirdiği fotoğraf.]]
Kurmay Yüzbaşı Mustafa KemalKemâl, mezuniyetinin ardından merkezi Şam'da''Şam’da''' bulunan [[Beşinci Ordu (Osmanlı)|5. Ordu]]'ya staj amacıyla gönderildi. Bu stajında piyade, süvari ve topçu sınıflarında görev aldı. 1905-1907 yılları arasında [[Şam]]'da [[Lütfi Müfit Özdeş|Lütfi Müfit]] Bey (Özdeş) 5. Ordu emrinde görev yaptı. İlk stajı 5. Ordu'ya bağlı 30. Süvari Alayı'nda gerçekleşti.<ref name="KomutanAtatürkIV">{{Kitap kaynağı
| son = Erikan
| ilk = Celal
Satır 179 ⟶ 181:
| sayfalar = 61-67
| bölüm = IV. Suriye'de Başlayan Görev
}}</ref> Bu dönemde düşük rütbeli stajyer bir kurmay subay olarak Suriye'nin çeşitli bölgelerindeki isyanlarla ilgilenen Mustafa Kemal, "küçük savaş" (gerilla savaşı) üzerine tecrübe kazandı. İsyanlarla uğraştığı dört aydan sonra Şam'a döndü. 1906 Ekim ayında Binbaşı Lütfi Bey, Dr. Mahmut Bey, Lüfti Müfit (Özdeş) Bey ve askerî tabip [[Mustafa Cantekin]] ile '[[Vatan ve Hürriyet Cemiyeti|Vatan ve Hürriyet]]' adlı bir cemiyeti kurduktan sonra ordudan izinsiz Selânik'e gitti. Selânik Merkez Komutan Muavini Yüzbaşı [[Mehmet Cemil Uybadın|Cemil Bey]] (Uybadın)'in yardımıyla karaya çıktı ve orada cemiyetinin şubesini açtı. Bir süre sonra arandığını öğrendi ve ona ağabeylik yapan Albay Hasan Bey, [[Tel Aviv|Yafa]]'ya dönüp oranın komutanı Ahmet Bey'e [[Mısır]] sınırında Bîrüssebi'ye gönderildiğini bildirmesini önerdi. Ahmet Bey de Mustafa Kemal'i Bîrüssebi'ye tayin etti ve bir süre sonra topçu staj için tekrar [[Şam]]'a gönderildi.<ref>Ali Fuat Cebesoy, ''a.e.g.'', s. 117-119.</ref> 20 Haziran 1907'de [[Kolağası]] (kıdemli'''Kıdemli yüzbaşı''') oldu ve 13 Ekim 1907'de [[Üçüncü Ordu (Osmanlı)|3. Ordu]]'ya kurmay '''Kurmay'''olarak atandı<ref name="Genkur1972" /> ancak Selânik'e vardığında '[[Vatan ve Hürriyet Cemiyeti|Vatan ve Hürriyet]]'in şubesinin [[İttihat ve Terakki Cemiyeti]]'ne ilhak edildiğini öğrendi. Bu yüzden kendisi de 1908 ŞubatŞubat’ta ayında İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye oldu (Üye numarası: 322).<ref>Kâzım Karabekir (Haz: Faruk Özerengin), ''İttihat ve Terakki Cemiyeti 1896-1909'', Emre Yayınları, İstanbul, 1994, s. 322.</ref> olarak 22 Haziran 1908'de Rumeli Doğu Bölgesi Demiryolları Müfettişliğine atandı.<ref name="Genkur1972"/>
 
23 Temmuz 1908'de [[Meşrutiyet]]'in ilanından sonra Aralık 1908 sonlarında<ref name="KomutanAtatürkV">{{Kitap kaynağı
Satır 198 ⟶ 200:
13 Ocak 1909'da [[3. Ordu (Osmanlı)|3. Ordu]]'ya bağlı Selânik Redif Fırkasının Kurmay Başkanı oldu ve 13 Nisan 1909'da [[Meşrutiyet]]'e karşı 3. Ordu'ya bağlı Taşkışla'da konuşlanmış 2. ve 4. Avcı Taburlarının isyanıyla başlayan, diğer birliklerin katılımıyla genişleyen [[31 Mart Ayaklanması]]'nı bastırmak üzere Selânik ve [[Edirne]]'den yola çıkarak [[Mirliva]] [[Mahmut Şevket Paşa]] komutasında 19 Nisan 1909'da İstanbul'a girecek olan [[Hareket Ordusu]]'na bağlı birinci kademe birliklerinin kurmay başkanı oldu. Daha sonra 3. Ordu Kurmaylığı, 3. Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığı, [[5. Kolordu (Osmanlı)|5. Kolordu]] Kurmaylığı, 38. Piyade Alayı Komutanlığı görevlerinde bulundu.<ref name="Genkur1972"/><ref name="KomutanAtatürkV"/>
 
Stuart Kline'ın ''Türk Havacılık Kronolojisi'' kitabına göre<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.gazetevatan.com/tek-korkusu-ucaga-binmekti-3482-yasam/ | başlık = Tek korkusu uçağa binmekti | soyadı = Türker | ad = Şule | tarih = 16 Ocak 2003 | yayıncı = Gazetevatan | erişimtarihi = 3 Temmuz 2015 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150705004217/http://www.gazetevatan.com/tek-korkusu-ucaga-binmekti-3482-yasam/ | arşivtarihi = 5 Temmuz 2015}}</ref>, Mustafa KemalKemâl, 1910 yılında [[Fransa]]'da düzenlenen [[Picardie Manevraları]]'na katıldı. Burada yeni üretilen [[uçak]]ların deneme uçuşuları yapılıyordu. Ali Rıza Paşa, bu uçuşlardan birine katılmak isteyen Mustafa Kemal'iKemâl’i önledi. Ve akabinde uçuş yapan o uçak dönüş esnasında yere çakıldı.<ref>{{kitap kaynağı|soyadı=Akın|ad=Sunay|başlık=Ay Hırsızı|yayıncı=İş Bankası Kültür Yayınları|yer=İstanbul|tarih=2009|sayfalar=120|isbn=9789944887526|url=http://www.cayyolu.com.tr/haber/Ataturk-ucaga-neden-hic-binmedi/41436}}</ref> Bazı kaynaklar tarafından, bu hikâyeyerivayete dayanarak Atatürk'ün uçağa binmekten korktuğu iddia edilse de kitabın yazarı Kline, Atatürk'ün olaydan sonra 3 defa uçağa bindiğinden bahseder.<ref>[http://web.archive.org/web/20150705025534/http://gundem.bugun.com.tr/marmaranin-altindaki-34-yillik-sir-haberi/71828 Marmara'nın altındaki 34 yıllık sır]</ref>
 
Mustafa KemalKemâl, dönüşünün ardından 27 Eylül '''1911'de'' İstanbul'da''istanbul Genelkurmay''' Karargâhı'nda görev aldıalmıştır.<ref>Türkiye Diyanet Vakfı İslâm ansiklopedisi, 31. cilt (2006), Türkiye Diyanet Vakfı, [http://books.google.com.tr/books?ei=yOhCTvKpN9S38gPW1fS4CQ&ct=result&id=wNbXAAAAMAAJ&dq=istanbul+genelkurmay+karargah%C4%B1+atat%C3%BCrk&q=27+Eyl%C3%BCl+1911+%C4%B0stanbul%27da+Genelkurmay+Kararg%C3%A2h%C4%B1%27na+al%C4%B1nmas%C4%B1#search_anchor s. 340]</ref>
 
=== Trablusgarp Savaşı ===
Satır 206 ⟶ 208:
{{Ayrıca bakınız|Trablusgarp Savaşı}}
 
[[İtalya Krallığı|İtalyanlar]]ın [[Trablusgarp]]'a saldırısıyla 19 Eylül 1911'de başlayan [[Trablusgarp Savaşı]]'nda, 27 Kasım 1911'de [[Binbaşı]]<ref name="Genkur1972" /> olan Mustafa Kemal, Binbaşı [[Enver Paşa|Enver Bey]], [[Ahmet Fuat Bulca|Fuat (Bulca)]], [[Mehmet Nuri Conker|Nuri (Conker)]] ve [[Ali Fethi Okyar|Binbaşı Fethi (Okyar)]] gibi diğer [[İttihat ve Terakki Cemiyeti|İttihatçı]] subaylarla birlikte 18 Aralık 1911'de hareket etti.<ref>Tuğlacı, Pars. ''Çağdaş Türkiye, 1. cilt'' (1987), Cem Yayınevi, s. 14</ref> Mustafa KemalKemâl ile grubu, [[Mısır]]'da [[Kahire]]<ref>Pakalın, Mehmet Zeki. ''Sicill-i Osmanî zeyli: Ohannes Nuryan Efendi-Reşad Bey'', Türk Tarih Kurumu</ref> ve [[İskenderiye]] üzerinden Bingazi'ye gitti. 19 Ekimde İskenderiye'den yola çıktıktan bir süre sonra bir hastalık geçirdi.<ref name="AtaSeri4-1">''Atatürk Serisi, 4. sayı'' (1963), Millî Eğitim Basımevi, [http://books.google.com.tr/books?id=cT86AQAAIAAJ&q=Mustafa+Kemal+Bingazi+Hastal%C4%B1k&dq=Mustafa+Kemal+Bingazi+Hastal%C4%B1k&hl=tr&ei=ve2tTfelOZ_Z4waSitjsCg&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=3&ved=0CDMQ6AEwAg s. 54]</ref> 22 Aralık'ta [[Tobruk]] yakınında zafer kazandı. Derne'deki 16-17 Ocak '''1912 (''' taarruzunda gözünden yaralanıpyaralandı) bir ay hastanede tedavi gördü,yeteri vekadar dinlenemeden tekrar’dan 6 Mart'ta Derne Komutanlığı'na getirildi.<ref>''Turco-Italian War 1911-12'', The Encyclopedia Americana (1954). cilt 27, s. 175-177.</ref> Aynı yılın eylülünde başlayan barış görüşmelerine rağmen çatışmalar sürerken, [[Karadağ]]'ın 8 Ekim'de (Osmanlı Devleti'ne savaş ilan )etmesi ve [[Balkan Savaşları]]'nın başlaması nedeniyle barışa razı olunmasıyla Mustafa KemalKemâl ve diğer subaylar [[İstanbul]]'a geri döndüler.
 
=== Balkan Savaşları ===
Satır 212 ⟶ 214:
[[Dosya:Yeniçeri Atatürk.JPG|150px|sol|küçükresim|Mustafa Kemal Sofya Ataşemiliteri iken, verilen kostümlü baloya Yeniçeri kıyafeti ile katılmıştır.]]
 
Balkan Savaşları başladığında [[Trablusgarp]]'ta görev yapan '''Derne Komutanıkomutanı Mustafa KemalKemâl paşa''' ve Binbaşı Nuri Bey, bu savaşlarda görev almak istediler.<ref name="atambalkan">{{dergi kaynağı|soyadı=Şıvgın|ad=Hale|başlık=Mustafa Kemal’in İlk Savaşı|dergi=Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi|yayıncı=Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu|cilt=IV|sayı=10|url=http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-10/mustafa-kemalin-ilk-savasi|erişimtarihi=3 Temmuz 2015}}</ref> Mustafa Kemal,Kemâl dönemin [[Osmanlı Harbiye Nezareti]] Enver Bey'in de izni ile 24 Ekim 1912'de Trablusgarp'tan ayrılmıştır.<ref name="atambalkan"/> 24 Kasım 1912'de karargâhı [[Bolayır]]'da bulunan [[Bahr-i Sefit Boğazı]] (Akdeniz Boğazı) Kuvayi Mürettebesi Harekât Şubesi Müdürlüğü'ne atandı.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.istanbul.gov.tr/?pid=14215 | başlık = Atatürk Kronoloji 1881-1919 | yayıncı = İstanbul Valiliği | erişimtarihi = 3 Temmuz 2015 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150704163733/http://www.istanbul.gov.tr/?pid=14215 | arşivtarihi = 4 Temmuz 2015}}</ref> Osmanlı '''Osman’lı'''ordusu burada general [[Stilian Georgiev Kovachev]] komutasındaki Bulgar 4. Ordusuna yenildi. Haziran 1913'te başlayan [[İkinci Balkan Savaşı]]'nda komutası altındaki birliklerle [[Dimetoka]] ve [[Edirne]]'ye girdigirdiler.
 
27 Ekim 1913'te [[Sofya]] askerî ataşeliğine atanarak yakın arkadaşı Sofya sefiri (elçisi) [[Ali Fethi Okyar|Fethi Bey]] (Okyar)'in emri altında çalıştı.<ref name="ortaylimilliyet">{{Web kaynağı | url = http://www.milliyet.com.tr/baskomutanin-sofya-yillari/ilber-ortayli/pazar/yazardetay/27.10.2013/1782859/default.htm | başlık = Başkomutanın Sofya yılları | soyadı = Ortaylı | ad = İlber | tarih =27 Ekim 2013| yayıncı = Milliyet | erişimtarihi = 3 Temmuz 2015 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160306112222/http://www.milliyet.com.tr/baskomutanin-sofya-yillari/ilber-ortayli/pazar/yazardetay/27.10.2013/1782859/default.htm | arşivtarihi = 6 Mart 2016}}</ref> Ek görev olarak [[Belgrad]] ve [[Çetine]] askerî ataşeliğini de yürüttü.<ref name="ortaylimilliyet"/> Bu görevde iken 1 Mart 1914'te [[yarbay]]lığa (kaymakam) yükseldi.<ref name="ortaylimilliyet"/>
Satır 219 ⟶ 221:
{{Ayrıca bakınız|Çanakkale Savaşı|Kafkasya Cephesi|Sina ve Filistin Cephesi}}
 
Askerî Ataşe görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada 28 Temmuz 1914'te [[I. Dünya Savaşı]] başladı, [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]] de '''29 Ekim 1914'te'' savaşa girdi. 20 Ocak 1915'te''1915’te''' Mustafa KemalKemâl 3. Kolordu emrinde [[Tekirdağ|Tekfurdağ]]'da kurulacak olan 19. Fırka Komutanlığına atandı.<ref name="Genkur1972"/>
 
==== Çanakkale Savaşı ====
[[Dosya:Tasviri Efkar Oct 29, 1915.jpg|küçükresim|sağ|[[Cevat Çobanlı|Cevat Paşa]] ve Mustafa Kemal Bey ''[[Tasvir-i Efkâr]]'' gazetesinin 29 Ekim 1915 tarihli sayısında.]]
19. Fırka, 23 Mart 1915'te Müstahkem Mevki Komutanlığı emriyle [[Eceabat]] bölgesinde ihtiyata alındı. 25 Nisan 1915'te [[Gelibolu Yarımadası]]'na [[İtilaf Devletleri]]'nin yaptığı çıkartmalarıyla [[Çanakkale Savaşı]] '''başladı.''' 3.Kolordu komutanı [[Mehmet Esat Bülkat|Mehmet Esat Paşa]]'nın emrinde savaşan Kaymakam (Yarbay) '''Mustafa KemalKemâl paşa''' [[Arıburnu Cephesi|Arıburnu]]'na çıkan [[Anzaklar|ANZAC (Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu)]] birliklerinin yarımada içine ilerlemesini [[Conkbayırı Savaşı|Conkbayırı]]'nda durdurdu.<ref>[http://en.calameo.com/read/0023338630e28235c4ab4 M.K. Paşa Çanakkale Savaşlarında]</ref> Bu başarı üzerine [[5. Ordu (Osmanlı)|5. Ordu]] komutanı Müşîr [[Otto Liman von Sanders]]'in takdirini kazandı ve 1 Haziran 1915'te [[Albay|Miralay]]lığa yükseldi.<ref name="Genkur1972" /> İngilizlerin Ağustos ayında Suvla Körfezi'ne yaptığı ikinci çıkartmadan sonra, 8 Ağustos akşamı [[Otto Liman von Sanders]] Anafartalar mevkiinde bulunan birliklerinin komutasını verdi ve 9-10 Ağustos'ta [[Birinci Anafartalar Muharebesi|Anafartalar Zaferi]]'ni kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta [[Anafartalar Cephesi#Kireçtepe İngiliz taarruzu|Kireçtepe]] ve 21 Ağustos'ta [[İkinci Anafartalar Muharebesi|II. Anafartalar Zaferi]] takip etti. '''Miralay Mustafa KemalKemâl''', [[Ruşen Eşref Ünaydın|Ruşen Eşref Bey]] (Ünaydın) başta olmak üzere İstanbul basını tarafından "Anafartalar Kahramanı" olarak kamuoyunakayıtlara tanıtıldıgeçti.
 
==== Kafkasya Cephesi ====
14 Ocak 1916'da [[Gelibolu]]'dan [[Edirne]]'ye sevk edilmiş olan [[16. Kolordu (Osmanlı)|16. Kolordu]] komutanlığına atandı. [[Edirne]]'de bulunduğu 2 ay kadar süre boyunca 16. Kolordu'nun ikmali, toparlanması ve eğitimi ile ilgilendi. Doğu Cephesinde '''Rus''' birlikleri '''Osmanlı''' 3. Ordusu'nu püskürtmüş 16 Şubat'ta [[Erzurum]]'u, 3 Mart'ta [[Bitlis]], [[Muş]], [[Van]] ve [[Hakkâri]]'yi '''işgal''' etmişti etmişlerdir. '''Albay Mustafa KemalKemâl''' 15 Mart tarihinde 3. Orduyu desteklemesi için emrindeki 16. Kolordu ile birlikte [[Diyarbakır]]'a gönderildi. Rütbesine göre kendisine ağır bir sorumluluk verilen '''16. Kolordukolordu''' Komutanı Mustafa KemalKemâl 1 Nisan '''1916'da'' [[Diyarbakır]]'da iken Tuğgeneralliğe ([[Mirliva]]) yükseltildi ve [[Paşa]] unvanınıünvanı’nı aldı. Mustafa KemalKemâl taktik bir geri çekilme emri verdi. Daha sonra beklenmedik bir saldırı ile Muş'u''muş’u''' Ruslardan kurtararak '''Osmanlı''' birliklerine stratejik bir üstünlük sağladı. Kafkas Cephesindeki bu başarısından dolayı ( ''Altın Kılıç)'' madalyası ile ödüllendirildi. Ağustos ayında [[Muş]] ve [[Bitlis]] tümüyle Rus işgalinden kurtarıldı.
 
==== Sina ve Filistin Cephesi ====
Satır 233 ⟶ 235:
7 Mart 1917'de karargâhı [[Diyarbakır]]'da bulunan 2. Ordu Komutan Vekilliğine atandıktan sonra [[Hicaz Kuvve-i Seferiyesi]] Komutanlığına getirilmek istendi. Ancak bunu kabul etmeyerek 5 Temmuz 1917'de [[Yıldırım Orduları Grubu]] emrindeki [[7. Ordu (Osmanlı)|7. Ordu]] Komutanlığına atandı.<ref name="Genkur1972"/>
 
'''Mustafa KemalKemâl paşa''' [[Diyarbakır]]'dayken, İttihatçı fedailerden [[Yakub Cemil]] bir hükûmet darbesi yapmaya karar vermiştir. Savaşın kaybedildiğini düşünmektedir. Tek kurtuluş yolunun [[Bab-ı Âli]]'yi basıp, hükûmeti devirerek Başkomutan vekili ve Harbiye Nazırı'nı değiştirmek olduğuna inanmaktadır. Yeni Başkomutan vekili ve [[Harbiye Nazırı]] olarak da Mustafa Kemal'iKemâl’i düşünmektedir. Anlaştığı arkadaşlarından biri komployu Enver Paşa'ya haber vermiştir. Bunun üzerine Yakub Cemil kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Mustafa“Mustafa Kemâl Kemalpaşa” [[Falih Rıfkı Atay]]'a anlattığı hatıralarında şöyle demektedir: ''"O vakit tümenlerimden birine komuta eden Ali Fuad (Cebesoy)'a : Yakup Cemil asılmış. Sebebi de ben Başkomutan vekili ve Harbiye nazırı olmadıkça kurtuluş yoktur demiş. Dediğini yapmış bile olsaydı ben [[İstanbul]]'a gittiğimde ilk iş olarak [[Yakub Cemil]]'i cezalandırırdım. Eğer ben, o ve onun gibiler tarafından iktidara getirilecek bir adamsam, adam değilim!"'' demiştir.<ref>Falih Rıfkı Atay, Çankaya (2010), "Bir komplo", s. 116, Pozitif Yayınları, ISBN 978-975-6461-05-5</ref>
 
[[Dosya:Mustafa Kemal Atatürk (1918).jpg|150px|küçükresim|Kemal Paşa, [[Yıldırım Ordular Grubu]] Komutanlığı sırasında (1918). Üzerindeki, Padişahın Onursal Yaveri olduğunu simgeleyen şerittir.]]
 
15 Aralık 1917 ile 5 Ocak 1918 tarihleri arasında Veliaht'''Veliâht''' [[VI. Mehmed|Vahdettin]] Efendininve “Mustafa Kemâl paşa” yâver olarak maiyetinde [[Almanya]]'ya giderekgiderler, [[II. Wilhelm|Kayzer II. Wilhelm]], Genel Karargâhı ve [[Alsace|Elsass]] bölgesini ziyaret ettiettiler.
 
Haziran 1918 yılında [[Viyana]] ve (bugünkü adı [[Karlovy Vary]] olan) [[Karlsbad]]'a giderek tedavi gördü. [[V. Mehmed|Sultan Mehmed Reşad]]'ın vefatı ve [[VI. Mehmed|Vahdettin]]'in [[cülus]]u üzerine 2 Ağustos'ta [[İstanbul]]'a döndü. 15 Ağustos'ta [[7. Ordu (Osmanlı)|7. Ordu]] Komutanı olarak [[Filistin Cephesi]]'ne atandı<ref>[http://en.calameo.com/read/002333863e1f6474d3df4 M.K. Paşa Filistin ve Suriye Cephesinde]</ref> ve ardından ''Fahri Yaver Hazreti Şehriyari'' (Padişahın'''Padişah’ın Onursalonursal Yaveriyâveri''') unvanıünvanı verildi. Mustafa Kemal Paşa, 20 Eylül 1918 tarihinde [[VI. Mehmed|Vahdettin]]'in başyaveri [[Naci Eldeniz|Naci (Eldeniz) Bey]]'e bir telgraf çekerek [[Yıldırım Orduları Grubu]]'nun savaş gücünün kalmadığını bildirerek mütareke istemesini önerdi. Ayrıca yeni hükûmette kendisinin [[Harbiye Nazırı]] ve Başkumandan Vekili olarak görevlendirilmesini istedi.<ref>Hikmet Bayur, '1918 Bırakışmasından Az Önce Mustafa Kemal Paşa'nın Başyaver Naci Bey Yolu ile Padişaha Bir Başvurması', ''Belleten'', C.XXI, Sayı: 84, Ekim 1957, s. 561-565, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, ''Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri'', C.IV, Türk Tarih Kurumu Basınevi, Ankara, 1991, s. 13-14 (Türk İnkılâp Enstitüsü Arşivi: 63/17436)</ref> Ardından 6 Ekim'de 7. Ordu komutanlığından istifa ettietmiştir.
 
19 Eylül 1918'de [[Edmund Allenby]] komutasındaki İngiliz'''ingiliz''' kuvvetleri, genel taarruza geçerek üç ordudan oluşan '''Yıldırım Orduları Grubunuordularını''' ağır bir hezimete uğrattı. 1 Ekim'de Şam, 25 Ekim'de [[Halep]] düştü. '''Mustafa KemalKemâl paşa Paşa,''' İngiliz ordularını, Halep'te durdurarak, savunma hattı kurmayı başardı.
 
30 Ekim 1918'de [[Mondros Mütarekesi]] imzalandı ve ertesi gün öğle vaktinde yürürlüğe girdi. Mondros Mütareke-namesi 19. maddesi gereğince, Yıldırım Orduları Grubu kumandanı olan [[Otto Liman von Sanders]] Paşa'nın görevden alınması üzerine , '''Mustafa KemalKemâl Paşapaşa''' bu göreve getirildi. Ancak 7 Kasım'da Yıldırım Orduları Grubu ile 7. Ordu lağvedildi.<ref>Zekeriya Türkmen, ''Mütareke döneminde Ordunun Durumu ve Yeniden Yapılanması (1918-1920)'', Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2001, s. 45-50.</ref>
 
'''Mustafa Kemâl paşa''' 10 Kasım 1918 tarihinde Yıldırım Kıt'alarının komutasını 2. Ordu Komutanı Nihat Paşa'ya bırakarak [[Adana]]'dan [[İstanbul]]'a hareket etti ve 13 Kasım'da [[İstanbul]]'a [[Haydarpaşa Garı]]'na ulaştı. [[Haydarpaşa, Kadıköy|Haydarpaşa]]'dan [[İstanbul]]'a geçerken boğaza demirli düşman savaş gemilerini gördüğünde ünlü ''"Geldikleri gibi giderler"'' sözünü söyledi. [[Mütareke dönemi]]nde [[Fethi Okyar|Fethi Bey]] (Okyar) ile birlikte [[Ahmet İzzet Furgaç|Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa]] yanlısı ve [[Ahmet Tevfik Paşa]] (Okday) karşıtı bir tavrı koyan '''Minber''' gazetesini çıkararak siyasi girişimlerde bulunduçıkarmıştır.
 
== Millî Mücadele (1919-1923) ==
Satır 256 ⟶ 258:
 
==== Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı ====
2 Şubat 1919 tarihinde Mersinli Cemal Paşa doğudaki Osmanlı ordularını mütareke koşullarına göre düzenlemek için müfettiş olarak Anadolu'ya gönderilmişti. İngiliz Yüksek Komiseri [[Amiral Calthorpe]] ve Fransız Yüksek Komiseri Amiral Amet, 1918 yılı Kasım ayında Osmanlı“Osmanlı hükûmetinehükûmetine” nota verdiler. Doğuda Türklerin'''Türk’lerin''' silahlanıp Hristiyanları öldürdüğünü, buna karşı önlem alınmasını talep ettiler. '''Mustafa KemalKemâl Paşapaşa,''' Padişah [[VI. Mehmed|Vahdettin]] tarafından işgal kuvvetlerinin Yüksek Komiserlerinin, verdiği notalar gereğinceüzerine,Mustafa olağanüstüKemâl’i yetkilerleyetki donatılarakvererek [[Vilayet-i Sitte]] (Altı Vilayet)'deki Hristiyan'''Hiristiyan''' ahaliyi korumakkoruması ve işgal kuvvetlerine karşı yapılan'''Türk’lerin''' ufak çaplı isyanları“isyanları bastırmakbastırmak” için görevlendirildigörevlendirilmiştir.
 
[[Dosya:Bandırma Vapuru.png|sol|195px|küçükresim|Mustafa Kemal'in [[Samsun]]'a giderken bindiği [[Bandırma Vapuru]].]]
 
Atatürk, gazeteci [[Falih Rıfkı Atay]]'a Samsun'a hareket etmeden önce Vahdettin ile olan son görüşmesini anlatmıştır. Bu görüşmede [[VI. Mehmed|Vahdettin]], [[Samsun]]'a hareket etmeden önce kendisini ziyarete gelen Mustafa KemalKemâl Paşa'ya "Paşa Paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa Paşa, devleti'''Devleti''' kurtarabilirsin!" demiştir. Ancak AtatürkMustafa Kemâl paşa, padişah Vahdettin'in samimiyetinden emin olamadığını, onun İtilaf Devletleri'nin siyasetine uygun hareket ederek bu siyasete karşı gelen Türklerin yatıştırılmasını istediğini anlatmıştıranlamıştır.<ref>Falih Rıfkı Atay, Çankaya (2010), s. 202, Pozitif Yayınları, ISBN 978-975-6461-05-5</ref> Mustafa KemalKemâl paşa, 19 Mayıs 1919'da Kurmay Albay [[Refet Bele|Refet Bey (Bele)]], Kurmay Albay [[Kâzım Dirik|Kâzım (Dirik) Bey]], Kurmay Albay [[Ayıcı Arif|'Ayıcı' Mehmet Arif Bey]], Dr. Albay [[İbrahim Talî Öngören|İbrahim (Talî Öngören) Bey]], Kurmay Binbaşı [[Hüsrev Gerede|Hüsrev (Gerede) Bey]], Dr. Binbaşı [[Refik Saydam|Refik (Saydam) Bey]], Binbaşı [[Kemal Doğan|Kemal (Doğan) Bey]], Yüzbaşı [[Cevat Abbas Gürer|Cevat Abbas (Gürer) Bey]] ve Yüzbaşı [[Ali Şevket Öndersev|Ali Şevket (Öndersev) Bey]] ile beraber [[Samsun]]'a çıktı.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ataturk.net/mmuc/samsun.html | başlık = Mustafa Kemal'in Samsun'a Çıkışı | erişimtarihi = 16 Ağustos 2011 | yayımcı = ataturk.net | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160304120228/http://www.ataturk.net/mmuc/samsun.html | arşivtarihi = 4 Mart 2016}}</ref>
 
Mustafa KemalKemâl paşa ve yanındaki çoğu kurmay olan komutanların Samsun'a çıktığı '''19 Mayıs 1919''' günü, [[Türk Kurtuluş Savaşı]]'nın fiili başlangıç tarihi olarak kabul edilmektedir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.meb.gov.tr/belirligunler/19mayis/makaleler/1919a_bakis.html | başlık = TÜRK ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİNİN BAŞLANGICI | ilk = Mehmet | son = Atay | erişimtarihi = 9 Ağustos 2011 | yayımcı = [[TC Millî Eğitim Bakanlığı|meb.gov.tr]] | arşivurl = http://web.archive.org/web/20131113071221/http://www.meb.gov.tr/belirligunler/19mayis/makaleler/1919a_bakis.html | arşivtarihi = 13 Kasım 2013}}</ref> Bir hafta boyunca [[Gazi Müzesi|Mantıka Palas]]'ta kaldığı bu süreçte, bölgede meydana gelen çatışmaların sebebini araştırmış ve padişah Vahdettin tarafından verilen görevin aksine, işgalcilere karşı bizzat yerel [[Kuva-yi Milliye]] örgütlerinin kurulmasında rol oynamıştır.<ref name="Samsun">{{Web kaynağı | url = http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-24933/ordu-ile-iliski.html | başlık = Ordu İle İlişki | ilk = Mustafa Kemal | son = Atatürk | erişimtarihi = 9 Ağustos 2011 | yayımcı = [[T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı|kultur.gov.tr]] | iş = [[Nutuk (eser)|Nutuk]] | arşivengelli = evet}}</ref> Mustafa KemalKemâl paşa, bu bir haftanın sonunda [[Havza, Samsun|Havza]]'ya geçmiştir. Havza'da geçirdiği on yedi gün sonunda ise şehirden ayrılarak [[Amasya]]'ya hareket etmiştir.
 
==== Amasya Genelgesi ====
Mustafa Kemal ve arkadaşları Havza'daki çalışmalarını tamamladıktan sonra 12 Haziran 1919'da [[Amasya]]'ya geçti. 22 Haziran 1919'da [[Rauf Orbay|Rauf Bey (Orbay)]], [[Musa Kâzım Karabekir|Kâzım Karabekir Paşa]], [[Refet Bey]] (Bele) ve [[Ali Fuat Paşa]] (Cebesoy) ile birlikte [[Amasya Genelgesi]]'ni yayınladı. Genelge hazırlandıktan sonra [[Erzurum]]'da bulunan 15. Kolordu Komutanı [[Kazım Karabekir]]'e gönderilerek onayı alındı. Daha sonra bütün mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla ulaştırıldı. [[Amasya Genelgesi]] [[İstanbul]]'da bulunan işgal güçlerinin tepkisi çekmiştir ve İngilizler , Mustafa Kemal'iKemâl’ paşa’nın [[İstanbul]]'a geri getirmekgetirilmesi için İstanbul'''istanbul HükumetiHükümeti ve padişah''' üzerindeki baskılarını arttırmıştırarttırmışlardır. Bu sırada İçişleri bakanı olan [[Ali Kemal]] Bey bir genelge yayımlayarak Mustafa Kemal'inKemâl paşa’nın iyi bir asker olduğunu ancak, İngiliz baskısı sonucu görevinden alındığını ifade etmiştir. [[Amasya Genelgesi]]'nde vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğu, İstanbul“İstanbul hükümetininhükümeti” üzerine aldığı sorumluluğu yerine getiremediğigetiremediğini, bu durumun milleti'''Türk Milleti’ni''' yok olmuş gibiolduğunu gösterdiği anlatılmıştırgöstermiştir. Genelgede "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan edilmiştir. Anadolu'nun her bakımdan güvenli bir yeri olan [[Sivas]]'ta bir kongre toplanacağı belirtilmiştir. Bu kongreye katılmak için her ilden 3 temsilcinin seçilerek gönderilmesi ve temsilcilerin seyahatlerini gizli tutmaları istenmiştir. Doğu illeri için de [[Erzurum]]'da bir kongrenin toplanacağı, daha sonra [[Erzurum Kongresi]] üyelerinin de Sivas'a katılmak üzere hareket edeceği belirtilmiştir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ataturk.net/mmuc/amasya.html | başlık = ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919) | erişimtarihi = 29 Temmuz 2016 | yayımcı = ataturk.net | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160201090309/http://www.ataturk.net:80/mmuc/amasya.html | arşivtarihi = 1 Şubat 2016}}</ref>
 
==== Erzurum Kongresi ====
[[Kâzım Karabekir|Kâzım Karabekir Paşa]] tarafından [[Erzurum]]'da toplanan Doğu İlleri Müdafaa-i Hukuk Kongresine ([[Erzurum Kongresi]]) katıldı.<ref>[http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=Nutuk&IcerikNo=42 23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi, Atatürk Araştırma Merkezi web sayfası.] 11 Temmuz 2009 tarihinde ulaşıldı.</ref> Kongre üyelerinin ısrarıyla, OsmanlıMustafa ordusundanKemâl paşa “Osmanlı ordusundan” istifa etti ve Kongre başkanlığına seçildi. Bu kongrede millî sınırlar içinde vatanın bölünmez bir bütün olduğu, vatanı korumayı ve bağımsızlığı sağlamayı İstanbul hükumeti sağlayamazsa, geçici bir hükumet kurulacağı, Hristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengeyi bozacak ayrıcalık verilemeyeceği, manda ve himayenin kabul edilemeyeceği kararlaştırılmıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ataturk.net/mmuc/erzurum.html | başlık = AMASYA GENELGESİ (BİLDİRİSİ) 21-22 Haziran 1919 | erişimtarihi = 1 Ağustos 2016 | yayımcı = ataturk.net | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160116143903/http://www.ataturk.net:80/mmuc/erzurum.html | arşivtarihi = 16 Ocak 2016}}</ref>
 
==== Sivas Kongresi ====
Satır 274 ⟶ 276:
 
4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplanan [[Sivas Kongresi]]'nde alınan kararları uygulamak amacıyla bir [[Heyet-i Temsiliye|Temsil Heyeti]] oluşturuldu ve başkanlığına da Mustafa Kemal Paşa seçildi.<ref>[http://books.google.com.tr/books?id=EdiFsMEMP7MC&pg=PT101&dq=sivas+kongresi+1919&hl=tr&ei=c4RKTubJGom78gPqz6TOCQ&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=4&ved=0CDYQ6AEwAw#v=onepage&q=sivas%20kongresi%201919&f=false ''Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi'', "Sivas Kongresi", Prof. Dr. İlhan Güneş]</ref>
Kongrede, '''Mondros Ateşkes''' Antlaşması'nın imzalandığı gün işgale uğramamış vatan topraklarının bir bütün olduğu ve birbirinden ayrılamayacağı vurgulanmıştır. Kuvay-i Milliye'nin tek kuvvet olarak tanınması ve millî iradenin egemen kılınmasının esas olduğu belirtilmiştir. Millî iradeyi temsil etmek üzere Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin derhal toplanması ve hükumet kararlarının meclisin denetimine sunulması istenmiştir. '''Sivas''' Kongresinde bütün millî cemiyetler '''Anadolu ve Rumeli''' Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altındaadıyla birleştirilmiştir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.sivas.gov.tr/ataturk-ve-ilimiz | başlık = Atatürk ve ilimiz | erişimtarihi = 29 Temmuz 2016 | yayımcı = Sivas Valiliği | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160402182618/http://sivas.gov.tr/ataturk-ve-ilimiz | arşivtarihi = 2 Nisan 2016}}</ref>
 
==== TBMM'nin açılışı ====
27 Aralık 1919'da [[Ankara]]'da heyecanla karşılandı. Bu dönemde, Osmanlı topraklarının paylaşılması sürecinin son aşaması olup "Amerikan Mandası" olarak dile gelen dış politika sorunu da tartışılarak reddedilmiştir. Aralık 1919 tarihini taşıyan son ABD teklifinde<ref>[http://en.calameo.com/read/0023338636d2f3c39012e ABD teklifi].</ref> "geniş bir Ermenistan yanında bir Türk Devleti" kurulması stratejik hedef olarak ortaya konmuştur. Osmanlı [[Meclis-i Mebusan]]ı'nın Mart 1920'de işgal güçlerince basılması ve önde gelen vatanperver mebusların tutuklanması üzerinetutuklanmıştır. '''23 Nisan 1920'de'' Ankara'da [[Türkiye Büyük Millet Meclisi]]'nin açılmasını sağladıaçıldı. [[Erzurum]] mebusu sıfatıyla Meclis ve Hükûmet Başkanlığına seçildi. [[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]] bir kurucu meclis gibi çalışarak Millî Mücadele'yi yürütecek olan Anadolu hükümetinin altyapısını kurdu.
 
=== Hâkimiyetin sağlanması ===
Satır 287 ⟶ 289:
[[Dosya:Kemal Paşa ve İsmet Paşa II. İnönü Muharebesi'nden sonra askerleri teftişte.jpg|220px|küçükresim|Kemal Paşa ve İsmet Paşa II. İnönü Muharebesi'nden sonra askerleri teftişte.]]
İngiltere başbakanı [[Lloyd George]]'a göre [[Yunanistan]] büyümeli ve [[İngiltere]] ile menfaatleri birleştirilmeliydi. Yunanistan boğazları Avrupa'ya açık tutmalı, Akdeniz'de [[İngiltere]]'nin çıkarlarına uygun davranmalıydı. Eğer böyle davranmazsa İngiliz donanması onu uslandırmak için yeterdi. [[Sevr Antlaşması]]'nın kuvvet kullanılmadan uygulanamayacağı anlaşılmıştı. [[İtilaf Devletleri]] ise kuvvet kullanacak halde değildi. İtilaf Devletleri, Yunanları yalnız Türk illerini alıp kendi vatanına katmak için değil, kendi davalarını da yürütmek için Anadolu'ya çıkardı. Ancak İtilaf Devletleri de Türkiye'ye karşı uygulanacak politikalarda artık beraber değildir. İtalya, Yunanların Anadolu'ya yerleşmesinden dolayı rahatsızdı. [[Fransa]] ise [[Suriye]]'deki toprak kazançlarını yeterli görmektedir. Artık Yunanlar kendi ordularıyla Anadolu'ya boyun eğdirmek zorundadır. Mustafa Kemal de Yunan ordusunu yenerse, Türkiye'yi kurtarmış olacaktır.<ref>Falih Rıfkı Atay, Çankaya (2010), Pozitif Yayınları, s. 310-311-312, ISBN 978-975-6461-05-5</ref>
6 Ocak 1921 günü [[Bursa]]’dan [[Eskişehir]]'e ve [[Uşak]]’tan [[Afyonkarahisar (il)|Afyon]]'a doğru iki kol hâlinde ileri harekâta başlayan Yunan Ordusu, 9 Ocak'ta [[İnönü, Eskişehir|İnönü]] mevzilerine kadar ilerledi. Ancak Türk Ordusu'nun savunması karşısında ileri gidemeyeceklerini anlayarak, 11 Ocak 1921 sabahı İnönü mevzilerinden çekilmek zorunda kaldı. Birinci İnönü Muharebesi düzenli ordunun ilk zaferi olduğundan [[Kuva-yi Milliye]]'den düzenli orduya geçiş hızlanmış, halkın yeni kurulan orduya güveni artmıştır. Bu başarı bütün dünyanın dikkatini çekmiş; [[İtilaf Devletleri]], 26 Ocak 1921'de Osmanlı Devleti'nin Londra'ya''Londra’ya''' bir heyet göndermesini ve bu toplantıda Ankara Hükûmeti'nden de temsilci bulundurulmasını istemişlerdir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/Birinci_Inonu_Zaferi/Birinci_Inonu_Zaferi.html | başlık = Birinci İnönü Muharebesi ve Zaferi ( 09-11 Ocak 1921) | yayıncı = Genelkurmay Başkanlığı | erişimtarihi =17 Ağustos 2011| arşivurl = http://web.archive.org/web/20160303232935/http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/Birinci_Inonu_Zaferi/Birinci_Inonu_Zaferi.html | arşivtarihi = 3 Mart 2016}}</ref>
 
Birinci İnönü zaferinden sonra İtilaf Devletleri [[Sevr Antlaşması]]'nda Türklerin yararına bir değişiklik yapılmasını görüşmek için Londra'da bir konferans toplanmasına karar vermişlerdir. 21 Şubat-11 Mart 1921 tarihleri arasında yapılan konferansta, Türkler yararına“yararına bir sonuç çıkmamış, mücadele devam etmiştir. '''Yunanistan''' , [[Londra Konferansı (1921)|Londra Konferansı]] bitmeden, Anadolu'da yeni bir saldırı yapmak üzere hazırlıklara başlamıştır. 23 Mart 1921 günü sabah erken saatlerde, 3“3. Yunan Kolordusu'nun Batı Cephesinden, 1. Yunan Kolordusu'nun da Güney Cephesinden ileri harekete geçmesiyle muharebelerharekât başlamıştır. 23 Mart-1 Nisan '''1921''' arasında meydana gelen [[İkinci İnönü Muharebesi]] tekrar Türk“Türk kuvvetlerininkuvvetlerinin” zaferiyle sona ermiştir. Bu zaferden sonra Fransızlar [[Zonguldak]]'tan, İtalyanlar da Güney Anadolu'dan askerlerini çekmeye başlamıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/Ikinci_Inonu/Ikinci_Inonu_Muharebesi.html | başlık = İkinci İnönü Muharebesi (23 Mart - 1 Nisan 1921) | yayıncı = Genelkurmay Başkanlığı | erişimtarihi =17 Ağustos 2011| arşivurl = http://web.archive.org/web/20151120012041/http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/Ikinci_Inonu/Ikinci_Inonu_Muharebesi.html | arşivtarihi = 20 Kasım 2015}}</ref>
 
==== Kütahya-Eskişehir Muharebeleri ====
İnönü muharebelerinde savunma taktiği uygulayan Türk Ordusu, Aslıhanlar-Dumlupınar çarpışmalarında ise henüz saldırı gücüne ulaşamadığını göstermişti. Bu durumdan yararlanmaya karar veren Yunan Ordusu İnönü, Eskişehir, Afyon ve Kütahya arasındaki çizgide yer alan Türk mevzilerine yüklenerek buraları işgal etmek ve Ankara'ya kadar ilerlemek istiyordu. Takviye birliklerle iyice güçlenen Yunan Ordusu 10 Temmuz 1921'den itibaren saldırıya geçti ve 20 Temmuz'a kadar yaptıkları saldırılarla '''Türk''' Ordusu'nu geri çekilmeye zorladı. Mustafa KemalKemâl Paşa, '''Türk''' Ordusunun [[Sakarya Nehri|Sakarya Irmağı]]'nın doğusuna kadar çekilmesini emretti. Böylece vakit kazanılacaktı. Bu savaşlar sonunda Eskişehir, Kütahya, Afyon gibi büyük stratejik bölgeler elden çıktı. '''TBMM'de'' moral bozukluğu yaşandı ve sert tartışmalar meydana geldi. Ancak Yunan Ordusu büyük“büyük ateş ve silah üstünlüğüne rağmen, Türk“Türk Ordusunu yok edememişti. Türk Ordusu, güvenli bir şekilde [[Sakarya Nehri|Sakarya]]'nın doğusuna çekilmişti.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ataturk.net/mmuc/kutahya.html | başlık = Kütahya - Eskişehir Savaşları | yayıncı = ataturk.net | erişimtarihi =17 Ağustos 2011| arşivurl = http://web.archive.org/web/20150904012304/http://www.ataturk.net:80/mmuc/kutahya.html | arşivtarihi = 4 Eylül 2015}}</ref>
 
[[Kütahya-Eskişehir Muharebeleri]] sonrasında Büyük Millet Meclisi içinde iktidara yani Mustafa KemalKemâl Paşa'ya karşı tepkiler artmaya başladı. Bu muhalefeti yöneltenler ordunun başına geçmesi için Mustafa KemalKemâl Paşa'ya baskı yapmaya başladı. Gerçek niyetleri ise O'nu [[Ankara]]'dan uzaklaştırmak ve [[Enver Paşa]]'nın iktidarını sağlamaktı. Mustafa KemalKemâl Paşa, 4 Ağustos 1921 günü [[Türkiye Büyük Millet Meclisi|Büyük Millet Meclisi]]'nde yaptığı konuşmayla başkomutan'''Başkomutan''' olmayı kabul ettiğini ancak başkomutanlığın faydalı olabilmesi için Meclis'in ordu ile ilgili yetkilerini '''üç ay süreylesüre''' kendisindeile toplayacaksınırlı bir '''kanun''' çıkartılması gerektiğini açıkladı. Paşa'nın başkomutanlığını isteyenlerin bu şekilde hayalleri suya düşürülmüş oldu. 5 Ağustos 1921 günü [[oy birliği]] ile çıkartılan yasa ile Mustafa KemalKemâl Paşa, TBMM“TBMM Orduları Başkomutanlığı'nana” getirildi.<ref>Turgut Özakman, Şu Çılgın Türkler (2005), Bilgi Yayınevi, 166. Baskı, s. 231-238</ref>
 
==== Sakarya Meydan Muharebesi ====
Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlığa geçmesinin hemen ardından yayınladığı [[Tekâlif-i Milliye Emirleri]] ile halkı ordunun donatılması için seferberliğe çağırdı. 12 Ağustos'ta [[Polatlı]]'da teftiş yaparken attanat üzerinden düştü ve kaburga kemiği kırıldı.<ref>[http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=807 Atatürk Araştırma Merkezi - Sakarya Meydan Muharebesi'nin Yankıları (Melhâme-i Kübrâ Büyük Kan Seli veya büyük Savaş Alanı)]</ref> Detaylı iyi bir tedavi göremeden kısa zamanda görevine devam etti. 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihlerinde yapılan [[Sakarya Meydan Muharebesi]]'nde Yunan Ordusu'nun hücum gücü tükendi.<ref name="Sakarya Meydan Muharebesi">{{Web kaynağı | url = http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/Sakarya_Meydan_Muharebesi/Sakarya_Meydan_Muharebesi.htm | başlık = SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ ( 23 AĞUSTOS-13 EYLÜL 1921 ) | tarih = | yayımcı = Genelkurmay Başkanlığı | erişimtarihi = 26 Eylül 2011 | arşivengelli = evet}}</ref> Türk Ordusu ani bir taarruzla Yunan Ordusunu Sakarya Nehri'nin doğusundan çıkarmayı başardı. Bu zaferden sonra 19 Eylül 1921'de Büyük Millet Meclisi Başkomutan“Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'yı” oy birliğiyle [[Müşîr]] (bugünkü ismiyle [[Mareşal (Türkiye)|Mareşal]]) rütbesine terfi ettirdi .ve [[Gazi (askeriye)|Gazi]] unvanı verdi.<ref>[http://books.google.com/books?id=EdiFsMEMP7MC&pg=PT174&dq=sakarya+mare%C5%9Fal+gazi&hl=en&ei=mdhHTof1L86Qswb3o8WzCQ&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=5&ved=0CD4Q6AEwBA#v=onepage&q&f=false ''Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi'', "Sakarya Savaşı", Prof. Dr. İlhan Güneş]</ref>
Sakarya Meydan Muharebesi sonunda Türk ordusunun zayiatı; 5713 şehit, 18.480 yaralı, 828 esir ve 14.268 kayıp olmak üzere toplam 49.289'dur. Yunan ordusunun zararı; 3758 ölü, 18.955 yaralı, 354 kayıp olmak üzere toplam 23.007'dir.<ref name="Sakarya Meydan Muharebesi"/>
 
Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra, 13 Ekim 1921'de [[Ankara Hükûmeti]] ile Güney Kafkas Cumhuriyetleri arasında [[Kars Antlaşması]] imzalandı. Böylece Türkiye'nin doğu sınırı tamamen güvenlik altına alındı. Fransa ise '''TBMM Hükûmeti''' ile 20 Ekim 1921’de [[Ankara Antlaşması (1921)|Ankara Antlaşması]]'nı imzaladı. Bu antlaşma ile Fransa , TBMM Hükûmeti'ni tanıdı ve Hatay-İskenderun dışında, Türkiye'nin bugünkü güney sınırı çizildi. Antlaşma sayesinde güney cephesi güvenli duruma geldiğinden buradaki Türk birlikleri de Batı Cephesi'ne kaydırıldı. İtalyanlar ise, Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde tutunamayacaklarını anlayarak 1921 yılı sonuna kadar işgal ettikleri yerlerden çekildi. Sakarya Meydan Muharebesi sonrasında İngiltere de Ankara'yı tanıyarak TBMM ile,tanıdı 23 Ekim 1921 tarihinde tutsakların serbest bırakılması konusunda antlaşma yapıldı.<ref name="Sakarya Meydan Muharebesi"/>
 
==== Büyük Taarruz ====
[[Dosya:Sedat Simavi cartoon Jul 1922.JPG|küçükresim|220px|''Beykoz konferansına doğru. Paşa: N'aber Çorbacı Kosti, eşyalarınla nereye gidiyorsun? Çorbacı Kosti: Yeni konferansa, kuklamı oynatmak için.''<br />[[Sedat Simavi]]'nin (1896-1953) Yunan kralı [[I. Konstantin (Yunanistan kralı)|I. Konstantin]]'i ve Anadolu Türk kuvvetlerinin lideri Mustafa Kemal'i gösteren siyasi karikatürü.]]
[[Dosya:Kocatepe1922.jpg|küçükresim|220px|sol|Başkomutan Müşîr Gazi Mustafa Kemal Paşa Kocatepe'de. (26 Ağustos 1922)]]
Tam '''1 yıl''' süren taarruz hazırlıkları sonucunda, '''26 Ağustos 1922''' sabahı büyük bir dikkatle hazırlanan taarruz planı uygulamaya konuldu. 26-30 Ağustos 1922’de'''1922''' yapılan [[Büyük Taarruz]], '''Kurtuluş Savaşısavaşı’nın'nın'' son aşamasıdır. '''30 Ağustos''' günü [[Başkomutanlık Meydan Muharebesi]]'nde bir gün içinde Yunan Ordusunun büyük bir bölümü imha edildi. 31 Ağustos'ta Mustafa“Mustafa KemalKemâl PaşaPaşa” komutanlarını Çalköy'deki<!--Çalköy, Aslanapa--> karargâhında toplayarak kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızlı bir şekilde takip edilmesini ve İzmir ile civarındaki kuvvetleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege'ye doğru ilerlenmesini emretti. 1 Eylül günü Başkomutan Mustafa KemalKemâl paşa bir bildiri yayımlayarak ordulara şu emrini verdi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!”.<ref name="9 Eylül 1922 İzmir'in Kurtuluşu"/>
 
Türk Ordusu 2 Eylül’de [[Uşak]]’ı geri aldı. Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General [[Nikolaos Trikupis]] esir edildi. 9 Eylül'de '''Türk''' Süvarileri İzmir'e girdi. 18 Eylül 1922'ye kadar yapılan Takip Harekâtıyla tüm Batı Anadolu’dakiAnadolu’da Yunan“Yunan birlikleri sınır“sınır dışına çıkarıldı. Türk ordusunun kazandığı bu başarı, [[Mudanya Ateşkes Antlaşması]]’na giden süreci başlattı.<ref name="9 Eylül 1922 İzmir'in Kurtuluşu">{{Web kaynağı | url = http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/Izmirin_Kurtulusu/Izmirin_Kurtulusu.htm | başlık = 9 Eylül 1922 İzmir'in Kurtuluşu | yayıncı = Genelkurmay Başkanlığı | erişimtarihi =17 Ağustos 2011| arşivurl = http://web.archive.org/web/20160304002726/http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/Izmirin_Kurtulusu/Izmirin_Kurtulusu.htm | arşivtarihi = 4 Mart 2016}}</ref>
 
[[Karşıyaka]]'da Mustafa Kemal'inKemâl paşa’nın, kalması için yakınları Yunanların elinde esir olan bir baba-oğul evlerini hazırlamıştır. Bu evde daha önce Yunan Kralı Konstantin de kalmış, eve merdivenlerde ayakları altına serilen [[Türk bayrağı]]nı çiğneyerek girmiştir. Bu kez baba-oğul merdivenlere [[Yunanistan bayrağı|Yunan bayrağı]]nı sermiştir. Fakat Mustafa KemalKemâl Paşa eve girecekkengirecek olduğu sırada "Lütfedin, bu karşılıklaVe bu lekeyibayrağı silin!"Çiğneyin denilmiştirdemiştir. Mustafa KemalKemâl Paşa da "O, geçmişse hata etmiş;etmiştir. bir milletin onuru olan bayrak çiğnenmez, ben onun hatasını tekrar etmem. Bayrağı kaldırın yerden." diyerek bayrağı kaldırtmıştır.<ref>''Atatürk: Ben de Bir İnsanım'', Çetin Yetkin [http://books.google.com/books?id=4kqEdRjWhkkC&pg=PA14&dq=atat%C3%BCrk+yunan+bayra%C4%9F%C4%B1&hl=en&ei=GIJLTon-GpHVsgbOpKT8Bg&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=1&ved=0CDAQ6AEwAA#v=onepage&q=atat%C3%BCrk%20yunan%20bayra%C4%9F%C4%B1&f=false s. 14-15]</ref>
 
İzmir kurtarıldıktan sonra asıl sorun, [[İstanbul]] ve Boğazlar Bölgesi'nde sürmekte olan [[İtilaf Devletleri|Müttefik Kuvvetler]] işgalinin sona erdirilmesidir. Türk kuvvetleri derhal Çanakkale'ye yönelerek buraların Trakya dahil boşaltılmasını talep ederler. İngiltere buna ek donanma (ki içlerinde zamanın en modern 2 adet uçak gemisi bulunmaktadır) ve kara kuvveti göndererek cevap verir.<ref>[http://en.calameo.com/read/0023338633a8f32697993 Millî Mücadelede İşgal Kuvvetleri]</ref> Aynı şekilde ABD Başkanı da 28 Eylül 1922 günü 13 yeni savaş gemisinin Türkiye'ye komşu denizlere gönderilmesini emredecektir.<ref>[http://en.calameo.com/read/00233386370227ae13dd9 İzmir'in Kurtuluşundan sonra Gönderilen ABD Savaş Gemileri]</ref> [http://en.calameo.com/read/002333863fb6e32e948b6 1908-1923 arasında komutanı Amiral Bristol olan USS Scorpion] gemisinin, istihbarat yapmak suretiyle Lozan Antlaşması yapılana kadar devamlı [[İstanbul]]'da bulunduğu da anlaşılmaktadır.
Satır 319 ⟶ 321:
[[Dosya:Mustafa Kemal Pasha Time magazine Vol. I No. 4 Mar. 24, 1923.jpg|küçükresim|150px|24 Mart 1923 tarihli ''[[Time]]'' dergisinin kapağı.]]
 
Mudanya Ateşkes Antlaşması'ndan sonra barış görüşmelerinin yapılması için tarafsız bir ülke olan [[İsviçre]]'nin Lozan şehri seçilmiştir. Türkiye'yi [[İsmet İnönü]] temsil etmiştir. Konferans 20 Kasım 1922 günü toplanmış ve anlaşmazlık sonucu 4 Şubat 1923'te görüşmeler kesilmiştir. 23 Nisan 1923'te görüşmeler tekrar başlamış ve 24 Temmuz 1923'te [[Lozan Antlaşması]] imzalanmıştır. Lozan Antlaşması'nda 20 Ekim 1921'de Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması'ndaki güney sınırı aynen korunmuştur. Irak sınırı çizilememiş ve 9 ay zarfında çözülmesi kararlaştırılmıştır. Meriç Nehri Yunanlarla olan sınır kabul edilmiştir. [[Karaağaç]] ve çevresi savaş'''Savaş tazminatı''' olarak Türkiye'ye verilmiştir. [[Ege Denizi]]'ndeki [[Bozcaada]] ve [[Gökçeada]] Türkiye'ye verilmişverilmiştir, Yunanların elinde kalan Anadolu'ya yakın adaların silahsızlandırılmasına karar verilmiştir. Kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır. '''1845 yılı'''ten Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar olan '''Osmanlı İmparatorluğuDevleti’nin'nun'' borçları sermaye üzerinden yeniden hesaplanarak azaltılmıştır. '''Borçlar''' Osmanlı'dan ayrılan devletleredevletlerin gelirlerine orantılı olarak bölüştürülmüştür. Türkiye'ninye borçlarıdüşen Osmanlı’dan kalan borç ise Türk parası veya Fransızyada frangıfrang üzerinden ödeme teklifi kabul edilmiştir. Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlardan serbest geçiş sağlanmış, Boğazlar Komisyonu kurulmuş, Boğazlar ve civarının askersiz hale getirilmesi sağlanmıştır. İstanbul'da yaşayan Rumlarla Batı Trakya'da yaşayan Türkler hariç, Türkiye'deki''Türkiye’de bulunan''' bütün Rumlarla'''Rumlar ,'''Yunanistan'daki bütün'''Türkler''' Türklerinile yer değiştirmesideğiştirilmesi “mübadele” onaylanmıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ataturk.net/mmuc/lozan.html | başlık = LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI | tarih = | yayımcı = Ataturk.net | erişimtarihi = 3 Ağustos 2016 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160109163845/http://www.ataturk.net:80/mmuc/lozan.html | arşivtarihi = 9 Ocak 2016}}</ref> Böylece '''Kurtuluş Savaşı,savaşı sonrası''' 24 Temmuz 1923'te tarihin’de imzalanan [[Lozan Antlaşması]]'yla sonuçlanmıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/lozan_baris_konferansi/lozan_baris_konf.html | başlık = Lozan Barış Konferansı (24 Temmuz 1923) | tarih = | yayımcı = Genelkurmay Başkanlığı | erişimtarihi = 15 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160304092759/http://www.tsk.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_8_Turk_Tarihinde_Onemli_Gunler/lozan_baris_konferansi/lozan_baris_konf.html | arşivtarihi = 4 Mart 2016}}</ref> Bu antlaşma ile [[Sevr Antlaşması]] yürürlükten kalkmış, [[Türkiye]] Lozan Antlaşması temelleri üzerine kurulmuşturkaldırılmıştır.
 
== Cumhuriyetin ilanı ==
Satır 327 ⟶ 329:
[[Dosya:Atatürk Konya'da (1923).jpg|küçükresim|220px|Kemal Paşa Konya'da. (22 Mart 1923)]]
 
SaltanatMustafa kaldırıldıktan sonra MustafaKemâl Kemalpaşa [[15 Ocak]] [[1923]]’te [[Eskişehir]]’de’“''Bütün hükümetcihan sistemleritarihinde konusundave yaptığıbugün konuşmadade cumhuriyetedünya karşıyüzünde çıkıyormutlakiyet veidaresine, cumhuriyetmeşruti ileidareye meşrutitesadüf monarşi arasındaediyoruz, bir fark olmadığını şude ifadelerlecumhuri beyanhükümetler ediyor:görüyoruz.''
 
“''Bütün cihan tarihinde ve bugün de dünya yüzünde mutlakiyet idaresine, meşruti idareye tesadüf ediyoruz, bir de cumhuri hükümetler görüyoruz.''
 
''Bildiğimiz meşruti ve cumhuri hükümetler teşkilatı kuvvetler ayrılığı esasına dayalı kabul edilmektedir. Biz kuvvetler birliği esasına dayanarak hükümet tesis ettik… Bence hakikatte kuvvetler ayrılığı yoktur, kuvvetler birliği vardır. Şer’i hükümlere uygunluk noktasından değerlendirmek isterseniz, hatırlatayım ki, bizim şer’i hükümlerimizde belli bir hükümet şekli ifadesi yoktur. Cumhuriyet, mutlakiyet şekilleri gibi bir şekil tespit olunmamıştır…''”<ref>Sedat Yazıcı ile Fatih Yazıcı, Tarihsellik ve Kuramsallık Arasında: 1921 ve 1924 Anayasalarında Kuvvetler Birliği/Ayrılığı Tartışması, bilig, güz 2011 59. sayı, sayfa: 248</ref><ref>Taha Akyol, Atatürk'ün İhtilal Hukuku, 1. baskı, sayfa: 304</ref>
 
Mustafa Kemal muhalefetin güçlendiği, seçimlerin ne zaman olacağı belirsizliğini korurken yasama ve yürütmenin başında bulunduğu konjonktürde, [[19 Ocak]] [[1923]]’te [[İzmit]]’te meclis hükümeti sistemini savunuyor ve cumhuriyetten üstün olduğunu şöyle açıklıyor:
Satır 339 ⟶ 337:
[[2 Şubat]] [[1923]]’te [[İzmir]]’de yaptığı konuşmada Mustafa Kemal cumhuriyetle meşruti monarşi arasında çok ufak bir fark olduğunu şöyle ifade ediyor:
 
“''Mutlakiyet hükümetleri vardır, meşrutiyet hükümetleri vardır, cumhuriyet hükümetleri vardır. Bugün dünya üzerinde gördüğümüz şekillerdir. Fakat bütün bu isimleri iki sınıf ile ifade edebiliriz. Şahsi saltanat vardır veyahut meşruti saltanat vardır. Ben bu ifade tarzımla cumhuriyetle meşruti saltanat arasında çok ufak bir fark gördüm… Bence saltanat, cumhuriyet şeklinde belirli zaman için değişmez salahiyetlere sahip geçici bir sultan vardır. Diğerinde ise ömrü oldukça sultanlık eden ve öldükten sonra da evladına veyahut akraba ve yakınlarına miras olarak kalan sultanlık vardır…''”<ref>Taha Akyol, Atatürk'ün İhtilal Hukuku, 1. baskı, sayfa: 306</ref>
 
Mustafa Kemal, cumhuriyetin ilan edileceğini ilk defa [[22 Eylül]] [[1923]] günü ''[[Wiener Neue Freie Presse]]'' muhabirinin başkentin neresi olacağına dair sorduğu soruya verdiği cevapta ifade etmiştir:
Satır 345 ⟶ 343:
“''[[Türkiye]]’nin payitahtı meselesine gelince. Bunun cevabı kendiliğinden ortaya çıkar: [[Ankara]] Türkiye Cumhuriyeti’nin payitahtıdır.''”<ref>Atatürk'ün Bütün Eserleri, cilt 16, sayfa: 118</ref>
 
Millî Mücadele sonrasında Türkiye'de iki başlı bir yönetim ortaya çıkmıştır. '''TBMM''' 1 Kasım 1922'de Osmanlı saltanatınısaltanat lağvedipsultanlık Vahdettin'ikralığı tahttanlavğ indirereketmiştir. İstanbul hükûmetinin hukuki varlığına son verdiverilmiştir. 16 Ocak 1923'te [[İzmit]] Hünkâr Kasrı'nda [[İstanbul]]'dan gelen gazetecilerle mülakat yapıldığında ''[[Vakit (gazete)|Vakit]]'' başyazarı [[Ahmet Emin Yalman|Ahmet Emin Bey]] (Yalman)'in Kürt meselesi hakkında sorusuna karşı 'Başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmektense, bizim [[Teşkilat-ı Esasiye Kanunu]] gereğince zaten bir tür mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir' diyerek Kürtlere özel statü tanımamak için ihtiyatlı davrandı.<ref>'İstanbul'dan gazetecilere İzmit Kasrı'nda Mülakat', ''Atatürk'ün Bütün Eserleri'', Cilt: 14 (1922-1923), s. 273-274.</ref>
Millî Mücadele sonrasında Türkiye'de iki başlı bir yönetim ortaya çıkmıştı.<ref>Ergil, Doğu. ''Millî Mücadelenin sosyal tarihi'' (1981), Turhan Kitabevi</ref>
TBMM 1 Kasım 1922'de Osmanlı saltanatını lağvedip Vahdettin'i tahttan indirerek İstanbul hükûmetinin hukuki varlığına son verdi. 16 Ocak 1923'te [[İzmit]] Hünkâr Kasrı'nda [[İstanbul]]'dan gelen gazetecilerle mülakat yapıldığında ''[[Vakit (gazete)|Vakit]]'' başyazarı [[Ahmet Emin Yalman|Ahmet Emin Bey]] (Yalman)'in Kürt meselesi hakkında sorusuna karşı 'Başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmektense, bizim [[Teşkilat-ı Esasiye Kanunu]] gereğince zaten bir tür mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir' diyerek Kürtlere özel statü tanımamak için ihtiyatlı davrandı.<ref>'İstanbul'dan gazetecilere İzmit Kasrı'nda Mülakat', ''Atatürk'ün Bütün Eserleri'', Cilt: 14 (1922-1923), s. 273-274.</ref>
 
8 Nisan 1923'te, yayımlanan [[Dokuz Umde]] ile Gazi Mustafa Kemal yeni rejimin temelini oluşturacak olan [[Cumhuriyet Halk Fırkası|Halk Fırkası]]'nın temellerini attı.<ref name=zurcher1>Zürcher, Erik Jan. ''Turkey: a modern history'' (2004), I.B.Tauris, s. 195</ref> Nisan ayında yapılan İkinci Meclis seçimlerine sadece [[Cumhuriyet Halk Fırkası|Halk Fırkası]]'nın katılmasına izin verildi. Mebus adayları fırkanın genel başkanı sıfatıyla Gazi Mustafa Kemal tarafından belirlendi.
 
8 Nisan 1923'te, yayımlanan [[Dokuz Umde]] ile Gazi Mustafa KemalKemâl paşa yeni parlementer rejimin temelini oluşturacak olan [[Cumhuriyet Halk Fırkası|Halk Fırkası]]'nın temellerini attı.<ref name=zurcher1>Zürcher, Erik Jan. ''Turkey: a modern history'' (2004), I.B.Tauris, s. 195</ref> Nisan ayında yapılan İkinci Meclis seçimlerine sadece [[Cumhuriyet Halk Fırkası|Halk Fırkası]]'nın katılmasına izin verildikatıldı. Mebus adayları fırkanın genel başkanı sıfatıylaMareşâl Gazi Mustafa KemalKemâl paşa tarafından belirlendi.
25 Ekim 1923 günü aynı anda hem Başbakanlık hem de İçişleri Bakanlığı görevlerini yürüten Fethi Bey, İçişleri Bakanlığını bıraktığını açıkladı. Aynı gün Meclis İkinci Başkanlığı görevini yapan [[Ali Fuat Cebesoy|Ali Fuat Paşa]] da ordu müfettişliğine atandığı için görevinden ayrıldı. Bu iki boş koltuk için yapılan seçimleri Gazi Mustafa Kemal'e muhalif olan milletvekilleri kazandı. Meclis İkinci Başkanlığına [[Rauf Orbay|Rauf Bey]], İçişleri Bakanlığına Sabit Bey seçildiler. Bu durumdan hoşnut olmayan Gazi Mustafa Kemal, 26 Ekim 1923'te Başbakan Fethi Bey'den "Erkan-ı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili" [[Fevzi Çakmak|Fevzi Paşa]]'nın dışında hükûmetin istifa etmesini ve istifa edenlerin yeniden seçilirlerse görevi kabul etmemesini istedi. Böylece bir hükûmet krizi çıkmış oldu. Yeni bakanlar kurulu üyelerinin 29 Ekim günü seçileceği duyuruldu.
 
25 Ekim 1923 günü aynı anda hem '''Başbakanlık''' hem de '''içişleri''' Bakanlığı görevlerini yürüten Fethi Bey, İçişleri Bakanlığını bıraktığını açıkladı. Aynı gün Meclis İkinci Başkanlığı görevini yapan [[Ali Fuat Cebesoy|Ali Fuat Paşa]] da ordu müfettişliğine atandığı için görevinden ayrıldı. Bu iki boş koltuk için yapılan seçimleri Gazi Mustafa Kemâl’e muhalif olan milletvekilleri kazandı. Meclis İkinci Başkanlığına [[Rauf Orbay|Rauf Bey]], İçişleri Bakanlığına Sabit Bey seçildiler. Gazi Mustafa Kemâl paşa, 26 Ekim 1923'te '''Başbakan''' Fethi Bey'den "Erkan-ı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili" [[Fevzi Çakmak|Fevzi Paşa]]'nın dışında hükûmetin istifa etmesini İstedi. Bir hükûmet krizi çıkmış oldu. Yeni bakanlar kurulu üyelerinin 29 Ekim günü seçileceği duyuruldu. Bu gelişmeler üzerine "Cumhuriyet İlanı" ile işi kökünden çözmeye karar veren Gazi Mustafa KemalKemâl paşa 28 Ekim 1923 gecesi [[Çankaya Köşkü|Çankaya]]'da [[İsmet İnönü|İsmet Paşa]] ve bazı kimseleriyönetimdekileri toplantıya çağırdı ve "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." diyerek kararını açıkladı. Misafirlerin ayrılmasından sonra [[İsmet İnönü|İsmet Paşa]]'yı alıkoydu ve birlikte, [[1921 Anayasası|Teşkilat-ı Esasiye Kanunu]]'nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar. 29 Ekim 1923 Pazartesi günü [[Cumhuriyet Halk Fırkası|Halk Fırkası]] Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunun oluşturulması konusunda tartışıldı. Sorun çözülemeyince, Gazi Mustafa Kemal'denKemâl’den düşüncelerini açıklaması istendi. Gazi Mustafa Kemal,K. Paşa bunalımdan çıkış yolunu Anayasanın değiştirilmesi zorunluluğu ile açıkladı. Cumhuriyetin ilanını hedefleyen tasarıyı da grubun bilgisine sundu. Tasarının parti grubunda kabulünden sonra aynı akşam saat 18.45'te TBMM Genel kurul toplantısı başladı. Anayasa Komisyonu'nun değişiklik ile ilgili rapor ve önergesi genel kurulun onayına sunuldu ve 29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 20.30'da milletvekillerinin alkışları ve "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri ile [[Türkiye|Cumhuriyet]] ilan edildi.<ref>''Türk dünyası araştırmaları, 152. sayı'' (2004), Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, s. 131</ref>
 
== Cumhurbaşkanlığı (1923-1938) ==
[[Dosya:Atatürk halkla beraber (5 Haziran 1928).jpg|küçükresim|220px|Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal [[Arifiye]], [[Sakarya]]'da halkla beraber. (5 Haziran 1928)]]
Cumhuriyetin'''Cumhuriyet’i'''n ilanının ardından yapılan cumhurbaşkanlığı'''Cumhurbaşkanlık''' seçiminde oylamaya katılan 158 milletvekilinin tamamının oyları ile [[Balâ]] milletvekili<ref>[http://arsiv.sabah.com.tr/2005/08/05/yaz27-50-110.html YavuzMareşâl Donat,Gazi SabahMustafa Gazetesi,Kemâl 05/08/2005]</ref><ref>[http://www.balabirlik.com/haber-5-ataturk-bala-milletvekili.html "Atatürk Bala Milletvekili"] Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç, Atatürk Araştırma Merkezi Müdürü, Balabirlik.com</ref> Gazi Mustafapaşa Kemal, [[Türkiye]]'nin ilk cumhurbaşkanı'''Cumhurbaşkanı''' seçildi.<ref>Can Dündar,olarak YükselenTürkiye BirBüyük Deniz,Millet İmgeMeclisi Kitabevi,tarafın’dan S:120-145</ref> seçildi. '''Atatürk''' kendi deyişiyle Türkiye'yi "muasır medeniyet seviyesine çıkarmak" amacıyla Ömrünün tamamı’nı Milleti için, bir dizi köklü değişime imza attıatmıştır.
 
[[1924 Anayasası]] gereğince TBMM 29 Ekim 1923'teki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra üç defa daha (1927, 1931, 1935 yıllarında) Gazi Mustafa Kemal'iKemâl’i tekrar cumhurbaşkanlığına seçti.<ref>[http://wwwseçilmiştir.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm]</ref> Atatürk'ün''Atatürk’ün Cumhurbaşkanlık''' cumhurbaşkanlığı döneminde [[İsmet İnönü]], '''Fethi Okyarokyar''' ve [[Celâl Bayar]] başbakanlık'''Başbakanlık''' yapmıştır. Bu dönem içerisinde en fazla süre görevde kalan ve en fazla hükûmet kuran isim [[İsmet İnönü]]'dür. Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı süresince kurulan hükûmetler sırası ile [[1. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|1. T.C. Hükûmeti]], [[2. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|2. T.C. Hükûmeti]], [[3. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|3. T.C. Hükûmeti]], [[4. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|4. T.C. Hükûmeti]], [[5. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|5. T.C. Hükûmeti]], [[6. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|6. T.C. Hükûmeti]], [[7. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|7. T.C. Hükûmeti]] ve [[8. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|8. T.C. Hükûmeti]]'dir.
 
=== İç politika ===
{{Ayrıca bakınız|Atatürkçülük|Atatürk Devrimleri}}
Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledidenetlerdi Halk’ın sorunlarını dinlerdi.<ref>Önder, Mehmet. ''Atatürk'ün yurt gezileri'' (1998), Türkiye İş Bankası</ref>
[[Dosya:Atatürk Samsun-Çarşamba demiryolu temel atma töreni konuşması.jpg|küçükresim|220px|Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Samsun-Çarşamba tren hattının temel atma töreninde konuşuyor. (21 Eylül 1924)]]
 
==== Devrimler ====
[[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]]'de 3 Mart 1924 tarihinde [[Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu]] kabul edilerek, medreseler kaldırılmış ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bütün okullar, [[Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı]]'na bağlanmıştır. Eğitim kurumlarının bir çatı altında toplanmasıyla eğitim millî bir nitelik kazanmıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/inkilaplari/egitim/tevhidi_tedrisat.htm | başlık = TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU VE MEDRESELERİN KALDIRILMASI | tarih = | yayımcı = Millî Eğitim Bakanlığı | erişimtarihi = 25 Nisan 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150510013045/http://www.meb.gov.tr:80/belirligunler/10kasim/inkilaplari/egitim/tevhidi_tedrisat.htm | arşivtarihi = 10 Mayıs 2015}}</ref> Aynı tarihte TBMM'de meclis tarafın’dan kabul edilen bir kanunla halifelik kaldırılmış<ref>{{Web kaynağıve |Atatürk’ün urltalimatı =ile http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/inkilaplari/siyasi/halifelik.htmDiyanet |işleri başlıkBaşkanlığı = HALİFELİĞİN KALDIRILMASI | tarih = | yayımcı = Milli Eğitim Bakanlığı | erişimtarihi = 25 Nisan 2011 | arşivurl = http://webKurulmuştur.archive.org/web/20150103203900/http://www.meb.gov.tr:80/belirligunler/10kasim/inkilaplari/siyasi/halifelik.htm | arşivtarihi = 3Osmanlı OcakSultanı 2015}}</ref>padişah ve Osmanlı HanedanıHanedan üyeleri vatandaşlıktanyurtdışına çıkarılarakgönderilmişlerdir, yurtingiltere dışınagibi sürülmüştür.<ref>{{Webülkelere kaynağı | url = http://wwwgitmişlerdir.osmanlikulubu.com/eng/tarih-hanedan.aspx | başlık = Sürgündeki Hanedan | tarih = | yayımcı = Osmanlı Kulübü | erişimtarihi = 25 Nisan 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20121103060701/http://www.osmanlikulubu.com/eng/tarih-hanedan.aspx | arşivtarihi = 3 Kasım 2012}}</ref>
[[Dosya:Atatürk 1924'te Bursa halkına hitap ediyor.jpg|küçükresim|220px|sol|Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Bursa halkına hitap ediyor. (1924)]]
 
17 Şubat 1925 tarihinde [[aşar vergisi]] kaldırılmıştır. Aşarın getirdiği gelir devletin giderlerinin yüzde otuzuna yaklaşmasına rağmen, köylünün rahatlatılması ve üretimin arttırılması amacıyla bu vergi kaldırılmıştır.<ref>[http://books.google.com/books?id=EdiFsMEMP7MC&pg=PT364&dq=a%C5%9Far+atat%C3%BCrk&hl=en&ei=NptDToWkO5Hwsga32vDMBw&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=2&ved=0CDAQ6AEwAQ#v=onepage&q=a%C5%9Far%20atat%C3%BCrk&f=false ''Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi'', "Aşar Vergisinin Kaldırılması", Prof. Dr. İlhan Güneş]</ref>
 
25 Kasım 1925'te [[Şapka Kanunu]] kabul edildi. Bu kanunla TBMM üyelerine ve devlet memurlarına şapka giyme mecburiyeti getirildi ve Türk halkı da buna aykırı bir davranıştan men edildi.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/389.html | başlık = Şapka İktisası Hakkında Kanun | tarih = | yayımcı = Adalet Bakanlığı | erişimtarihi = 9 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20120810000927/http://www.mevzuat.adalet.gov.tr:80/html/389.html | arşivtarihi = 10 Ağustos 2012}}</ref>
 
30 Kasım 1925'te [[tekke]]lerin, [[Zaviye (din)|zaviyelerin]] ve türbelerin kapatılması kanunu TBMM'de kabul edildi ve 13 Aralık 1925 tarihli [[T.C. Resmî Gazete|Resmî Gazete]]’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.diyanet.gov.tr/turkish/mevzuat/mevzuatkanunicerik.asp?id=1767 | başlık = 677 Sayılı Tekke Ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine Ve Türbedarlıklar İle Bir Takım Unvanların Men Ve İlgasına Dair Kanun | tarih = | yayımcı = Diyanet İşleri Başkanlığı web sitesi | erişimtarihi = 9 Ağustos 2011 | arşivengelli = evet}}</ref>
 
Osmanlı Devleti'nde kullanılan '''saat, takvim ve ölçüler''', Avrupa'daki devletlerden değişik olduğundan, '''sosyal, ticariTicari''' ve resmî'''Resmi''' ilişkileri zorlaştırıyordu. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde farklılığı gidermek için bazı çalışmalar yapılsa da yetersizdi. Cumhuriyet döneminde bu sıkıntıları gidermek için çalışmalara başlandı. 26 Aralık 1925'te çıkarılan bir kanunla [[Hicri Takvim|Hicri]] ve [[Rumi Takvim|Rumi]] takvimlerin yerine [[Miladi Takvim]] kabul edildi ve 1 Ocak 1926'dan itibaren kullanılmaya başlandı. Bunun yanı sıra güneşin batışına göre ayarlanan alaturka saat yerine, çağdaşModern dünyanın kullandığı saat sistemi örnek alındı. Bir gün 24 saate bölünerek günlük hayat düzenlendi.<ref name="Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik">
{{Web kaynağı | url = http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/inkilaplari/toplumsal/takvim_saat.htm | başlık = Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik | tarih = | yayımcı = Millî Eğitim Bakanlığı | erişimtarihi = 11 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160305011924/http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/inkilaplari/toplumsal/takvim_saat.htm | arşivtarihi = 5 Mart 2016}}</ref>
 
1928 yılında milletler arası rakamlar kabul edildi. 1931 yılında çıkarılan bir kanunla önceden kullanılan [[arşın]], [[endaze]], [[okka]] gibi ölçü birimleri kaldırılarak, bu ölçülerin yerine uzunluk ölçüsü olarak metre, ağırlık ölçüsü olarak kilo kabul edildi. Yapılan değişikliklerle ülkede ölçü birliği sağlandı.<ref name="Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik" />
 
1935 yılında çıkarılan bir kanunla, cuma günü olan hafta tatili yerine cumartesi öğleden sonra ve pazar günü hafta tatili olarak belirlenmiştirDünya’daki hafta tatili gibi düzenlendi .<ref name="Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik" />
 
17 Şubat 1926 tarihinde İsviçre Medeni Kanunu'ndanörnek tercümealınarak edilip düzenlenerek'''Türk''' oluşturulan [[Türk Kanunu Medenisi|Medeni Kanun]] kabul edilmiş veolarak 4 Ekim 1926'da yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla Türk aile hayatı,evlilik yenidenvs, düzenlenmiş; çok eşlilik yasaklanmıştır, tek kadınla evlilik, resmî nikâh esası getirilmiş,getirilmiştir. miras konusunda eşitlik sağlanmıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/inkilaplari/hukuk/medeni_ceza.htm | başlık = Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu | tarih = | yayımcı = Millî Eğitim Bakanlığı | erişimtarihi = 17 Temmuz 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160304193323/http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/inkilaplari/hukuk/medeni_ceza.htm | arşivtarihi = 4 Mart 2016}}</ref>
 
1 Mart 1926 tarihinde 1889 İtalyan Zanerdelli Kanunu örnek alınarak hazırlanan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe konuldu.<ref>{{Web kaynağı | url = http://cezahukuku.istanbul.edu.tr/ders-gerecleri/turk-hukuk-reformu-ders-notu.htm | başlık = Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (1926 TCK) | tarih = | yayımcı = İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı | erişimtarihi = 25 Nisan 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20120524003640/http://cezahukuku.istanbul.edu.tr/ders-gerecleri/turk-hukuk-reformu-ders-notu.htm | arşivtarihi = 24 Mayıs 2012}}</ref>
Satır 394 ⟶ 389:
12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla [[Türk Dili Tetkik Cemiyeti]] kurulmuştur. 1934 yılında yapılan kurultayda cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olarak değiştirilmiştir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF2858DA18F4388CDD | başlık = Tarihçe | tarih = | yayımcı = Türk Dil Kurumu | erişimtarihi = 11 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20111228020631/http://www.tdk.gov.tr:80/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF2858DA18F4388CDD | arşivtarihi = 28 Aralık 2011}}</ref>
 
Atatürk’ün talimatıyla kurulan kurumlardan bir diğeri [[Türk Tarih Kurumu]]’dur. Türk tarihtarihi ve medeniyetini araştırmak amacıyla oluşturulan Türk Tarihi Tedkik Heyeti 4 Haziran '''1930''' tarihinde ilk toplantısını yapmış ve yönetim kurulunu seçmiştir. 29 Mart 1931 tarihinde [[Türk Ocakları]]’nın 7. Kurultayı’nda kapatılma kararı alınmasından sonra, 12 Nisan 1931’de Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti ismiyle yeniden örgütlenmiş ve çalışmalarına devam etmiştir. Kurumun adı '''1935''' yılında '''Türk Tarihi Araştırma Kurumukurumu''' olarak daha sonra ise Türk Tarih Kurumu olarak değiştirilmiştir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.ttk.org.tr/index.php?Page=Sayfa&No=1 | başlık = Türk Tarih Kurumu'nu tanıyalım | tarih = | yayımcı = Türk Tarih Kurumu | erişimtarihi = 11 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20130320152255/http://www.ttk.org.tr:80/index.php?Page=Sayfa&No=1 | arşivtarihi = 20 Mart 2013}}</ref>
 
21 Haziran 1934’te çıkarılan [[Soyadı Kanunu]]’na göre her Türk, kendi adından başka, ailesinin ortak olarak kullanacağı bir soyadına sahip olacaktı. Bu '''soyadları Türkçe''' olacak, ahlâka aykırı ve gülünç adlar soyadı olarak alınamayacaktı. Soyadı Kanunu’nun kabulünden sonra 24 Kasım '''1934''' tarihinde [[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]] tarafından,Mareşâl Gazi Mustafa Kemal’eKemâl paşa’ya "Atatürk" soyadı verilmiştir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/inkilaplari/toplumsal/soyadi.htm | başlık = Soyadı Kanunu | tarih = | yayımcı = Millî Eğitim Bakanlığı | erişimtarihi = 11 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150124102102/http://www.meb.gov.tr:80/belirligunler/10kasim/inkilaplari/toplumsal/soyadi.htm | arşivtarihi = 24 Ocak 2015}}</ref><ref>{{haber kaynağı|başlık=Atatürk: Kemal özatlı önderimiz bu soyadını aldı|erişimtarihi=3 Ağustos 2013|gazete=[[Hakimiyet-i Milliye (gazete)|Hakimiyet-i Milliye]]|tarih=25 Kasım 1934|sayfa=1}}</ref> 26 Kasım 1934 tarihinde çıkarılan kanunla ise; Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/579.html | başlık = Efendi, bey, paşa gibi lakap ve unvanların kaldırılmasına dair kanun | tarih = | yayımcı = Adalet Bakanlığı | erişimtarihi = 11 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20120603150801/http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/579.html | arşivtarihi = 3 Haziran 2012}}</ref>
 
3 Aralık 1934’te çıkarılan ''Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun'' ile hangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin mabet ve ayinler haricinde ruhani giysi taşımaları yasaklanmıştır. Hükümet her din ve mezhepten uygun göreceği tek bir ruhaniye mabet ve ayin haricinde ruhani kıyafetini taşıyabilmek için müsaade verebilecektir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/580.html | başlık = Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun | tarih = | yayımcı = Adalet Bakanlığı | erişimtarihi = 12 Ağustos 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20120603150749/http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/580.html | arşivtarihi = 3 Haziran 2012}}</ref>
 
[[Laiklik]], [[Cumhuriyetçilik (Atatürk İlkesi)|Cumhuriyetçilik]], [[Milliyetçilik]], [[Halkçılık]], [[Devletçilik (Atatürk İlkesi)|Devletçilik]], [[İnkılapçılık]] ilkeleri 10 Mayıs 1931 tarihinde [[Cumhuriyet Halk Fırkası]]’nın programında yer almış, 5 Şubat 1937’de ise anayasaya girmiştir.<ref>Atatürkçülük üzerine denemeler Ercüment Kuran [http://books.google.com/books?ei=dOxDTtr7F4TMswa268nqBw&ct=result&id=nmgJAQAAIAAJ&dq=5+%C5%9Fubat+1937+atat%C3%BCrk+ilkeleri&q=5+%C5%9Fubat+1937+ s. 52 ]</ref>
 
==== Siyasi olaylar ====
[[Dosya:Reisicumhur Mustafa Kemal Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Ankara, 29 Ekim 1925.png|küçükresim|150px|Ankara, 29 Ekim 1925.]]
Cumhuriyetin ilanından sonra, Millî Mücadele'yi başlatan beş kişilik kadronun Mustafa KemalKemâl Paşa dışındaki dört üyesi (Rauf Bey, Kazım Karabekir Paşa, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa) muhalefete geçerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdular. 1925 Mart'ında çıkan [[Şeyh Said İsyanı|Genç Hâdisesi (Şeyh Sait İsyanı, Doğu İsyanı)]] üzerine sıkıyönetim ilan edilerek [[Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası]] kapatıldı.
 
Eski İttihatçılar Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılmasından sonra, iktidara gelebilmek için tek yolun Mustafa Kemal'iKemâl’i öldürmek olduğuna karar verdiler, ve suikast planları hazırlamaya başladılar. Suikast için en uygun yerin İzmir olduğuna karar verildi. Mustafa Kemal'in İzmir'e geleceği 16 Haziran '''1926''' günü suikastı yapmaya karar verdiler. Plana göre suikast, Başoturak'la Yemişçarşısı'ndan gelen sokakların, Kemeraltı'ndaki Hükümet Caddesi'yle birleştiği yerde yapılacaktı. Bu noktada Mustafa Kemal'inKemâl paşa’nın otomobili dönemeç nedeniyle yavaşlayacak, önce Lâz İsmail ile Gürcü Yusuf tabancaları ile ateş edecek, gerekirse bomba da kullanacaktı. İlk saldırı başarısız olursa Ziya Hurşit de arkadan ateş edecekti. Sonra kalabalığa karışıp otomobile binecek ve Giritli motorcu Şevki'nin motoruyla Sakız Adası'na kaçacaklardı. Ancak suikastı planlayanlardan Sarı Efe Edip'in İstanbul'a gitmesi ve Mustafa Kemal'in bir gün gecikmesi nedeniyle motorcu Şevki İzmir Valisine giderek Mustafa Kemal'e bir ihbar mektubu yazdı. Aynı gün Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf ve Çopur Hilmi yakalandı. Sarı Efe Edip ve Aleaddin Bey de İstanbul'da yakalandı. İzmir'de kurulan İstiklal Mahkemeleri'nde 13 kişi idama mahkûm edildi.<ref>{{Haber kaynağı | url=http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-28/izmir-suikasti-2 | başlık = İzmir Suikastı | yazar = Cemal Avcı | yayıncı = TC Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu | erişimtarihi = 25 Mayıs 2015 | yer = Ankara}}</ref>
 
Daha sonra İstiklal Mahkemeleri Ankara'ya geldi. Eski Maliye Nazırı Cavit Bey, Doktor Nâzım, eski Ardahan milletvekili Hilmi, İttihat ve Terakki'nin sorumlu sekreterlerinden Nail Bey idama, bazı İttihatçılar ise on yıl hapse mahkûm olmuştu. Yurt dışında bulunan Rauf Orbay 10 yıl sürgüne mahkûm edilmişti. Soruşturmalarda suçsuz olduğu anlaşılan [[Kazım Karabekir]] ve [[Ali Fuat Cebesoy]] serbest bırakıldı. Giritli motorcu Şevki'ye de 6500 lira mükafat verildi.<ref>{{Haber kaynağı|url=http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-22/izmir-suikasti|başlık=İzmir Suikastı|yazar=Prof. Dr. Yücel Özkaya|yayıncı=TC Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu|erişimtarihi=29 Mayıs 2015| location=Ankara}}</ref>
Satır 415 ⟶ 410:
10 Nisan 1928 tarihinde yapılan anayasa değişikliğiyle anayasadan devletin dininin [[İslam]] olduğu hükmü ve [[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]]’nin görev ve yetkilerinden söz eden 26. maddeden dinî hükümlerin yerine getirilmesi ibaresi çıkarılmıştır. Ayrıca, milletvekillerinin ve cumhurbaşkanının yeminlerinden “vallahi” sözcüğü çıkarılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1931 yılındaki programında, laiklik partinin ana unsurlarından biri olarak belirtilmiştir.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=560 | başlık = Atatürk ve Laiklik | tarih = Temmuz 1992 | yayımcı = Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 24, Cilt: VIII | erişimtarihi = 26 Nisan 2011 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20111210114614/http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=560 | arşivtarihi = 10 Aralık 2011}}</ref>
 
12 Ağustos 1930'da [[İsmet İnönü|İsmet Paşa]]'nın hükûmetine alternatifleri sunmak amacıyla çok partili demokratik hayata kavuşmak için Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşı [[Ali Fethi Okyar|Fethi Bey]] (Okyar)'e [[Serbest Cumhuriyet Fırkası]]'nı kurdurarak kız kardeşi [[Makbule Atadan|Makbule Hanım]] (Boysan, Atadan),<ref>Koçak, Cemil. ''Belgelerle iktidar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası: tarih yazımında Serbest Cumhuriyet Fırkası'' (2006), İletişim Yayınları, s. 197</ref> çocukluk ve okul arkadaşı [[Nuri Conker|Nuri Bey]] (Conker)'leri de üye yaptırdı. Ancak 17 Kasım 1930'da gericilerin partiyi kullanmalarıaraç korkusu<ref>Mavioğlu,olarak E. (30 Mart 2004). [http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=111374 "Türkiye'de Sol Nerede?...(01)"]. 25 Nisan 2011 tarihinde erişildi, paragraf 14</ref>kullanmaları vesebebiyle partinin Mustafa Kemal'iKemâl’i hedef almasından<ref>Çavdar, T. (1995). "''Serbest Fırka''", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 8. s. 2058. İletişim Yayınları, İstanbul</ref> dolayı partiyiparti kendini feshetti.
[[Dosya:Ataturk and Fethi Okyar.jpg|küçükresim|Gazi, Fethi Bey ve Fethi Bey'in kızıyla Yalova'da. (13 Ağustos 1930)]]
 
Bu demokrasi denemesinden biraz önce, ordunun siyasete müdahale etmesinin demokrasiye zarar verebileceğini düşünerek Askerî Ceza Kanunu'nu (22 Mayıs 1930 tarih ve '''1632''' Sayılı Kanun) meclisten geçirdi. Bu kanunun 148. maddesine ordu mensubunun siyasi toplantılar ve gösterilere katılmasını siyasi partiye üyesi olmasını, siyasi maksatlarla şifahi telkinlerde bulunmasını, siyasi makale yazmasını ve siyasi nutuk söylemesini yasaklanan hükmü koydurdu.
 
23 Aralık 1930 günü sabahı [[Menemen]]’de şeriat istediklerini belirten bir grup eyleme geçmiştir ve topladıkları insanlarla beraber belediye binasının önüne kadar gelmiştir. Olayı haber alan jandarma, grubu dağıtmak için Yedek Subay [[Mustafa Fehmi Kubilay]], emrindeki bir müfrezeyi bölgeye göndermiştir. Eylemciler arasından açılan ateş neticesinde Kubilay yaralanmış ve cami avlusuna doğru koşmaya başlamıştır. [[Cami]] avlusunda açılan ikinci el ateş sonucu yere düşmüştür. Daha sonra eylemciler bıçakla Kubilay'ın başını kesmiştir. Bu sırada alaydan yetişen kuvvetler bölgeye gelmiştir ve eylemcilerin ateş açması üzerine çatışma çıkmıştır. Eylemcilerden Mehdi Mehmet, Şamdan Mehmet ve Sütçü Mehmet ölü, Emrullah oğlu Mehmet Emin yaralı olarak ele geçirilmiştir. Olayın ertesinde [[sıkıyönetim]] ilan edilmiş ve yapılan yargılamalarda 32 kişi idama, 73 kişi de çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştır.<ref>TSK Genelkurmay ATASE Daire Başkanlığı, ''Arşiv Belgeleriyle Menemen Olayı - TSK'', Ankara, s. 1-13</ref>
 
29 Ekim 1933'te''1933’te Cumhurbaşkanı''' Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin onuncu kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı [[Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku|konuşmada]] ülkenin kuruluş temelini ve gelecek vizyonunu yalın bir dille tüm dünyaya ve Türk milletine anlatmıştır.<ref>[http://www.youtube.com/watch?v=JBFV1xX4XhI Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku]</ref>
 
==== Ekonomi ====
Atatürk, Cumhurbaşkanlığı döneminde, sadece bürokratların değil tüm vatandaşların mülkiyet hakkını tanımış ve 1923-1938 döneminde [[Türkiye]] '''ekonomisi ortalama yıllık %7,5 oranında büyüyerekbüyümüştür,''' Türkiye'nin [[GSMH]]'si dünya toplamının binde 3,62'sinden binde 6,52'sine yükselmiştir.<ref>[http://www.ggdc.net/Maddison/Historical_Statistics/horizontal-file_03-2007.xls Dünya Ekonomisi için Tarihsel İstatistikler]</ref> Atatürk'ün''Cumhurbaşkanı Atatürk’ün''' döneminde Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en hızlı kalkınan büyüyen ülkelerinden biri olmuştur.<ref>[http://web.archive.org/web/20040306085931/http://w3.balikesir.edu.tr/~metinay/aysan.htm ATATÜRK'ÜN EKONOMİK KALKINMA MODELİ, Prof. Dr. Mustafa A. Aysan, İ.Ü. İşletme Fakültesi]</ref>
 
=== Dış politika ===
Satır 433 ⟶ 428:
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı dönemindeki dış politika konularının başlıklarını [[Musul sorunu]], [[Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi]], Türkiye'nin [[Milletler Cemiyeti]]'ne girişi, [[Balkan Antantı]], [[Montrö Boğazlar Sözleşmesi]], [[Sadabat Paktı]] ve [[Hatay Sorunu]] oluşturmaktadır.
 
'''Cumhurbaşkanı Atatürk''' dış politikasında gerçekçi davranmıştır.<ref name="diş1">{{Dergi kaynağı|soyadı=Bozkurt |ad=Gülnihal |yıl=2003 |month=Temmuz |başlık=Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası |journal=ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ |cilt=XIX |sayı=56. Erişim tarihi: 14 Aralık 2009}}</ref> Atatürk dış ilişkilerde dinamik ve gözü pektir; ama maceracı değildir.<ref name="diş1"/> Atatürk dış politikada kendisini hangi ilkenin yönettiğine dair “''Biz kendimizi bilen kimseleriz. Olmayacak isteklerimiz yoktur''”<ref>1923'te Arifiye'de yaptığı konuşma</ref> olarak tanımlamıştır.<ref name="diş1"/> Atatürk [[İslamcılık]] ve [[Turancılık]] akımlarının zararlı boyutlarına karşı Misâk-ı Millî ile çizmiş olan sınırlarda kalınmasını benimsemiştir.<ref name="diş1"/> 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması' ile sınırlarımızı, Atatürk dış politikada belirleyici bir unsur olarak tutmuş, bu antlaşmada çizilen Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları büyük ölçüde (Hatay sorunu dışında) belirleyici olarak saptanmış, ekonomi açısından Lozan'ın kaldırdığı kapitülasyonlardan taviz verilmemiştir.<ref name="diş1"/> Atatürk'ün Lozan'ı temel almasının önemi geçen zaman içinde bakıldığında daha iyi anlaşılmaktadır; çünkü I. Dünya Savaşı'nın mağlupları arasında yer alan bir ulusun çizdiği kavramlar o dönemden bugüne yürürlükte olan tek antlaşma olarak durmaktadır.<ref name="diş1"/>
 
'''Cumhurbaşkanı Atatürk’ün''' sağlam kişiliğinin ve kararlı mizacının damgasını vurduğu ve tamamen millî bir karakter taşıyan dış politika uygulamaları günümüz için örnek alınacak pek çok temel niteliğe sahiptir.<ref>{{Kitap kaynağı| son = Kumkale | ilk =Tahir Tamer | yazarlink = | yardımcıyazarlar= | editör = | diğerleri = | başlık = Atatürk'ün Ekonomi Mucizesi | url = | biçim = | basım = | tarih = | yıl = | ay = | yayımcı = Pegasus Yayınları | yer = | dil = | id = ISBN 9944326711 | doi = | sayfalar = 124 | bölüm = | bölümurl = | alıntı = }} Erişim tarihi: Kasım 2011.</ref> Orta öğretimden itibaren askeri terbiye gören ve savaşlara katılan Atatürk'ün askerlik sonrası hayatında barışın idamesine uğraşmıştır. Ayrıca bu yolda örnek tutum ve davranışlar sergilemiştir. Bunları Atatürk’ün; “ Bizim kanaatimizce beynelmilel siyasi güvenliğin gelişmesi için ilk ve en mühim şart milletlerin hiç olmazsa barışı koruma fikrinde samimi olarak birleşmesidir” sözünde açıkça görebiliyoruz.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=617 | başlık = Neden Atatürk'ün dış politikasını örnek almalıyız? | erişimtarihi = | yazar = | son = Kumkale | ilk = Tahir Tamer | yazarlink = | yardımcıyazarlar = | tarih = 1 Ağustos 2009 | yıl = | ay = | biçim = | çalışma = | yayımcı = | yer = | sayfalar = | dil = | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160311071414/http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=617 | arşivtarihi = 11 Mart 2016 | alıntı = | iş = }} - http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=617</ref>
 
==== Musul Sorunu ====
[[Lozan Antlaşması]] sırasında Türkiye-Irak '''sınırı''' çizilmemişti. Musul-Kerkük bölgesinde zengin petrol yataklarının bulunması İngiltere başta olmak üzere birçok ülkenin dikkatini çekiyordu. Zengin petrol yataklarının bulunduğu bölge, [[Mondros Ateşkes Antlaşması]]'nın imzalanması sırasında İngiltere tarafından işgal edilmişti. [[I. Dünya Savaşı]]'nın bitmesinden sonra Irak'ta İngilizlere bağlı bir yönetim kurulmuş, bu ülke İngiliz“İngiliz mandası altına“altına alınmıştı. Musul, nüfusunun çoğunun Türk olması sebebiyle Misak-ı Millî dâhilindeydi. Ancak İngilizler zengin petrol yataklarının bulunduğu bölgeyi bırakmaya yanaşmıyorlardı. [[Lozan Barış Antlaşması]] sırasında bu konuda bir sonuç alınamamış, sorunun daha sonra Türkiye ve İngiltere arasında çözülmesine karar verilmişti. 1924 yılında görüşmelere başlanmış fakat sonuç alınamamıştır. Daha sonra sorun [[Milletler Cemiyeti]]'ne götürülmüştür. 1924 yılının Ekim ayında toplanan '''Milletler Cemiyeticemiyeti''' de Türkiye-Irak sınırını çizmiş ve Musul bölgesini Irak tarafında bırakmıştır. 13 Şubat 1925'te ise [[Şeyh Sait İsyanı]] çıkmıştır.15 Nisan'da tamamen bastırılan ayaklanma İngilizlerin işine yaramıştır. Kurtuluş Savaşı'ndan yeni çıkan Türk ordusu hırpalanmış, Musul-Kerkük üzerine askeri harekât yapma imkânı ortadan kalkmıştır. Bu durumda Türkiye, 5 Haziran 1926 tarihinde İngilizlerle imzalanan [[Ankara Antlaşması (1926)|Ankara Antlaşması]] gereğince bazı maddi çıkarlar karşılığı, Milletler Cemiyeti'nin öngördüğü sınırı kabul etmiştir.<ref>[http://books.google.com/books?id=EdiFsMEMP7MC&pg=PT213&dq=musul+atat%C3%BCrk&hl=en&ei=IIRGTum_FsnCswbIhMXfBw&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=7&sqi=2&ved=0CEMQ6AEwBg#v=onepage&q=musul%20atat%C3%BCrk&f=false ''Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi'', "Musul-Kerkük", Prof. Dr. İlhan Güneş]</ref>
 
==== Türk-Yunan ilişkileri ====
Satır 548 ⟶ 543:
Atatürk 1931 yılında [[Türk Tarih Kurumu]] Başkanı [[Tevfik Bıyıklıoğlu]]'na yazdığı [[Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu|sansürlenmiş mektubunda]]<ref>[http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/641005-80-yil-once-sansurlenen-mektup-bulundu 80 yıl önce sansürlenen mektup bulundu]</ref> şöyle diyor:<ref>[http://yayin5.canliyayin.org:98/vesikalar/mkemalinelyazisiylaayethakkindakifikri.pdf Atatürk'ün Tevfik Bıyıklıoğlu'na mektubunda yazdıkları] (pdf)</ref>
* "Arabistan yarımadasının kumsal çöllerinden; (Ikre, Bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan [[Araplar]], uygar dünyada, bilhassa [[Türkler|Türk]] zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır."
* "...asıl kilise yakınına gelindiği zaman deveye binmek sırası köleye geldiğinden ötürü [[Ömer]]’in yürüyerek; Arap ırkından başka ve yüksek ırklardan oluşan ordunun yüksek ve muhteşem huzurunda o ordunun kumandanlarına karşı yerden taş alarak atmak suretiyle gösterdiği çıplak ve çıfıt Araplık malumunuzdur. Bunu artık Türk çocuklarına bir erdem gibi okutmakta ısrar gösteren notları göz önüne almalısınız."<ref>{{Kitap kaynağı | başlık= Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu 80 Yıl Sonra İlk Kez Kendi El Yazısıyla, Sansürsüz | yıl=2011|sayfa=112|url = http://millicumhuriyet.files.wordpress.com/2013/01/mkemalinelyazisiylaayethakkindakifikri.pdf|erişimtarihi=20 |Temmuz 2018|yazar = Atilla Oral | yayımcı = Demkar Yayınevi | basım = 1 | erişimtarihi = 20 Temmuz 2018 | yıl = 2011 | sayfa = 112}} ISBN 6058942868</ref>
 
Atatürk, 20 Temmuz 1915'te [[Madam Corinne]]'e gönderdiği mektubunda şunları diyor:
Satır 801 ⟶ 796:
{{Kaynak-düz}}
{{Kaynakça|3}}
 
== Dış bağlantılar ==
* {{Vikisöz-ufak|Mustafa Kemal Atatürk}}