Vikipedi:Haftanın seçkin maddesi/39. Hafta 2018

Türkiye'de mimarlık, belli dönemlerde yaygın olan mimari akımlardan, cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan belli sorunlardan ve çelişkilerden etkilenerek veya onlara tepki olarak oluşmuştur. Bu çelişkilerden başta geleni özellikle cumhuriyetin ilk dönemlerinde gündeme gelen Doğu-Batı ikilemidir. Buna ek olarak ulusal-evrensel, geleneksel-modern veya dindarlık-laiklik gibi ikilemler ve farklı siyasi görüşler de mimarlık uygulamalarının seyrini etkilemiştir. Bu dönemlerin birbirinden kesin olarak ayrılması pek mümkün değildir. Bazı akımlar diğerleri ile iç içe belirli bir zaman dilimine kadar varlığını sürdümüşler; bir dönemin veya ekolün temsilcisi olarak nitelendirilen bazı Türk mimarlar, kariyerlerinin sonraki dönemlerinde daha farklı stillerde de eserler tasarlamışlardır. Türkiye'nin kurulduğu ilk yıllarda yaygın ve etkili olan bir sivil toplum örgütlenmesi ve devlet alanı dışında mimariye destek verecek özerk bir burjuvazi yoktu. Bundan dolayı Osmanlı İmparatorluğu döneminde elitist içeriğe sahip olup yalnızca saraya bağlı olan mimarlar; yeni dönemde aynı üslupla devlet yönetimine bağlı kaldılar. Bu durum 1950'lerden itibaren değişmeye başladıysa da özel sektörün gelişmesi ve mimarlık alanına yön verip hâkim olmaya başlaması çok daha sonraları gerçekleşti. (Devamı...)