Uxellodunum Muharebesi

Uxellodunum Muharebesi veya Uxellodunum Kuşatması, Galya Savaşları'nin son büyük muharebelesidir. MÖ 51 yılında Uxellodunum kalesinde Lucterius komutasında Cadurclar ve Drappes komutasındaki Senonlar Galyalı kabilelerin, Galya'yı fethih edip Romalılar Galya'y yönetiminde bir bölgeye çevirmek isteyen Jül Sezar'a karşı son direniş muharebesidir. Bu muharebe karar verici olarak bir Romalar galibiyeti ile son buldu.

Uxellodunum Muharebesi
Galya Savaşları

Uxellodunum kuşatması hakkında Ortaçağ'da hazırlanan bir yazma kitapta verilen resim
TarihMÖ 51
Bölge
Sonuç Roma Zaferi
Taraflar
Roma Cumhuriyeti Cadurclar
Senonlar Galyalı kabileler
Komutanlar ve liderler
Jül Sezar
Gaius Caninius Rebilus
Gaius Fabius
Lucterius
Drappes
Güçler
4.5 Roma lejyonu ve Bilinmeyen sayıda sűvari 15,000 üzerinde sayıda Savaşçı
Kayıplar
Az zayiat Buyuk zayiat

Kuşatmadan önce yapılan askeri harekat

değiştir

Cadurclar kabilesinin kabile reisi Lucretius ve Senonlar kabilesinin kabile reisi Drappes Jül Sezar'ın Galya valiliğinin sona ermesini beklerken Uxellendunum tepe kalesinin sur ve tahkimatların nisbi emniyetliliğine dayanarak bu mevkiye sığınmışlardı. Bu grup Galyalılar Romalı istilacılara karşı yeni bir ayaklanmayı hazırlamak veya zaten çıkmış olan bir ayaklanmaya sonradan katkı yapmayı düşündükleri aşikardı. Uxellondum'daki tepe kalesi zaten doğal mevkii (sarp kenarları olan bir nehir vadisi tarafından hemen hemen etrafı çevrili olması dolayısıyla çok korunaklı idi. Hem de Galyalı Carduclar kabilesi tarafından gayet geçilmez bir şekilde tahkim edilmişti. Kalenin bir tarafı sarp bir dağdı ve bu sarp arazi bu yönden hiçbir insan saldırısına imkân sağlamamaktaydı. Bu nedenle bir yıl önce Alesia Muharebesi'nde Romalıların bir yıl önce pratik olarak öğrendikleri kale kuşatma tekniklerini burada da kullanmalarına elveriş vermemekteydi.[1]

Romalılar ordusunun Uxellodumum'da "Legatus" unvanlı komutanı Gaius Caninius Rebilus emri altında bulunan iki Romalı Lejyonu askerlerinin savaşa girme hırslarını kırmak istememekteydi. Onun için biran evvel askerî harekâtı başlatmak istemekteydi. Bu biran önce savaşmaya başlamak hevesinin bir nedeni ise Alesia Muharebesi'nden sonra Jül Sezar'ın kazanmış olduğu muzafferlik şanının benzerini de kendine layık görmesi idi. Bu nedenle emri altındaki lejyoner birliklerini üç değişik kampa yerleştirdi. Bu kamplara tepe kalesinin etrafındaki arazinin askeri kamp yapmaya elverişli en yüksek mevkilerinde idiler ve savunucu Galyalıların kale dışına huruç yapmak için her türlü girişimini görüp önlemek üzere seçilmişlerdi. Caninius Rebilus uyguladığı bu şekildeki blokaj planı ile bu tepe-kaleden efektif olarak her türlü giriş ve çıkışı tam Romalı ordusu kontrol altına almıştı.[1]

Galyalıların hataları

değiştir

Galyalılar Romalılar kuşatma ve tam blokajı nedeni ile bir tepe-kalesi (Latince ismi ile "oppidum") içinde sıkışıp kalmalarının yiyecek kalmaması ile açlık doğuracağı dersini Alesia Muharebesi'nde almışlardı. Çadurcların kabile reisi Lucretius Alesia Kuşatması'da kale içinde şahsen yaşamış; direnişçilerin çektikleri cefaları şahsen yaşamış ve kaleyi ellerine geçiren Romalılar elinden bir şans eseri olarak kurtulmuştu. Lucterius bu acı hatıralarına dayanarak her şeyden önce kalede yiyecek tedarik edilmesine önem vermesini devamlı tavsiye etmekteydi. Kale savunucuların bir toplantısında iki komutan emirlerindeki savunucuların ikiye bölünmesi ve bir kısmı iyi silahlarla donanmış olarak kale içinde kalmasını ve hafif silahlarla donanmış bir kısmının kale etrafında bulunan kırlık ve köylük arazilerde yiyecek toplama görevi verilmesi kabul edildi.[1]

Bunu üzerine 2000 kişilik bir Galyalı savaşçı birliği kale içinde bırakılarak Galyalı savaşçıların geri kalanı Lucretius ve Drappes komutaları altında hafif silahlı bir güç olarak kale dışarısına çıktılar. Etraftaki Cadurcların arazilerinden birkaç gün içinde epeyce zahire toplamayı başardılar. Bunlardan bir kısmı gönüllü olarak Cadurclar halkı tarafından savunucu güce teslim edildi ama epeyce kısmi ise zorla çiftçi ve köylülerden toplandı. Bazı küçük Galyalılar grupları geceleyin Romalılar ordugahlarına saldırdılar. Bunu önlemek için Romalı "Legatus" tüm Romalı ordugahların etrafına savunma siperleri kazdırdı. Böylece Caninius Rebilus Romalı birliklerinin toplu halde kalmalarını sağladı ve küçük ve ayrı ayrı zayıf birlikler halinde Galyalıları takibe ve karşı koymalarına izin verilmedi.[1]

Bol miktarda ezrak zahire elde edildikten sonra Lucretius ve Drappes kaleye 10 mil uzakta bir mevkiye yerleştiler. Hedefleri toplanan erzakı burada kale dışında depolamak ve kaleye kısım kısım buradan tedarik sağlamaktı. Drappes Galyalıların bu depo ordugahında kaldı. Lucretus ise geceleyin ormanlar ve dar yollardan geçerek ve kuşatıcı Romalılar nöbetçilerinden saklanarak ufak birlikler ile bir miktar zahireyi kale içine taşıma girişimine başladılar. Fakat Romalılara bu tip tedarikin yapılma planından casusları ile haberdar olmuşlardı ve nöbetçilere gayet dikkatli olma emri verilmişti. Nitekim nöbetçiler bazı küçük birliklerin ve taşıma hayvanlarının seslerini duydular ve bu haberi karargaha ulaştırdılar. Lucretius elindeki güçler ile Galyalılar zahire taşıma konvoyuna bir gece saldırısı emri verdi. Bu saldırı Galyalıları hiç tedbirsiz yakaladı. Galyalılar konvoyunda buluna çok sayıda savacı öldürüldü ve konvoy darmadağın oldu. Sağ kalan Galyalı savaşçılar düzensiz bir şekilde Drappes'in depo-ordugahına kaçmaya başladılar. Lucretius yanında birkaç kişi ile canını kurtarıp kaçtı ve Drappes'in ordugahına bile dönmedi.[1]

Caninius Rebilus kaçmaya çalışan Galyalılardan yakalananları sorguya çekti ve bir kısm Galyalılara ile 12 mil uzakta bir depo-ordugahta bulunduğunu öğrendi. Gayet süratle harekete geçerek süvari ve Romalılara bağlı Germen piyade birliklerini Drappes üzerine gönderdi. Bu birlikler hızla saldırıya geçerek Drappes'e bir baskın yapmaya koyuldular. Caninius Rebilus emrinde olan 2 Romalı lejyonundan birini kurmuş olduğu üç ordugahı savunmaya bıraktı ve diğer lejyonuna hızla saldırmaya geçecek olan süvari birliği ve Alman piyadeleri birliğinin arkasını takip etme emri verdi. Yavaş gelen Romalı lejyoner birliği bulundukları yüksek mevkilerden bir işaret üzerine hep birlikte birden ileri yürüdüler ve Drappes'in depo-ordugahına her yandan saldırılar başladı. Bu depo-ordugah mevkiinde bulunan Galyalılar bu saldırı sonucu ya öldürüldü ya da esir alındılar. Bazı kaynaklar öldürülen Galyalı savaşçılar sayısının 12,000 kadar olduğunu belirtmişlerdir. Esir alınanlar arasında Drappes de bulunmaktaydı. Ama Drappes'in bu esirliği kısa sürdü ve hemen idam edildi. Taarruz eden Romalılar lejyonu Galyalılarca toplanan tüm zahireyi büyük ganimet olarak teslim aldı.[1][2]

Luciterus ve Drappes'in bu hatalı taktığı sonucunda bundan sonra Uxellodonum'a hiçbir ek takviye Galyalı savaşçı birlikleri gelmeyeceği aşikar olmuştu. Bu gerçeği de göz önüne alan Caninius Rebilus Uxellodunum etrafında bulunan Romalı kuşatma mevzi ve siperlerini daha da pekiştirdi. Bundan hemen sonra Galya'da Jül Sezar'ın bir diğer başkomutan yardımcısı legatus'u "Gaius Fabius"'ye Senionlar üzerinde bir "Loire Muharebesi"'nde galibiyet kazandıktan sonra Uxellodonum'a gidip Gaius Canınıus Rebilus güçlerine takviye sağlaması emri verildi. Bu takviye birliği tam teçhizatlı 25 kohortttan (2.5 ljyondan) oluşmaktaydı. Böylece bu takviye gelince Uxellodonum önündeki Romalı kuşatma gücü 4.5 Romalı lejyonuna çıktı. Bu yeni gelen birlikler ile beraber Romalı kuşatıcı ordusu şehrin tüm etrafına kuşatıcı siperler kazmaya başladı ve tepe-kale Roma siperleri ile çevrelendi.[1][3]

Jül Sezar'ın kale önüne gelişi

değiştir

Uxellodunum önünde bu gelişmeler olmakta iken Jül Sezar Galya'nın kuzeyinde Belge kabilelerinin arazilerinde bulunmakta idi. İsyan eden Carduclar ve Senonlara üzerine olan harekât üzerinde haberler günbegün haberci ulaklar tarafından getirilmekte idi. Sezar Senatonun kendisine Galya'da vali-başkomutanlık etme yetkilerini bu bölgede isyanların bitmeden geri alınmasından endişe etmekte idi. İsyanlarin birbiri arkasından gelmesi Sezar'ın Roma'da Senatoda olan aleyhtarları tarafından bir politika kozu olarak kullanılacağından korkmakta idi. Bunun için Senatonun kendine verdiği vali-komutanlık görevi sona ermeden Galya'daki isyancıları kökünü kazımak ve Galya'yı sakin ve barışçıl bir Romalı eyaleti olarak geride bırakmak istemekteydi.

Bunun için Jül Sezar Carduclar ve Senonlar isyanını sona erdirmek için şahsen duruma el koymak gereğini hissetmişti. Bunu başarmak için emri altında yanında Belge ülkesinde bulunan piyade askerlerden oluşan lejyonları orada Calinus komutasına verip lejyonları ona bıraktı. Calinus'a emrine verdigi lejyonlrala daha yavaş kendini takip etme verdi. Kendisi at üzerinde süvarilerin başında Uxellodunum'da doğru hızla yola çıktı. Galya'da hızla hareket edip çok geçmeden Uxellodunum önüne erişti. O kadar hızla hareket edip gelmişti ki Uxellodunum etrafındaki 4.5 lejyona komuta eden Legatusler, Caninius Rebilus ve Gaius Fabius, onun kale önüne gelişine şaşırıp kalmışlardı.[1]

Kalenin suyunun kesilmesi ve teslimi

değiştir

Jül Sezar Commentarii de Bello Gallico adlı kendi eserinde bundan sonraki gelişmeleri şöyle anlatmaktadır:

Beklenmedik bir anda Uxellodanum'a gelişi herkesi şaşırttı. Kasabanın siperle çevrilmiş olduğunu, düşmanın hiçbir suretle sarılmaktan kurtulamayacak bir duruma düştüğünü gördü. Kaçanlardan kasaba halkının bol zahiresi bulunduğunu öğrendi. Bunun üzerine susuz bırakmak için çare aramaya başladı. Vadinin dibinde bir ırmak akıyor, tepeyi tamamiyle kuşatıyordu. Tepenin üzerinde ise her tarafı çevrili Uxellodunum kasabası bulunuyordu. Arazinin durumu ırmağın başka bir istikamete çevrilmesine müsait değildi. Çünkü dağın dibinde o kadar alçak bir yerde akıyordu ki çukurlar kazmakla mecrasını değiştirmeye imkân yoktu. Fakat kasaba halkı su almak için sarp ve dik bir yokuştan inmek zorunda idiler. Bunun için erlerimiz yaralanmadan ve canlarını tehlikeye koymadan bu adamların ırmağa yaklaşmasına veya dik yokuş üzerinden geri çekilmelerine engel olabilirlerdi. Sezar düşmanın karşılaştığı bu zorlukları görerek civara ok ve sapan atanlar koymakla, hatta kolay inilecek yerlerin karşısına ağır silahlar yerleştirmekle kasaba halkının su almasına mani olmaya başladı.

Jül Sezar (Tr.çv: Hamit Dereli) (1955) Gallia Savaşı, Kitap VI, Bölüm 40, s. 282.

Fakat bu kalenin tek şu kayangi bu ırmak değildi. Ayrıca kasabanın etrafında bulunan sarp uçurumlardan birinden gayet gür bir su kaynağı çıkmakta idi ve kasabalılar bu kaynağa yetişebilmekteydiler. Sezar kasaba halkının bu kalenin bulunduğu tepeden ırmak kenarına gelmelerini önlemek için ırmağa akan kaynağının diğer kenarına okçular ve sapanla taş atan birlikler yerleştirdi. Yine de halktan gözüpek olanlar bu kaynağa erişmek için dik yokuştan hızla inmeye veya geceleyin karanlıkta Romalıların ok ve sapan taşı atmalarından kendilerini koruyarak kaynağa inmekte ve kasabaya su eriştirmekte idiler.[1]

Bu sefer Sezar bu kaynağın kullanılmasını önlemek için yeni bir plan yaptı. Kaynağın bulunduğu vadide kaynağın karşı yakasında bir 60 kadem yükseklikte taştan ve topraktan bir rampa ve bunun ucunda yine taştan ve topraktan bir taraca yaptırdı. Bu yüksek taraca üzerine 10 katlı tahtadan bir kuşatma kulesi benzeri kule yapıldı. Bunlar okçulara ve sapancılar tarafından küllilmaya ve kaynağın bulunduğu karşı yakaya daha yüksekten ok ve taşlar atıldığı için bunlar kaynağı kullanmaya inen kasabalıları daha iyi hedef alabilmekteydiler. Kasaba halkı su alabilmek için daha büyük tehlikeye düştü ve sadece kasabada insanlar değil büyük baş hayvanlar ve yük hayvanları da susuzluktan kırılmaya başladılar. Ancak kendilerini büyük bir yaralanma tehlikesine atarak kasaba halkı kaynaktan su tedarik edebilmeye başladı. Kasaba halkı bu yeni kuleyi ve taraçayı yıkıp yakmak için yanan madde dolu varilleri bu tahkimat üzerine yuvarladılar. Bu Romalılar tahkimatı ortasında zaman zaman yangın çıkarmayı başardı. Fakat okçu ve sapancıların atışları su almak için kaynağa inen kasabalıların gayet büyük rizikoyu göz önüne almalarını gerektirmekte idi.[1]

Bu taraca ve kule yapılması ve sonra kullanılması devam etmekte iken Sezar başka bir yollara kaynak suyunu kesmeye karar verdi. Romalı istikhamcı lağımcılar bu kaynağa doğru vadi duvarından tüneller kazmaya başladılar ve kaynağın kaya içindeki akış yerini bulup kazdıkları tünelden kaynak suyunu kasaba halkının inip şu alamayacağı bir yerde bulunan tünel ağızlarına yöneltmeyi hedeflendiler. Böylelikle kasaba halkının şu aldığı kaynak kaybolacaktı. Çok geçmeden Romalı istihkamcı-lağımcıların kazdığı tüneller hedeflerine eriştiler ve kasaba halkının kullandığı su kaynağı kayboldu ve su kasaba halkının erişemiyeceği bir tünel ağzından akmaya başladı.[1]

Bu suyun kurması kasaba halkının moralini kırdı. Bunu insan hüneri ile değil de tanrılar iradesi ile yapıldığına inanlar çok oldu. Bu susuzluğa karşı gelemeyeceklerini anlayan Uxellodunum kasabası direnişçileri Sezar'a teslim oldular.[1][4]

Muharebe sonrası ve Romalıların misilleme olarak cezalandırma yapmaları

değiştir

Sezar Galyalıların teslim olma teklifini kabul etti. Fakat bu isyanın Galyalılar isyanlarının sonuncusu olmasını garanti etmeye karar verdi. Bu nedenle bu isyana katılan ve kaleyi savunan erkeklere gayet sert cezalar verip bu cezaların isyan düşünen diğer Galyalıları bundan yıldırmak için bir misal teşkil etmesini sağlama gerektiğini kabul etti. O dönemde muharebeyi kazanan tarafın aldığı bas tedbir muharebeden sonra yaşayan savaş esirlerinin esir pazarlarında köle olarak satılması olmaktaydı. Sezar bu tedbiri almadı ve savaşacak yaşta olan kasaba esirlerinin hepsinin ellerinin kesilmesini ve bu elleri kesik eski savaşçıların köle olarak ülkeye yaygın olarak Galya'da bulunan Romalı esir pazarlarında satılmasını emretti. Böylelikle elini kaybetmiş köle olan eski Galyalı savaşçılar silah kullanmayacaklar ve hem de Roma'ya karşı isyan için ellerine silah alamayacaklardı. Ayrıca onların durumunu her karşılaşmada görüp öğrenen her Galyalının, Roma Cumhuriyeti'ne karşı isyan edenlerin zavallı hallerini görüp Romalılara karşı isyan etme aleyhine caydırıcı bir ibret ders alacağı da düşünülmekte idi.[1][5]

Sezar o zamana kadar kendine karşı ayaklanan alelade ahaliye karşı oldukça merhametli davranmaktaydı ve barbarca cezaları ancak ayaklanma liderlerine uygulanmakta idi. Fakat bu son ayaklanmada Sezar ne kadar zalim ve acımasız bir kişi olabileceğini açıkça gösterdi. Başka Galyalıların isyan etmesini önlemek ve ibret olması için bahanelerini tekrarlayan Sezar teslim olan Uxellodunum kasabası halkından olup da eli silah tutabilecek herkesin, gayet küçük yaşta çocukların bile, ellerinin kesilmesini ceza olarak uygulattı.[1]

Modern Fransız tarihçisi Carcopino bu zalim cezanın affedilemeyecek bir canavarlık olduğunu yazmaktadır. Carcopino'ya göre Sezar Roma senatosunun kendine 5 yıl için verdiği görev döneminin sonunun yaklaştığını bilmekte; bu sefer Senatoda yaptığı siyasi düşmanlarının ondan öç almak için kararlar vereceğine inanmakta ve döneminin geride kalan kısmında Galya'da hiçbir ayaklanmaya hiçbir surette izin vermemesi gereğini düşünmekte idi. Bu nedenle Roma Cumhuriyetinin iç politikasının bir gereği olduğunu bildiren modern tarihçi Sezar'ın bu iğrenç canavarlığını biraz olsun mahzur görmektedir.[6]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d e f g h i j k l m n G.Julius Caesar (çev. Hamit Dereli), (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi (Dünya Edebiyatından Tercümeler - Latin Klasikleri) Googlebooks
  2. ^ "Mopping Up in Gaul". 26 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2015. 
  3. ^ Rickard, J. (26 Mart 2009). "Siege of Uxellodunum, Spring-Summer 51 B.C." HistoryofWar.org. 2 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2013. 
  4. ^ Uxellodunum: une nouvelle bataille en perspective 8 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Fransızca)
  5. ^ Rickard, J. (26 Mart 2009). "Siege of Uxellodunum, Spring-Summer 51 B.C." HistoryofWar.org. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2015. 
  6. ^ Jérôme Carcopino, (1990) Jules César, PUF (6e éd.), ISBN 978-2130428176.

Dış kaynaklar

değiştir
  • Jül Sezar (Türkçeye Çev. Hamit Dereli) (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi (Dünya Edebiyatından Tercümeler - Latin Klasikleri) Googlebooks
  • Jül Sezar (ca. 45 BC), Commentarii de Bello Gallico, Harvard University Press. ISBN 0-674-99080-3, (İngilizce)
  • Goldsworthy, Adrian (2002) Roma Savaşı, New York: Collins/Smithonian, 2005, (İngilizce)
  • --, (2002) "Uxellodunum le dernier combat", L'Archéologue, Cilt:660, s.: 22–26 (Fransızca)

Dış bağlantılar

değiştir