Tartışma:Emek gücü

Vikiproje Ekonomi (Başlangıç-sınıf, Az-önem)
VikiProje simgesi Bu madde, Vikipedi'deki Ekonomi maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Ekonomi kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
 Başlangıç  Bu madde Başlangıç-sınıf olarak değerlendirilmiştir.
 Az  Bu madde Az-önemli olarak değerlendirilmiştir.
 

"Emek gücü, bu baglamda, işçinin kendi emeginin bellirli bir ücret karşılığında kapitalist işletmeci tarafından satin alınmasıdır." deniyor.

  • "emek gücü" hiç şüphesiz "emeğin satın alınması" değildir.

ayrıca

  • "emeğin satın alınan bölümü" de değildir.
  • çünkü "emek", "emek gücü"nün kullanılmasıdır. "Emek gücü" adı üzerinde bir potansiyeldir. İşçi emek gücünü kullanarak (harcayarak) onu emeğe ve dolayısıyla belli bir ürüne dönüştüreceği belli bir süreyi (toplumsal emek zamanı) kapitaliste kiralar, bu da "emek gücünün satılması"dır. Marks'ın üzerinde ısrarla durduğunu belirttiğiniz emek/emek gücü ayrımı budur.

ayrıca

  • "emek gücü"... "ürettigi artı-değer ile kapitalist tarafından satın" alınmaz. Tam tersine satın alındıktan sonra emek gücü harcanarak artı-ürünü üretir. Zaten artı-değer de buradan gelir. Yani emek gücü diğer tüm metalar gibi bir metadır ve diğer tüm metalar gibi değeri onu üretmek için harcanan emek miktarıyla belirlenir, dolayısıyla emek gücünü satın alan ücret işçinin emek gücünü yaratan asgari ihtiyaçlarının değeri kadardır. İşçi emek gücünü harcadığında bu ihtiyaçların karşılığı olan değeri ve daha fazlasını (artı-ürün) üretir . Ancak sermaye sahibi sadece emek-gücünü ödedidi halde gerçekleşen emeğin tüm ürününü alır. Böylece artı-değeri (artı-ürünün karşılığı olan değeri) de (burada kar) elde etmiş olur...

--Sapiens 12:46, 11 Ağustos 2006 (UTC)


Sapiens selam, ile baglacinin kafanda yarattigi karisiklik dolayisiyla (oysa gayet acik olmakla birlikte) orayi düzelttim.gerisi gereksiz bir polemik oldugu icin bu yaziniza bir cevap vermiyorum.normalde tartismalari severim, ama anlamli olmalari gerekir.Kapital'e ve Katkı'ya bakiniz bunlar icin.--alibaz 16:32, 11 Ağustos 2006 (UTC)

--- ben de ciddi olduğunuza inanamıyorum. "Emek gücü, işçinin emeğinin satın alınmasıdır" yazıyorsunuz. Affınıza sığınarak söylüyorum buna -benim gibi- Marksist kargalar bile güler. İyi niyetimden, amacımın polemik olmadığından ve emek gücünün "işçinin emeğinin kapitalist tarafından satın alınması" (?) olmadığından emin olunuz. "emeğin satın alınması" nasıl "emek-gücü" olur bir düşünün allah aşkına. bakın çok basit:

emek-gücü adı üstünde bir güç bir potansiyeldir.

emek, emek gücünün kullanılması sürecidir, bir potansiyel bir "güç!" olan emek gücünün harcanmasıyla hammaddenin onu işleyen işçi tarafından bir işlenmiş ürüne dönüştürülmesidir.

Demek ki emek gücü, emeğin satın alınması değildir, çünkü ortada henüz emek yoktur. Bu en basit, en minimum başlangıcıdır bu işin ama ben sizi hiçbir koşulda ikna edemeyeceğimi kesinlikle anlıyorum...


--Sapiens 17:27, 11 Ağustos 2006 (UTC)

Kapital'den

  • "Emek-gücü ya da emek kapasitesi sözünden, insanın, kendisinde bulunan ve hangi türden olursa olsun bir kullanım-değeri üretirken harcadığı ussal ve fiziksel yeteneklerin bütünü anlaşılmalıdır."
  • Emek-gücü denilen bu özel metaı şimdi biraz daha yakından incelememiz gerekiyor. Bütün ötekiler gibi, o da bir değere sahiptir. Bu değer nasıl belirlenir?
  • Emek-gücünün değeri, öteki her metada olduğu gibi, bu özel nesnenin üretimi ve dolayısıyla yeniden-üretimi için gerekli emek-zamanı ile belirlenir.
  • Emek-gücü, yalnızca, bir kapasite, ya da canlı bireyin gücü olarak vardır. Bunun sonucu olarak, emek-gücünün üretimi, bu bireyin varlığını öngörür. Belli bir bireyin emek-gücü üretimi, onun kendisini yeniden üretmesinden ya da varlığının devamından oluşur.Bireyin varlığını sürdürebilmesi için, belli miktarda geçim aracına gereksinmesi vardır. Bu nedenle, emek-gücünün üretimi için gerekli emek-zamanı, kendini bu geçinme araçlarının üretimi için gerekli zamana indirgiyor; başka bir deyişle, emek-gücünün değeri, emekçinin varlığını sürdürmesi için gerekli olan geçim araçlarının değeridir. Ne var ki, emek-gücü, ancak kullanılmakla gerçekleşir; ancak çalışma ile kendini faaliyete sokar.
  • Emek kapasitesi dediğimiz zaman, emekten sözetmiş olmuyoruz; tıpkı sindirim kapasitesi denildiği zaman, sindirimden sözedilmiş olmayacağı gibi.
  • Emek-gücününün bir meta olarak kendine özgü niteliğinden çıkan sonuçlardan birisi, kullanım-değerinin, alıcı ile satıcı arasındaki sözleşmenin tamamlanmasıyla, alıcının eline doğrudan doğruya geçmemesidir.
  • Emek-gücünün tüketimi, metaların ve artı-değerin birlikte ve aynı zamanda üretimidir. Emek-gücünün tüketimi, diğer her türlü metada olduğu gibi, piyasanın ya da dolaşım alanının sınırları dışında tamamlanır.


--Sapiens 18:26, 11 Ağustos 2006 (UTC)

cok anlamsiz değiştir

bu bir polemik ve cok anlamsiz.hem neden anlamsiz bir caba gösterdiginizi hem de aslinda alintilarla bir yere varilamayacagini görmeniz acisindan yine de bir karsilik verecegim.alinti yaptiginiz yerlerden alinti yapiyorum ben de üstelik umarim bu durumu görmenizi saglar.

Kapital'den:

Emek-gücü ya da emek kapasitesi sözünden, insanın, kendisinde bulunan ve hangi türden olursa olsun bir kullanım-değeri üretirken harcadığı ussal ve fiziksel yeteneklerin bütünü anlaşılmalıdır.(siz nedense alintiyi buraya kadar almissiniz, oysa burada daha marks özel olarak kendi aciklamasina gelmemistir, devam ediniz biraz daha)
Ama, bizim para sahibinin, meta olarak satışa çıkartılmış emek-gücü bulabilmesi için, önce çeşitli koşulların yerine getirilmiş olması gerekir. Meta değişiminin kendisi, kendi niteliğinden ileri gelenlerin dışında, bir bağımlılık ilişkisini gerektirmez. Bu varsayıma göre, emek-gücü, meta olarak piyasada, ancak, ona sahip olan kimsenin emek-gücünü bir meta olarak satışa sunması ya da satması halinde görülebilir. Bunu yapabilmesi için bu kimsenin, kendi emek-gücü üzerinde tasarrufta bulunabilmesi, emek kapasitesinin, yani kendi kişiliğinin kayıtsız şartsız sahibi olması gerekir. Emek sahibi ile para sahibi, pazarda karşı karşıya gelirler, eşit haklara sahip kimseler olarak temasa geçerler, aralarındaki tek fark birisinin satıcı, diğerinin alıcı olmasıdır; bu yönden yasalar karşısında her ikisi de eşittir. Bu ilişkinin sürekli olabilmesi için, emek-gücü sahibinin, bunu, yalnızca, belirli bir süre için satması gereklidir, çünkü eğer onu toptan ve süresiz satacak olursa, kendini satmış, kendini özgür bir insan olmaktan çıkartıp köleye, meta sahibi olmaktan çıkartıp meta haline dönüştürmüş olur. Emek-gücüne daima kendi öz malı, kendi metaı gözüyle bakması gerekir, ve bunu da ancak, onu, alıcının emri altına geçici bir süre için, belirli bir zaman süresi için vermekle yapabilir. Ancak bu yolla, emek-gücü üzerindeki mülkiyet hakkından feragat etmemiş olur. Para sahibinin pazarda emek-gücünü meta olarak bulabilmesi için ikinci temel koşul şudur: emekçi, kendi emeğinin gerçekleştirdiği metaları satacak durumda olmayıp, kendi benliğinde var olan emek-gücünü bir meta olarak satışa sunmak zorunda kalmalıdır.

ayni yerin devaminda:

Paranın sermayeye çevrilebilmesi için, demek ki, para sahibinin özgür emekçi ile karşı karşıya gelmesi gerekir; bu, emekçinin iki anlamda özgür olması demektir: hem emek-gücünü kendi öz metaı gibi satabilecek durumda özgür bir insan olması gerekir, hem de satmak için elinde başka bir meta olmaması, emek-gücünü gerçekleştirmesi için gerekli her şeyden yoksun bulunması gerekir.

[[1]]

kalinlastirmalar ve parantez icleri bana ait.istersen öteki alintilarinla ilgili de benzer bir örnekleme yapilabilir.kusura sen bakma ama marksist Kargalar bazen neye ve ne zaman güleceklerini gercekten kestiremiyorlar.gercekten yanlis olduguna inandigin ya da emin oldugun noktalarda iddiaci olmani öneririm.alinti bulmakta neden senden daha az yetenekli oldugumu düsünüyorsun ki?ugrastirma beni.iyi calismalar.--alibaz 21:08, 11 Ağustos 2006 (UTC)

    • Marks yasasaydi kesinlikle emek gücü sadece bir potansiyel olarak tanimladigin icin seni bir burjuva iktisatcisi olarak degerlendirirdi.:)--alibaz 22:18, 11 Ağustos 2006 (UTC)
  • == katılıyorum ==

gerçekten çok ama çok anlamsız. yaptığın alıntılarda emek-gücü'nün, salt bir potansiyel, adı üzerinde salt bir güç!ten başka hiçbirşey, "yalnızca bir kapasite"(Marks) olmadığını da başka bir şey olduğunu gösteren hiç bir şey yok, tam tersi var. Üstelik Marks bunu açık olarak söyler, üstelik bunu lise çocukları bile bilir, üstelik bunu anlamıyorsanız Kapital'in tek satırını bile anlayamazsınız ama nafile:

  • "Emek-gücü ya da emek kapasitesi sözünden, insanın, kendisinde bulunan ve hangi türden olursa olsun bir kullanım-değeri üretirken harcadığı ussal ve fiziksel yeteneklerin bütünü anlaşılmalıdır."
  • Emek-gücü,yalnızca, bir kapasite, ya da canlı bireyin gücü olarak vardır. -->(Herhalde Marks kendisini de bir "burjuva iktisatçısı" olarak değerlendirecekti bunu söylediğine göre yaşasaydı?!!!! Bence kendi adımıza konuşalım, ya da en azından destekli konuşalım asıl "polemik" sizin yaptığınız oluyor yoksa)


Daha ne desin adam bilmiyorum bunları üç yaşındaki çocukların bile anlayacağı şekilde anlatmış ama sizin kabul etmemekte nasıl bir zorunluluğunuz var onu anlayamıyorum. Bu şekilde hiç bir yere varamayız.

Yapacağınız tek şey ultra yanlış ve kaldı ki bir cümle önce söylediğiniz doğru önermeyi (kapitalist emeği değil emek gücünü alır) yalanlayan şu ultra yanlış ifadeleri atmak:

  • Emek gücü, bu baglamda, işçinin kendi emeginin bellirli bir ücret karşılığında kapitalist işletmeci tarafından satin alınmasıdır.
  • emek'in belirli bir anlamda satılan bölümü emek gücünü oluşturur

Demek ki size göre Marks emekle/emek gücünü ayırırken, emeğin değil, emek gücünün satıldığını özellikle vurgularken, sadece emeğin tümünün değil de!!!! bir bölümcüğünün satıldığını söylemek istemiştir!!! Hayret doğrusu? Bunu böyle anlamayı başaran ilk sizziniz. Peki o zaman burada ne anlatıyor:

  • Emek kapasitesi dediğimiz zaman, emekten sözetmiş olmuyoruz; tıpkı sindirim kapasitesi denildiği zaman, sindirimden sözedilmiş olmayacağı gibi.

-->Lütfen bana inanmıyorsanız üçüncü bir arkadaşınıza ya da konuyu bilen birisine buradan ne anladığını sorun, böyle saçmalık olmaz...

Kaldı ki sizin maddeye yaptığınız eklemede de bu açıkça var ama göremiyorsunuz:

"...hem de satmak için elinde başka bir meta olmaması, emek-gücünü gerçekleştirmesi için gerekli her şeyden yoksun bulunması gerekir."

yani emek-gücünü potansiyelden fiile çıkaracak (aynen marks'ın sözü bu), onu "gerçekleştirecek" (bu marks'ın ifadesi) herşeyden (öncelikle emek gücünü harcayarak hammaddeyi metaya dönüştürmesine izin verecek üretim araçlarından) üretim yoksun olması gerekir diyor. Çok basit ama neyse...

selamlar....

--Sapiens 22:46, 11 Ağustos 2006 (UTC)

  • sevgili sapiens, yaptigim degisikliklerden mutlu olmayacaksindir ama senin kendini dogruladigin alintilarin ikisini de koydum maddeye.gereksiz polemikten iyi bir sey cikti yine de sanirim, madde biraz daha genisledi.ama bence bu kadar polemik yeter.marksizmden anlayan biri olarak uygun vakitlerinizde su Şablon:Marksizm icindeki bazi bölümleri yazarsaniz benim lise-altı yaş gurubuna hitap eden eklemelerime daha az maruz kalirsiniz.yoksa korkarim yakinda marksizmi tamamen anlasilmaz hale getirecegim:))kolay gelsin.--alibaz 00:34, 12 Ağustos 2006 (UTC)
  • değerli dostum, tam tersine işin doğrusuna uygun yönde yaptığınız tüm değişikliklerden mutluluk duyuyorum. ben tartışmanın polemik veya gereksiz olduğunu da düşünmüyorum ama sizi sürdürmeye zorlayamam. bence alıntılar iyi ama daha özet olabilir. Ayrıca ikinci paragraftaki yeni eklemeleriniz de kapital'i esas aldığı için özü itibariyle gayet doğru ve önemli.

ama hala bütün bunlarla 180 derece zıt olan "emek'in belirli bir anlamda satılan bölümü emek gücünü oluşturur" ibaresi duruyor... umarım orta vadede ben yada iyi niyetine ve bilgisine daha çok güveneceğiniz bir başkası sizi bu konuda ikna edebilir...

önemli not: ne sizin genel bilgi seviyenizi, ne de marksizm konusundaki bilginizi kesinlikle küçümsemiyorum, öyle olsa tartışmazdım, bir konuyu -benim gibi- orta derecede veya çok iyi bilen birisi de o konuda pekala zaman zaman gülünç denecek hatalar yapabilir, vb...

--Sapiens 02:15, 12 Ağustos 2006 (UTC)

  • elbette burada mesele bilgi seviyesi degil.yaklaşım.maddenin son halinden kismen mennun kaldiysaniz, umdugunuz anlamdaki öteki degisiklikler icin baska arkadaslarin tartismaya dahil olmasi beklenebilir.ben bir sorun göremiyorum.baska sekillerde olsa o ifadenin degismesi de benim icin sorun degil.bir bütün maddeyi kaldirip yeniden yazabilirsiniz, müsterih olun.ama aciklamaniz ortada bir sorun olduguna dair ikna edici görünmüyor.eklemeler ortada bir sorun olmadigini göstermek icindi.bi de meseleyi bilmek-bilmemek ekseninde koydugunuz icin bana ikna edici gelmiyor itiraz noktalariniz.bu madde, tamda sizin belirttiginiz kapital alintilarindan hareketle yazildi aslinda.yine de iyi niyetiniz konusunda süphem yok.olabilir belkide ben anlamiyorum anlatmak istediginizi.ama bir yol bulunur, baskalari da ilgilenecektir umarim bu meselelerle.iyi calismalar.

--alibaz 09:35, 12 Ağustos 2006 (UTC)

artı-değer değiştir

Bu anlamda bir potansiyel emek gücü, hem gerekli-ürünü hem de artı-ürünü üretmekte ve ürettigi artı-değere kapitalist tarafından el konulmaktadır. Bu kavramlar Marks'a göre hemen bütün sınıflı toplumlarda görülmektedir ancak, kapitalist toplumsal yapıya gelindiğinde temel değişimler olduğunu da belirtir.

Artı-değer sadece kapitalist üretimde söz konusu bu yüzden ifadenin yeniden kurgulanması gerekir.

Aynen öyle. Artı-Emeğin Artı-Değere dönüşmesi için satılması yani meta üretimi gerekir.88.231.51.52 21:11, 8 Eylül 2011 (UTC)

"Emek gücü" sayfasına geri dön.