Kullanıcı mesaj:Doruksal/Belgelik-2006.02

Şablon:Doruksal/Belgelik

Malin = Kötücül değiştir

  • Mal, Malo bunlar kötü anlamına gelen Latin kökenli kelimeler

Ben, Buen, Bien, Bueno bunlar da iyi anlamına gelen Latin kökenli kelimeler.

  • benign ve malign tabii ki "Benin" ve "Malin" diye sesletilir ama en güzeli bunları iyicil, kötücül diye çevirmektir bu kelimeler elbette ilk başta kulağı tırmalasa da zamanla alışılır. Nasıl ki Ölüm den Ölümcül kelimesini türetip kullanıyorsak. Kötüden de Kötücül kullanılabilir.
  • Konuşma üslubunuza gelince: "Nasıl konuştuğunuza değil, ne konuştuğunuza önem veririm."
  • Nasıl rahatsanız öyle konuşun üslubun formatı olmaz :-)

Wisdom 00:38, 9 Şubat 2006 (UTC)

Yandın sen kardeşim bundan böyle bütün şablonları sana yaptıracağız hadi iyi çalışmalar--ormanbotanigi 15:06, 9 Şubat 2006 (UTC)

Holokost değiştir

Holokost denildiğinde sadece 2. Dünya Savaşı'nda Yahudilere uygulanan soykırım kastedilir. Tarih'de yahudilere başka soykırımlar da yapılmıştır ancak diğer soykırımlar için bu kelime kullanılmaz.


Sözgelimi yahudiler uygulanan:


  • Kazak Pogromları
  • Yunanlılar'ın Yahudilere yaptığı soykırımlar
  • Haçlı seferlerinde yahudilere yapılan soykırım


için bu kelime kullanılmaz.


Yunanca bir kelime olan Holokost "Hepsini yakmak" anlamına gelir. Bu sözcük hemen bütün dillerin sözlüklerine o dildeki yazış biçimiyle geçmiştir, özel isimdir.


Bu sebepten "Holokost" kelimesini Türkçe'ye çevirmek istiyorsak bu: "Yahudi Soykırımı" diye değil "II. Dünya Savaşında Yahudilere Uygulanan Soykırım" diye çevrilebilir.


Ama bu "Nasyonel Sosyalist" kelimesini "Ulusal Toplumcu" diye çevirmeye benzer.

Wisdom 21:45, 9 Şubat 2006 (UTC)

    • Şoa (שׁואה) İbranice bir kelimedir soykırım ile aynı anlamda kullanılır ama HaŞoa (השׁואה) şeklinde bir article ile kullanılırsa Holokost'un eş anlamlısı olarak anlaşılır. Türkçe'de article olmadığı için bunu ancak büyük harfle yazarak belirtmek mümkündür.
    • Dilde kısa ve söylenimi kolay kelimeler mutlaka uzun olanlara tercih edilir prensibi uyarınca Şoa kelimesi de bir çok dilde kabul edilmiştir.
    • Dediğiniz gibi "II. Dünya Savaşı'nda Yahudiler'e Uygulanan Soykırım" en açıklayıcı başlıktır ama bir Şablon için fazlaca uzun bir tanımlamadır. Onun için ben Şablon'da "Soykırım-Holokost" yada "Soykırım-Şoa" şeklinde kalması taraftarıyım. Ama konu başlığı dilendiği gibi belirlenebilir.

Wisdom 23:03, 9 Şubat 2006 (UTC)

Hemen başka birşey sorayım: "Tora (Torah)"nın bizdeki "töre"yle, "Parsha"nın "parça"yla açık kök ortaklıkları var gibi duruyorken, benzer bir durum "sefer" için ve "hafta"yla "HaShavuah" arasında da var mı ?

  • Dilimizde Türkçe sandığımız ama Türkçe olmayan bir çok kelime vardır. Örneğin "Çeyrek" kelimesi Farsça "Çar-Yek" yani 1/4 anlamına gelirken. Çarşamba haftanın 4. günü, Perşembe (Penc şembe) 5. günü anlamına gelir ki biz bunları kökünü bilmeden kullanırız.
  • "Hafta", Farsça "Heft" yani 7 sayısından dilimize girmiş bir kelime ve Farsça Hint Avrupa diliyken İbranice Sami Dil grubundan bir dil. HaŞavua daki baştaki "Ha" Artikeli "Şavua" kelimesine dahil değildir "The" anlamında kullanılan bir artikeldir. Ancak hafta anlamındaki "Şavua", İbranice 7 demek olan "Şeva" kelimesinden türetilmiştir. Hafta'da Farsça 7 anlamına gelen "Heft" kelimesinden.
  • Sefer kelimesine gelince "Sefer" İbranice'de "Kitap" demekken Aynı kelime Arapça'da "Yolculuk" anlamına gelir. Yani aynı dil grubunda bile aynı kelime farklı anlamlar içerebilir.
  • "Sefer Tora" Dilbilgisi olarak "Tevrat Kitabı" anlamına gelse de bu anlamda kullanılmayıp deri üzerine el ile yazılmış rulo şeklindeki Tevrat'ı tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu yüzden Türkçe'ye çevrilmez.
  • Peraşa ise Tevrat'ın her hafta okunması için 54 parçaya ayrılmış bölümlerinden her birini kasteder. Ama başka bölümler de vardır. Örneğin Tekvin 15:2 ifadesindeki 15 "Perek", 2 ise "Pasuk" numarasını gösterir. Benzer bölümleme İslam'da Cüz, Sure ve Ayet şeklindedir.
  • Töre kelimesi ile Tora kelimesi arasındaki ilişki ilginçtir, Bu 700 lü yıllarda Museviliği kabul eden Hazar Türkleri sayesinde günümüze olaşmış da olabilir tamamen "Anadolu" örneğinde olduğu gibi hoş bir ses benzeşmesi de çünkü aynı benzerlik Hazar İmparotoru olan Kaan ile Kohen yada Koen arasında da mevcuttur.

Wisdom 01:07, 10 Şubat 2006 (UTC)

Anlam Daralması ve Keskinliği değiştir

  • Türkçe'de bazı yabancı kelimeler vardır ki bunların Türkçe karşılıkları olmasına rağmen anlam ayrımı oluşması için Türkçe'ye çevrilmezler. Örneğin "Noel" kelimesi Türkçe'ye "Doğum" olarak çevrilebilir ama bu kelime "Kimin Doğumu" sorusunu karşılamaz aynı şekilde "Kutlu Doğum" ifadesi kullanılırsa bu da "Hz. Muhammed'in Doğumunu" karşılayacağından hiç çevrilmeden "Noel" bırakılır. (En iyisi de budur)
  • İbranice "Şabat" kelimesi ile Türkçe "Cumartesi" kelimesi aynı anlama gelir ama "Şabat" dendiğinde anlam keskinleşir, daralır ve "Musevilerin çalışmalarının yasak olduğu Cumartesi günü" anlamı ortaya çıkar. Arapça'da bunun için "Sebt" kelimesi kullanılır.
  • "Şavuot" İbranice'de "Haftalar" demektir. "Haftalar" kelimesi kendi başına bir anlam ifade etmezken "Şavuot" kelimesi Hamursuz Bayramı'ndan 7 hafta sonra kutlanan bir Musevi bayramını açıkladığından anlamı daha dar ve keskindir.
  • Bu sebeple eğer bir kelime Türkçe'ye çevrildiğinde anlamı genişleyecekse, çevrilmemelidir. Kavramlar ve cins isimler çevrilebilir ama Özel isimleri çevirmek gibi bir gayrete gerek yoktur.
  • Bir de Musevilik ile ilgili yazdığım makalelere dikkat ettiyseniz kullanılan İbranice dini terimlerin, İngilizce veya diğer Avrupa dillerindekilerden biraz farklı olduğunu göreceksiniz. Bu farkın sebebi Avrupa ve Amerika'da İbranice'nin Aşkenaz Telaffuzu'nun, Türkiye ve İsrail'de ise Sefarad Telaffuzu'nun tercih edilmesidir. Türkiye'deki Musevi yurtdaşlarımız Sefarad olduğundan ben Sefarad telaffuzunu tercih ettim. Örneğin "Koşer" (Kosher) yerine "Kaşer" kelimesini kullandım. İngilizce'de kelimelerin sonuna okunmayan "H" ler gelir ama bunlar Türkçe okunuş ve yazılışta gösterilmez bu yüzden "Sarah, Deborah, Torah, Menorah, Shoah" gibi kelimeler Türkçe'de "Sara, Debora, Tora, Menora, Şoa" şeklinde yazılmalı ve okunmalıdır. Ben de böyle yaptım.
  • Aynı tercihi Hrıstiyanlık ile ilgili yazdığım makalelerde de yaptım. Türkçe'ye'de Hristiyanlık ile ilgili terimler Latince'den değil bize coğrafi bakımdan çok daha yakın olan Yunanlılar'dan geçmiştir dolayısıyla Türkçe'de "Excommunicate" kelimesini değil "Aforoz" kelimesini kullanırız. Bu kelimeyi "Toplum Dışı Etmek" yada "Dışlamak" olarak çevirmek elbette mümkündür ama bir kişiyi "Toplum dışı etmek"le, "Aforoz etmek" arasında gramatik olarak hiç fark olmasa da, hak verirsiniz ki dini bakımdan çok fark vardır. "Aforoz" kelimesini duyduğunuz anda bunun Hristiyanlıkla ilgili dini bir dışlama olduğunu hemen anlarsınız ama "Toplum Dışı etmek" ifadesinden bu anlamı çıkartmak için ekstradan kahin olmanız gerekir.
  • Bu yüzden çeviri zor bir iştir her iki dile de, çeviri yaptığınız konuya da hakim olmayı gerektirir. Yerine koyduğunuz Türkçe kelime hem anlamı karşılamalı hem de anlamı genişletmemelidir. Bence çeviriler o dilin uzmanları ve çevrili yapılan konunun uzmanlarıyla ortaklaşa yapılmalıdır. Tıp için örnek verirsek. Nasıl ki bir dil bilimci hangi tümörün Malign, hangisinin Benign olduğunu bilemezse, Tıp doktoru da Lingüistik biliminin inceliklerini bilemez biri bir diğerinin işini yapmaya kalkarsa hasta ölür ve ortaya "Şimik Tedavi", "binayn" ya da "malignensi" gibi ucubeler çıkar. :-) Bu yüzden Türkçe'de hangi konu hakkında terminoloji oluşturulacaksa o konunun uzmanları ile dilbilimciler ortak çalışmalıdır.
  • Aslında biz Vikipedi'de farkında olmadan bunu yapıyoruz. Fikirleri taban tabana zıt olan kişiler bile ortak çalışma sayesinde ortaya birşeyler koyuyorlar ve ortaya konan gün geçtikçe mükemmeleşiyor.

Saygı ve Sevgiler, Wisdom 19:30, 10 Şubat 2006 (UTC)

  • Biz Atlas Okyanusu'nu "Atlantik"li söylemek istesek, "Atlas'la ilgili okyanus" anlamından giderek, "Atlantik Okyanus" demez miyiz ?

Elbette deriz ama -ik eki Türkçe bir ek değil. Bu Latince'den gelen -icus (-e mahsus, -le ilgili, -e dair) ekinin İngilizce'ye uyarlanmış şeklidir. Bunun bizdeki karşılığı -sal -sel, Osmanlıca -î yada genitivus eki olan -in ekidir Ancak bu yabancı eki illa kullanırsak Okyanus'un sonundaki -u elbette yazılmaz. Dolayısıyla Pasifik Okyanusu tamlaması gramer olarak yanlıştır doğrusunun "Pasifik Okyanus" olması gerekir.

Büyüklerimiz bunu "Edilgen Okyanusu" değil "Büyük Okyanus diye çevirmişler. Ona bu ismin verilmesinin nedeni Macellan'ın Atlas Okyanus'unun azgın dalgalarından sonra Büyük Okyanus'u sütliman bulmuş olmasıdır. Yani buradaki "pasiflik" barıştan değil "durgunluk"tan gelmektedir.

Ben de kesinlikle "Büyük Okyanus" kullanımından yanayım. "Atlas Okyanusu" "Atlas'ın Okyanusu", "Atlas Okyanus" hepsi doğrudur ama "Altas Okyanusu" tercih edilmiştir. Bu tercih meselesidir maalesef bu konuda Türkçe'de bir standart yok.

Örneğin İnegöl Köfte ama İzmir Köftesi gibi.

Bunun sebebi ise İngilizce çekimli bir dil değildir ve genitive case "of" edatı ile yapılır yada sıfata "'s" veya "-ic" eki eklenir isim üzerinde ise değişiklik yapılmaz. Oysa Latince'de Bu tamlama "Atlası'ın Okyanusu" şeklinde söylenir ve hem isim hem de sıfat çekime tabi tutulur.

Bu tür tamlamalar dilimize aktarılırken "Belirtili tamlama" mı yoksa "belirtisiz tamlama" mı kullanılacak tereddüt yaşanır.

Sözün özü -ic yada -ik ile biten tamlamalarda ismin sonuna -u eklemek bence doğru değildir.

Bazen bir yanlış öyle yerleşir ki artık doğru kabul edilmeye başlar. Buna eski dilde "Galat-ı meşûr" derler. Hatta "Galat- meşûr, fasîh-i mehcûrdan evlâdır." diye bir söz vardır ki "Yaygın olarak yanlış kullanılan söz, artık kullanılmayan terkedilmiş sözden üstündür" demektir.

Örneğin bir çok kişi "Mütevazi" kelimesini kullanır bu yanlıştır doğrusu "Mütevazı" dır. "Mütevazı" "tavazu" dan gelirken "Mütevazi" "müvazi" yani paralelden gelir.

Wisdom 18:48, 12 Şubat 2006 (UTC)

Yanlış ve yerleşmiş kullanımlar değiştir

Aslında bu depressa ve depressus kullanımı eski ve yerleşmiş yanlış kullanımın kolay terkedilememesinden kaynaklanıyor.

Böyle bir yanlış kullanımda Türkiye'de Aya Yorgi olarak söylenilen Ayos Yorgos'da da vardır Aya Yorgi Yunanca'da Azize Yorgo demektir :-) Yorgo erkek ismi olduğundan onun sıfatı da erkek olarak çekilmeli Aziz Yorgo yani Ayos Yorgos denilmeliydi ancak. Heralde Aya Sofya'nın verdiği bir kullanım alışkanlığı ile Yorgo'yu da azize yapıvermişiz.

Latince'de de bu türden hatalar sıkça yapılabilmektedir. Gerçi farkedildikçe düzeltiliyor ama eski alışkanlıklar da kolay terkedilemiyor.

Wisdom 20:54, 23 Şubat 2006 (UTC)

Ninja Turtles değiştir

Türkçemizde tortoise ve turtle gibi kara ve deniz kaplumbağalarını tanımlayan iki kelime olmadığından "deniz kaplumbağası", "su kaplumbağası", "kara kaplumbağası" ifadeler kullanmıyoruz. Ancak yine dilimizde bulunan tosbağa kelimesini sadece kara kaplumbağaları. kaplumbağa kelimesini de sadece deniz ve su kaplumbağaları için kullanan herpetologlar var ki ben de bu görüşü savunuyorum aynı anlama gelen iki kelime hiç bir işe yaramaz bunların anlamları daraltılmalıdır.

Türkiye'de yaşayan tüm kaplumbağaların kabul edilmiş Türkçe isimleri vardır.

Ancak bunlardan bir tanesi olan Chelonia mydas'a Çorba Kaplumbağası deniyor ve bu ismi de beni rahatsız ediyor. Bu ismin değiştirilmesi için bir girişimde bulunacağım daha sonra size diğer türlerin de Türkçe isimlerini yollarım.

Wisdom 21:03, 23 Şubat 2006 (UTC)

Okyanuslar değiştir

Öncelikle sorunuzu dilbilgisi açısından mı soruyorsunuz? Yoksa güncel kullanım açısından mı?

Çünkü yanıt değişecektir. Bu gün yaygın kullanılan bir çok tamlama dilbilgisi kuralına uymaz.

Kunuya şöyle başlayalım öncelikle "Pasifik" kelimesini kullanmıyoruz bunun yerine "Büyük Okyanus" kullanıyoruz. Burada herkes hem fikir.

Şimdi "Hint Okyanus" mu "Hint Okyanusu" mu?

  • "Hint Okyanusu" doğrusu
  • "Hindi Okyanus" da olur ama "Hint Okyanus" olmaz.
  • "Hintsel Okyanus" olur (gramer olarak)
  • "Hindik Okyanus" da olur (Gramer olarak)

ama eğer sadece "Hint" takı almadan kullanılacaksa "Okyanusu" olur. Çünkü burada Hint Okyanusun özelliğini anlatan bir tamlayan değil


Atlas'a gelince.

"Atlas Okyanusu" doğrudur ama eğer "Atlantik" derseniz o zaman "Okyanusu" diyemezsiniz "Okyanus" olur. Yani

  • Atlas Okyanusu (Doğru) Belirtisiz isim tamlaması.
  • Atlantik Okyanus (Doğru) (Ama Türkçe'de bu -ik eki yok)
  • Atlantik Okyanusu (Yanlış)
  • Atlas Okyanus (Yanlış) (Bu olmaz çünkü Atlas burada Okyanusun cinsini belirtmiyor buradaki Atlas kumaş anlamındaki Atlas olsaydı o zaman Okyanusun cinsini belirteceğinden "Atlas Okyanus" olurdu ama buradaki Atlas özel isim.

aynı mantıkla

  • Pasifik Okyanusu (Yanlış) (Kullanılıyor ama yanlış)
  • Pasifik Okyanus (Doğru) (Kullanılmamasına rağmen doğru)
  • Durgun Okyanus (Şimdi ben uydurdum ama doğru)
  • Büyük Okyanus (Kullanılması gereken)

yani eğer sonu -ik -sel -î gibi eklerle bitiyorsa ile bitiyorsa Okyanus ek almıyor

Tamlayan'ın sonu yalınsa tamlanan isim -su alıyor ama başındaki kelime Okyanusu tanımlayan bir kelime ise yine almaz. Örnek "Pasif Okyanus", "Durgun Okyanus"

Sonuç

  • Büyük Okyanus (Büyük kelimesi okyanusu tanımlayan bir tamlayan bu yüzden her ikisi de eksiz)
  • Atlas Okyanusu (Atlas özel isim okyanusun özelliğini tanımlamıyor bu yüzden okyanus -u eki alacak.
  • Hint Okyanusu (Aynı şekilde Hint özel isim okyansun niteliğini açıklamıyor bu yüzden okyanus -u eki alacak.

Wisdom 21:58, 27 Şubat 2006 (UTC)

"Doruksal/Belgelik-2006.02" kullanıcı sayfasına geri dön.