Kullanıcı:Erturac/Türkiyedeki buzullar


TÜRKİYE'DEKİ BUZULLAR

değiştir

Türkiye’de ki buzullar ve buzul jeomorfolojisi; 19.yy.’ ın sonlarından itibaren başlayan ve 20 yy.dan bu yana sayıları giderek artan farklı boyutlardaki birçok çalışmaya konu olmuştur[1]. Bu çalışmalar incelendiğinde, Türkiye’de ki buzul jeomorfolojisine ait örneklerin çok büyük oranda würm buzullaşmasına ait olduğu, würm buzullaşmasının kendinden önceki buzul jeomorfolojisini çok büyük oranda tahrip ettiği son glasiyal maksimumundan sonra yaşanan klimatik maksimum döneminde Türkiye’de ki buzulların hemen tamamen çekildikleri ve sonraki soğuk koşullar altında tekrar gelişerek bugünkünden daha geniş alanlara yayıldıkları, güncel buzulların ise bu buzulların giderek küçülüp günümüze kadar gelen örnekleri olduğu, buzullardaki küçülmelerin her geçen gün daha hızlı bir erime ile kütle kaybına uğramaya devam ettiği gibi genel sonuçlara ulaşılmaktadır. Türkiye’de ki güncel buzulları aşağıdaki gibi gruplamak mümkündür. Bunlar;


DOĞU KARADENİZ DAĞLARINDAKİ BUZULLAR

değiştir

KAÇKAR BUZULLARI

değiştir

Rize Dağları kütlesi üzerinde yer alan Kaçkar buzul bölgesinde halen farklı boyutlarda güncel buzullar bulunmaktadır. Büyük ve Küçük Kaçkar buzulları ile bunlardan çok daha küçük olan Kaçkar III buzulu önemlileridir. Krenek I,Krenek II ve Dübe buzulları diğerlerine göre çok daha küçük olan Kaçkar Dağı buzullarıdır.

VERÇENİK BUZULLARI

değiştir

Verçenik buzul bölgesinde 2 güncel buzul yer alır.Bunlar;Sinançor ve Dilektepe buzullarıdır.Sinançor buzulu kuzeydoğu aklanında ve yaklaşık 300 m uzunluğunda,Dilektepe buzulu ise Verçenik zirvesinin kuzey yamacında ve yaklaşık 700 m uzunluğunda olduğu ölçülmüştür.

ALTIPARMAK VE BULUT DAĞLARINDAKİ BUZULLAR

değiştir

Doğu Karadeniz dağlarının en doğu bölümünde halen küçükte olsa buzul barındıran yükseltiler Altıparmak ve Bulut dağlarıdır. Kırmızı gedik buzulu Altıparmak Dağlarının laz gediği zirvesinde bulunur.Kırmızı gedik buzuluna göre daha küçük olan Avucur buzulu ise bulut dağlarının Kindevul zirvesi üzerinde yer alır.

GAVUR DAĞLARI BUZUL SAHASI

değiştir

Gavur Dağları silsilesinde bulunan abdal Musa zirve nahiyesindeki buzul kütlesinin olduğu sahadır. Abdal Musa buzul bölgesinde yer alan zirvelerde kar örtüsü altında buzul jeomorfolojisinin tipik aşındırma ve biriktirme şekillerini görmek mümkündür. Bu yeryüzü şekillerinden biride zirve yakınlarındaki buzul çanaklarıdır.Avliyani Buzulu da 3331 m yükseltide bulunan Abdal Musa buzul çanağı içinde varlığını koruyabilmiş sirk buzuludur.

KARAGÖL BUZUL SAHASI

değiştir

Doğu Karadeniz buzul bölgesinin batısındaki son buzul sahasıdır. Giresun dağlarının en yüksek zirvesini temsil eden Karagöl kütlesi çok sayıda sirk gölü ve çok tipik buzul jeomorfolojisi arz eder.Bu sirk çanaklarının büyük çoğunluğu içlerinde mevsimine göre su yada kar bulundurmaktadır.Ancak en yüksekteki Karagöl sirk çanağının dik duvarı üzerindeki ve yamaçlarındaki kar örtüsünün altında geniş alan kaplamayan ve çok kalın olmayan buzuldan söz etmek mümkündür.

ORTA TOROSLARDAKİ BUZULLAR

değiştir

Orta Toroslar büyük alanlar kaplamayan,belirli buzul bölgelerine sahiptir.Aladağlar ve Bolkarlar Orta Toroslar üzerindeki 2 güncel buzul bölgesidir.bu 2 buzul bölgesi dışında Orta Toroslar güncel buzul barındırmazlar.

ALADAĞLAR

değiştir

Bu buzul bölgesindeki en yüksek zirveler Demirkazık 3756 m ve Kaldı 3726 m zirveleridir.Bu zirvelerin kuzey yamaçlarında kısmen örtülü durumda yer yer küçük buzullara rastlamaktadır.Demirkazık buzulu,Demirkazık zirvesinin kuzey bölümündeki buzul çanağı içinde,güneşten korunaklı bir konumdadır.Kaldı zirvesinin kuzeyinde Kaldı-Güzeller zirveleri arasında bulunan Kaldı buzulu dar bir vadi içinde,üzerindeki moloz örtüsü ve buzul yarıklarıyla dikkati çekmektedir.Yedigöller buzulu ise morenler tarafından örtülü durumdadır.

BOLKAR DAĞLARI

değiştir

Orta torosların diğer buzul bölgesi Bolkar Dağları yüksek kütlesidir.Bu buzul bölgesinde Kurter (1991) tarafından yapılan güncel buzul araştırmaları konulu çalışmada,varlığını hala koruyabilen üstü kısmen örtülü bir buzul belirlenmiştir.Bu buzul,Bolkar Dağın Medetsiz Zirvesi 3524 m yakınlarında 3350-3000 m yükselti kademesinde bulunan bir sirk buzuludur.

GÜNEYDOĞU TOROSLARDAKİ BUZULLAR

değiştir

Güneydoğu Toroslar üzerindeki güncel buzulları 3 buzul bölgesinde toplamak mümkündür.Bunlar;Cilo(buzul) Dağları,Sat (ikiyaka)Dağları,ve Kavuşşahap Dağları üzerindeki buzullardır.Cilo Dağları üzerindeki buzular kabaca kuzeybatı güneydoğu doğrultuda sıralanmış olan 5 ayrı buzuldan oluşur.Bunlar;Erinç(supa durek) Buzulu,Mia Hvara buzulları(batı,orta,doğu)buzulları ve İzbırak(Uludoruk,gelyaşin)Buzuludur.

SAT (İKİYAKA) DAĞLARI

değiştir

Bu dağların üzerindeki buzullar 3540 m yükseltide Sat Dağı ile 3356 m yükseltide Gevaroki Dağı zirve nahiyelerinde bulunur.Geverok buzulu 1 km civarındaki uzunluğu ile bu sahadaki en büyük buzuldur.Zirvelerin alt seviyelerinde çok sayıda basamak sirkler ve buzul çanağı gölleri yer almaktadır.

KAVUŞŞAHAP DAĞLARI

değiştir

Bu dağların üzerindeki buzullaşmalarda Güneydoğu Toroslar üzerindeki diğer buzul bölgesidir.Van Gölünün güneyinde kabaca Doğu-Batı doğrultusunda uzanan yüksek dağlık kütle İhtiyar Şahap Dağları olarak bilinir.Hasanbeşir tepe,Artos Dağı buradaki önemli zirveler olup kaybolmak üzere olan buzul örnekleri bu yükseltilerin korunaklı lokasyonlarında bulunur.Doğu tarafından burada yapılan araştırmada 8 canlı buzul noktası belirlenmiş olup bunlardan sadece 4 - 5 tanesi tipik buzul görüntürünü halen korumakta,diğerleri ise morenler ile örtülü haldedir.

AĞRI DAĞI BUZULU

değiştir

Türkiye’de ki tek güncel Take Buzulu örneği Ağrı Dağı zirvesindeki örtü buzuludur.Ağrı Dağının zirvesi ve krater çukuru örtü buzulu ile kaplı olup bu buzul hemen hemen her yöne ait yamaçlardan uzunluklar 1-2.5 km arasında değişen 10 kadar buzul dili şeklindeki saçak buzullarına sahiptir.Kraterin kuzey tarafında Cehennemdere Vadisi içine yerleşmiş olan ve bzuul dili şeklinde inen saçak buzulu bunlardan en büyüğüdür.Burada eğimin çok dik olması bu buzul dilinden kopan buz kütlelerinin aynı vadinin aşağı kısımlarında birikerek,uzunluğu 3 km aşan ve 2370 m yükseltilere kadar inen rejenere glasiyenin oluşmasına neden olmuştur.Takke Buzulundan çıkan saçak buzulları yamaçların eğim ve engebelilik özellikleri nedeniyle dar derin buzul çatlakları barındırırlar.Takke Buzulunun alanını Kurter(1991)kabaca 10 km2 olarak hesaplamıştır.Buzuldaki erimeye bağlı alansal küçülme kuzeye bakan yamaçlarda pek etkili olmamakla birlikte güneye bakan yamaçlarda ise daha belirgin olarak gerçekleşmiş olup bu gelişme halende devam etmektedir.

SÜPHAN DAĞI BUZULLARI

değiştir

Van Gölü'nün kuzeyinde yer alan Süphan Dağının 3700 metrelerde,daimi kar sınırı üstündeki buzul bölgesinde bulunan irili ufaklı buzullardır.Büyük Ağrı Dağından sonra 2. En yüksek volkanik dağ olan Süphan Dağının zirve yüksekliği 4058 metredir. Zirve ve yakın çevresi,eski krater ve onun içindeki koniden oluşan bir polisiklik-plijenik karakter arz eder.Buzulların bir kısmı eski kraterin yamaçları üzerinde bulunur.Güncel buzulların diğerleri ise yeni koni üzerinde bulunmaktadır.Ölçülen en büyük boyutlara sahip güncel buzul Süphan Dağı eski kraterinin kuzey yamacında bulunur.Süphan Dağı üzerindeki buzulların toplam alanlarının zaman içindeki değişimi;hızlı bir erime ile alansal küçülme şeklinde olmuştur.

ERCİYES DAĞI

değiştir

Erciyes Dağı buzul bölgesindeki buzullaşmaların delillerini genel olarak 4 vadi ve 1 sırtta görmek mümkündür. Bunlar; Kuzeybatıya doğru uzanan Aksu Vadisi kuzeydoğuya doğru uzanan Öküzdere Vadisi,bugünkü kayak merkezinide kısmen içine alan ve doğuya bakan Üçker Vadisi,diğerlerine göre daha küçük olan batıdaki Kırkpınar Vadisi ile güneydeki Topaktaş Sırtı buzul sahalarıdır.

TÜRKİYE KUVATERNER BUZULLARI

değiştir

Kuvaterner buzul yerşekilleri: Türkiye’de Kuvaterner buzul yerşekillerinin çoğu üç bölgede meydana gelmiştir: 1-Akdeniz kıyısı boyunca Toros Dağları, ve güney-doğu Türkiye 2-Doğu Karadeniz Bölgesi boyunca dağ aralıkları 3-Anadolu Platosundaki volkanlar ve bağımsız dağ silsileleri.

TOROS DAĞLARI

değiştir

Türkiye'nin Güneyinde uzanan bu dağ sistemi 3 bölüme ayrılmıştır: -Güneydoğu Toroslar -Orta Toroslar ve -Batı Toroslar

GÜNEYDOĞU TOROSLAR

değiştir

Toros dağları ile Zağros Dağları arasında kavşak konumundadır. Bu dağların yüksek kesimlerinde modern buzullar yer alır. Bu bölgede ağır kış şartları hakimdir. Burada bulunan Buzul dağları, ikiyaka dağları, kavuşşahap dağları buzullaşmanın görüldüğü alanlardır.Ayrıca ülkenin güneydoğusunda bulunan Cilo Dağı Toros-Zağros aralığının en yüksek sektörünü oluşturur.

ORTA TOROSLAR

değiştir

Akdeniz kıyısı boyunca uzanan orta torosların en önemli buzul çökelleri Aladağlar ve Bolkar dağlarındadır. Hacer Vadisinin doğusunda bulunan 1.4 km derinliğindeki buzul vadisi birkaç moren sırtı içerir.

BATI TOROSLAR

değiştir

Toros dağlarının güneybatı kısmında yer alan Sandıras dağında yer alan moren kayaları burada buzullaşma olduğunu kanıtlar. Yine burada bulunan Honaz Dağı, Avraz Dağı, Barla Dağında bulunan buzullaşmaya kanıt morenler vardır.

DOĞU KARADENİZ BOYUNCA DAĞ ARALIKLARI

değiştir

Sahil boyunca paralel uzanan dağ serisi burada buzul belirtileri gösterir. Karadeniz dağları Sibirya yüksek basıncının etkisi altında kalır. Karadeniz dağlarının en yüksek parçası Rize dağlarıdır. Burada bulunan Kaçkar Dağlarında buzul sirk göllerinin olması buzullaşmanın bir kanıtıdır. Ayrıca Giresun ve Pontus Dağları üzerinde morenlerin varlığı burada buzullaşmanın olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak: Türkiye’deki buzul jeolojisine ait araştırmalar burada kuvaterner buzullarının varlığını ortaya koymaktadır. En eski ve en kapsamlı buzul gelişmelerinin Doğu Karadeniz Dağları üzerindedir. Akdeniz çevresinde ise Batı Toros Dağları üzerindeki Sandıras Dağı, Dedegöl Dağı ve Türkiye’deki Erciyes Dağı bigi dağların buzul kronolojisinin varlığı ortaya koyulmuştur. Türkiye’deki dağlar holosen de bir buzullaşma yaşamış kuvaternerde buzullaşma devam etmiş ve bahsedilen sahalardaki buzullaşma belirtileri olan moren ve sirk göllerinin varlığıyla kanıtlanmıştır. Türkiye’de yer alan toplam 27 tane buzullaşmaya maruz kalmış alan vardır:Bunlar: 1. Sandıras Dağı 2. Uludağ 3. Honaz Dağı 4. Akdağ 5. Beydağ 6. Barla Dağı 7. Davraz Dağı 8. Dedegöl Dağları 9. Geyik Dağı 10. Ilgaz Dağı 11. Bolkar Dağları 12. Aladağlar 13. Erciyes Dağı 14. Soğanlı Dağı 15. Karagöl Dağı 16. Karadağ 17. Mercan Dağları 18. Esence Dağları 19. Doğu Karadeniz Dağları 20. Mescid Dağı 21. Süphan Dağı 22. Kavuşşahap Dağları 23. Balık Gölü 24. Buzul Dağları 25. İkiyaka Dağları 26. Ağrı Dağı 27. Karaçal Dağı

ÖRNEK BUZUL İNCELEMESİ

değiştir

AĞRI DAĞI BUZUL İNCELEMESİ[2]

değiştir

Ağrı dağı buzullar genç kuvaterner buzul vadisi kalıntıları olarak kabul edilir ve iklim topografya yamaç yönelimi buzulları korumak için elverişlidir denebilir. Ağrı Dağı'ndaki buzulların değerlendirilmesi gelecekteki araştırmalar için temel veri ve rapor oluşturmada büyük önem taşır. Orta doğudaki en önemli glasiyerlerden biri Ağrı Dağıdır. Çünkü bu zirvede uygun geometrik yükseklik koşulları ve hakim iklim koşulları elverişlidir. Bununla birlikte önemli geri çekiliş gözlenir. Ağrı dağındaki dalgalanmalar uzaktan algılama teknikleri ile raporlanmıştır(Landsat - Aster verileri; 1976-2011 görüntüleri ve uzun vadeli iklim verileri kullanılmıştır). AĞRI DAĞI: İran, Ermenistan, Azerbaycan sınırlarına yakın Türkiye’nin doğusundadır. Türkiye’nin en yüksek Orta Doğunun 3. Yüksek dağıdır. Ağrı dağı iki ayrı koniden oluşur(atıl stratovolkan). Bunlar Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı’dır. 1800km²lik bir alanı kaplar. Ağrı dağı ile ilgili çalışmalar Eski ve Ortaçağda vardır. Buz takkesindeki araştırmalar ilk kez 1830-1840’larda Avrupa dağcıları tarafından yapılmıştır. Blumental’e göre; Buz tepesindeki zirveden 11 glasiyer buz çıkmıştır. Ancak bunların alansal ölçüleri yoktur. !980’lerden bu yana ağrı’daki buzullarla ve buzulların koşullarıyla ilgili bir araştırma yapılmamıştır. Ağrı Dağındaki buz kılıfları Landsat ve Aster çok zamanlı ve çok bantlı uydu görüntüleri kullanılarak 1976-2011 tarihleri arasındaki görüntüler değerlendirilmiştir (landsat’lar: USGS’den, Asterler: Wist aracılığıyla GLIMS’den alınmıştır). Düşük kar ve bulutluluk örtüsü olan görüntüler geç yazdan ve erken sonbahardan seçilmiştir. Bu görüntüler kullanılarak Arcgıs 9.3 ile buz örtüsü sınırlarını çizmek için uygulamaya geçilmiştir. Buz takkesinin planimetrik yüzey alanı geri çekilme-daralma miktarını belirlemek için kullanılmıştır.değişim oranı görüntü toplama tarihlerine dayanarak hesaplanmıştır. Buz takkesindeki çekilme oranı hesaplanırken yıllara dikkat edilmiştir. Doğu Beyazıt ve Iğdır hava istasyonları, Buz takkesindeki alansal değişimler ve iklim ilişkilerini incelemek için kullanılmıştır. Buradaki uzun vadeli sıcaklık ve yağış verilerine bakılmıştır. 2010 mayıs iklim verileri Türk Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yemin edilmiştir. Ağrı Dağı büyük ölçüde Anadolu platosunun kıtasallığından etkilenir. Kıtasallık nedeniyle kıta yıl boyunca soğuk ve kurudur. Ağrı Dağındaki buz takkesinin en son uydu görüntüsüne göre (6 Eylül 2011) ağrı Dağı buz örtüsü 5.66±0.57km²lik bir alanı kaplamaktadır. Buz takkesinin çevresi yaklaşık 10km civarındadır. Birkaçtane de buz kılıfı ortaya çıkmaktadır. Buz takkesi güçlü bir asimetrik bir şekil sergiler. Bu doğu-batı yönünden yaklaşık 4km daha uzundur ve kuzey-güney doğrultusundadır. Güneyde: 4.600m, Kuzeyde: 4250m aşağılara ulaşır. En düşük yükseklik ise doğuda: 4300m, batıda:4100m.dir. Buzul takkesinin merkezinde 4750 m rakıma sahip bir plato vardır. 1976-2011 arasındaki uydu görüntülerinde önemli alan kayıpları olduğu anlaşılmaktadır. 1976’da 7.98±0.80km²lik alan kaybı kaydedilmiştir. 2011 ölçümleri %29 alan daralması olduğunu söylemektedir. Alansal ölçüde bu durum güçlü bir negatif doğrusal eğim gösterir. Ağrı dağındaki buz takkesindeki değişimin çoğu güney yamaçlarda meydana gelmiştir. 1976’da buz takkesindeki dağın güney yamacından 4250m aşağı, kuzey yamacından ise 4000m kadar geri çekildiği görülmüştür. Bu değerler 2011’de 4600m-4250m.dir. Bölgede hava sıcaklıklarında giderek artış gözlenmiştir; fakat yağışta anlamlı bir değişme yoktur. Erime özellikle yaz döneminde gerçekleşmektedir. Benzer ısınma eğilimleri Türkiye’nin diğer bölümlerinde de görülmektedir. Örneğin; Erciyes’te 4.2m.lik bir çekilme vardır. Bu dönemlerde yağışta bir değişiklik yoktur ve artan sıcaklık çekilmeyi açıklayabilir. Sonuç olarak Ağrı Dağındaki buz takkesi son 3 yıldır geri çekiliyor. 1976’dan günümüze %29 oranında alan kaybetmiştir. Benzer çekilmeler başka yerlerde de görülüyor. Değişimin büyük oranı güney yamaçlarda muhtemelen doğrudan radyasyon tarafından gerçekleştirilmiştir. Bölgede uzun dönemli iklim verileri değerlendirilmiş ve hava sıcaklıklarında genel bir artış eğilimi, yağışta ise anlamlı değişiklikler saptanmamıştır. Buna göre Ağrı Dağı ısınma eğiliminden etkilenmiştir denebilir.

KAYNAKÇA

değiştir
  1. ^ Sarıkaya, A.M., Çiner, A., Zreda, M., 2011. Quaternary Glaciations of Turkey. Developments in Quaternary Science. 15. 393-403. doi: 10.1016/B978-0-444-53447-7.00030-1.
  2. ^ Sarıkaya, A.M., 2012. Recession of the ice cap on Mount Ağrı (Ararat), Turkey, from 1976 to 2011 and its climatic significance. Journal of Asian Earth Science, 46, 190–194.
  • SAÜ Coğrafya Bölümü, Kuvaterner Coğrafyası dersi kapsamında hazırlanmıştır.