Kullanıcı:Eliflarabolat/deneme tahtası

Bilgi Edinme Hakkı/Özgürlüğü bireyleri yönetime dahil eden bir haktır. Bireyler kendileriyle doğrudan ilgili olsun veya olmasın devlette veya kurum ve kuruluşlardaki merak ettikleri herhangi bir bilgi edinme hakkına sahiptir.  Diğer bir deyişle bilgi özgürlüğü devlet ve kamu kurumları tarafından tutulan bilgilere erişim hakkı olarak da tanımlanır. Son yıllarda bu hak/özgürlük gelişmekte olan ülkelerin de içerisinde bulunduğu bir çok ülke tarafından FOI Yasalarının kabul edilmesi ile tanınmaktadır. Bu hak/özgürlük bireylerin bilge ilişkileri doğru ve bilinçli seçimler yapma yeteneğini geliştirmek ve bireylerin yönetildikleri devlet tarafından kötü yönetim ve yolsuzluğa maruz kalmamaları için bireyleri bilinçli hale getirmek adına önemli bir özgürlüktür. Ayrıca bu özgürlük hükümetlerin şeffaflığı ve hesap verilebilirliği noktasında bir ön koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu özgürlük 2006 yılının Haziran ayındaki verilere göre yaklaşık 70 ülkedeki devlet kurumları tarafından tutulan bilgi ve belgeleri uygulanan bilgi özgürlüğü yasasına sahiptir. Ayrıca bu ülkelerin 19’unda bilgi özgürlüğü mevzuatı özel kurumlara da uygulanmaktadır.

1958 yılında Birleşmiş Milletler’in ekonomik ve sosyal konseyin bilgi edinme özgürlüğünün (FOI) insan hakkı olduğu üzerinde hemfikir kalmıştır. Bu insan hakkının tesis edilmesi üzerine bir adım atılmıştır. Bu adım sonrasında oluşturdukları taslak beyanname 1960 yılında gözden geçirilmesi için genel kurula iletilmiştir. Dünya ülkeleri bu özgürlük üzerine hemfikir kalsalar da bilgi edinme özgürlüğünün (FOI) temininin ülkelerce farklı kavramlara ve yorumlara yol açtığını  açık bir şekilde ifade etmişlerdir .

Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası her ne kadar 1966 yılında ABD’de yürürlüğe girse de bundan önce de bu konuda ABD’de büyük tartışmalar dönmüş ve gündemi meşgul etmiştir. 6 Eylül 1966 Lyndon B. Johnson’ın (36. ABD Başkanı) isteksiz olarak imzaladığı bilgi edinme özgürlüğü yasası (FOIA) ABD tarihindeki en kapsamlı bilgi erişim yasasını yürürlüğe koymuştur. Başkan Johnson yine bu konuda gösterdiği isteksizliği normal uygulamada olan bir yasa tasarısının imzalama törenine dahi katılmayarak göstermiş bulunmaktaydı. Başkan Johnson bu konudaki fikirlerini şöyle ifade etmekteydi;

‘Ulusal Güvenlik her zaman halkın bilgi edinme hakkından önce gelecektir’. Bu yasa 6 Eylül 1966 yılında yürürlüğe girerek hem ABD’nin bağımsızlık bildirgesine hem de ABD’nin yasasını geliştirmek adına büyük bir adım olarak görülmüş ve bu adımın atılmasıyla çeşitli gelişmeler özgürlük bildirgesinde ve anayasada zamanla kendini göstermiştir. Anayasada bu konudaki ilk değişiklik Toplanma ve Basın Özgürlüğü Yoluyla Bilgi Erişimi ve Alışverişi üzerine odaklanarak bu politikanın önemini arttırmış bulunmaktaydı. ABD  Hükümeti’nin halkına hesap verilebilirliğinin arttırılması ve halkın hükümetin ne yaptığını bilmesi adına bu yasa ABD halkı için son derece önemli bir yasa sayılmaktadır.

1970’lere gelindiğinde ise odaklanılan bilgiler temel olarak haberdir. Serbest uluslararası haber akışı dengesizlik göstermekteydi ve uluslararası haber ajansları dengesiz bir şekilde kuzeyi güneyden daha çok haber ediyordu. Soğuk Savaş Dönemi’nin üçüncü tarafı olan Bağlantısızlar hareketindeki ülkelerin de liderliğinde Yeni Dünya Bilgi ve İletişim Düzeni (NWICO) önerdiler. Öneri üzerine bu kavram dünyanın yeni ekonomik düzen kavramı ile doğrudan ilişkili hale gelmiş bulunmaktaydı. Yine Bağlantısızlar hareketindeki ülkelerin liderliğinde önerilen bu kavram hem pratik hem de normatif değerler içermekteydi .

Bağlantısızlar Ülkelerinin başını çektiği Yeni Dünya Bilgi ve İletişim Düzeni (NWICO) Hareketi 1970’lerin sonuna doğru sonuç verdi. 1978’de  UNESCO tarafından kabul edilen kitle medya bildirgesinin yayınlanmasına yol açtı . Üstelik bununla da kalmadı 1980 yılında Bağlantısızlar ülkelerinin tarafından NWICO temelini koyan bir karar daha kabul edildi. Normatif unsurların bu şekilde yerine getirilmesinin ardından pratik unsurlar adına da yine UNESCO himayesinde Uluslararası Geliştirme Programı oluşturuldu.

Normatif unsurlar uluslararası haber raporlarının içeriğine ilişkin temel kurallar  ve Dünya’da uluslararası bir şekilde dağıtılmış haberler için büyük oranda devlet sorumluğu istemekteydi. Kritik kısım ise iki savaş yaşayan dünyada gelişmekte olan ülkeler için kendilerinin iç işlerindeki haber ajanslarının güçlendirilmesini içeriyordu .

Teknoloji ve Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası aslında genellikle bilgi edinme özgürlüğü yasası aracılığıyla talep edilen bilgilerin daha kolay öğrenilmesi ve ulaşılmasına yol açtı. Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası 1966 yılında yürürlüğe girdiğinden itibaren hükümet sadece kağıt belgeleri bu yasa çerçevesinde dikkate aldı . Bilgisayarlar ise bu yasa çerçevesinde o dönemin şartlarıyla dikkate alınmadı . Fakat teknolojinin hızla gelişmesi ile Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasasının üzerindeki teknolojik etki de giderek arttı.

Elektronik kayıt sorunları 1980 yılının ikinci yarısında endişe verici bir hale geldi.  1980’lerin sonunda elektronik bilgi konularının önemini belirtmek için Benton Vakıf, 1989 yılında Elektronik Kamu Bilgisi ve Halkın Bilme Hakkı başlıklı bir konferans düzenledi.

Bilgi Edinme Özgürlüğünün desteklendiği en önemli Uluslararası kurum olan Birleşmiş Milletler, kuruluşundan bu yana bu özgürlüğü  sözleşmelerinde desteklemiş ve teşvik etmiştir. Birleşmiş Milletler’in buradaki amacı; dünya halklarının birbirleri hakkında daha çok bilgi edinmeleri ve ücretsiz bir şekilde bilgi alışverişi yaparak birbirlerini tanımalarını, sınırsız fırsatların ortaya çıkmasını ve uluslararası anlayışı teşvik etmenin kesin bir yolu olarak gördüğü bilgi edinme özgürlüğünü desteklemiştir.

2. Dünya Savaşı sırasında Federation International of Journalist’in  çalışmaları, Allies of Free Countries Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) tarafından İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleştirildi . Bu savaş örgütü gazetecilik mesleği alanında bilgi alışverişi yapmaya, savaş esnasında ülkelerinden sürgün edilen meslektaşları için seyahat olanakları sağlamaya, devletlerin silahlı kuvvetlerindeki meslektaşlarıyla temas kurmaya ve dünyadaki tüm gazetecileri gazetecilik mesleği çerçevesinde profesyonel bağlarla bağlamak istemektedir. Bu isteklerini de Uluslararası Federasyon kurarak yapmak istemektedirler.

Müttefik veya özgür ülkeleri Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) 1946 yılının Haziran ayında Kopenhag’da 21 ülkeden delegeleri uluslararası bir gazetecilik örgütü kurmak için oy kullandıkları bir toplantıda dağıtıldı. Ancak dağıtılan bu organizasyon Doğu Avrupa ülkelerindeki gazetecilerin eline geçtiğinde ortaya yeni bir organizasyon olan Uluslararası Gazetecilik Federasyonu (IFJ) çıktı. Bu organizasyon 1951 yılının Ekim ayında Fransa’nın başkenti Paris’te yeni profesyonel gazeteci ve üç Fransız sendika daveti üzerine kuruldu.

İnsanların hayatında büyük bir öneme sahip olan özgürlük kavramı bilgi edinme alanında da kendine yer bulmuştur. Bilgi özgürlüğü kavramı insanlara  devlet, kamu veya kamu kuruluşlarındaki bilgi ve belgelere kendileriyle doğrudan ilgili olsun veya olmasın bu bilgi ve belgelere ulaşma hakkını vermiştir. Bilgi edinme hakkı/özgürlüğü 20. yüzyıldan itibaren insanların ve devletlerin gündeminde daima yer bulmuştur. Bu hak/özgürlük sadece gündemle kalmayıp yapılan girişimler sonucu günümüzdeki halini almıştır.  Günümüzde bilginin en büyük silahlardan biri olduğunu düşündüğümüz zaman bu hakkın/özgürlüğün ne demek olduğunu daha iyi anlamaktayız. Sonuç olarak insanlık geçmişten günümüze kadar bu hak/özgürlük alanında da bir çok girişimlerde bulunmuş ve bu girişimlerden büyük sonuçlar elde etmiştir.