Klitia

(Klytie (Okeanid) sayfasından yönlendirildi)

Klytie veya Klytia, Yunan mitolojisinde Titan kardeşlerden Okeanos ile Tethys'in kızları olan ve babalarının adından dolayı Okeanidler diye anılan su nemflerinden biriydi.[1]

Klytie Günebakana Dönüşüyor, Charles de La Fosse
Klytie, Evelyn De Morgan

Mitolojik öykü

değiştir
 
Klytie, Okeanos'un kızı ve su nemflerinden biri olarak, denizin derinliklerinden yükselerek, ölümsüzlük arayışındaki bir kahramanın karşısına çıkar, ona aşkın ve fedakarlığın sırlarını öğretirken, zamanın ötesindeki gücünü de gösterir.

Klytie, Güneş Tanrı Helios'a âşıktı ama bu tek taraflı bir aşktı. Çünkü Helios tüm sevgi işaretlerine karşın ondan uzak duruyor, Akamenid kralı Orkhamos’un kızı Leukothoe ile ilgileniyordu. Dönüşümler kitabındaki dizelerinde öyküye yer veren Ovidius’un anlatımıyla

Ateşiyle yeryüzünü yakan Helios (Latince Sol) yeni bir ateşle tutuşuyor, her şeyi görmek için yeryüzüne dikmesi gereken gözlerini artık sadece bir genç kıza, Leukothoe’ye dikiyor, onu daha çok görmek için doğu göğüne daha erken çıkıyor, akşam sularında daha geç batıyor, kıza bakarken zamanı unutup geciktikçe kış saatlerini uzatıyordu.[2]

Aşkına karşılık göremeyen Klytie’nin gururu incinmiştir, yine de gün boyu Helios’un yolunu gözler, yüzü ona dönük bekler durur.

Gün batımlarından birinde Gece'nin görevi devraldığı sırada Helios, Leukothoe’nin annesinin görünümüne dönüştürür bedenini; kızın odasına yaklaşır. Kızıyla paylaşacak bir gizi olduğunu söyleyerek hizmetçileri ortalıktan uzaklaştırır. Tekrar ışıltılı görünümünü alarak Leukothoe’nin karşısına çıktığında kızcağız korkuya kapılır, ama güçlü kolların kucaklamasına karşı koyamaz.

Tanık olduğu bu aşk gecesiyle Klytie’nın kırık kalbi artık kıskançlık ve öfkeyle doludur. Baba krala gidip kızının yaşadığı birlikteliği açık eder. Yabanıl karakterli baba gazaba gelir, cezalardan ceza beğenmez, sonunda kızını canlı canlı gömer ve bir kum tepeceğiyle gömütü pekiştirir. Helios kederler içinde ışınlarıyla sevdiceğine ulaşmaya çalışır ama ölümüne engel olamaz. Mezara güzel kokulu nektar serper. Cansız kızın göksel nektarla nemlenen bedeni bir filiz verir, yattığı topraktan güzel kokulu bir tütsü (buhur, günlük) sürgünü boy verir.

Klytie ise gözleri hâlâ Helios’da, tek başına gece gündüz açıkta, diğer nympha’lardan uzakta, çıplak, aç susuz dokuz gün yüzü Helios’a dönük, hiçbir ilgi görmeden öyle oturur, beklemeyi sürdürür. Giderek durduğu yerdeki toprakla bütünleşmeye, dönüşmeye başlar, bir yanı kızıl, menekşeye benzer bir çiçek kaplar yüzünü, köküyle toprağa bağlı kalsa da dönüşümüne karşın aşkından şaşmaz, Helios’a dönük tutar kendini ve hep öyle kalır.[2]

Klytie bir "Heliotrope"’a dönüşür. Sözlüklerde İngilizce "sunflower" sözcüğünün yanı sıra bitkibilimdeki adı, Helios'dan kök alan "Helianthus annuus" ile de karşılanan söz konusu bitkiye Türkçede "günçiçeği, ayçiçeği, günebakan" da denilir.

Öykünün özetle alıntılandığı Dönüşümler’in önemli bir özelliği öykülerin kendilerine özgü başlıklar altında değil, birinden öbürüne geçilirken yeni öykünün öncekiyle ortam, duruma göre nedensellik ilişkisi kurularak anlatılmasıdır. Klytie’nin öyküsünde görüldüğü üzere Helios bir talihsizlik yaşamış, sevgisini esirgediği Klytie yüzünden sevgilisinin ölümüne tanık olmuştur. Bir önceki öyküden anlaşıldığına göre Helios’a bu talihsizliği yaşatan, yani onu cezalandıran Aphrodite’dir. Çünkü Helios, Tanrıça’nın Ares’le olan birlikteliğini açık etmiş, diğer tanrıların gözünde onu küçük düşürmüştür.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Hesiodos, Theogonia (Tanrıların Doğuşu), Dize 352.
  2. ^ a b Ovidius, Metamorphoses (Dönüşümler), IV:194-273.