Kavas Camii, Kavas-ı Sağîr mescidi veya Hoca İsmail Kavas Mescidi Diyarbakır Suriçi'nde 1466 tarihinde Hoca Ahmed B. Mehmed adındaki Akkoyunlular okçu birliği komutanı olduğu tahmin edinilen bir kişi tarafından yaptırılmıştır. Şeyh Mutahhar Camii yakınlarında, aynı adlı mahallede yer alan bu yapı daha çok Kavvas-ı Kebir adıyla da tanınmaktadır. Esasen yapı 2 kısımdan oluşmaktadır. Mescidin bir de Kavvas-ı Sağır diye adlandırılan bir kısmı vardır ki, şu anda mevcut olan mescid de bu kısımdır. Bu yapılara ortak isim olarak Kavas Mescidi denilmiştir.

Yapıya ait olan vakfiyeler incelendiğinde Kavvas-ı Sağır kısmını Hoca Ahmed B. Mehmed, Kavvas-ı Kebir kısmını ise Hoca İsmail B. El Hac Mehmed yaptırmıştır. 1518 tarihinde yer alan kayda göre sadece Hoca Ahmed'in yaptırdığı kısmın adı geçmektedir ki, bu durum mescidin kısımlarının iki ayrı tarihte inşa edilmiş olabileceği fikrini doğurmaktadır. Nitekim vakfiyelerin taşıdığı tarihler de birbirlerinden çok farklıdır. Vakfiyelere göre; Kavvas-ı Sağır 1466 tarihinde, Kavvas-ı Kebir ise 1530 (Osmanlı İmparatorluğu devri) tarihinde yapılmıştır. 1518'de sadece Hoca Ahmed'in yaptırdığı kısımdan, 1564'te ise Hoca İsmail'in yaptırdığı kısımdan bahsedilmesi, daha sonraki tarihlerde de vakfın Hoca İsmail Mescidi adıyla kaydedilmesi, her iki vakfında aynı ad altında birleştirildiği fikrini doğurmaktadır. Halen faal olan kısmın Hoca Ahmed'in yaptırdığı kısım olduğu ve elde edilen bir tevcih belgesinde her iki vakfa da ortak mütevelli olarak bir kişinin tayini vakıfların birleştirildiği fikrini destekler mahiyetindedir.

Vakıflar kanunu maddelerince bir vakfın başka bir vakıfla birleştirilebilmesi için soy bağının gerekliliği şartı koşulmuştur,[1] buradan anlaşılmaktadır ki inşa tarihleri arasında 63 yıl ve birer imparatorluk olan bu yapıların vakfedenleri Hoca Ahmed B. Mehmed ile Hoca İsmail B. El Hac Mehmed'in dede-torun veya baba-oğul olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca bazı tahrir defterlerinde belirtildiği üzere yapı 18.YY'da Hüsameddin ve Kemaleddin adındaki Hoca Ahmed B. Mehmed soyundan 2 hayırsever kardeş tarafından tadil edildiği görülmektedir. Hüsameddin ve Kemaleddin kardeşlerin ise başta Hasan Paşa Hanı olmak üzere Diyarbakır Suriçi bölgesinde birçok Osmanlı eserlerini kendi adlarına kurdukları vakıflara dahil edip vakfettiği görülmektedir.

Kaynakça değiştir

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2020.