Hayal Gücü Enflasyonu

Hayal gücü enflasyonu, hiç yaşanmamış bir olayı hayal etmenin olay hafızasına olan güveni arttırdığı bir tür hafıza bozukluğudur [1]

Hayal gücü enflasyonunun etkisini arttıran çeşitli etkenler gösterilmiştir. Sahte bir olayı hayal etmek olaya olan aşinalığı arttırır ve kişiler bu aşinalığı olayın yaşandığına dair kanıtlarla karıştırırlar.[2][3] Hayal gücü enflasyonu, kaynak karışıklığının veya kaynak izleme hatalarının sonucu da olabilir. Sahte bir olayı hayal etme sürecinde, insanlar olay hakkında hafızalarında depolanan bilgiler üretirler. Daha sonra, bu hatıranın içeriğini hatırlayabilir, ancak kaynağını hatırlayamaz ve hatırladıkları bilgiyi yanlışlıkla gerçek bir deneyimle bağdaştırırlar.

Hayal gücü enflasyonu, bellek, biliş ve özellikle de sahte anı çalışmalarıyla alakalıdır . Hayal gücü enflasyonu genellikle bastırılmış hatıraları geri getirme sırasında oluşur (örneğin, kurtarılan bellek terapisi) ve yanlış veya çarpık anıların gelişmesine yol açabilir.[2] Ceza adaletinde, sahte itiraflar hayal gücü enflasyonuna bağlıdır çünkü polis sorgulamaları şüphelilerin bahsi geçen suçu işlediğini veya planladığını hayal etmelerini ister.[1][4]

Araştırma değiştir

Erken Araştırma değiştir

Elizabeth Loftus, Maryanne Garry, Charles Manning ve Steven Sherman, orijinal hayal gücü enflasyonu çalışmasını 1996 yılında gerçekleştirdi. Çalışmada bir çocukluk olayını hayal etmenin çocukluk anıları üzerindeki etkisini incelendi.[1] Bu çalışma, önceki çalışmalardaki sosyal baskı gibi diğer faktörlerin yokluğunda, yanlış olayları hayal etmenin bellek üzerindeki etkilerini inceleyen ilk çalışmaydı.[2] Çalışmada, cankurtaran tarafından kurtarılma veya eliyle cam kırma gibi aslında deneyimlenmemiş çocukluk olaylarını hayal etme eylemi, olayların gerçekten yaşandığına dair inancı artırdı. Düşük ilk güven derecesine sahip olayları (ilk başta yaşamadıklarını söyledikleri olaylar) hayal ettikten sonra bu insanlar, hayal edilmemiş olaylara kıyasladığımızda olayların gerçekten yaşandığına dair daha emin hale geldiler.

Birinin yalnızca kendi bildirimlerine dayalı olarak verilen deneyimi yaşayıp yaşamadığından emin olması belleğin güvenilmezliği'nden dolayı mümkün değildir.[5] Bu, hayal gücünün geçmişteki yanlış olaylar hakkındaki inançlar üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını hatta bunun yerine insanların doğru deneyimlerinin gerçek anılarını geri getirmesine yardımcı olma olasılığını açık bırakır. Lyn Goff ve Henry Roediger 1998 yılında, teyit edilebilir olaylar için hayal enflasyon etkisini incelemek adına farklı bir yöntem kullandı. Ayrıca güven derecelendirmelerinden ziyade hayal gücünün tanıma raporları üzerindeki etkisine de baktılar. Katılımcılar, belirli eylemleri (kürdan kırma) gerçekleştirdiler ancak diğerlerini yapmadılar, daha sonra başka eylemler yapmayı hayal ettiler. Sonunda katılımcılara çalışmanın ilk iki bölümündeki eski eylemlerin listesi ve yeni eylemler verildi. Katılımcıların, yanlışlıkla hayali eylemler gerçekleştirdiklerini söyleme olasılıkları hayal edilmemiş eylemlere kıyasla daha yüksekti.

Daha fazla araştırma değiştir

Daha sonraki çalışmalar bir dizi olayın ön test derecelendirmesi, olayları kullanarak araya giren bir bilişsel görev ve test sonrası güven derecelendirmesi gibi benzer yöntemler kullandı. Bunlar, benzer bir hayal gücü şişirme etkisinin, hayal etmek yerine, insanların basitçe olayların nasıl olabileceğini açıkladıkları [6] ya da başka sözcüklerle anlattıkları zaman ortaya çıktığını göstermiştir.[7] Bulgular, "hayal gücü enflasyonunun'' gerçekleşmesi için canlı hayal gücünün her zaman gerekli olmadığını göstermektedir; açıklama ya da başka sözcüklerle anlatma, yanlış olayın daha akıcı ve dolayısıyla tanıdık görünmesi sağlama işlevini ayrıntılı bir görüntü üretmeden ortaya koyar.

Diğer bir araştırma, Goff ve Roediger' in[5] yöntemine benzer bir yöntem kullanarak, hangi tür olayların hayal gücü şişirme etkisi gösterebileceğini araştırmıştır; bu yöntemde, katılımcılar bazı eylemleri gerçekleştirirken bazılarını yapmazlar, sonra bazılarını hayal ederler ve daha sonra yanlışlıkla hayal edilen eylemleri gerçekleştirip hayal edilmemiş olanları kontrol etmediklerine inandılar. Bir karşılaştırma, Goff ve Roediger'in çalışmasındakilerle aynı eylemler (kürdan kırma) ve bu tür eylemlerin değiştirilmiş, tuhaf versiyonları (büyüteci öp)[8] için benzer bir hayal gücü şişirme etkisi buldu. Bir diğeri, insanlar otomat makinesini öpmek ya da kanepede uzanarak Sigmund Freud[9] ile konuşmak gibi oldukça sıra dışı bir eylem hayal ettiğinde bir etki buldu. Bazı insanlar, kendilerinin değil de başka birinin garip ya da daha sıradan olaylar[2] gerçekleştirdiğini hayal ettikten sonra bile onları deneyimlediklerine dair yanlış inançlar geliştirmiş.

Nedenler değiştir

Hayali enflasyon tesirinin sebebi tartışmalıdır. Kaynak izleme hatasının, aşinalık yanlış atıf teorisinin ve duyusal detaylandırmanın etkilerinin, hayal gücü şişirme kanalıyla yanlış anıların oluşumuna katkıda bulunduğuna dair kanıtlar vardır. Bu etkilerin ve öteki meçhul etkilerin hepsinin hayal gücü şişirme etkisine katkıda bulunmuş olduğu farz edilmiştir..[10]

Kaynak İzleme Hatası değiştir

Thomas ve ötekiler tarafınca geliştirilen kaynak izleme hatası, geçmiş anıların reel ya da imgesel olarak belirlenmediğini belirtir. Dolayısıyla bu çerçevede, bir olayı hayal ettikten sonra, bu anının reel olup olmadığını ayırt etmek güçtür.[10]

Aşinalık Yanlış Atıf Teorisi değiştir

Aşinalık yanlış atıf teorisine göre, bir olayı düşlemek o vakaya aşinalığı arttırdığı için hayal gücü şişirme tesirinin meydana gelmesi olasıdır. Bu aşinalık sonrasında yanlış atfedilir ve olayın reelde meydana geldiğinin kanıtı olarak yorumlanır.[10]

Duyusal Detaylandırma değiştir

Thomas ve diğerleri, hayal etme durumunun algısal bileşenlerinin, ayrıntılandırma sebebiyle reelde yaşanmış anıları karıştırdığını öne sürer. Katılımcılar imgesel vakaları hatırlarken duyusal bilgileri dahil ettiklerinde, katılımcıların hayal edilen vakaları yanlış anımsama olasılıkları daha fazlaydı. Katılımcıların, hayal güçlerinin hususi ve detaylı doğası sebebiyle hayal edilen vakaları reel vakalarla karıştırdıkları düşünülmüştür. Çalışmanın sonuçları, detaylandırmanın (canlı duyusal detaylar şeklinde) sahte anıların oluşumunun artmasına sebep olduğunu savunuyor.[11]

Etkileri değiştir

Sahte İtiraflar değiştir

Hayal gücü enflasyonunun ceza adaleti sistemi, özellikle sorgulama ve mülakat süreçleri üstünde etkileri vardır. Şüphelilerden tekrar tekrar bir suçu işlediklerini hayal etmelerini isteyen sorgulayıcılar, şüphelileri fail oldukları konusunda daha emin kılmakta ve nihayetinde masum şüphelilerden sahte itiraflar üretmektedir.[1] 1990'larda Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bir vakada, yoğun bir polis sorgusunun ardından, başta kızlarına tecavüz etme suçlamalarını reddetmiş bir adam, kendisini suçlayanlar tarafından bile reddedilen suçları itiraf etti; çocuklarını istismar etmek ve bebekleri kurban eden şeytani bir tarikata önderlik etmek de dahil. Psikolog Richard Ofshe, bu itirafların tekrarlanan telkinlerle yaratılmış sahte hatıralar olduğunu iddia etti.[12][13]

Başka bir sorgulama tekniğinde, sorgulayıcılar şüphelilerden bir suçun nasıl işlenmiş olabileceğini veya bunu nasıl kendilerinin yapmış olabileceğini anlatmalarını isterler. Bu teknik, masum bir şüpheliyi kendi suçluluklarıyla ilgili inandırıcı bir hikâye yaratmaya zorladığı için, kişilerin kendi ürettikleri yanlış itirafların bir başka nedeni olarak öne sürülmüştür.[4][14] Bu fikir, insanların sahte bir çocukluk olayının nasıl gerçekleşmiş olabileceğini açıkladığı ve açıklamadan sonra olayın gerçekleştiğine dair daha emin hale geldiği araştırmalarla destekleniyor.

Eleştiriler değiştir

Ortalamaya regresyon değiştir

2001'de meydana getirilen bir eleştiri, 1996 hayal gücü enflasyon çalışmasının özgün bulgularının aslına bakarsak geçmişle alakalı hayal gücü yöntemiyle değişen inançları yansıtmadığını, bunun yerine bu bulguların ortalamaya regresyon bir ürünü olduğunu savundu. Yani, ilk ölçüm anında güven aralığı ölçeğinin uç (düşük ya da yüksek) noktalarında olan olayların yalnızca gözlemsel hata sebebiyle bu tür puanlara sahip olduğunu ve son testte daha ılımlı hale geldiğini savundu. 1996 makalesinin yazarları, bu yoruma katılmayarak, Pezdek'in muhakemesinde buldukları birkaç soruna işaret ettiler. Özellikle, ortalamaya regresyonun kendi verilerinde mevcut bulunduğunu ve ikinci testte güvendeki genel değişikliklere tesir ettiğini kabul ettiler. Fakat, ortalamaya regresyonun bütün vakalara eşit biçimde tesir etmesi icap ettiğinden, ortalamaya regresyonun güveni düşük olan vakaları hayal etmenin, güveni düşük olup hayal edilmeyen vakalara kıyasla derecelendirmelerde daha büyük bir artışa yol açmış olduğu bulgusunu açıklayamadığını belirttiler.

Kaynakça değiştir

  1. ^ a b c d Garry (1996). "Imagination inflation: imagining a childhood event inflates confidence that it occurred". Psychonomic Bulletin & Review. 3 (2): 208-214. doi:10.3758/bf03212420. PMID 24213869. 
  2. ^ a b c d Garry (2000). "Imagination and memory". Current Directions in Psychological Science. 9 (1): 6-10. doi:10.1111/1467-8721.00048. 
  3. ^ Loftus (2001). "Imagining the past". The Psychologist. 14 (11): 584-587. ProQuest 619639001. 
  4. ^ a b Laws, P.R.; Hollin, C., (Ed.) (2004). The road to perdition: Extreme influence tactics in the interrogation room. Handbook of Forensic Psychology. NY: Elsevier, Academic Press. ss. 897-996. doi:10.1016/B978-012524196-0/50037-1. ISBN 978-0471177715.  r eksik |soyadı1= (yardım)
  5. ^ a b Goff (1998). "Imagination inflation for action events: Repeated imaginings lead to illusory recollections". Memory & Cognition. 26 (1): 20-33. doi:10.3758/BF03211367. PMID 9519694. 
  6. ^ Sharman (2005). "Explain this: explaining childhood events inflates confidence for these events". Applied Cognitive Psychology. 19 (1): 67-74. doi:10.1002/acp.1041. 
  7. ^ Sharman (2004). "Imagination or exposure causes imagination inflation". The American Journal of Psychology. 117 (2): 157-168. doi:10.2307/4149020. PMID 15209367. 
  8. ^ Thomas (2002). "Creating bizarre false memories through imagination". Memory & Cognition. 30 (3): 423-431. doi:10.3758/BF03194942. PMID 12061762. 
  9. ^ Seamon (2006). "Do you remember proposing marriage to the Pepsi machine? False recollections from a campus walk". Psychonomic Bulletin & Review. 13 (5): 752-756. doi:10.3758/bf03193992. PMID 17328368. 
  10. ^ a b c Jacoby (1981). "On the relationship between autobiographical memory and perceptual learning". Journal of Experimental Psychology: General. 110 (3): 306-340. doi:10.1037/0096-3445.110.3.306. ISSN 1939-2222. 
  11. ^ Thomas (June 2003). "Exploring the role of repetition and sensory elaboration in the imagination inflation effect". Memory & Cognition. 31 (4): 630-640. doi:10.3758/bf03196103. ISSN 0090-502X. PMID 12872878. 
  12. ^ Ofshe (1992). "Inadvertent hypnosis during interrogation: False confession due to dissociative state: Mis-identified multiple personality and the satanic cult hypothesis". International Journal of Clinical and Experimental Hypnosis. 40 (3): 125-156. doi:10.1080/00207149208409653. PMID 1399152. 
  13. ^ Remembering Trauma. Cambridge, M.A: Belknap Press/Harvard University Press. 2003. ISBN 9780674018020. 10 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2014. 
  14. ^ Sharman (2005). "Explain this: Explaining childhood events inflates confidence for those events". Applied Cognitive Psychology. 19: 67-74. doi:10.1002/acp.1041.