Alankova (Moğolca: Алунгоо, Buryatça: Алан-гуа, Rusça: Алан-гоа, Azerice: Alanqova) - Türk/Moğol mitolojisinde özellikle Moğolların soyundan geldiklerine inandıkları ana. Alanguva, Alanhova, Alangova da denir.

Özellikleri

değiştir

Alankova, ay ışığından hamile kalmıştır: Gece çadırının penceresinden içeriye parlak bir ay girmiş ve gebe bırakmıştır.[1][2] Buyan Han'ın kızıdır. Babasının 41. kızıdır. Annesini eğer kız doğurursa öldürmekle tehdit eden babasından[3] korunmak için erkek kılığına sokulmuş ve öyle yetiştirilmiştir. Çok güçlüdür. Oğlunun adı Buzancar’dır. Babasından korktukları için hamile kızı annesi bir sala koyup ırmağa bırakır. Çocuğu ırmağa bırakma motifi, Sümer ve Ortadoğu efsanelerinde de mevcuttur. Ancak burada ırmağa bırakılan çocuk değil, hamile kadının kendisidir. Tek gözü olan Duva adlı biri tarafından bulunan kız bu adamla evlenir. Bu adamdan da 12 oğlu olur. Kardeşlerinin ilk oğlunu öldürmesinden korkan annesi Buzancar’ı ırmağın kenarına götürüp suyu izlemesini ve dedesinin yurduna dönmesini öğütler.[4] O da böyle yaparak yurduna geri döner ve daha sonra ilerleyen yıllarda Kağan olur.

Ziya Gökalp, Türk Töresi adlı eserinde Şecere-i Türkiyye'ye dayanarak "Alangova" menkıbesi hakkında şu bilgiyi verir: “Alangova adlı bir melikenin çadırına, gökten yeşil gözlü bir ilâh iner. Alangova bundan gebe kalır. Kayı sülâlesi bunun iki oğlundan ürer.” Ziya Gökalp'ın bu manzumeyi yazarken "Şecere-i Terakime" den de yararlandığı görülmektedir.[5]

13. yüzyılda Moğolca yazılmış olan ve Moğolların Gizli Tarihi adıyla bilinen esere göre Çinggis Han’ın ana atası Alankuva, sarışın bir adamın çadırın damındaki açıklıktan sızan ışık vasıtasıyla çadıra girip onun karnını okşaması ve ışığı vücuduna geçirmesi suretiyle gebe kalmış ve bu adam ay ışığı üzerinde sarı bir köpek gibi sürünerek çadırdan çıkmıştır.[6]

Ebu’l Gazi Bahadır Han’ın 17. asırda yazdığı Şecere-i Türk adlı eserinde Alankuva’nın temiz ışıktan üç oğul doğurduğu ve bu oğulların neslinin çok olduğu belirtilmektedir. 17. asırda İmâmî tarafından yazılan Hanname’de Çinggis Han’ın şeceresi verilirken Alankuva hakkında üç farklı rivayet verilmiştir. Bunlardan ilkinde Buyan Han, hanımından bir oğul ister. Eğer kendine bir oğul verirse onu “bânuvan” yani hanımların hanımı yapacağını fakat kız doğurursa hem kızı hem de onu öldüreceğini söyler. Hanımı Buyan Han seferdeyken bir kız çocuk doğurur ve onun kız olduğunu gizleyip erkek gibi büyütür, adını da Alankuva koyar. Bu rivayette Alankuva’nın evinin penceresinden parlak bir ay Alankuva’yı gebe bıraktığı ve daha sonra evin kapısından aslan veya kurt gibi bir şey göründüğü belirtilmektedir. Diğer rivayette İslam peygamberi, İmam Abdurrahman’ı Alankuva’nın evine getirmekte ve Alankuva ile Abdurrahman’ı nikahlamaktadır. Bu rivayete göre Alankuva İmam Abdurrahman’dan gebe kalmaktadır. Son rivayete göre ise Alankuva Kıyat boyundan birinin eşidir ve bu kişi öldükten sonra bir gece Alankuva uyurken ay ışığı pencereden girip onu gebe bırakmakta ve kapıdan kurt veya aslan şeklinde çıkıp gitmektedir.[7]

Topkapı Sarayı’nda bulunan ve Osman F. Sertkaya tarafından yayınlanan Timürlü Şeceresi’nde Alankuva, başının yanında insan suretinde bir güneş ve kurtla beraber gösterilmiştir.[8]

Timürlüler döneminde, Çinggis Han’ın efsanevi ana atası Alankuva soyundan gelmek yahut damatlık yoluyla bile olsa bu soyla bir akrabalıkta bulunmak, Araplar için peygamber evladı olmaktan daha şerefli bir hal telakki olunmuştur.[9]

Bu soya bağlanan bir şecereye sahip olmak Türkler ve Moğollar içinde doğrudan doğruya yönetim meşruiyeti kazandırdığı için İlhanlı hükümdarları da efsanevi Alankuva soyundan olmakla iftihar etmişlerdir.[10] Semerkand’taki Gûr-i Emîr Türbesi’nde Emir Timür’ün kabrini örten mermer üzerindeki kitabede Emir Timür’ün şeceresi verilirken yine efsanevî Alankuva soyuna işaret edilmiştir. Kitabede verilen bilgiye göre Alankuva, Ali bin Ebu Talib’in soyundan birinin temiz ışığının dokunmasıyla gebe kalmıştır.[11] Torunu Uluğ Beğ tarafından Emir Timür’ün kabrine yerleştirilen yeşim taşı kitabede de Alankuva’dan bahsedilmektedir. Kitabede Alankuva’nın insan şeklinde tecelli eden ışıktan gebe kaldığı ve bu insan suretindeki ışığın ona Ali bin Ebu Talib’in soyundan olduğunu söylediği belirtilmektedir. Bunun yanında Alankuva’nın iffetli bir kadın olduğu ve onun soyundan gelen asil torunlarının herkese karşı galip gelerek onun bu iddiasını tasdikledikleri belirtilmektedir[12] Emir Timür’ün oğlu Mîranşah’ın mezar kitabesindeki şecerede de Alankuva’nın Ali bin Ebu Talib’in soyundan birinin pak nurundan gebe kaldığı yazılmıştır.[13]


Etimoloji

değiştir

(Al) kökünden gelir. Alan (Alun) ve Guva (Gova/Kuba) sözcüklerinin birleşmiş biçimidir. Moğolca kökenli bir sözcüktür. Guva geyik demektir,[14] ayrıca güzellik anlamı da vardır. Alan sözcüğü ışık, nur manalarına geldiği gibi ormanlık araziyi belirtir. Işığın Geyiği veya Işık Güzeli gibi bir çeviri yaklaşık olarak anlamını ifade edebilir. Ala (karışık renkli) sözcüğüyle de bağlantılıdır.

Dipnotlar

değiştir
  1. ^ Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi (Cilt-1, Sayfa 43)
  2. ^ Muazzez İlmiye Çığ (1995). Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni, Kaynak Yayınları. s.32-33; 26 no dipnot. ISBN:9789753431101
  3. ^ Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi (Cilt-1, Sayfa 413)
  4. ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ Türk Töresi, Ziya Gökalp, s. 75
  6. ^ Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240), çev.: Ahmet Temir, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1948, s. 8.
  7. ^ Şaik Gökyay, “Hanname”, Necati Lugal Armağanı, Ankara 1968, s. 314-316.
  8. ^ Osman F. Sertkaya, “Timürlü Şeceresi (Topkapı Sarayı Müzesi, Hazine 2152, v. 32-43)”, Sanat Tarihi Yıllığı(1979-1980), S. IX-X, s. 252.
  9. ^ [1] A. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, s. 135.
  10. ^ A. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, s. 277.
  11. ^ A. A. Semenov, “Gûr-i Emîr Türbesinde Timur’un ahfadının Mezar Kitabeleri”, çev.: Abdulkadir İnan, Türk Tarih Kurumu-Belleten (1960), C. XXIV, S. 93-96, s. 144.
  12. ^ A. A. Semenov, “Gûr-i Emîr Türbesinde Timur’un ahfadının Mezar Kitabeleri”, çev.: Abdulkadir İnan, Türk Tarih Kurumu-Belleten (1960), C. XXIV, S. 93-96, s. 148.
  13. ^ 25 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde [https://web.archive.org/web/20200125020521/https://www.academia.edu/40905184/Do%C4%9Fu_T%C3%BCrk%C3%A7esi_Kuran_Tefsiri_M%C3%BCmin_Fussilet_%C5%9E%C5%ABr%C4%81_ve_Zuhruf_Sureleri_%C4%B0nceleme_-_Tenkitli_Metin_-_Dizin_-_T%C4%B1pk%C4%B1bas%C4%B1m_ arşivlendi. Samet Onur, Doğu Türkçesi Kur’an Tefsiri (Mü’min, Fussilet, Şurâ, Zuhruf Sureleri) [İnceleme-Tenkitli Metin-Dizin-Tıpkıbasım], Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Dili Bilim Dalı, İstanbul 2017, s. 43.]
  14. ^ "Türkçe İnsan Adları, Orhan Güdül Kutalmış ("Alanguva")" (PDF). 31 Ocak 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2012. 

Dış bağlantılar

değiştir