Zeytindağı (kitap): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiket: Süzgeç: kategoriler kaldırıldı
Reality006 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
[[Dosya:MtolivesviewC.jpg|thumb|right|[[Falih Rıfkı Atay]]'ın kitabına ismini verdiği ünlü [[Zeytindağı (tepe)|Zeytindağı]]]]
[[Falih Rıfkı Atay]]'ın Zeytindağı ismindeki kitabı [[Osmanlı İmparatorluğu]]’nun son günlerinde içine düştüğü durumu ortaya koymaktadır.
 
=== Kitabın isim kökeni ===
[[Cemal Paşa]]’nın karargâhının (4. Karargâh) bulunduğu [[Kudüs]]’e yakın bir dağın (''[[Zeytindağı (tepe)|Zeytindağı]]'') isminden gelmektedir.
 
=== Kitabın kısa özeti ===
[[Dosya:Cemal Paşa.jpg|thumb|right|100px|[[Cemal Paşa]]]]
[[Dosya:Mehmet Talat Pasha.jpg|thumb|right|100px|[[Mehmed Talat Paşa|Talat Paşa]]]]
[[Dosya:Ismail Enver.jpg|thumb|right|100px|[[Enver Paşa]]]]
[[Dosya:Erich von Falkenhayn.jpg|thumb|right|100px|[[Erich von Falkenhayn]]]]
[[Falih Rıfkı Atay]] bu kitabında Osmanlı saltanatının son günlerinden [[Türkiye Cumhuriyeti]]'nin ilk günlerine kadarki bir zaman dilimi anlatılmaktadır. Yazar bir görev sebebiyle [[Cemal Paşa]]’ın karargahına yani [[Zeytindağı (tepe)|Zeytindağı]]’na gitmiştir. Burada yaşamış olduğu olayları ve anılarını bulunduğu tarihin önemli olaylarını da içine alacak şekilde anlatmıştır.
[[I. Dünya Savaşı]] başladığında [[Falih Rıfkı Atay]] yedek subay olarak orduya alınır ve Cemal Paşa’nın karargahına tayin olur. Cemal Paşa ile ilk ilişkileri de burada gelişir.
 
Kitabın ilk bölümlerinde [[İttihat ve Terakki|İttihat ve Terakki Cemiyeti]]’nden söz edilmiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti içerisinde [[Cemal Paşa]], [[Talat Paşa]] ve [[Enver Paşa]] en önemli simalardır. [[Cemal Paşa]], gençlik ve yenilik akımı içinde hatırı sayılır, anlamadığı işi ehline bırakan ve güvendiği kimseye her türlü yardımı yapmak meziyeti ile tanınmaktadır. Enver ve Talat Paşa’lar ise tutucu bir kişilik sergilemektedirler. [[Enver Paşa]]’nın Turancılık fikirleri güçlüdür. [[Falih Rıfkı Atay]], [[Enver Paşa]]’nın bu fikirlerini benimsememekte ve Enver Paşa’yı diktatör olarak nitelemektedir. Türkiye’nin kurtuluşunun Enver Paşa gibilerden kurtulmakla mümkün olduğu düşüncesindedir. İttihat ve Terakki Cemiyeti kendi içerisinde bölünmüş bir yapı sergilemektedir. Bir birlik ve beraberlik söz konusu değildir. Her liderin bir grubu vardır. [[Falih Rıfkı Atay]]'da [[Cemal Paşa]]'nın adamı damgasını taşımaktadır. Falih Rıfkı Atay, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin bu yönünü yani fikir birliğinin bulunmayışını eleştirmektedir. Çünkü yaşanılan bunalımdan kurtuluş ancak birlik ve beraberlikle mümkündür.
 
Buna rağmen bilinçsiz yaklaşımlar, kişisel hesaplaşmalar İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni kendi kendisiyle uğraşan bir duruma düşürmüştür. [[Falih Rıfkı Atay]], Cemal Paşa ile beraber çalışmaya başladıktan sonra, olayları daha açık ve net bir şekilde görebilmektedir. Bir dönem, bir İmparatorluk yok olmaktadır. Yazar bunu sezinleyebilmektedir. [[Suriye]], [[Filistin]] ve [[Hicaz]]’da yaşamış oldukları bir devrin çöküşünü gözler önüne sermektedir.
 
[[Falih Rıfkı Atay]] [[Osmanlı İmparatorluğu]]’nun bir kukla devlet olduğunu söylemektedir. Örneğin şöyle bir olay anlatılmakta;
:"''Mahmut Şevket Paşa’yı öldüren Kavaklı Mustafa, memleketten kaçmaya muvaffak olmuştu. Bir Rus vapuruna binmişti. Fakat Osmanlının Rus sancağı taşıyan bir vapurdan bir kişiyi almaya hakkı yoktu. Bunun üzerine bir Osmanlı hükümeti görevlisi, Kavaklı Mustafa’yı gemiden kaçırır ve boğdurur. Bu olayı haber alan Ruslar, Kavaklı Mustafa’yı kaçıran zatı görevden aldırır ve bundan böyle devlet hizmetinde kullanılmamasını isterler ve istedikleri de olur.''"
 
[[Osmanlı İmparatorluğu]], ümmetçilik fikri sebebiyle üç kıtada egemen olmuş, bu coğrafyanın büyük bir kısmını Arapların yaşadıkları ülkeler kapsamaktaydı. [[Kudüs]], [[Şam]], [[Filistin]], [[Hicaz]] gibi. Osmanlı sadece coğrafyada büyüyebilmişti. Çünkü, bu kazanılan toprakların hiçbirinin kültürlerine, dillerine, ticaretlerine ve mal mülk, para ile ilgili şeylere egemen olunamamıştı. Ne hüzündür ki Osmanlı, Arapları Türkleştireceğine oradaki Türkler Araplaşmıştır.
 
"''Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık.''"
[[Osmanlı İmparatorluğu]] buralarda, '''ücretsiz tarla''' ve '''sokak bekçisi''' idi. Eğer, medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın Anadolu içlerine kadar gireceğine şüphe yoktu. Osmanlı Emperyalizmi şu ana fikir üstünde kurulmuş bir hayal idi. "''Türk milleti kendi başına devlet yapamaz!''"
 
Osmanlı, Arap topraklarını alarak oraları bir bakıma imar ediyordu. Çünkü, Arap şeyhleri arasındaki kanlı savaşlar sonucunda Arap halkı mağdur oluyor ve maddi olarak da çöküntüye uğruyordu. Osmanlı geldiğinde ise bu şeyhleri uzlaştırıp sükuneti sağlıyor ve onlara belirli imtiyazlar veriyordu. Bir bakıma Osmanlı onlar için bir kurtuluş gibiydi. Buna rağmen Osmanlının güçsüz duruma düşmesini fırsat bilip [[Araplar]] hemen [[İngilizler]]le, [[Fransızlar]]la anlaşmışlar ve Osmanlı’yı arkadan vurmuşlardır. Osmanlı’ya karşı görünüşte bağımlı olan Araplar her zaman kendi halifeliklerini istiyordu. Müslüman Araplar arasında Arap Halifeliği hükümeti peşinde olanlar vardı ve [[I. Dünya Savaşı]] çıktığında bu düşüncelerini gerçekleştirmek için ve İngilizlerin vereceklerini söz verdikleri ayrıcalıklardan dolayı Osmanlı’ya ihanet etmişlerdi.
 
[[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun Araplara vermiş olduğu haklar, onların küçük bir anlaşmazlıkta bile isyan etmelerini sağlıyordu. [[Cemal Paşa]] zamanında çıkmış olan bir kanun ile komutanlara eğer vatan müdafaası için zaruri görülürse idam hükümlerini yerine getirmesi yetkisi verilmişti. Yani isyanlar artık kanla bastırılıyordu. [[Cemal Paşa]]'nın bir amacı da Suriye’yi Osmanlılaştırmaktır. Bu düşüncesini gerçekleştirmek için [[Suriye]]’de Halide Hanım'la birlikte modern okullar açtırmıştır. Bunun yanında bir de göç ettirilen Ermenileri, [[Lübnan]] ve [[Suriye]] içlerine dağıtarak güçlenen Arap Milliyetçiliğine karşı bir güvence olarak kullanıyordu. Hatta Ermenileri güçlendirmek için ev ve toprak bile verilmiştir.
 
[[Falih Rıfkı Atay]], Arapları anlatırken din sömürüsü konusuna da değinmiş, ona göre din sömürüsü bütün dinler için geçerlidir.
:"''Medine dini mallaştırmış ve maddeleştirmiş bir Asya pazarıdır. Kudüs dini oyunlaştırmış bir Garp tiyatrosudur''".
 
Araplar çok fakirdir, kendi ülkelerinde; ata topraklarında hizmetçi konumuna düşmüşlerdir. Üzümü Arap gündelikçi sıkar ve şarabını semiz Yahudi içer. Filistin ikiye ayrılmıştır. Eski Filistin Arapların, yani hizmetçilerin; yeni Filistin ise tüm güzelliği ve ihtişamıyla Yahudilerin. Din satışa sunulmaktadır. Hac dönemlerinde Araplar da Yahudiler de büyük kazanç elde etmek peşindedir.
 
[[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun Almanlarla beraber savaşa girmesinin en büyük nedeni [[İttihat ve Terakki|İttihat ve Terakki Cemiyeti]] yöneticilerinden [[Enver Paşa]]’nın bir Alman hayranı olmasından kaynaklanıyordu. [[I. Dünya Savaşı]] sonucunda Tuna yukarısındaki iki İmparatorluk, Akdeniz kıyısındaki bir İmparatorluk ve Tuna kenarındaki bir krallık devrilmek üzereydi. [[Suriye]] ve [[Filistin]]’de Almanların durduramadığı İngiliz saldırıları yine bir Türk, fakat bu sefer öz bir kumandan, [[Mustafa Kemal]] tarafından [[Halep]] aşağısında tutulmuştur. Mustafa Kemal’ in orada seçtiği savunma hattı, [[Misakımillî|Misak-ı Millî]]’deki Türkiye sınırıdır.
 
[[Cemal Paşa]]’nın yerine, [[Suriye]]’de silahlı kuvvetlerin başına getirilen Alman [[Erich von Falkenhayn]]'da bozgunu durduramaz ve [[Kudüs]] İngilizlerin eline geçer. Artık yalnız [[Anadolu]] ve [[İstanbul]] düşünülür. İmparatorluğa ve onun rüyalarına "''Allahaısmarladık!''" denir. Artık [[Şam]]’ dan ayrılmak zamanı gelmiştir. [[Filistin]] bozgunundan sonra, özel bir trenle [[İstanbul]]'a dönerken, ancak o zaman, [[Cemal Paşa]], [[Anadolu]]'nun fakir topraklarına bakarak: "''Keşke buralarda vazife almış olsaydım''" diye düşünmektedir.
 
Cemal Paşa'ya sorulan :
:''Paşam bu harbe niçin girdik?'' sorusuna,
:''Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.'' cevabı anlayabilenler için çok ilginç ve hüzünlüdür.
 
[[İlim]], İhtisas ve tecrübe sahibi [[Mustafa Kemal]], vatan ve istiklal düşüncesiyle milletin nesi var nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için vermesi gerektiği düşüncesindedir. [[Sakarya]], [[Dumlupınar]], [[İzmir]] ve [[Lozan]]... hepsi böyle ödenmiştir.
 
=== Sonuç ===
[[Falih Rıfkı Atay]], bu kitabında "''Büyük harpte Osmanlı hazinesinin büyük bir kısmını çöl ve Urban<ref>Çöl Arapları. TDK ''Güncel Türkçe Sözlük''</ref> yemiştir.''"<ref>[http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=veritbn&kelimesec=321627 TDK ''Büyük Türkçe Sözlük'']</ref> derken, cehaletin ve hayalciliğin sonu hüsrandır, '''İlim''' ve '''vatan adamı''' olmalı ve bunalımlardan kurtuluşun ancak '''birlik''' ve '''beraberlikle''' mümkün olduğu sonuçu çıkarılmalıdır.
 
== Notlar ==
<div class="references-small">
<references/>
</div>
== Kaynakça ==
* Falih Rıfkı Atay, ''Zeytindağı'', Pozitif Yayıncılık ISBN 975-6461-07-1
 
[[Kategori:Falih Rıfkı Atay kitapları]]
[[Kategori:100 Temel Eser]]