Alman edebiyatı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
GAWB (mesaj | katkılar)
k yazım, replaced: yanısıra → yanı sıra (3) using AWB
Khutuck Bot (mesaj | katkılar)
k Bot: Kozmetik değişiklikler
1. satır:
'''Alman edebiyatı''', [[Orta Avrupa]]`da yaşayan [[Almanca]] konuşan toplulukların edebi yaratısıdır. [[Almanya]], [[Avusturya]], [[İsviçre]] ve bunların yanındaki [[Alsas]] ([[Fransa]]), [[Bohemya]] ([[Çek Cumhuriyeti]]) ve [[Silezya]] ([[Polonya]]) gibi bölgelerdeki çalışmaları kapsar.
== Alman Edebiyatı'nın Yapısı ve Özellikleri ==
 
Diğer [[Avrupa]] edebiyatlarıyla karşılaştırıldığında [[Alman]] Edebiyatı diğerlerine oranla daha fazla yerel farklılık gösterir. Bunun sebeplerinden biri, [[1800]]`lerde [[Berlin]]`in ortaya çıkmasına kadar, Almanca konuşan toplulukların Fransa`nın [[Paris]]`i ya da [[İngiltere]]`nin [[Londra]]`si gibi bir başkentinin olmamasıdır. Daha doğrusu, Almanya uzun süre ayrılıklar ve bölünmeler yaşamıştır. Bu tip bölünmeler, [[1600]]`lerdeki din savaşları boyunca ve [[1900]]`lerin ortasında başlayan [[Soğuk Savaş]] döneminde sıklıkla yaşanmıştı.
17. satır:
 
==== Romans ====
Kahramanlar ve asıl gerçekleri anlatan [[Romans]] (Romance), bu dönemdeki başka bir ana edebi yazın biçimidir. Antik edebiyatın başyapıtları olarak sayılan önemli romanslar [[Wolfram von Eschenbach]]`in [[Parzival]]`i ([[1200]]-[[1210]]), [[Gottfried von Strassburg]]`un ''Tristan ve Izolde''`sidir (13.yy başları). Parzival, uzun sure şövalye olmak için uğraşan ama bunun için uzun yargılamalardan geçen ve sonunda kutsal toprakların kralı olan birisidir. Tristan ve Izolde`de Gottlieb, aşkları ölümleriyle biten iki gencin aşkını anlatır.
 
==== Şövalye Edebiyatı ve Minnesang ====
Eski Alman Edebiyatı dönemine damgasını vuran bir başka şey de [[Şövalye Edebiyatı]]'dır. Bir şövalyenin tek özelliği savaşması değildi. [[Şövalye]] beğenisi yüksek olan, sanat ve edebiyatla uğraşan bir insandı. [[Minnesang]]lar onların elinden çıkmıştır. Bu Minnelerin çoğu, aşk ve kavalyeliği anlatan Fransız [[troubador]]ların sarklılarının [[lirik]] şairlerini taklit etmişlerdir. Kadına duyulan aşk anlatılmaktadır. Burada anlatılan kadın, [[saray kadını]]dır. En ünlü troubador [[Walther von der Vogelweide]]`dir. Şair, traubadorların samimiyetsiz ve soğuk şiirlerini sıcak ve orijinal aşk yorumlamalarına çevirmiştir. Walther`in aynı zamanda o dönemde [[Papa]]lıkla uzun süren güç savaşına giren Orta Avrupa`daki Germen asıllı [[Kutsal Roma]] Imparatoru`nu öven ve savunan eserleri de vardır.
 
=== Altın Çağlar Arası (1250-1750) ===
==== Popüler Edebiyat Dönemi ====
[[1250]]`den [[1600]]`e kadarki bu dönem Alman şehirlerine artan ticari büyüme ve zenginlik getirmişti ve yeni bir ekonomik-sosyal sınıf olan Orta-sınıf ortaya çıkmıştı. Orta-sınıf kültürel liderliği ele geçirmişti. Bu aşkın [[aristokrat]] tanımı orta sınıf gerçekliği, taslaması ve ciddiyetine yol açmıştır. [[Bahçıvan Wernher]]in ''Meier Helmbrecht'' 'i (yaklaşık [[1250]]-[[1280]]) gibi destanlar, şövalyeliğin düşüşünü anlatmaktaydılar. Pratik dersleri ögretmek için [[fabl]]lar önem kazandı ki bunları [[satirik]] destan ''Tilki Reynard'' ([[1487]]), [[Sebastian Brant]]'in ahlaki ve satirik şiiri ''Aptallar Gemisi'' ([[1494]]), ve komik hikayeleriyle [[Till Eulenspiegel]]`de görürüz ([[1500]]). [[Nüremberg]]`li ayakkabı ustası [[Hans Sachs]], antik şarkıcıları taklit ederek yüzlerce oyun ve şarkı yazmıştır. ''Redentin Easter Play'' ([[1464]]) ve ''Oberammergau Passion Play'' ([[1634]]) gibi dini oyunlar, dinsel duyguları saf mizahla birleştirmiştir.
 
38. satır:
[[Dosya:Immanuel Kant (painted portrait).jpg|thumb|Immanuel Kant]]
 
==== Barok Edebiyatı ====
 
[[Barok]] Edebiyatı genellikle fazla şişirilmiş ve abartılarla doludur. Barok şiiri ise inanç ve çaresizlik, maddecilik ve maneviyat, şiddet ve erdem arasında gidip gelmiştir. [[Andreas Griphius]], Alman barok çağının en büyük lirik şairi olarak tanımlanır. İlahi yazarları ise en ünlü Alman ilahilerini bu dönemde yazmıştır.
 
[[Hans Jakob Christoffel von Grimmelshausen]]`ın ''Simplicissimus'' ([[1668]])`u çok canlı ve gerçekçi bir romandır. Alman nüfusunun üçte birinin yaşamını yitirdiği [[Otuz Yıl Savaşları]]`ndaki ([[1618]]-[[1648]]) acıyı resmeder. Romanın kahramanı Simplicius Simplicissimus, en başta aptaldır ancak acı deneyimlerle zamanla erdem kazanır ve en sonunda dini bir keşiş olarak yaşamak için dünyadan elini çeker.
48. satır:
=== İkinci Altın Çağ ([[1750]]-[[1830]]) ===
 
[[1700]]`lerin sonuyla [[1800]]l`erin başı, Germen dünyasında “Alimler Çağı” olarak bilinir. [[Wolfgang Amadeus Mozart]] ve [[Ludwig van Beethoven]] gibi besteciler ve [[Immanuel Kant]] ve [[G. W. F. Hegel]] gibi filozofların çalışmalarıyla felsefe ve müzikte ilerleme kaydedilmiştir.
 
Diğer Avrupa yazarlarının ötesinde, Alman yazarlar sanatı eğitime giden bir yol olarak gördüler. Büyük Alman dramatisti [[Friedrich Schiller]], görüşlerini sanatın kişiyi ve toplumu değiştirme gücüyle ifade eden ''Mektup Serilerinde İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine'' ([[1795]])`de belirtmiştir. Aynı ruhla [[Immanuel Kant]] da modern estetiğin kuruluş yazını olarak kabul gören ''Yargılamanın Kritiği'' ([[1790]])`nde bu şekilde davranmıştır.
54. satır:
==== Neden Çağı (Aydınlanma) ====
 
Neden Çağı, ya da [[Aydınlanma]], gerçeği anlamanın en iyi yolunun nedenleri kullanma ve sorgulama olduğuna vurgu yapan tarihsel dönemdir. Bu çağ Almanya`da, Fransa ve İngiltere`de olduğundan daha kısa sürdü ([[1700]]`lerin ortasi). Aydınlanmış reformların ruhu Alman edebiyatının milli gururu yükselttiği gibi onu Fransız etkisinden de çıkarmıştır.
 
Almanya'nın ilk önemli edebiyat eleştirmeni [[Gotthold Efraim Lessing]], [[1700]]`lerin sonunda başlayan Alman milli edebiyatının hızlı gelişiminin temellerini atmıştır. [[Lessing]] ilk önce [[Antik Yunan]] ve [[Roma]] klasiklerini taklit eden Fransız [[Neoklasizm]] fikirlerini reddederek işe başlamıştı. Bunun yerine kendi oyunlarını İngiliz oyun yazarı [[William Shakespeare]]`in dramları üzerine modelledi. Lessing`in en bilinen oyunu ''Bilge Nathan'' (1779) dinsel toleransı tartışmaya açmıştı.
 
[[Dosya:JW Goethe - Kügelgen.jpg|thumb|Johann Wolfgang von Goethe]]
64. satır:
Alman [[Preromantizm]]i ya da daha iyi bilinen tanımıyla [[Fırtına ve Baskı hareketi]], [[1770]]`de başladı ve otoriteye karşı güçlü arzu, orijinallik ve başkaldırıya vurgu yaptı. [[İsa]]`nin yaşamını anlatan, [[Friedrich Klopstock]]`un ''Mesih'' ([[1748]]-[[1773]]) adlı dini destanı bir başyapıttır.
 
Fırtına ve Baskı, orta sınıf sosyal değerlerine, geleneğine ve politika, siyaset ve teolojideki otoritesine karşı isyankar, genelde [[kaotik]] bir hareketti. Genç [[Schiller]] ve [[Johann Wolfgang von Goethe]] bu akımın iki önemli dramatistiydi. [[Schiller]]`in ilk romanı ''Soyguncu'' ([[1781]]) iki kardeşin hikayesini anlatır. Kardeşlerden biri babasını öldürmeyi hedefler, diğeri ise bir soyguncu çetesi kurar ve ormanları gezer. Schiller`in diğer gençlik romanları baskıcı sosyal kuralları, [[tiran]]lığı ve politik yozlaşmayı anlatır. Bir fahişeyi seven asilin hikayesini anlatan ''Merak ve Aşk'' ([[1784]]), bir İspanyol prensinin babası Krala karşı duyduğu nefreti anlatan [[Don Carlos]] ([[1787]]) bu eserlerdendir. [[Goethe]]`nin melankolik ilk romanı ''Genç Werther´in Acıları'' ([[1774]]–[[1787]]`de tekrar gözden geçirildi) Avrupa`da fırtınalar estirdi. Romanın çoğunluğu, Werther adındaki genç bir adamın evli bir kadına yazdığı umutsuz aşk mektuplarından oluşmaktaydı.
 
Bu akımın felsefi ilham kaynağı, Goethe`nin de hocası büyük filozof ve tarihçi [[Johann Gottfried Herder]] idi. Herder, Alman yazarlarını, eski Yunan trajedilerini taklit eden Fransız Neoklasistlerin`in etkisinden çıkarmaya çalışmıştı. [[Shakespeare]]`in doğanın kanunlarını anlayan bir "alim" olduğunu düşünüyordu. [[Herder]] tüm dünyadan şiirler toplayıp onları Almanca`ya çevirip, her birinin kendi essiz gücünü kanıtlamasına yardımcı olmuştur.
 
[[Dosya:Holderin.jpg|thumb|Friedrich Hölderlin]]
78. satır:
[[Shakespeare]]`in yapıtları İngiliz Edebiyatı'nda ne ise [[Schiller]]`in büyük tarihsel dramları da Alman Edebiyatı'nda Klasik tarz olarak sahnede kalmıştır. [[Schiller]]`in sonraki oyunları çok tartışılan felsefi konuları, Avrupa tarihinin çalışmalarının karmaşık anlamasını, ari düşünceleri, ve büyük bir edebi tarzı birleştirmişti. En ünlü oyunları tarihsel dramalardır: İskoç hükümdari Mary, İskoç Kraliçesi`ni anlatan ''Mary Stuart'' ([[1800]]); Fransız kahramanı [[Joan d`Arc]]`i anlatan ''Orleans Kızı'' ([[1801]]); ve efsanevi İsviçre'li kahramanı anlatan [[William Tell]] ([[1804]]).
 
[[Hölderlin]]`in şiiri şiirsel güzelliği felsefi derinlikle birleştirir. ''Ekmek ve Şarap'' ([[1800]]-[[1801]] – yeniden düzenlemesi ölümünden sonra [[1894]]`te yapılmıştır) ve ''Patmos'' ([[1801]]-[[1803]]) gibi klasik güfte ve ağıtları, eski Yunan stilini ve ruhunu canlandırmıştır.
 
[[Dosya:Kleist, Heinrich von.jpg|thumb|Heinrich von Kleist]]
86. satır:
Romantizm, [[1790]]`ların sonunda önemli ve etkileyici bir hareket olarak ortaya çıkmıştı. Romantikler, düş gücünü ve güçlü duyguları konu alıp edebi ifadenin daha özgür biçimlerini ele aldılar. Belki de Romantiklerin en iyisi "Novalis" takma adıyla yazan [[Friedrich von Hardenberg]] idi. Yardımcısı [[Friedrich Schlegel]] ile beraber Novalis insane imgeleminin gücünü keşfe çıkmışlardı. ''Geceye İlahiler'' ([[1800]]) şiirlerinde geceyi, ölen nişanlısı ve tanrı arasındaki ruhani birliğe giden eşik olarak gördüğü ölüm ve sonsuzluk sembolü olarak görüyordu.
 
Diğer romantik yazarlar, özellikle [[Friedrich Tieck]] ve [[E.T.A. Hoffmann]] da bilinçsizlik dünyasını irdeliyorlardı. Bu iki yazar, 1800`lerin sonunda ortaya çıkan modern [[psikoanaliz]]in Avusturyalı babası [[Sigmund Freud]]`un öncelleri olarak kabul edilirler.
 
Çoğu romantik, [[lirik]] şiirler yazdı. Novalis`ten sonra, bu şairlerin en ses getireni [[Joseph von Eichendorf]]`tu. Yüzeyde şiirleri çok basitti, ancak dikkatli incelendiğinde oldukça derindi. Eichendorf`unkilerin yanı sıra [[Wilhelm Müller]] gibi romantiklerin diğer romantiklerin şiirleri, içlerinde [[Franz Schubert]]`in de bulunduğu Alman romantik bestecilerince sıklıkla müziğe geçirilmiştir. Bu sanat şarkıları günümüzde de hala popülerdir.
 
Alman romantizminin önemli bir özelliği de yazarların tümünde görülen sıkı bir milliyetçiliktir. 1800`lerin başında [[Jakob Grimm]] ve [[Wilhelm Grimm]] tarafından derlenen Alman efsaneleri yalnızca Alman milliyetçiliğini değil ama aynı zamanda romantiklerin efsaneler ve folklore ilgisini de ifade etmiştir. [[Grimm kardeşler]] aynı zamanda [[linguistik]] (dil bilimi) çalışmalarının da kurucuları olarak kabul edilen bilgelerdi.
 
==== Diğer Yazarlar ====
 
[[1800]]`lerin başlarındaki bazı yazarlar öylesine kişisel yazılar yazmışlardı ki onları belli bir sınıflandırmanın içine koymak çok da mümkün değildir. Bu yazarların içinde [[Goethe]], [[Heinrich von Kleist]] ve [[Georg Büchner]] de vardır. [[1808]]`de, Goethe, başyapıtı ''Faust''`un ilk bölümünü bitirmişti. İkinci bölümü ise öldüğü [[1832]]`de bitirmiştir. [[Faust]], 1500`lerde ruhunu şeytana sihirli güçler karşılığında satan bir teolog efsanesinin Goethe versiyonudur.
98. satır:
Goethe aynı zamanda iki zor roman da yazmıştı: Evli bir çiftle iki arkadaşları arasındaki trajik ilişkiyi inceleyen ''Seçme Yatkınlık'' ([[1809]]) ve ''Wilhelm Meister`in Çırağı''`nın devamı olan ''Wilhelm Meister`in Seyyahlık Yılları'' ([[1821]], [[1829]]`da gözden geçirildi).
 
[[Kleist]], felsefi yansımanın psikolojik derinlikle biçimsel mükemmellikle birleştirilmiş dramalar da yazmıştır. ''Penthesilea'' ([[1808]]), [[Amazonlar]]in kraliçesi [[Penthesilea]] ile [[Antik Yunan]]`ın en cesur savaşçısı [[Archilles]]`in arasındaki aşk hikayesini resmeder. [[Kleist]]`in Homburg`lu Prens Friedrich ([[1810]]) dramının kahramanı askeri emirlere uymayı reddederek idama mahkum edilen bir prensin hikayesidir. [[Kleist]], intikam peşindeki üçkağıtçı bir at tüccarının hikayesi ''Michael Kolhaas'' ([[1808]]), ve nasıl olduğunu bilmeden hamile kalan bir asil kadını anlatan ''O… Markizi'' ([[1808]]) gibi oldukça kısa romanlar da yazmıştır. Buchner`in draması [[Danton`un ölümü]] ([[1835]]) [[Fransız Devrimi]]`ni resmeder. [[Woyzeck]] ([[1835]]-[[1837]]) romanı ise üstlerince aşağılanan ve bu nedenle deliren bir ordu komutanını anlatır.
 
Yükselen Alman milliyetçiliğinin aksine [[Goethe]] yaşamının son yıllarında [[Asya]] edebiyatına dönmüştür. [[Çin]] romanlarını takdir etmiş ve eski [[Pers]] şairi [[Hafız]]`in şiirlerini taklit eden şiirler derlemesi ''Doğu-Batı Divani''`ni ([[1819]]) yazmıştır.
129. satır:
[[Empresyonizm]] (İzlenimcilik), [[Neoromantizm]] (Yeni romantizm), ve [[Sembolizm]] gibi resimde daha çok bilinen kavramlar aynı zamanda yazın biçimlerini tanımlamada da kullanılmıştır. Empresyonistler, nesnelerin ve olayların izleyici üzerinde yarattığı etkilenimlere baskı yaparak bir tavır ve beyin hali yaratmaya çalışmışlardı. Neoromantikler, insani duyguları ve tutkularını takdir eden Romantik hareketi yeniden canlandırmışlardı. Sembolistler ise şiirsel semboller, fantaziler ve [[psikanaliz]]den büyülenmişlerdi. Doğrunun mantıksal düşünüşle resmedilemeyeceğini, ancak sembollerle önerilebileceğini öne sürmüşlerdir. Bu dönemin terimleri bulanıktır ve yazarları ise eleştirmenlerce yalnızca bir kategoriye konamamaktadır.
 
[[Huge von Hoffmansthal]] ve [[Rainer Maria Rilke]]`nin şiirleri o atmosferi çağrıştırdığı için empresyonisttir. Hoffmansthal aynı zamanda bir neoromantik olarak kabul edilir çünkü naturalizme karşı çıkmıştır. Hoffmansthal büyük ölçüde Alman besteci [[Richard Strauss]]'un yazdığı opera - özellikle ''Der Rosenkavalier'' ([[1911)]] – ''libretto''ları (söz) ile tanınır.
 
[[Thomas Mann]]`ın romanları geniş ölçekli biçimler ve temaları sunar. İlk sosyal romanlarından ''Buddenbrooks'' ([[1901]]), tüccar bir ailenin yaşamını anlatmasıyla tamamen gerçekçidir. Mann`ın [[Bildingsroman]]ı ''Sihirli Dağ'' ([[1924]]) daha felsefidir ve hem empresyonist hem de sembolist olarak tanımlanabilir. Kitapta, tüberküloz sanatoryumundaki hastaları 1900`lerin başlarındaki Avrupa toplumunun çatışan tavır ve politik inançlarını sembolize eder.
145. satır:
Ekspresyonist dramların en iyi örneklerinden bazıları da [[Bertolt Brecht]]`in özellikle [[1940]]`larda yazdığı piyesleridir. Bunların içinde [[Otuz Yıl Savaşları]]`nın tarihi kaydı niteliğindeki ''Cesaret Ana ve Çocukları'' ([[1941]]) ve İtalyan astronom [[Galileo]] ile onun bilimsel teorilerini dini temelde suçlayan [[Roma Katolik kilisesi]] arasındaki savaşımı anlatan ''Galileo`nun Yaşamı'' ([[1943]]) de vardır. Brecht`in yanı sıra [[Georg Kaiser]] ve [[Ernst Toller]] de önde gelen ekspresyonistlerdendir. Bu dönemin şairlerinden [[Georg Trakl]] ve [[Gottfried Benn]] de üne sahiptir.
 
=== Nazi Döneminde Edebiyat ===
 
[[Adolf Hitler]]`in [[Nazi]] Partisi Almanya`daki iktidarı [[1933]]`te ele geçirdi. Naziler hiç zaman geçirmeden ahlaksız ve siyaseten güvenilmez buldukları ekspresyonistleri yargılamaya giriştiler. Yaptıkları ilk işlerden biri ekspresyonist kitapları [[Berlin]]`de bir kütüphanenin avlusunda halkın gözleri önünde yakmak oldu.
157. satır:
Savaş sonrası edebiyat, Almanya`nın Nazi tarihiyle yüzleşmek için çaba sarfetmişti. [[Faust]] efsanesinin [[Thomas Mann]] versiyonu ''Doktor Faustus''`ta ([[1947]]) bir bestecinin, aşk ve ahlaki sorumluluğu sanatsal yaratıcılık uğruna reddedisini anlatır. Hikayeleri, Alman edebiyatının tüm geçmişinin Nazilerin ortaya çıkmasında sorumlu olduğunu anlatmaya çalışır. [[Carl Zuckmayer]]`in ''Şeytan`ın Generali'' ([[1946]]) dramı Nazi rejiminde suçlanan Alman ordu kahramanı Ernst Udet`in yaşamı üzerineydi. [[Rolf Hochhuth]]`un piyesi ''Vekil'' ([[1963]]) [[Papa 12. Pius]]`u Nazilerin Yahudileri katletmesine göz yummakla suçlar.
 
Savaş sonrası drama yazarlarının en önemlileri Almanlar değil, İsviçreli [[Friedrich Durrenmatt]] ve [[Max Frisch]] ile Avusturyalı [[Thomas Bernhard]] ve [[Peter Handke]]`dir. İsviçreli yazarlar, [[Brecht]] tarzındaki sosyal eleştiriyi devam ettirdiler. İki Avusturyalı ise daha çok psikolojik dramlar yazmıştı.
 
Doğu Alman edebiyatı, Batı`dakinden farklıydı. Doğu yazarları genelde sosyalist bakış açısına sahiptiler ve Batı`nın değerlerini eleştiriyorlardı. [[Christina Wolf]]`un romanı ''Cassandra'' ([[1983]]) savaştan bitap olmuş şehri [[Doğu Almanya]]`ya benzeterek [[Troya]]`nın düşüşünü yeniden anlatır. [[1959]]`da [[Doğu Almanya]]`dan [[Batı Almanya]]`ya geçen [[Uwe Johnson]], politik olarak bölünmüş [[Almanya]]`nın yorgunluklarına işaret ediyordu. Johnson`un romanı ''Jakop Hakkındaki Dedikodular'' ([[1959]]) [[Sovyet]] ajanlarıyla işbirliği yapmayı reddeden bir adamın öldürülmesini konu eder.