Kadın hakları: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ceviri-meü (mesaj | katkılar)
Ceviri-meü (mesaj | katkılar)
→‎Seçme ve seçilme hakkı: içerik genişletildi.
128. satır:
İsviçreli kadınlar ülke çapında bir seçim hakkı için 2 Şubat 1971 tarihine kadar beklemek zorunda kalmışlardır. Appenzell Innerrhoden kantonu da bu hakkı ilk olarak 1990 yılında kabul etmiştir. Buna ek olarak 1984 yılında Lichtenstein, 2003 yılında da Afganistan bu hakkı kabul etmiştir. 2005 yılında da Kuveyt’teki kadınlar hem aktif hem pasif seçme hakkına sahip olmuştur.
Dünya çapındaki farklı ülkelerin son 230 yıl boyunca kadın haklarını elde etmelerinin kronolojik tablosu bulunmaktadır.
 
===Kadın kontenjanı===
İşyerlerinde ya da [[heyet]]lerde, kadın muhataplı kazanç payı düzenlemesi gibi konular anlamında kullanılmaktadır. Elde edilmek istenen amaç; toplumda, [[politika]]da ve ekonomide erkek ve kadının hak eşitliğidir. Bu, özellikle 80’li yıllarda kadınların temsil oranlarıyla politik verileri kıyaslama taleplerine bir araç olarak anlaşılmıştır; ancak bu kavram genel olarak negatif anlamda anlaşılmıştır.
 
Sıkı (katı) oran; kadınların oranı % 50 ise erkeklerinki de en fazla bu kadar olabilir. Örneğin; kadınlar için ayrılmış beş tane yer ve beş tane de ayrıca boş yer, yani toplamda on boş yer vardır. Eğer beş kadın seçilecekse, en fazla da beş tane erkekler için yer ayrılmaktadır. Sadece dört kadın seçilmişse, beş boş yer olsa bile dört erkek seçilebilmektedir. Bir sonraki seçime kadar o boş yer, bir tane de kadınlara ayrılmış boş yer o şekilde bırakılmaktadır.
 
Yumuşak oran; % 50 den fazla kadın hâkimiyetidir.
Örnek: on kadın yeri ile açık beş yer söz konusu olsun; kadın yerlerine sadece dört kadın seçilmiş olsa bile, tüm beş boş yer erkeklerle doldurulabilir. Bu durumda boş kalan bir kadın yeri bir sonraki seçime kadar açık kalmaktadır. Bu tür istisnalar durumda genelde bir kadın kurulu karar verir.
 
====Arkaplan====
Politik kararlar alma ya da başka şeylerde, kadınların cinsiyetleri ve buna bağlı olarak da bağımlılıkları ve toplumsal faktörlerle üstünde durulmak istenenler şunlardı:
 
*Toplumdaki oranlarına bakılarak güç ya da gelirleri kıyaslanmamalı
 
*Kadınların ilgi alanları, az sayıdan dolayı, politik ve ekonomik anlamda kötü durumda. Bu yüzden de karar oturumları ya da toplantılardaki kadın sayıları arttırılmalı. Bu da asıl olarak, kadınların erkeklerden daha iyi ilgi alanları edinebileceğini kavrayıp, bunu elde etmekle mümkün.
 
*Bunun dışında, karar oturumları ve toplantılardaki kadın katılımcı sayısının doğal yollarla artması mümkün değil, çünkü kadınlar erkeklere oranla bazı işlerde özellikle de geleneklerine bağlı batı kültürlerinde daha az şansa sahipler.
 
====Tartışmalar====
Konu üzerine tartışmalar aşağıdaki başlıklar altındadır:
 
'''Oran ve adalet'''
 
Bu konunun yandaşları, bu tartışmayı; kadınların ilgili işlerdeki azlığını, oranların yumuşatılması ya da aceleye getirilmesinin sonucu olarak görerek başlatmışlardır. Bunun tam olarak karşıtı da erkek ayrımıdır. Bu nokta, toplam çoğunluktaki kadın oranı, amaçlanandan az olduğunda güçlenmiştir.
 
'''Oran ve nitelik'''
 
Çok merkezi önemde bir tartışma noktası da elemanların, sadece ve sadece nitelik veya artı ölçütler (örneğin kadın oranı durumundaki cinsiyet gibi) doğrultusunda yapılan seçime yönelik taleplerdeki kavgadır. Bu bağlamda yine adalet önemli bir rol oynamaktadır. Diğer yandan kurulun veya makamın işlevsel etkinliği düşebilir diye kaygı dile getirilmektedir, örneğin bu durum daha az nitelikli adayların oran (biçimsellik) yüzünden daha nitelikli erkek adaylara tercih edildiğinde ortaya çıkmaktadır.
 
'''Oran ve demokrasi kuralı'''Temel seçme hakkıyla kadınlar da erkeklerle eşit hakka sahip olmalı, böylece de kadınların da erkekler gibi daha çok başarı şansı olmalıdır. (Bu tartışmaların asıl amacı da budur zaten.)
Ayrıca temel seçme hakkı prensibi, belirli bir iş ya da mevki belli bir grup için ulaşılamaz olduğunda genel seçme hakkıyla karıştırılabilir. Bunun bir örneği Lübnan’dır. Orada devlet başkanı Hrıstiyan, hükümet başkanı sunni Müslüman olmalıdır gibi kesin kurallar vardır.
 
'''Oran ve anlaşma özgürlüğü/mülkiyet hakkı'''
 
Yasa yoluyla kadın oranları özel kuruluşlar için de geçerli olması halinde, akit yapma özgürlüğü ve özel mülkiyet kanununa bir sınırlama getirilmiş olmaktadır. Örneğin Norveç’te yönetim kurulları bağlamında bir kadın oranı söz konusudur. Böyle bir işleyiş ile bir girişimci için, kendisinin güvendiği bir yönetim kurulu üyesini belirleme hakkı somut olarak elinden alınmış olmaktadır. Bu kısıtlama esasen Almanya’da geçerli olan katılımcı belirleyim hakkı ile kıyaslanınca nispeten yumuşak sayılabilir; zira söz konusu bu yasal hüküm gereği yönetim kurulu üyeleri sendika ve çalışanlar tarafından belirlenmesi gerekmektedir.
 
'''Sınıf ve cinsiyet ayrımlarının iptali'''
 
Genel kadın hakları, erkekler için seçme hakkının bozulmasına paralel olarak yolunu kaybetmiştir. Sadece çok az ülkede, o zamanlar Rusya’ya bağlı büyük bir prenslik olan Finlandiya’da 1906’da olduğu gibi, her iki cinsiyete de seçme hakkı verildi.
Erkekler ne kadar çok sınırsız seçme hakkına sahip olursa, kadınlar da buna bağlı olarak o kadar uzun süre bunun için mücadele etmek zorunda kaldılar. Fransa ve İsviçre daha önceleri, erkek egemen Avrupa’ya dâhil olsalar da bu gruptan aynı Yunanistan ve Bulgaristan gibi ayrıldılar.
 
Bazı ülkelerde sosyal demokratlar, kadınları taleplerinde ilk destekleyen grup oldular. Ancak bu görüşteki yöneticiler kadınların seçme hakkı için sadece genel bir seçme hakkı çerçevesinde mücadele etmiştir, yani erkeklerin seçme hakkının genişletilmesi bağlamında irade göstermişlerdir, özellikle de bu yöndeki mücadelede kadınların desteğine ihtiyaç duyulduğunda bu söz konusu olmuştur. Buna karşı genelde, kadınların seçme hakkının toplu iş hakkını elde etme yönünde bir engel oluşturabileceği kaygısını taşımaktaydılar.
Birçok ülkede liberaller, kadınlara seçme hakkı verilmesi konusunda ılımlıydı. Ancak önemli olan şudur: Liberal siyasetçiler çoğunlukla seçme hakkında direttikleri gibi siyasi katılımcılığı sosyal durum veya eğitim durumuna bağlı olarak değerlendirmişlerdir. Burjuva sınıfına mensup kadınların sınırlı seçme hakkı alma durumu artmaya başladı. Bu ilk olarak, kadın hakları savunucularının ilk adım olarak gördükleri, cinsiyetler arasındaki sınırların kaldırılmasıyla, genel seçme hakkıyla takip edilecek bir süreçti.
 
Avrupa genelinde tartışılan sorun ise, işçi sınıfı ya da dişi cinsiyete öncelik verilip verilmeyeceğiydi. Her politik görüşün negatif sonuçlar getirmesinden korkuluyordu.
 
Sosyalistler ve liberaller, her şeyden önce tutucu ve dincilerin kadınların seçme hakkından faydalanacaklarını düşünüyorlardı ve bu yüzden de tutucu partiler, kadınların oylarıyla sol ve liberal partileri güçlendireceğinden korkuyorlardı. Ayrıca kadınların seçme hakkı ilk adımda tam olarak emansipasyon olarak görülmekteydi. Bu, [[sınıf]]lar arası sınırların çok geçmeden kaldırılmasına sebepti aslında.
 
===Stratejiler (ve metodlar)===
Satır 150 ⟶ 198:
Sadece bazı ülkelerin ana örgütlerini kendilerine dâhil ettiler. Bundan dolayı; Polonya, Çek Cumhuriyeti ya da [[Baltık ülkeleri]] bu birlikte yer almadı ve kadınlar ve erkekler için politik haklar konusundaki bağımsızlık talepleri kimse tarafından duyulamadı.
 
Sosyalist kadınlar, “Uluslararası Kadınlar” çatısında birleşti. İlk sosyalist kadın kongresi Stuttgart’ta 1907’de Clara Zetkin başkanlığında gerçekleşti. Sosyal alt tabakalar için (genel) seçme hakkı gibi aciliyet taşıyan konular, kadınlar için seçme hakkıyla beraber ele alındı. 1910’da[[1910]]’da Kopenhag’daki[[Kopenhag]]’daki ikinci buluşmada, uluslararası kadın günlerinin başlangıcı sayılan, kadınlara seçme hakkı için ilan edilen “mücadele günü”ne (8 Mart günü) karar verildi.
 
===Kadın ayrıcalıklı sınırlamalar===
Hemen hemen bütün ülkelerde erkekler, politik konularda yer alma bakımından, kadınların isteklerine aynı isteklerle karşılık vermişlerdi. Bu yüzden de kadınların kaderinde sadece evde çalışmanın olduğu ve politikanın erkek dünyasına ait olduğu “doğal” kural tekrar ortaya çıkmıştır.
 
Erkeklerin büyük bir bölümü, iş yerlerini kadınlarla, özellikle de [[eş]]leriyle paylaşmak istememekteydi. Ayrıca kadınların, sosyal rollerini bağımsız olarak belirleyemeyecekleri de düşünülmekteydi.
 
Kadınlar, cinsiyetlerle yaratılan sınırlarla, erkekleri bulaştırmadan mücadele ettiler. Belçika ve İtalya gibi bazı Katolik ülkelerde ve Ortodoks Bulgaristan’da, evli ve çocuk sahibi kadınlar, çocuksuz kadınlara göre daha değerli sayıldıklarından seçme hakkını daha önce elde ettiler. Bu yüzden de doğurganlık, erkekler tarafından bağımsızlık simgesi olarak düşünülmeye başlandı.
===Amerika Birleşik Devletleri Anayasası 19. Ek Madde===
Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın 19. Ek Madde’si 1 Haziran 1919 tarihinde kurultayda sunulmuş ve 18 Ağustos 1920’de ABD Anayasası’na eklenmiştir. Kabul edilmesindeki en önemli etken 36. eyalet olarak imzalayan Tennesse’nin onaması olmuştur. Dışişleri Bakanı Bainbridge Colby 26 Ağustos 1920’de onamayı tasdik etmiştir. Bu ek madde hükümetin ve ülkelerin, kişinin cinsiyeti nedeni ile seçim hakkını kullanamamasını yasaklamaktadır. Ek madde özellikle kadınların oy hakkını genişletmiştir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Kadın_hakları" sayfasından alınmıştır