Yeşilyazı, Ovacık: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Alkd (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
{{düzenle|Nisan 2009}}
 
{{Diğer anlamı|Yeşilyazı}}
{{Bilgikutusu Türkiye köy
|isim = Yeşilyazı
|harita2 = Tunceli_Turkey_Provinces_locatorLatrans-Turkey_location_Tunceli.jpgsvg
|harita2 boyut = 250px
|harita2 açıklama = Tunceli
Satır 10 ⟶ 9:
|harita1 boyut =
|harita1 açıklama =
|harita =
|harita boyut =
|harita açıklama =
|lat_deg = 39
|lat_min = 20
|lat_sec = 01
|lat_hem = KN
|lon_deg = 39
|lon_min = 05
|lon_sec = 17
|lon_hem = DE
|rakım = 1290
|yüzölçümü =
|nüfus = 163225
|nüfus yoğunluğu =
|nüfus_ref = <ref>[http://report.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?adnksdb2=&report=idari_yapi_2008.RDF&p_il1=62&p_yil=2008&p_dil=1&desformat=html&ENVID=adnksdb2Env T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu]</ref>
|nüfus_ref = [http://www.yerelnet.org.tr/iller/koy.php?koyid=262387]
|nüfus_itibariyle = [[20002008]]
|alan kodu =0428
|posta kodu = 62900
Satır 32 ⟶ 31:
|il = Tunceli
|ilçe = Ovacık
|Köy Muhtarı =Ali Dursun KAYA
|websitesi = [http://www.yerelnet.org.tr/iller/koy.php?koyid=262387 Yerelnet]
}}
'''Yeşilyazı (bucak merkezi)''', eski adı ([[Zazaca]]:'''Zeranige'''), [[Tunceli]] ilinin [[Ovacık, Tunceli|Ovacık]] ilçesine bağlı bir [[Köy|köydür]].
 
 
===Tarihi===
 
 
 
==Köken bilimi==
“Zeranıge” ismi [[Türkçe]]’de “Zeranik” olarak telafuz edilir. Muhtemelen [[Ermenice]]'den gelmedir. İsim Türkçe olarak düşünüldüğünde herhangi bir çağrışım yapmamaktadır. İsmin [[Zazaca]] çağrışımı ise birden fazladır. Bunlar; “Zeiyê Ranıge” –Ranik’in doğurdukları- “Zê ê Ranıge”-Ranik gibi- ya da “Zeranıge” –Ran ülkesi veye altın başaklı ülke- şeklinde sıralanabilir. [[Zazaca]]’da “ge” veya “e” eki daha çok Türkçe’deki “-istan, -yerleşim yeri” anlamını içermektedir. Buna çevre köyler olan; “Çêdage, Gamlege, Vialeke, Burnağe...,” gibi yerleşim yerlerinde de sıklıkla rastlarız.
 
Satır 47 ⟶ 42:
 
1960’lı yıllarda yapılan isim değişikliği ile “Zeranıge” adı, “Yeşilyazı” adına dönüştürülmüştür.
.
 
==Tarihçe==
'''KÖYÜN KISA TARİHÇESİ'''
 
Köy, muhtemelen eski bir yerleşim yeridir. Bu yerleşim “Ada” köyü yolundaki “Qere Sılêmun” denilen mıntıkaya kadar uzanır. Bu yörede Hıristiyan mabedine ait kalıntılar yakın yıllara kadar mevcudiyetini korumaktaydı. Kamberoğlu Hıdır Ayata’ya ait tarlada , Munzur dağı eteğinde, “Pê Cüni” denen yerde eski bina kalıntıları hala bulunmaktadır. Bu kalıntıların Kilise kalıntıları olduğu herkesçe bilinmektedir. Her iki kiliseye de ait olan taşlar, yörede rastlanmayan cinstendir. Ayataların ve dağgeçelilerin (Deste Koy) ev yapılarında rastlanan kırmızı köşe taşları bu harabelerden alınan taşlardır. “Qere Sılêmun” harabelerinden getirilen, oldukça hacimli (muhtemelen bir sütun ayağı) olan bir taş, harabeden getirildiği haliyle Hıdır Ayata’nın evinin arkasında durmaktaydı. Evin dozerlerle karakolun cephesini açmak(!) amacıyla tamamen yıkılması sonucu, söz konusu taş yıkıntılar altında kalmıştır.
 
Satır 62 ⟶ 57:
Toplumun hafızasındaki (ortak toplumsal hafıza) belli-başlı tarihi olaylarsa şunlardır;
 
1. Tanzimat’tan sonra oluşturulan NİZAMİYE ALAYLARI’nın bölgeye düzenlediği sefer. “Waxto khe nızami amay”-Nizamların geldiği vakit- olarak söylenir. Askere hala “nızami” denmektedir.
 
“'''HAMİDİYEHamidiye ALAYLARI''Alayları'”nınnın bölgeye intikali. Başlarındaki keçe külahlarından dolayı, “Kulıkini” olarak isimlendirilmişlerdir.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rus Levazım Birliği’nin köyün çayırında karargah kurması. Bu birliğin, köylerden büyük baş hayvan alıp damgalattığı hala anlatılmaktadır.
Koçkiri Hadisesi
Satır 70 ⟶ 65:
Koç Uşağı Harekatı. (Qöyğa Qocun)
Tunç Alayı. (Tabura Tunce) Yaptıkları ile hala hafızalardadır.
'''KÖYÜN ZİYARET YERLERİ'''
 
==Coğrafya==
Tunceli iline 71 km, Ovacık ilçesine 12 km uzaklıktadır.
 
===Bazı yer adları===
'''Yaylalar''': Kemera Belle (Oval taş- yürek biçimli taş- Bellik Taş), Çetun (iki derenin çatal biçiminde birleştikleri yer - Boynuz gibi – Çatlar), Çala Pile (çukurda kalan büyükçe bir düzlük. Büyük Çukur), Warê Alte (İnce, uzun düzlük bir alan- Alte’nin Yaylası), Piyê Gaun (Ziyaret-Kemah vadisine hakim, düzlük, büyükçe bir saha. Öküz yatağı), Çalê Batuni (Ziyaret köyünün tepesine gelen kısımda var olan bir dizi çukur alanlar. Ziyaret Çukurları. Son dönemde “Çalê Jiare” diye adlandırmalar da olmuştur.), Warê Çağıli (Çakıl taşlarından oluşan genişçe bir alan. Çakıllı Yayla), Dılav (Erê Sabi’nin eteğinde çimenlik bir alan. Dılav), Fikirıge (Bu yaylaların tümünü kapsayan, Zeranik köyüne ait mıntıka. Fikirik)
 
Görüldüğü üzere bazı yayla adları Türkçe’ye çevrilmeden, Türkçe’deki söyleniş biçimiyle söylenegelmiştir. (Dılav ve Fikirik)
 
'''Arazi adları''': Yajüye (Zeranik-Ziyaret arası. Yazı), Deşte (Zeranik-Pardi arası. Ova), Ambare (Zeranik-Ada arası. Tahıllık-Ambar), Mamux Oymiye (Ambar-Honda arası. Mamuğ Oymu...”mamux” yabani zerdalilere verilen ad), Honde (Mamux Oymu-Pardi arası. Honda- “Honde” yapı itibarı ile dipten sulak, çayırlık alan. Ancak anlam olarak neye denk düştüğü bilnmemektedir. İhtimalen böyle bir anlamı içeriyor olabilir.), Bukê Qowaxi (Pardi-Kızık arası mevkiinde, kızılca suyu kıyısında yabani kavaklığın bulunduğu saha. Eskiden ziyaretgah olarak anıldığından daha yakın zamana kadar korunmaktaydı. Ancak, yöresel inançların sarsılmasıyla birlikte; özellikle İslami inancın etkisinde kalan kesim tarafınca kesime uğramış, artık bu mevkide böyle bir kavaklık alan bulunmamaktadır. Ancak biz yaşlarda olanlar o mıntıkadaki kavaklığı hatırlayabilmektedirler. İleriki yıllarda yeni kuşaklar buraya bu adın neden verildiğini anlamakta hayli zorlanacaklardır. Kavak Bükü), Bukê Çelemuge (Zeranik-Ziyaret rasında, Munzur suyu üzerinde, çoğunluğu kayın ağacı benzeri bir ağaçyan oluşan, ve halen Ziyaret köyü hudutları dahilinde bulunan küçük ormanlık alan. Bu ormanlık alanın dağ kıyısındaki tarlalarda tatlı şalgam yetiştirilmiştir. Haydarlıların Bükü), Destê Koy-Dover (Zeranik’e bağlı, Munzur Dağı eteğindeki bir mahalle. Dağ Geçe)
 
===İklim===
Köyün iklimi, [[Türkiye'de karasal İklimi|karasal iklimi]] etki alanı içerisindedir.
 
==Nüfus==
{| class="wikitable" width=200
! colspan=2 |Yıllara göre köy nüfus verileri
|-
| align="center" | [[2008]]
| align="right" | 225
 
|-
| align="center" | [[2000]]
| align="right" | 163
|-
| align="center" | [[1997]]
| align="right" | -
|}
 
===Nüfus hareketleri===
1938 öncesinde 4 il dışı, 8 il içi göçe rastlamaktayız. 1938’de 2 ev Antalya’ya, 1 ev Çankırı’ya sürgün edilir. 1938-1950 yılları arsında bölgeye yakın yerlere (Arapkir, Eğin, Kemah...gibi) mevsimlik işçilik, hırsızlık veya dilencilik amaçlı nüfus dalgalanmaları gözlenir. Bu yıllarda il içine olmak üzere 11 aile göç eder. 1950-1960 yılları arasında uygulanan liberal politikalar yöre ekonomisinde bir çözülmeye neden olur. Bunun neticesinde açığa çıkan fukarılıktan dolayı, özellikle Eğin’e kadınlı-erkekli, küçüklü-büyüklü müthiş mevsimlik işçi akını yaşanır. İşsiz kitlelerin para kazanmak amacıyla metropollere doğru hareketlenmeleri başlar. 72 kişi dışarıya göç eder. 1960-70 yılları arsına damgasını vuran en önemli öğe, mevsimlik işçiliğin yerini kalıcı işçiliğe bırakmasıdır. Ancak, 70’li yıllara kadar bu işçiler aile bireylerini yanlarına götürmez, köyde bırakırlardı. Bu yıllarda göçenlerin sayısı 172’dir. 1970-80’li yıllar metropollerde çalışan işçileri ailelerini yanlarına almaya başladıkları yıllardır. Göçenlerin satısı bu yıllarda 199’dur. Bunun büyük kısmının çocuk ve eşlerden oluştuğunu unutmamak gerekir. Tarımda kapitalist ilişkilerin başlangıcı olan bu yıllarda dinamik nüfusta belirli bir göç yaşanmaz. Bir yandan kapitalit üretim araçları, diğer yandan Pazar için üretim tarımda belirgin bir canlanmaya neden olacaktır. 1980-90’lı yıllarda, özellikle 1985’lere kadar olan yıllarda tarımsal faaliyetin iyice hızlandığı, fasulye üretiminin arttığı yıllardır. 1975-85 yılları arasında, özellikle öğretmen aileleri tarımsal faaliyetin aktif unsuru haline gelirler! ken, diğer memur ve işçi kesimi de yaz izinlerini bu faaliyetin hızlandığı aylara denk düşürmeye özen gösterir olmuştur. Köyde yeni ve modern inşaatlar yapılmaya başlanmıştır. Bu yıllarda yaşanan göç, okuyup iş bulanlar ile kapitalist üretim ilişkileri sonucu mülkiyetleri olmayıp yolsulluklarını iyiden iyiye hisseden kesimler arasından olmuştur. (Birkaç çift öküzü olanların bunları satmak zorunda kalışları, harman makinalarının kalkması...vb.) Göç edenlerin satısı bu dönemde 303’tür. Bu göçlerin ayırıcı özelliği ailecek olmasıdır. Çoluk-çocuk ve hatta çalışanın anne ve babası... 1990-2000 arası yıllarda ise göç tamamen sosyal istikrara dayalı (‘terör’ nedenli) olmuştur. Huzur ve güven ortamını olmayışı köyün neredeyse tamamen boşalmasına neden olmuş, 1975-85 yılları arasında yapılan o güzelim (!) evler bile harabeye dönmüştür. 1938 sonrası yaşanan suskunluk, hareketsizlik bir 10-15 yıl içnde aşılmış, o şok kısa zamanda atlatılmıştır. En azından yetişen dinamik nüfus korunmuş, çevreyi yeniden seslendirmiştir. Bu kez, tarımda çalışabilecek esas dinamik nüfus kalmadığı gibi, yaşananların psikolojik etkisi de hala canlılığını korumaktadır. Ancak bu defaki şok öyle kolay atlatılacağabenzememektedir. 1975-85 yılları arasında çayır ve mer’alar sökülüp ekime açılırken, şimdilerde tarlaların ancak % 20’si ekilebilmekte, % 80’ine hiç dokunulmamaktadır.
 
==Ekonomi==
Köyün ekonomisi [[tarım]] ve [[hayvancılık|hayvancılığa]] dayalıdır.
 
==Kültür==
===Kültür değişimleri===
Köyün kültürel değişimi üzerindeki en belirgin etkileri kısaca şu biçimde sıralamak mümkündür:
 
'''1.'''1930’lu yıllarda köyün kaza merkezi olması: Nispi de olsa devlete ait kurumların ki bunlar askeriye ve kaymakamlıkla sınırlı da olsa köy üzerinde en azından devlete entegre olması bakımından önemli roller üstlenmişlerdir.
 
'''2.'''1940-1950 arası, mecburi iskan yılları (Bölgenin büyük bir kısmının “Yasak Bölge” ilan edildiği yıllar): Bölgenin % 70 insansızlaştığı yıllardır. Kıtlık nedeniyle, özellikle morabaların (yarıcı) Eğin ve Arapkir köylerine çalışmaya, dilenmeye ya da hırsızlığa gittikleri yıllardır. Bu yıllarda Eğin’e dut hırsızlığına gidenlerden bir kaçı vurulur. (Hüseyin Doğanay’ın Şire türküsünde söylenen, “Mardin de şiyo dızdiya bostani, nê be pıra, merdo!” bu döneme tekabül eder.) Buralardan (Eğin ve Arapkir) söz konusu ilişkilerden dolayı yaşanan etkilenim ile birlikte esas etki mecburi iskanın kaldırılmasıyla birlikte dönenlerin Batı illerinden taşıdıkları göreneklerle ve Türkçeyi güzel (!) telaffuz etme gayretleriyle yaşanmıştır. İskan dönüşü, bir çok kimse ya köyleri ikamete açılmadığından ya da akrabalarından kimseleri bulamadıklarından gelip Zeraniğ’e yerleşmişlerdir. Ailece gelenlerin bir kısmı, daha sonraki yıllarda açılan köylerine; bir kısmı köyleri üzerindeki iskan kalkmadığından tekrar eski iskan yerlerine (batıya) dönerlerken, akrabalarını bulamayan genç kızlar ise evlilikler yaparak bölgede kalmayı yeğlemişlerdir. Bunlardan bir kaçı da bizim köyde evlenerek kalmışlardır.
 
'''3.''' 1950-1970 yılları arası yarıcıların mülk edinme yılları: Toprağı işleme gibi bir alışkanlığı olamayan aşiret mensupları içine düştükleri yeni durum karşısında, çocuklarını okutma gibi bir mekanizma geliştirmişlerdir. Zaten, bölgede olduğu gibi köyümüzde de okur yazar olanlara “efendi” unvanı verilirdi ki yeni dönemle birlikte, aşiretler, kaybettikleri eski unvanları (değer verilen eski unvanları) yerine bu “ efendi” unvanını edinme gayreti içinde olmuşlardır. (Hem unvan, hem de devlet kapısında bir iş bulabilme olanağı ile birlikte tam bir “efendi” –okur yazar olan “efendi”, memur olan “efendi”- olma imkânını yakalama gayreti). Aşiretler, gerek geliştirdikleri bu yeni mekanizmaya kaynak bulma, gerekse içine düştükleri ekonomik krizi aşmak için elindeki tarlaların bir kısmını yarıcılarına satma durumunda kalırlar.
 
Yarıcılar için bu günlerde aslolan ise, oluşan bu yeni durumdan istifade derek, zaten hep içlerinde bir utku olan, hayallerini süsleyen, kendilerine ait özel mülklerine sahip olmanın imkânlarını yaratmaktır. Ve bu süreç içinde bir çoğu bu hayallerine kavuşma imkânı bulacaktır. Bu kesim için aslolan çocuklarını okutmak değil, daha çok toprağının efendisi olmak, edindiği mülkü işlemek; yeni mülkler edinebilmek, bunun için daha çok çalışıp, daha çok para biriktirebilmek...
 
Bu dönem kültürel değişimine damgasını vuran, laik cumhuriyete duyulan sempatidir. Bu sempati yarıcıların hemen hemen tümünde, aşiretlerin de okuyan çocuklarında çok açık bir biçimde gözlenmektedir. Aşiret çocukları eğitimde eşitlikten ve dönemin popülist politikalarından dolayı; yarıcılar da, 1938 sonrasında devlet tarafından kendilerine dağıtılan topraklardan (her ne kadar tekrar ellerinden eski sahiplerince alınmış olsa da- çünkü o noktada devletin bir kabahati yoktur, sorun onların korkaklığında, eski etkiyi yıkamamalarındadır-) ve şimdilerde edinmekte oldukları mülklerden dolayı devletin yarattığı fırsattan ötürü laik cumhuriyete sempati ile bakılmaktadır. Bu sempati beraberinde laik cumhuriyete ve medeni dünyaya (!) hızlı bir entegrasyonu getirmiştir. Kaymakamlık bu dönemde üç eteği yasaklamış ve şalvarı zorunlu kılmıştır. Aynı dönemde köylü gençlerin eğitmenlik programlarına alınmaları da ayrıca kültürel değişim üzerinde etkili olmuştur. [Bu eğitmenlerin bir kısmı, kışın ilçeye maaş almak üzere, allandırıp-pullandırıp bayraklarla donattıkları kızaklara (taung) binip; görevli oldukları köy sakinlerine bu kızakları çektirerek ilçe merkezine avdet ettikleri hala akıllardadır!..] Köyümüzde; Mustafa Eren, Hüseyin Aksu, Ali Ateş ve Hüseyin Demirçivi bu dönemde eğitmen olan kişilerdir.
 
'''4.''' 1970-1980’li yıllardaki nüfus hareketleri ve solun etkisi: Okul ve mevsimlik iş nedeniyle şehirlere gidenlerin taşıdıkları yeni kültür, yerel kültürle çatışmıştır. Bir yandan işçi olarak köyden çıkanların, diğer yanda laik eğitim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin 68’li dalganın da etkisiyle “dedelik” kurumuna karşı tutumları; bu kurumun zaafa uğramasına neden olmuş, toplum kalan son hukukunu da yitirmiştir.
 
'''5.''' 1980-1990’lı yıllar, 12 Eylülün etkileri: Bölgede eski hareketliliğin oldukça artmasıyla birlikte nüfus hareketliliğinde de hızlı bir dalgalanma yaşanmıştır. Bir yandan hızlanan nüfus hareketliliğinin taşıdığı kültürel etkiler, diğer taraftan; a) Köydeki karakolda var olan asker sayısındaki artış, b) Yerli bürokrat nüfusun il dışına sürülmesi, bu nüfusun köy ile bağlantılarının kesilmesi ve bunların yerine bölgeye batıdan memur nakillerinin yapılması, c) Dönemin valisinin köye zorla cami yaptırarak kadrolu imam atamaları, köyün kültürel değişiminde önemli roller oynamıştır.
 
'''6.''' 1990-2000’li yıllar, dağ-orman köylerinin yakılarak boşaltılmasının etkileri: Bu yıllarda dağ-orman köylerinin yakılarak boşaltılması ve gıda ambargosunun konmasıyla, bölgede yaşamı riskli bulanların imkânları dahilinde köyden batıdaki kentlere doğru göçleri ile, yakılan köy sakinlerinin bir kısmının Zeraniğ’e doğru göçleri, Zeranik açısından yeni bir süreç başlatmıştır. Daha önceki yıllarda batıdan gelen kültürel esintilere direnen, onlarla çatışan Zeranik; bu kez tam tersi yönde, dağ-orman köylerinden gelen kültürel esinti ile çatışmaktadır.
 
===Köyün ziyaret yerleri===
'''Erê Sabi''': Munzur dağının rakım olarak en yüksek yerlerindendir. İnançlarımızda dağ zirveleri kutsaldır. Yaylaya çıkıldığında “Erê Sabi” için niyaz dağıtılıp, kurbanlar kesilir. Dağa çıkış ve iniş sırasında, O’na arkasını dönmeden, yüzü O’na dönük vaziyette yan yan yürümeye özen gösterilir. “Ya Erê Sabi, ya Erê Koun, ya Erê Gerçegun...” diye dualar edilir. Toplum darda kaldığında, Erê Sabi toplar savurarak düşmanı uzaklaştırır. Çocukluğumda yayladayken gök gürlemesini andıran bir ses ile böyle bir top atıldığına şahit olmdum. Düştüğü yeri takip ettim. Gündüz gidip incelediğimde, basketbol topu büyüklüğünde, yuvarlak, siyah, parlak; normal taştan oldukça ağır bir taş olduğunu gördüm. Düştüğü anda akkor, sonradan parlak-siyah olan bu taş hala aynı yerdedir.
 
Satır 83 ⟶ 131:
'''Mamut Dede:''' Ali Abbas ocağına mensup olan ailenin mezarlığıdır. “Çêdage” köyü mahallindedir. Tüm çevre köylerce kutsal sayılan bir mekandır. Ziyaretgahların en önemseneni durumundadır. Yeminler daha çok “Mahmut Dede” üzerine (Mamud Dede bo) edilir. Bağlayıcı bir yanı vardır. (Zaten, yeminler ziyaretgahlar adına edilince inandırıcı olurlar. Allah adına edilen yeminlere itibar edilmemektedir)
 
==Aileler==
'''BAZI YER ADLARI'''
 
'''Yaylalar''': Kemera Belle (Oval taş- yürek biçimli taş- Bellik Taş), Çetun (iki derenin çatal biçiminde birleştikleri yer - Boynuz gibi – Çatlar), Çala Pile (çukurda kalan büyükçe bir düzlük. Büyük Çukur), Warê Alte (İnce, uzun düzlük bir alan- Alte’nin Yaylası), Piyê Gaun (Ziyaret-Kemah vadisine hakim, düzlük, büyükçe bir saha. Öküz yatağı), Çalê Batuni (Ziyaret köyünün tepesine gelen kısımda var olan bir dizi çukur alanlar. Ziyaret Çukurları. Son dönemde “Çalê Jiare” diye adlandırmalar da olmuştur.), Warê Çağıli (Çakıl taşlarından oluşan genişçe bir alan. Çakıllı Yayla), Dılav (Erê Sabi’nin eteğinde çimenlik bir alan. Dılav), Fikirıge (Bu yaylaların tümünü kapsayan, Zeranik köyüne ait mıntıka. Fikirik)
 
Görüldüğü üzere bazı yayla adları Türkçe’ye çevrilmeden, Türkçe’deki söyleniş biçimiyle söylenegelmiştir. (Dılav ve Fikirik)
 
'''Arazi adları''': Yajüye (Zeranik-Ziyaret arası. Yazı), Deşte (Zeranik-Pardi arası. Ova), Ambare (Zeranik-Ada arası. Tahıllık-Ambar), Mamux Oymiye (Ambar-Honda arası. Mamuğ Oymu...”mamux” yabani zerdalilere verilen ad), Honde (Mamux Oymu-Pardi arası. Honda- “Honde” yapı itibarı ile dipten sulak, çayırlık alan. Ancak anlam olarak neye denk düştüğü bilnmemektedir. İhtimalen böyle bir anlamı içeriyor olabilir.), Bukê Qowaxi (Pardi-Kızık arası mevkiinde, kızılca suyu kıyısında yabani kavaklığın bulunduğu saha. Eskiden ziyaretgah olarak anıldığından daha yakın zamana kadar korunmaktaydı. Ancak, yöresel inançların sarsılmasıyla birlikte; özellikle İslami inancın etkisinde kalan kesim tarafınca kesime uğramış, artık bu mevkide böyle bir kavaklık alan bulunmamaktadır. Ancak biz yaşlarda olanlar o mıntıkadaki kavaklığı hatırlayabilmektedirler. İleriki yıllarda yeni kuşaklar buraya bu adın neden verildiğini anlamakta hayli zorlanacaklardır. Kavak Bükü), Bukê Çelemuge (Zeranik-Ziyaret rasında, Munzur suyu üzerinde, çoğunluğu kayın ağacı benzeri bir ağaçyan oluşan, ve halen Ziyaret köyü hudutları dahilinde bulunan küçük ormanlık alan. Bu ormanlık alanın dağ kıyısındaki tarlalarda tatlı şalgam yetiştirilmiştir. Haydarlıların Bükü), Destê Koy-Dover (Zeranik’e bağlı, Munzur Dağı eteğindeki bir mahalle. Dağ Geçe)
 
'''AİLELER'''
 
Zeranik köy halkının çoğunluğu [[Zazaca]] konuşur. Aşiret mensubu olmayan aileler evlerinde tamamen Türkçe konuşur.
 
Satır 152 ⟶ 191:
 
'''Çê Hingi- Bextiyarun''': Aşiret mensubu, 1927’de Ziyaret köyüne göçen bu aile hala orada yaşamaktadır.
 
 
 
Ayrıca, 1990’lı yıllarda dört Kureyşanlı aile ile birlikte; bir Hulikan’dan bir de Kürederesi’nden olmak üzere iki aile daha Zeraniğe yerleşmişlerdir.
 
===Kültür=Muhtarlık==
 
'''KÜLTÜR DEĞİŞİMLERİ'''
 
Köyün kültürel değişimi üzerindeki en belirgin etkileri kısaca şu biçimde sıralamak mümkündür:
 
'''1.'''1930’lu yıllarda köyün kaza merkezi olması: Nispi de olsa devlete ait kurumların ki bunlar askeriye ve kaymakamlıkla sınırlı da olsa köy üzerinde en azından devlete entegre olması bakımından önemli roller üstlenmişlerdir.
 
'''2.'''1940-1950 arası, mecburi iskan yılları (Bölgenin büyük bir kısmının “Yasak Bölge” ilan edildiği yıllar): Bölgenin % 70 insansızlaştığı yıllardır. Kıtlık nedeniyle, özellikle morabaların (yarıcı) Eğin ve Arapkir köylerine çalışmaya, dilenmeye ya da hırsızlığa gittikleri yıllardır. Bu yıllarda Eğin’e dut hırsızlığına gidenlerden bir kaçı vurulur. (Hüseyin Doğanay’ın Şire türküsünde söylenen, “Mardin de şiyo dızdiya bostani, nê be pıra, merdo!” bu döneme tekabül eder.) Buralardan (Eğin ve Arapkir) söz konusu ilişkilerden dolayı yaşanan etkilenim ile birlikte esas etki mecburi iskanın kaldırılmasıyla birlikte dönenlerin Batı illerinden taşıdıkları göreneklerle ve Türkçeyi güzel (!) telaffuz etme gayretleriyle yaşanmıştır. İskan dönüşü, bir çok kimse ya köyleri ikamete açılmadığından ya da akrabalarından kimseleri bulamadıklarından gelip Zeraniğ’e yerleşmişlerdir. Ailece gelenlerin bir kısmı, daha sonraki yıllarda açılan köylerine; bir kısmı köyleri üzerindeki iskan kalkmadığından tekrar eski iskan yerlerine (batıya) dönerlerken, akrabalarını bulamayan genç kızlar ise evlilikler yaparak bölgede kalmayı yeğlemişlerdir. Bunlardan bir kaçı da bizim köyde evlenerek kalmışlardır.
 
'''3.''' 1950-1970 yılları arası yarıcıların mülk edinme yılları: Toprağı işleme gibi bir alışkanlığı olamayan aşiret mensupları içine düştükleri yeni durum karşısında, çocuklarını okutma gibi bir mekanizma geliştirmişlerdir. Zaten, bölgede olduğu gibi köyümüzde de okur yazar olanlara “efendi” unvanı verilirdi ki yeni dönemle birlikte, aşiretler, kaybettikleri eski unvanları (değer verilen eski unvanları) yerine bu “ efendi” unvanını edinme gayreti içinde olmuşlardır. (Hem unvan, hem de devlet kapısında bir iş bulabilme olanağı ile birlikte tam bir “efendi” –okur yazar olan “efendi”, memur olan “efendi”- olma imkânını yakalama gayreti). Aşiretler, gerek geliştirdikleri bu yeni mekanizmaya kaynak bulma, gerekse içine düştükleri ekonomik krizi aşmak için elindeki tarlaların bir kısmını yarıcılarına satma durumunda kalırlar.
 
Yarıcılar için bu günlerde aslolan ise, oluşan bu yeni durumdan istifade derek, zaten hep içlerinde bir utku olan, hayallerini süsleyen, kendilerine ait özel mülklerine sahip olmanın imkânlarını yaratmaktır. Ve bu süreç içinde bir çoğu bu hayallerine kavuşma imkânı bulacaktır. Bu kesim için aslolan çocuklarını okutmak değil, daha çok toprağının efendisi olmak, edindiği mülkü işlemek; yeni mülkler edinebilmek, bunun için daha çok çalışıp, daha çok para biriktirebilmek...
 
Bu dönem kültürel değişimine damgasını vuran, laik cumhuriyete duyulan sempatidir. Bu sempati yarıcıların hemen hemen tümünde, aşiretlerin de okuyan çocuklarında çok açık bir biçimde gözlenmektedir. Aşiret çocukları eğitimde eşitlikten ve dönemin popülist politikalarından dolayı; yarıcılar da, 1938 sonrasında devlet tarafından kendilerine dağıtılan topraklardan (her ne kadar tekrar ellerinden eski sahiplerince alınmış olsa da- çünkü o noktada devletin bir kabahati yoktur, sorun onların korkaklığında, eski etkiyi yıkamamalarındadır-) ve şimdilerde edinmekte oldukları mülklerden dolayı devletin yarattığı fırsattan ötürü laik cumhuriyete sempati ile bakılmaktadır. Bu sempati beraberinde laik cumhuriyete ve medeni dünyaya (!) hızlı bir entegrasyonu getirmiştir. Kaymakamlık bu dönemde üç eteği yasaklamış ve şalvarı zorunlu kılmıştır. Aynı dönemde köylü gençlerin eğitmenlik programlarına alınmaları da ayrıca kültürel değişim üzerinde etkili olmuştur. [Bu eğitmenlerin bir kısmı, kışın ilçeye maaş almak üzere, allandırıp-pullandırıp bayraklarla donattıkları kızaklara (taung) binip; görevli oldukları köy sakinlerine bu kızakları çektirerek ilçe merkezine avdet ettikleri hala akıllardadır!..] Köyümüzde; Mustafa Eren, Hüseyin Aksu, Ali Ateş ve Hüseyin Demirçivi bu dönemde eğitmen olan kişilerdir.
 
'''4.''' 1970-1980’li yıllardaki nüfus hareketleri ve solun etkisi: Okul ve mevsimlik iş nedeniyle şehirlere gidenlerin taşıdıkları yeni kültür, yerel kültürle çatışmıştır. Bir yandan işçi olarak köyden çıkanların, diğer yanda laik eğitim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin 68’li dalganın da etkisiyle “dedelik” kurumuna karşı tutumları; bu kurumun zaafa uğramasına neden olmuş, toplum kalan son hukukunu da yitirmiştir.
 
'''5.''' 1980-1990’lı yıllar, 12 Eylülün etkileri: Bölgede eski hareketliliğin oldukça artmasıyla birlikte nüfus hareketliliğinde de hızlı bir dalgalanma yaşanmıştır. Bir yandan hızlanan nüfus hareketliliğinin taşıdığı kültürel etkiler, diğer taraftan; a) Köydeki karakolda var olan asker sayısındaki artış, b) Yerli bürokrat nüfusun il dışına sürülmesi, bu nüfusun köy ile bağlantılarının kesilmesi ve bunların yerine bölgeye batıdan memur nakillerinin yapılması, c) Dönemin valisinin köye zorla cami yaptırarak kadrolu imam atamaları, köyün kültürel değişiminde önemli roller oynamıştır.
 
'''6.''' 1990-2000’li yıllar, dağ-orman köylerinin yakılarak boşaltılmasının etkileri: Bu yıllarda dağ-orman köylerinin yakılarak boşaltılması ve gıda ambargosunun konmasıyla, bölgede yaşamı riskli bulanların imkânları dahilinde köyden batıdaki kentlere doğru göçleri ile, yakılan köy sakinlerinin bir kısmının Zeraniğ’e doğru göçleri, Zeranik açısından yeni bir süreç başlatmıştır. Daha önceki yıllarda batıdan gelen kültürel esintilere direnen, onlarla çatışan Zeranik; bu kez tam tersi yönde, dağ-orman köylerinden gelen kültürel esinti ile çatışmaktadır.
 
'''NÜFUS HAREKETLERİ'''
 
1938 öncesinde 4 il dışı, 8 il içi göçe rastlamaktayız. 1938’de 2 ev Antalya’ya, 1 ev Çankırı’ya sürgün edilir. 1938-1950 yılları arsında bölgeye yakın yerlere (Arapkir, Eğin, Kemah...gibi) mevsimlik işçilik, hırsızlık veya dilencilik amaçlı nüfus dalgalanmaları gözlenir. Bu yıllarda il içine olmak üzere 11 aile göç eder. 1950-1960 yılları arasında uygulanan liberal politikalar yöre ekonomisinde bir çözülmeye neden olur. Bunun neticesinde açığa çıkan fukarılıktan dolayı, özellikle Eğin’e kadınlı-erkekli, küçüklü-büyüklü müthiş mevsimlik işçi akını yaşanır. İşsiz kitlelerin para kazanmak amacıyla metropollere doğru hareketlenmeleri başlar. 72 kişi dışarıya göç eder. 1960-70 yılları arsına damgasını vuran en önemli öğe, mevsimlik işçiliğin yerini kalıcı işçiliğe bırakmasıdır. Ancak, 70’li yıllara kadar bu işçiler aile bireylerini yanlarına götürmez, köyde bırakırlardı. Bu yıllarda göçenlerin sayısı 172’dir. 1970-80’li yıllar metropollerde çalışan işçileri ailelerini yanlarına almaya başladıkları yıllardır. Göçenlerin satısı bu yıllarda 199’dur. Bunun büyük kısmının çocuk ve eşlerden oluştuğunu unutmamak gerekir. Tarımda kapitalist ilişkilerin başlangıcı olan bu yıllarda dinamik nüfusta belirli bir göç yaşanmaz. Bir yandan kapitalit üretim araçları, diğer yandan Pazar için üretim tarımda belirgin bir canlanmaya neden olacaktır. 1980-90’lı yıllarda, özellikle 1985’lere kadar olan yıllarda tarımsal faaliyetin iyice hızlandığı, fasulye üretiminin arttığı yıllardır. 1975-85 yılları arasında, özellikle öğretmen aileleri tarımsal faaliyetin aktif unsuru haline gelirler! ken, diğer memur ve işçi kesimi de yaz izinlerini bu faaliyetin hızlandığı aylara denk düşürmeye özen gösterir olmuştur. Köyde yeni ve modern inşaatlar yapılmaya başlanmıştır. Bu yıllarda yaşanan göç, okuyup iş bulanlar ile kapitalist üretim ilişkileri sonucu mülkiyetleri olmayıp yolsulluklarını iyiden iyiye hisseden kesimler arasından olmuştur. (Birkaç çift öküzü olanların bunları satmak zorunda kalışları, harman makinalarının kalkması...vb.) Göç edenlerin satısı bu dönemde 303’tür. Bu göçlerin ayırıcı özelliği ailecek olmasıdır. Çoluk-çocuk ve hatta çalışanın anne ve babası... 1990-2000 arası yıllarda ise göç tamamen sosyal istikrara dayalı (‘terör’ nedenli) olmuştur. Huzur ve güven ortamını olmayışı köyün neredeyse tamamen boşalmasına neden olmuş, 1975-85 yılları arasında yapılan o güzelim (!) evler bile harabeye dönmüştür. 1938 sonrası yaşanan suskunluk, hareketsizlik bir 10-15 yıl içnde aşılmış, o şok kısa zamanda atlatılmıştır. En azından yetişen dinamik nüfus korunmuş, çevreyi yeniden seslendirmiştir. Bu kez, tarımda çalışabilecek esas dinamik nüfus kalmadığı gibi, yaşananların psikolojik etkisi de hala canlılığını korumaktadır. Ancak bu defaki şok öyle kolay atlatılacağabenzememektedir. 1975-85 yılları arasında çayır ve mer’alar sökülüp ekime açılırken, şimdilerde tarlaların ancak % 20’si ekilebilmekte, % 80’ine hiç dokunulmamaktadır.
 
===Coğrafya===
Tunceli iline 71 km, Ovacık ilçesine 12 km uzaklıktadır.
 
===İklim===
Köyün iklimi, [[Türkiye'de karasal İklimi|karasal iklimi]] etki alanı içerisindedir.
 
===Nüfus===
{| class="wikitable" width=200
! colspan=2 |Yıllara göre köy nüfus verileri
|-
| align="center" | [[2007]]
| align="right" | 360
 
|-
| align="center" | [[2000]]
| align="right" | 163
|-
| align="center" | [[1997]]
| align="right" | -
|}
 
===Ekonomi===
Köyün ekonomisi [[tarım]] ve [[hayvancılık|hayvancılığa]] dayalıdır.
 
===Muhtarlık===
Yerleşim yerinin [[Köy tüzel kişiliği|köy tüzel kişiliği]] alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için [[Köy muhtarlığı|köy muhtarlık]] seçimleri de yapılmaktadır.
 
Satır 218 ⟶ 205:
:[[1984]] - Ali Dursun Kaya
 
===Altyapı bilgileri===
köyde yatılı bölge ilk öğretim okulu vardır ve okulun kapalı spor salonu bulunmaktadır. Köyün [[içme suyu şebekesi]] vardır.[[kanalizasyon]] şebekesi vardır. [[PTT]] şubesi ve PTT acentesi yoktur. Telekom santrali vardır. [[Sağlık ocağı]] ve sağlık evi olmakla beraber kapalı ve hizmet vermemektedır. Köye ulaşımı sağlayan yol [[asfalt]] olup köyde [[elektrik]] ve sabit [[telefon]] vardır. 2008 yılının Ağustos ayında köy içi asfalt yapılmıştır. Kanalizasyon çalışmaları devam etmektedir. İnternet bulunmaktadır. Köyde 1 demir doğrama atölyesı, su tesİsatçısı, marangoz atölyesi vardır.
;Yeşilyazı Çevre Düzenleme ve Kalkındırma Derneği: Köyde dernek kurma işlemleri tamamlanmıştır. Derneğin merkezi Yesılyazı'dadır. Dernek binası olarak köy binasının tamiratı ve onarılması gerekmektedır.
==Kaynakça==
{{Kaynakça}}
 
==Dış bağlantılar==
* [http://www.yerelnettunceliovacik.orggov.tr/ YerelnetOvacık Kaymakamlığı]
 
{{köy-taslak}}
{{Ovacık belde ve köyleri}}
{{köy-taslak}}
[[diq:Zeranik