Yersizyurtsuzluk: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Alibaz (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Alibaz (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
{{Çalışma var}}
'''Yersizyurtsuzluk''', kavram olarak [[postmodernizm]]le birlikte öne çıkmış ve [[Postmodern felsefe]]'ler tarafından kuramsal alanda kavramsal statüye kavuşturulmuştur. En genel kullanımı ''köksüzlük'' anlamındadır, ve düşünce tarihindeki temelci, otantik, merkezci düşünce geleneğine karşı bir düşünce tarzının ifadesidir. Yersizyurtsuzluk bu anlamda [[göçebelik]] ve [[göçebe düşünce]] kavramlarıyla birlikte değerlendirilir. Belirgin olarak [[Gilles Deleuze]] ve [[Fellix Guatari]]'nin çalışmalarında bu kavramların kullanıldığı ve değerlendirildiği görülür.Onlara göre kapitalizm, yeni bir toplumsal düzenleme yoluyla mevcut yapıyı dağıtmakta, yurtsuzlaştırmaktadır. Kendi varlığını sürdürebilmek içinse yeniden yeryurt sahibi yapmaktadır; bütün kültürler bir yandan köksüzleştirilmekte ve öte yandan kapitalizmin varoluşu için yeniden yerleştirilmektedir.Ancak yersizyurtsuzluk kavramının bundan öte felsefe-içi anlam katmanları, düşüncenin kendisine dair anlamları vardır. Buna göre düşünmek bir kendini yerinde hissetmemek hali olarak gerçekleşir. Yersizyurtsuzluk ''artık'' bir yer ve yurt sahibi olamamak değil düsünmenin daha en başından itibaren ''zaten'' köksüz olması, yersiz ve yurtsuz olaması anlamındadır.Yersizyurtsuzluk kavramının [[Friedrich Nietzsche]], [[Theodor Adorno]], [[Heidegger]] gibi düşünürlerde öncülleri; [[Foucault]], [[Jacques Derrida]], Deleuze ve Guattari gibi düşünürlerde kullanımı ve geliştirilmesi sözkonusudur.
 
'''Yersizyurtsuzluk''', kavram olarak [[postmodernizm]]le birlikte öne çıkmış ve [[Postmodern felsefe]]'ler tarafından kuramsal alanda kavramsal statüye kavuşturulmuştur.
Adorno'nun değişik bağlamlarda da (dil, düşünce) değerlendirilebilecek önermesi, "bügün insanın evindeyken kendini evinde hissetmemesi bir ahlak sorunudur" ([[Minima Moralia]]) değişi, yersizyurtsuzluk fikrinin açılımlarından birini göstermektedir.
 
'''Yersizyurtsuzluk''', kavram olarak [[postmodernizm]]le birlikte öne çıkmış ve [[Postmodern felsefe]]'ler tarafından kuramsal alanda kavramsal statüye kavuşturulmuştur. En genel kullanımı ''köksüzlük'' anlamındadır, ve düşünce tarihindeki temelci, otantik, merkezci düşünce geleneğine karşı bir düşünce tarzının ifadesidir. Yersizyurtsuzluk bu anlamda [[göçebelik]] ve [[göçebe düşünce]] kavramlarıyla birlikte değerlendirilir. Belirgin olarak [[Gilles Deleuze]] ve [[Fellix Guatari]]'nin çalışmalarında bu kavramların kullanıldığı ve değerlendirildiği görülür.Onlara göre kapitalizm, yeni bir toplumsal düzenleme yoluyla mevcut yapıyı dağıtmakta, yurtsuzlaştırmaktadır. Kendi varlığını sürdürebilmek içinse yeniden yeryurt sahibi yapmaktadır; bütün kültürler bir yandan köksüzleştirilmekte ve öte yandan kapitalizmin varoluşu için yeniden yerleştirilmektedir.Ancak yersizyurtsuzluk kavramının bundan öte felsefe-içi anlam katmanları, düşüncenin kendisine dair anlamları vardır. Buna göre düşünmek bir kendini yerinde hissetmemek hali olarak gerçekleşir. Yersizyurtsuzluk ''artık'' bir yer ve yurt sahibi olamamak değil düsünmenin daha en başından itibaren ''zaten'' köksüz olması, yersiz ve yurtsuz olaması anlamındadır.Yersizyurtsuzluk kavramının [[Friedrich Nietzsche]], [[Theodor Adorno]], [[Heidegger]] gibi düşünürlerde öncülleri; [[Foucault]], [[Jacques Derrida]], Deleuze ve Guattari gibi düşünürlerde kullanımı ve geliştirilmesi sözkonusudur.
 
Ancak yersizyurtsuzluk kavramının bundan öte felsefe-içi anlam katmanları, düşüncenin kendisine dair anlamları vardır. Buna göre düşünmek bir kendini yerinde hissetmemek hali olarak gerçekleşir.Buna göre hiç bir teorinin nihai ve vazgeçilmez olması sözkonusu olamaz. Düşüncelere, fikirlere, öğretilere yurt edinmek anlamında bağlanılmamak gerekir.Yersizyurtsuzluk ''artık'' bir yer ve yurt sahibi olamamak değil düşünmenin daha en başından itibaren ''zaten'' köksüz olması, yersiz ve yurtsuz olaması anlamındadır.Dahası, yersizyurtsuz düşünme yönelimi, belirli bir hakim düşüncenin kapanımına karşı direnir; cünkü o merkezsizdir ve gövdesizdir, belirli bir paradigma taraffından doğrudan kodlanıp merkezlenemez.Kök halinde bulunmakla birlikte hiç bir zaman köksalıp dalanıp budaklanmayı hedeflemez, yatay düzlemde yayılımıyla iktidar konumlarından sakınır.
 
Yersizyurtsuzluk kavramının [[Friedrich Nietzsche]], [[Theodor Adorno]], [[Heidegger]] gibi düşünürlerde öncülleri; [[Foucault]], [[Jacques Derrida]], Deleuze ve Guattari gibi düşünürlerde kullanımı ve geliştirilmesi sözkonusudur.
 
Deleuze ve Guattari'nin [[Kök-sap]] kavramları yersizyurtsuz düşüncenin bir önermesidir.Foucault, kendi kuramsal çalışmalarını ve geliştirdigi kavram ve kategorileri bir ''alet-edevat kutusu'' (tool-box) olarak tanımladığında yeryizyurtsuz düşüncenin bir örneğini vermektedir.Öte yandan Adorno'nun değişik bağlamlarda da (dil, düşünce) değerlendirilebilecek önermesi, "bügün insanın evindeyken kendini evinde hissetmemesi bir ahlak sorunudur" ([[Minima Moralia]]) değişi, yersizyurtsuzluk fikrinin açılımlarından birini göstermektedir.
 
Çeşitli açılımlar için bkz:
*Gilles Deleuze Özel Sayısı, Toplumbilim dergisi, Sayı 5, Kasım 1996[[Kategori:Postmodernizm]]
[[Kategori:Felsefi kavramlar]]