Anomi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Zgyp (mesaj | katkılar)
Yeni sayfa: ''Anomi'';toplumda ya da bireyde,ölçü ve değerlerin çökmesi ya da amaç ve ülkü yoksunluğu sonucunda oluşan dengesizlik durumu.<br /> <br />Terim,ilk kez Fransız sosyoloğu Em...
 
Defector angelus (mesaj | katkılar)
Yeni sayfa: 1. (yunanca, isim) dağılma, geçiş veya hızlı değişme dönemlerinde mevcut kaide ve normların tesirini kaybetmesi, toplumu kucaklayan yeni kaide ve normların ortaya çıkmamas…
1. satır:
1. (yunanca, isim) dağılma, geçiş veya hızlı değişme dönemlerinde mevcut kaide ve normların tesirini kaybetmesi, toplumu kucaklayan yeni kaide ve normların ortaya çıkmaması yüzünden meydana gelen boşluk, kaidesizlik, normsuzluk, kanunsuzluk, sosyal çözülme.
''Anomi'';toplumda ya da bireyde,ölçü ve değerlerin çökmesi ya da amaç ve ülkü yoksunluğu sonucunda oluşan dengesizlik durumu.<br /> <br />Terim,ilk kez Fransız sosyoloğu Emile Durkheim'ın intihar ile ilgili çalışmasında kullanıldı.Durkheim'a göre,bu tür(anomik) intihar,insanların kendi davranışlarını düzenlemek için gereksindikleri toplumsal ölçülerin çökmesinden kaynaklanır.Toplumsal bir sistem,anomi durumunda olduğunda ortak değerler ve anlamlar ne eskisi gibi anlaşılıp benimseniyor ne de onların yerine yeni değerler ve anlamlar konulabiliyor demektir.Böyle bir toplumda birey,işeyaramazlık duygusu,amaçsızlık,duygusal boşluk ve umutsuzlukla tanımlanan psikolojik bir konuma itilir.Herhangi bir şey için çaba göstermek artık yararsız sayılır;çünkü bir şey için çaba göstermek gerektiğinin kabul edilmiş bir tanımı yoktur.<br /> <br />Robert K. Metron,anominin nedenleri üzerine ABD'de yaptığı araştırmada,kültürel amaçlarına ulaşmak için kabul edilebilir araçlardan yoksun olan bireylerde,anominin en şiddetli biçimde görüldüğünü ortaya koymuştur.Bu amaçlar çok önemli hale geldiğinde ve kurumsallaşmış,toplumun ölçüleri içinde kabul edilebilir araçlar da onları gerçekleştirmekte işe yaramadığında bireyler yasadışı araçlara başvurabilirler.Araçlardan çok amaçların önem kazanması,toplumun düzenleyici yapısında çöküntüye yol açan bir gerilimle,yani anomiyle sonuçlarnı.Örneğin;bir toplum,bireylerini servet edinme yönünde özendirir,ama bunu sağlamaya yetecek araçları sunmazsa,bu zorlama bir çok bireyin kuralları çiğnemesine yol açar.Artık tek düzenleyici mekanizma,kişisel çıkar tutkusu ve cezalandırılma korkusudur.<br /><br />Böylece,toplumsal davranışlar önceden kestirilemez duruma gelir.Anomi koşullarında çoğu kez suç oranı artar,intihar olayları yaygınlaşır.<br /> <br />Durkheim,anomi kavramı ile toplumda ya da toplumsal gruplarda görülen göreli kuralsızlık koşullarını tanımlarken,başka yazarlar bu kavramı bireylerin durumunu tanımlamak için kullanmışlardır.Bu psikolojik bağlamda anomi,hiçbir ölçüsü,süreklilik duygusu ya da yükümlülüğü olmayan ve bütün toplumsal bağlarını yadsıyan bireyin ruhsal durmunu belirtir.Bireyler,topluluğun önderlerinin,onların gereksinmelerine aldırmadığını,toplumun gittiği yönün belirsiz olduğunu,toplumda düzensizliğin hüküm sürdüğünü ve artık kimsenin amaçlarının gerçekleşmediğini düşünürler.Kendilerinin bir işe yaramadığı duygusuna,dostlarının dayanışmasına da güvenemeyecekleri inancına kapılabilirler.
2. insanlarin hem kendine hem de cevresine karsi yapancilasmasi.
3. kuralsızlık
4. anomi durumlarında insanların liderlere olan güveni kaybolur. toplumda iyi yere gelmek için gerekli olan şeylere karşı inanç yitirilir. bir örnek vermek gerekirse; iyi bir yere gelmek için ne gereklidir? eğitim. ama şu an türkiyede insanlar, eğitimin sizi iyi bir yaşama götürmeyeceğine inanır durumdalar, genelde "okusan ne olcak, işsiz kalıcaksın" düşüncesi hakim. onun yerine çocuklarının "sanatçı", "topçu" olmasını istiyorlar. bu bir anomi belirtisidir.
5. normların geçerliliğini ve yaptırım gücünü yitirmesi, değer ve normların hiyerarşisinin bozulması ve değersel bir kargaşanın topluma egemen olması gibi durumlarda anomi, yani normsuzluk hali doğar. başka bir anlatımla, kuralları geçerliliğini yitirmiş ve herkes tarafından benimsenecek yeni kurallar yaratamamış bir toplumda, bireyleri toplumsal bütüne bağlayan bağların kopması haline anomi denir. mertona göre, toplumca tanımlanmış hedeflere ulaşmak için tanımlanmamış davranışlara başvurulmasının zorunlu olduğu durumlarda toplumsal yapı ile kültürel yapı arasında beliren uyuşmazlık, anomiye yol açmaktadır. bu olguya ilk kez dikkati çeken ve deyimi ilk kez kullanan durkheimdır. ona göre anomi, hangi normu izleyeceklerini bilemez hale gelen bireylerin bütünleşmelerini giderek olanaksızlaştıran bir toplumsal düzensizlik ortamıdır.
bugünün bireyleri, normlarını, içinde yaşadıkları toplumun bütününden çok, yakın ilişki kurdukları aidiyet ve referans gruplarından sağlamaktadır. ters bir oluşumla, kitle toplumunun ve kitle kültürünün gelişmesi, bireyi, yüz yüze ilişkilerin egemen olduğu küçük birincil gruplara itmektedir. ayrıca kitle iletişim araçları, bir süre sonra normlaşan simge ve stereo tipleri yaymakta, böylece kitle içinde kaybolmuş bireyler, bu görüntüleştirilmiş normları uygulayacak toplumca benimsendiğini düşündükleri davranış biçimlerini sergilemektedirler.
6. zamanında, defter degisinde, saffet murat tura bu konuyu merkeze alarak kurgusal bir yazı yazmıştı: hayali bir doktorun karşısına gelen, hayali bir hasta. o enfes yazının sonunda, hayali hastamız şu sonuca varmıştı -ki, 'fazla söze ne hacet' kategorisinden bir sözdü: her insan biraz anomiktir...
7. (bkz: emile durkheim)
8. - birbiriyle çelişen kuralların varlığı
- kuralların açık ve net olmayışı (vergi mevzuatımız gibi)
- kurallara uymamanın bir yaptırımın olmaması
- kurallara uymanın gerekliliğine olan inancın toplumda bulunmaması (ki aslında bir parça sonucudur yukarıdakilerin)
 
gibi nedenlerle kuralsızlığın yerleşik kültür haline gelmesidir.
''Kaynak'' :
 
Ana Britannica
şu an ikincil ilişkiler ağı üzerine kurulmuş devlet organizasyonu ile birincil ilişkilerin baskın olduğu kabile/aile düzeninin ortaya koyduğu kuralların aynı toplumda eş zamanlı etkinliği en temel anomi kaynağımızdır. bir yandan market ekonomisi diğer yandan pazar ekonomisi, aynı ortamı paylaşmakta, anominin altyapıya da hakim olmasını sağlamaktadır.
 
kanunlarımız çoğu zaman çelişkilerden ari olmayı başaramamıştır. vergi mevzuatı, gümrük mevzuatı hatta vatandaşın elinde idareye dava açmak üzere gidip kapısını çalması gereken idari yargı mevzuatı öyle kafadan dalınacak, dalınsa bile her baba yiğidin içinden rahatça çıkabileceği bir durumda değildir.
 
(önü biraz alınmış gibi görünse de) üç beş yılda bir çıkarılan af kanunları, (önünün alındığını hiç zannetmediğim) vergi afları, yakalanmadan iş tutmanın sevap sayıldığı ilginç bir toplum kültürü kurallara uyanı keriz yerine koymaktadır. yapan yaptığıyla kalmakta, yapmayanlar kendini salak gibi hissetmektedir. ama unutmadan baklava çalmamak gerekir, o zaman devlet tepene biniyor.
 
oku oku alim mi olacaksın? devletin malı deniz hede de hödö*, gemisini kurtaran kaptan benden sonra bin tufan, acıma yetime de bilmem ne diye giden burada saymaya başlasan arkası gelmeyecek küçük kasaba üçkağıtçılıkları yaşamımızı işgal etmişken, televizyonda biz hep hırsızı tutarken (ama bakkaldan leblebi çalınca eşşek sudan gelinceye kadar dayak da yerken), yani rüzgar hep bu yandan öbür yana eserken gidişimiz nereye diye bile soramıyorum...
 
lanet olsun.
 
ayrıca (bkz: burokrasi iyi mi kotu mu tartismasi)
9. temporal lobu besleyen damarlarda yaşanan tıkanma sonucu, beynin bu bölümünün beslenememesinden kaynaklanan bir hastalık. anomisi olan hasta gördüğü şeyin ne olduğunu bilir, tanır ama adını bulamaz
10. istencin ve buna bağlı olarak duyarlılığın yitirilmesi. anomi hastası, kurtuluşun mümkün olduğunu derinden hissedemezse, hayatını bir göçük altında yaşamak zorunda kalır.
 
14. bir toplumda normların etkisini, geçerliliğini yitirmesi, değer ve normların hiyerarşisinin bozulması gibi durumlara anomi denir. kuralların geçerliliğini yitirmesi ve herkes tarafından benimsenecek toplumsal bütüne bağlayan bağların kopması durumudur.
15. kuralsızlıktan,toplumsal normların yokluğundan yahut yetersizliğinden ileri gelen toplumdan bir kopuş,soyutlanış durumu.
(bkz: emile durkheim)
anomiyi önlemek için, bir çatı,bir ırk altında toplanma düşüncesinin faşizme yol açtığı öngörülmektedir.
16. durkheim'a gore anomi, toplumda geleneksel anlayisin yerini moderniteye birakmasiyla arzularin kendilerini denetim altina alan engelleri asip sonsuz sekilde ortaya cikislaridir
17. Anomi terimi Yunanca bir kelime olup "ka¬nunsuzluk" ya da "normsuzluk" anlamına gel¬mektedir. Anomi teriminin üç farklı, ama bir¬biriyle ilişkili anlamı vardır. İlk anlamı kişisel bir düzensizliği dile getirir. Bu durum, toplum¬sal yapının sağlamlığına ya da normlarının ka¬rakterine uymayarak bir yön-yitimine uğrayan ya da kanuna uymayan başıbozuk bireyle gö¬rüntü planına çıkar. İkinci anlamı, bizzat normların çalışma halinde olduğu ve bireyle¬rin çatışmanın gereklerine uygun çabalar içi¬ne girdiği sosyal durumları ifade eder. Üçün¬cü anlamı ise, hiç bir norma sahip olmayan bir sosyal durumu anlatır ki, buna "anarşi" de di¬yoruz: burada yönetime karşı çıkma değil "top-lum"a karşı kanunsuz davranışlar esastır. Bu üçüncü anlamı o kadar yaygın bir kullanıma ulaşmıştır ki, diğer (ve asıl olan) iki kullanımı gölgede bırakmıştır. Bununla birlikte anomiyi anarşi ile karıştırmamak gerekir. Çünkü anar¬şi (an-aıvhia: başı bozukluk) bir otoriteye, si¬yasal bir yönetime ya da herhangi bir siyasal hükümete karşı çıkarken; anomi, bizzat toplu¬mun dokularının gevşemesine ve onu bir ara¬da tutan bağların zedelenmesine, giderek de imha olmasına atıfta bulunur.
Toplumdaki egemen normların sorgulandığı
ya da reddedildiği şartlar üzerine yapılan çalış¬malar, Durkheim'in "anomi" kavramını kullan¬masından çok öncelere rastlar. Daha önceki yazarlarbu tür dönemlerin (anomi dönemleri¬nin) tekrarlanma eğiliminin toplumun tutarlı¬lığını zedelediğine ve gerçekte despotizmin ye¬ni şekillerine imkan hazırladığına dikkat çekti¬ler (örneğin Marks). Durkhcim anomi kavra¬mında bulunan diğer unsurları bir yana alarak yalnız iktisadi bunalımın değil, aynı zamanda artan refahın da yerleşik normların askıya alın¬masıyla elele İlerlediğini gösterdi. Yani sınır¬lanmamış tutkuları salıveren ve nihayetinde intihar oranlarında büyük artışlara yol açan anomi, bir dereceye kadar bir milletin ana di¬ni ideolojisine dayanmaktaydı. Yine Durkhe-im'a göre, Marksisllerin ısrarla üzerinde dur¬dukları endüstriyel sınıf çatışması bir anomi belirtisinden ibaretti.
Anominin uygulama alanını çeşitli sapkınlık türlerine dek genişleten Merton terimi, keli¬me anlamı olan "normsuzluk"tan çok, belirgin normlarla bunları yerine getirmek için sınırlı fırsatlar arasındaki çatışmaya (eşitsizliğe) atıf¬ta bulunarak kullandı. Bu durumda anomi iki temel hususu çağrıştırıyordu: toplumsal daya¬nışmayı koruyan davranış kurallarında zayıfla¬ma ve kültürel gayeleri başarma yeteneğinde genel bir kısırlaşma. Merton, anominin bir "norm çatışması" olduğunu söylerken Ameri¬kan toplumunu esas almış ve modern toplu¬mun şartlarının anominin hazırlayıcısı olduğu¬nu söylemiştir.
GcrekMcrton'un,gerekse Durkheim'in ano¬mi kavramına verdikleri anlam oldukça ağır eleştiriler almıştır. Bu teoriler genellikle normların loptum hayatı İçin taşıdıkları öne¬mi vurgulamış ve perspektiflerini buna göre ayarlamışlardır; oysa bu normların nasıl kulla¬nıldığı, üretildiği, nasıl açığa vurulduğu ve na¬sıl bir araya toplandığı gibi hususları açıkla¬maktan kaçınmışlardır. Resmi istatistiklerin politik birer dayanakları olduğu İçin güvenil¬mez oluşları ve diğer araştırma güçlükleri, anomi teorisinin İntihar davranışına ve diğer sapkınlık türlerine uygulanmasına şüphe dü¬şürmüştür. Ne var ki, başka bazı eleştiriciler
anomi teorisinin işe yaramaz diye suçlanması¬na karşı çıkmaktadırlar. Anomi terimi sosyo¬logların dikkatlerini, modern dünya İle dünya¬nın efsununu yitirmesinin aynı kaynaklardan beslendiği (disenchantmen) görüşüne doğru yö nlendir mektedİ r.
Daha gevşek bir biçimde anomi 1950'ler ve \960'hyûlard'dyabancılaşmaya akraba bir kav¬ram olarak kullanılmıştır. Bu kullanım bir bi¬reyin geleneksel bağlarını yitirdiği ve yön-yitî-mineya da ruhsal bozukluğa düştüğü bir hali ifade eder.
18.(psikoloji) Anomi genel olarak sosyal bağın zayıflamasını ifade etmektedir. Ancak Parsons'ın modern çağdaş sosyal bilimin merkezi kavramlarından biri saydığı anomi kavramı, sosyal bilimlerin tarihi boyunca farklı çağrışımlar ve anlamlarda kullanılmıştır.
 
Etimolojik olarak anomos (yasasız, yasası olmayan) ve türevi anomia sözcüklerinden gelen anomi kavramı, sözcük anlamıyla normsuz, yasasız olma durumunu ifade etmektedir.
 
Ancak sosyologlar, anominin kavramlaştırılmasında farklı bakış açıları sergilemektedir: Hangi yasa ve normların söz konusu olduğu, yasa ve normların salt yokluğunun mu yoksa saygınlığının azalmasının ve karşı çıkılmasının mı söz konusu olduğu, tek bir anominin mi olduğu yoksa pek çok anomiden mi söz edilebileceği gibi hususlarda farklılıklar gözlenmektedir.
 
Yine anomi çerçevesinde ele alınan olgularda da büyük bir çeşitlilik görülmektedir. Örneğin, kolektif şiddet hareketlerinde, bireysel pasiflik ve ilgisizlikte, sınırsız istek ve tutkularda, geleceğe yönelik umutların kaybında, farklı normlar arası çatışmalarda, toplumda ve kurumlarında normatif sistemin yıkılmasında, eylem hedef ve amaçlarının belirsizliğinde anomiden söz edilmiştir (Besnard, 1987).
 
Anomi konusuna eğilen teorisyenlerden Durkheim'a göre anomi kavramı, genel bir deyişle bireylerin, belirli bir toplumda insan davranışlarını düzenleyen ve idealleri yansıtan sosyal değerlerle ilişkisinin zayıflaması veya kopmasını ifade etmektedir.
 
Merton gibi diğer bazı sosyologlara göre ise toplumda entegrasyon aygıtları işlemediğinde, anomi belirir. Anomi durumu, sosyal normlardan sapma durumudur. Toplumun bireye önerdiği amaçlar ile bireyin bu amaçlara ulaşma konusunda, genellikle sosyal statüsüne göre sahip olduğu meşru imkanlar birbiriyle uyuşmadığında, anomi eğilimi güçlenir.
 
19. Özellikle sosyolojide kullanılan bu kavram, faydacılığın ve faydacı davranışın beklenen patolojik halidir
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Anomi" sayfasından alınmıştır