İkinci Kirte Muharebesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Takabeg (mesaj | katkılar)
küçük düz.
Makedon (mesaj | katkılar)
52. satır:
General Sır Ian Hamilton’un planında gün sonunda Alçıtepe’nin ele geçirilmesi öngörülmüştü. Ancak taarruzun ilk günü akşamı birkaç yüz metreden fazla ilerleme sağlanamamıştır. Dahası, cephe komutanlarından Hamilton’a ulaşan raporlarda, gün boyu süren çatışmalarda Türk gözcü postalarıyla çarpışıldığı, asıl savunma hattıyla henüz temas kurulmadığı, Türklerin asıl savunma hattının yerinin dahi saptanamadığı bildirilmektedir.
 
Türk tarafında harekatın ilk günü akşamında bir komuta değişikliği olmuştur. Seddülbahir Cephesi Komutanı Albay von Sodenstern görevden alınarak yerine General Weber atanmıştır. 5 Mayıs’ta savunma hatlarını ve Türk birliklerinin durumunu incelemiş olan Weber Paşa, [[Birleşik DonanmanınDonanma (Çanakkale Savaşları)|Birleşik Donanma]]'nın ateşiyle uğranılan kayıplar karşısında endişeye kapılmış ve Mareşal Liman Von Sanders’e cephenin, Alçıtepe gerisine çekilmesini önermiştir. Sanders, bu öneriye şiddetle karşı çıkmış, her karış toprak için savaşılması emrini vermiştir. Sanders, donanma ateşinden sakınmak için geri çekilmek değil, ileri çıkarak düşmanla burun buruna bulunmak gerektiğini ileri sürecektir. Gerçekten de Gelibolu’daki savaş, Avrupa’daki savaşlardan farklıdır. Türklerin, “savunulabilir hatlara çekilmeleri” gibi bir seçenekleri yoktur. Gelibolu’daki topçu bataryalarının düşmesi, Çanakkale Boğazı’nın [[Birleşik Donanma (Çanakkale Savaşları)|Birleşik DonanmayaDonanma]]'ya açılması demektir. Bu ise, İstanbul’un düşmesi, İmparatorluğun çökmesi sonucunu doğuracaktır. Türklerin, tırnaklarını toprağa geçirip her karış toprak için dövüşmekten başka seçenekleri yoktur.
 
Ertesi gün, [[7 Mayıs]] sabahında yenilenen hazırlık ateşiyle İngiliz birliklerinin ilerleme çabası yine Türk tarafının yoğun ateşiyle durduruldu. Zığındere sahillerine getirilen üç balon gemisinden salınan balonlar dahi Türk siperlerinin yerini, daha önemlisi makineli tüfek yuvalarını saptayamadı. Bu yüzden topçu ateşi Türk direnci üzerinde etkili olamamıştır.