Sistina Şapeli tavanı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği Android uygulaması değişikliği
Yeni Üye (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
37. satır:
[[Dosya:Pope Julius II.jpg|küçükresim|sol|upright|Papa II. Julius Rafaello Sanzı portresi]]
 
Papa [[II. Julius]] papalık dinsel gücünü zorbalıkla kullanan eline siyasi kontrol da geçirmek için ve Papalık [[Katolik Kilisesi]] idaresi altında İtalya'yı birleştirip güçlendirmek için çok saldırgan bir politika uygulayan sanki bir "savaşçı papa" idi. Dinsel olmayan dünyavı iktidar gücünü göstermek için sembolik jestler yapmaktan çok hoşlanmakta idi. Örneğin antik Romalıların atlı arabalarla askeri bir zafer kutlamak için zafer takları altında geçişlerini taklit için Roma içinde arabası içinde sanki bir askeri zafer kazanımışkazınmış gibi gezmeyi adet edinmişti. Papalığın dinsel ve siyasi gücünün bir kaynağı olarak 1506'da [[Aziz Petrus Bazilikası]]'nın yeniden yapılmasına başlayan Papa II. Julius olmuştu.<ref>Partridge 1996, say. 15</ref>
 
Aynı yılda (yani 1506'da) II. Julius 1477-1480 döneminde Vatikan'da yapılmış olan Sistine Şapel'in [[tavan]]inin dinsel sahnelerle resimlendirme projesini ortaya çıkardı. Bu şapelin duvarları 20 yıl kadar önce yeniden dekore edilmişti. Üç katlı olarak tasarlana bu duvar dekorasyonunun en alt katı özel olarak sanki kıvırımlı perdeler asılmış gibi boyanmıştı ve şapelin kullanıldığı bazı özel ayin ve toplantı zamanlarında bu kata [[Rafaelo Santi]] tarafından tasarlanıp dokutulmuş özel dokuma duvar halıları asılmakta idi (ve hala da asılmaktadırlar). Orta katta fresk tablolar bulunmakta idi. Bu [[fresk]] tablolara sağ taraftan "[[İsa|İsa'nın Hayatı]]" konularından olmakta ve sol taraftan "[[Musa|Musa'nın Hayatı]]" konularını kapsamaktaydılar. Bu fresk tabloların çoğunluğu 15. yüzyıl sonlarının çok tanınmış yüksek rönesans stilini geliştiren [[Botticelli]], [[Domenico Ghirlandaio|Ghirlandaio]], [[Perugino]], [[Pinturicchio]], [[Signorelli]], [[Cosimo Rosselli]] gibi ressamlar tarafından hazırlanmıştı.<ref name= "Shearman 4">Shearman 1986b, say. 45–47</ref> En üst üçünceuüçüncü katında ise pencereler bulunmakta ve bu pencereler aralarında bulunan duvarlar, sapelinşapelin tabanından alttan bakan gözler için illüzyon yaracak şekilde ikişer ikişer o zamana kadar papalık görevini yapmış olan ilk 32 papanın resimleri donatılmıştı.<ref>Partridge, 1996, p. 10</ref> Matteo d'Amelia'nın hazırlamış olduğu bir muhtıra belgesinde bildirildiğine göre tavan aynen [[Scrovegni Şapeli]] gibi özel bir gök mavisine boyanmıştı ve bu mavilik içinde altından bakınca gökyüzünde sarı renkli yıldızlar, belki de [[takımyıldız]]'lar, hissi vermek için resmedilmişlerdi. Bu şapel "Papalik Şapel Konseyi" adlı bir elit papalık idare dairesi mensuplarının muntazam olarak toplantı yaptıkları ve Mass ayını söyledikleri bir mevki olmuştu. Bu konseyin şapelin resimsel dekrerasyonularını bilinçli olarak seyredebilecek ve bunların anlamlarını ciddi olarak yorumluyabilecekyorumlayabilecek kişilerden oluştuğunu bildiği için Papa II. Julius bu şapelin tavanının çok yönlü ve çok kattan oluşan [[İlahiyat|teolojik]] ve sivil anlamları olan resimler ile süslenmesine karar vermiştir.<ref>Partridge, 1996, p. 11</ref>
 
O zaman kadar [[Michelangelo]] bir heykeltıraş sanatkar olarak isim yapmıştı ve bir ressam olarak bilinmemekteydi. II. Justıne tavanı resimletmek için kendisine sipariş vermek istediğini kendine belitrincebelirtince bu görevi üzerine almak istmediistemedi. Hem de o sırada [[II. Julius mezarı|II. Julius'in kendi tasarlanan mezarı]] için kendine verilen heykel siparişlerini tamamlamak için büyük bir uğraşı içinde bulunmakta idi. Fakat II. Julius Sistine Şapeli tavanının resimlandırılmesiresimlendirilmesi için Michelangelo'nun görevi alması üzerinde gayet ısrarlı idi ve Michelangelo papanın ısrarını reddedemeyip siparişi almayı kabul etmek zorunda kaldı.<ref name= "Vasarı">Vasari 1568.</ref> Tam o sırada Fransa ile "1511 Kutsal Ligi"'ne mensup İtalya devletleri arasında savaş çıktı ve bu savaş papanın dikkatini tamamiyletamamıyla çekti. Bu savaş sırasında Michelangelo bu heykelleri bitirmek üzere gayret sarfetmek için Roma'dan kaçmak zorunda kaldı. Fakat 1508'de Fransızlar Papa II. Julius'in gayretleriyle yenildiler ve II. Julius galip olarak Roma'ya geri döndü. Papa hemen Michelangelo'yu Sistine Şapeli tavanına başlamak için haber gönderdi. Hemen 10 Mayıs 1508 de bu projenin başlanıp bitirilmesi için Michelangeleo bir kontrat imzaladı.<ref name= "Gold">Goldscheider 1953.</ref>
 
<!--
69. satır:
Mıchelangelo genellikle ıslak sıvanın üzerine, içinde çok az boya ve çok solvent bulunan büyük fırça darbeleri ile hiç fırça izi bırakmayan ("wash") tekniğini kullanarak, tablonun genişçe alanlarını renklendirme tekniğini ("wash") kullanmıştır. Bundan sonra sıva biraz kurumaya başlayınca önceden boyanmış olduğu geniş alanlara geri giderek kullandığı daha küçük doğrusal fırça darbeleri ile belirli fırça izleri bırakan ve gölgeleri ve detayları iyice belirten bir şekilde boyalamayı tamamlamıştır. Resimde özel dokulu karakterli yüzeyler için (örneğin sakallı yüzler veya damarlı tahtalar için) daha genişçe, kılları nispeten çok az sayıda olan ve çokça aralıklı olan (hatta bir tarak gibi aralıklı olan) fırçalar kullanmıştır. Mıchelangelo bir resim ustası olarak o zaman en iyi resim atölyelerinde kullanılan en iyi en uygun metotları ve o zamanda geliştirilen en yeni metotları kullanmıştır. Bunun için ustası olan Ghirlandaio'nun çok titiz ve dikkatli boyama yapan bir ressam olma ününü aşar bir şekilde çok değişik şekilli fırça darbelerini çok derin ustalık yeteneklerini kullanarak ustasının ününü çoktan geçtiği ifade edilmiştir.<ref group="nb">Vasarı Michelangelo hakkında yazdığına göre, daha çok genç çırak olarak bile, Michelangelo "ustasının çalımasını üstün yetenekleri, yargıları, stesli tabiatı ve cesareti ile geçmeyi başarmıştır"</ref>
 
Tavan resimlendirme için çalışma binada bulunan ana sunaktan en uzak mevkide başlamıştır. Böylece tavandaki hikâyen tarihnetarihine göre çalışma en geç olananındanolanından başlayıp ana sunak üstüne doğru geçmiş ve en son [[Tekvin|Yaratılış Efsanesi]] sahneleri resmedilip boyanmıştır.<ref name= "B&K">Bartz 1998.</ref> Çalışmada boyanan ilk üç sahne, peygamber [[Nuh]] konulu hikâyeler, daha sonra bitirilen panolardan daha çok sayıda küçük mikyaşlı figürleri ihtiva etmektedir. Buna bir neden ele alınan konunun içeriği olmakla beraber perspektif sağlamak için tavanın kenarında bulunan bütün figürlerin (peygamberler ve "İgnudi"'lerde dahil olmak üzere) tavanın ortasında bulan figürlere kıyasla küçük çizilmesidir.<ref name= "Gardner 1" /> Çalışma ilerleyip tavan ortasına yaklaştıkça figürlerin mikyası büyümüştür ve Michelangelo'nun daha cesaretlenip, resimetme stili gittikçe daha geniş alanları boyamaya doğru gelişmiş ve son hikâye sahnesi olan [[Tekvin|Yaratılış Efsanesi]] sahnesi tek bir günde resimlenip boyanmıştır.<ref>Bartz ve König, say.55</ref>
 
[[Dosya:Dividing Light from Darkness.jpg|küçükresim|upright|"Işığın Karanlıktan Ayrılaması" konulu bu resim tek bir günde boyanmıştır.]]
 
Çok parlak renkler kullanılması ve her cismi ve figürün dış hatlarının gayet temizce ve açık şekilde ifade edilmesi bu cisim ve figürlerin şapel zemininden çok kolayca görülebilip izlenmesine neden olmaktadır. Tavanın seminden çok yükseklikte olmasına rağmen ''Ademin Yaratılması'' tablosunun oranları öyle çizilmiştir ki bu tablonun altında zeminde ayakta duran bir tabloyu kişide "parmağını kaldırırsa sanki tanrı ile Adem'in çok yaklaşık parmakları arasına kendi parmağını koyabileceği hısınıhırsını doğurmaktadır". Vasarı bu tavan resimlerinin "bitirilmemiş" olduğunu iddia etmektedir. Tavan resimlerinin açılış töreninde, o zamana kadar alışlagelemeialışlagelmiş olan fresk tamamlama görenek kurallarına göre, tavandaki fresklerin sarı alanları [[altın yaldız]] ve parlak köyü mavi alanları [[lapış lazuli]] kıymetli mücevherleri ile süslenmemişti. Böylece şapelin alt duvarlarında bulunan ve bu göreenek kuralalrain göre altın ve mücevher ile süslü freskler ile bu süsleri bulunmayan tavan resimleri birbirine zıtlık göstermekteydi. Fakat bu yaldızlama ve mücevherle donatma hiçbir zaman yapılmamıştır. Buna neden kısmen Michelangelo'nun tekrar iskele kurup tekrar tavan tepesine çıkmaktan sakınması kısmen de kendi ressamlık yargısına göre kendi yargılarına göre yaptığı resim ve boyamasının karakterleri çok parlak ve dikkat çeken yaldız ve mavi lapış lazuli bezeleri tarafından değiştirileceğini bu değerli maden ve taşların bulunduğu alanların daha fazla seyirci dikkatini çekmek istemesi nedeniyledir.<ref name= "Vasarı"/>
 
Ama gerçekte, bazı alanlar yaldızlanmıştı. Bunlar "İgnudi" figürleri ile Peygamber ve Sibylla figürleri arasında bulunan sütunlar üzerindeki şiltlerdi. Bu şiltlerin yaldızlanamsinayaldızlanmasına neden Michelangelo'nun orijinal planında bulunan bu şiltlerin benzetildiği gerçek gösteri için yapılan şiltlerde yaldızlama gerçekten bulunmakta idi. Bu tip gerçek şiltler günümüze kadar kalmışlardır ve bu şiltler aynı Michelangleo'nun resmettiği yerlerde gerçek yaldızlama bulunduğu görülmektedir.
 
Bu seksiyon referensları.<ref name= "Vasarı" /><ref name= "Fabio" /><ref name="Condivi"/><ref>Hurst 1986</ref>
85. satır:
[[Dosya:Forbidden fruit.jpg|küçükresim|sol|300px|[[Adem ve Havva]]'nın yasaklanmış elmayı Şeytandan alıp yemeleri. [[Cennet Bahçesi]]nden atılışları. Yani insanlığın cennetten düşmesi.]]
 
Tavanın resimlerini tasarımının ana öğeleri [[Tekvin|Yaratılış kitabı]] içeriğinden 9 sahne olmakta ve bu sahneler daha küçük her biri dört çıplak genç ("ignudi") tarafından desteklenen ve çerçevelenen 5 diğer küçük sahne ile desteklenmektedir. Bu sahnelerin her iki tarafında İsa'nın doğacağının kahanetinikehanetini yapmış olduğu kabul edilen 12 erkek ve kadın figürleri bulunmaktadır. Şapel'in pencerelerinin üstünde bulunan yarım ay şeklindeki ("lunetler") içinde İsa'nın cedlerinin listesini veren tabletler ve bu tabletleri destekleyen çeşitli figür vardır. Bu pencerelerin yarım ay şeklideki "lunet"lerinin üstünde bulunan üçgenimsi ("spandrel") alanlarında ise diğer 8 figür grubu vardır; ama günümüzde bile bu gruplarda bulunan figürlerin belirlenmiş [[Kitâb-ı Mukaddes]] kişileri olup olmadıkları bilinmemektedir, Bu plan binanın köşesinde bulunan ve üzerilerindeüzerlerinde bir dramatik bir Kitâb-ı Mukaddes hikâyesi resmedilmiş dört büyük [[Pandantif (mimarlık)|pandantif]] bulunmakla tamamlanmaktadır.<ref name= "Gardner 1"/>
 
[[Dosya:Michelangelo Buonarroti 037.jpg|küçükresim|180px|Bir pencerelerin üstündeki yarım ay şeklindeki bir "lunet" üstünde bulunan üçgenimsi ("spandrel") alanı]]
Tavandaki resimlerin [[anlatım]] elemanları Hristiyan tanrısını dünyayı bir mükemmel yaratılış olarak yapıp insanlığı bu mükemmel yere koyduğunu; insanlığın ilk günahı işleyip yüz karası olup tanrının gözünden düştüğünü ve ölümlülükle cezalandırılıp tanrıdan ayrıldığıdır. Bundan sonra bile İnsanlık günahlara kapılıp tanrıya karşı olan yüz karalığını artırıp onun gözünden düşmesi çoğalmış ve tanrı onları [[Büyük Sel]] ile cezalandırmıştır. Peygamber İbrahim'den Peygamber Yusuf'a kadar gelen İsa'nın cedleri yoluyla, tanrı, insanlığın "cehennemden kurtuluşunu sağlayacak" Mesih İsa'yı insanlığa göndermiştir. Bu "Kurtarıcı"nın geleceği İsrailoğullarının peygamberleri ve klasik Yunan ve Romalıların Sibyllaları tarafından önceden kahin olunmuştur. Tavan resımlerininresimlerinin çeşitli ögeleri Hristiyan doktrinin hikâyesinin bazı elemanları ile bağlanamamıştır.<ref name= "Gardner 1">Gardner, ''Art Through the Ages'', say. 469–472</ref> Geleneksel olarak, [[Kitâb-ı Mukaddes]]'in [[Eski Ahit]] kısmında geçen ve Tanrı'nın Sina dağında İsrail ile yapmış olduğu antlaşmanın yerini [[Yeni Ahit]] almıştır. Ama Eski Ahit içinde bulunan olaylar ve karakterlerin çoğu sembolik olarak İsa'nın hayatındaki olaylara; Hristiyan doktrini içinde bulunan önemli öğelere veya Hristiyanlar için gerekli olduğu kabul edilen çeşitli ayinlere (örneğin "Vaftiz" veya [[Efkaristiya]] ayinleri) bağlıdır. Örneğin Eski Ahit'te denizde atılıp bir büyük balık tarafından yutulup hayatı kurtarılan peygamber [[Yunus (peygamber)|Yunus]] bir büyük balıkla ilgisi için tanındığından Hristiyanlar tarafından İsa'nın ölümü ve tekrar dirilmesi inancına bağlanmıştır.<ref name=OM/>
 
[[Dosya:Даниил.jpg|küçükresim|Peygamber [[Danyal]]]]
 
Tavandaki resimlerdeki sembolizminin çoğunluğu Katolik kilisesinin 15. yüzyıldaki resmi doktrinlerini yansıtmakla beraber, tavan resimlerinin bazılarının içerikleri özellikle Rönesans çağındaki alimlerin çok ilgilendikleri Hristiyan teolojisi ile Rönesans Hümanizması felsefesinin birbiriyle bağdaştırılması uğraşlarına da atıf yapmaktadır.<ref>O'Malley, say.112</ref> İtalya'da 15. yüzyılda ve özellikle Floransa'da Antik Klasik çağlarda yazılmış edebiyat ve felsefe eserlerine, özellikle [[Platon]], [[Sokrates]] ve diğer antik klasik yazarların eserlerine karşı büyük bir heves ve ilgi bulunmaktaydı. Michelangelo gençliğinde Floransa'da [[Medici]] ailesinin kurmuş olduğu Hümanist akademide epeyce zamanını sarfetmişti. [[Donatello]]'nın Hümanist düşüncenin ilhamı ile hazırlamış olduğu [[Davud (Donetello)|Davud]] bronz heykeli ile çok ilgilenmiş ve bu heykelden büyük şahsi ilham alarak kendisi mermerden büyük bir [[Davud (Michelanagelo)|Davud]] heykeli yontmuş ve bu heykeli Floransa şehir devletinin idare konseyi binası olan [[Palazzo Vechio]] sarayı önündeki alana dikilmişti.<ref>Gardner, say.466–467</ref> O zamsnkizamanki Hümanizm felsefe görüşüne göre insanlar diğer insanlarla görüştükçe diğer insanlara, sosyal yetkiliklere ve tanrıya doğrudan doğruya şahsen karşılık ve tepki göstermektedirler ve bunun için araya aracıların, özellikle Kilise yetkililerinin, girmesi gerekmemektedir.<ref name= MA>Aston 1979, say. 111–112</ref> Bu fikirler Katolik Kilisesi yetkilerinin ve ilerigelenlerinin kabul edebileceği fikirler değildi. Katolik Kilisenin düşüncelerine göre insanlık esastan günahkardirgünahkârdır ve bu nedenle hatalı olup bu hatalarından ayrılıp kendini ve ruhunu kurtarabilmesi için mutlaka Katolik kilisesinin yol göstermesi gerekmektedir. Buna karşılık Hümanizm insanlığın devamlı iyilik bilme ve yapma potansiyeli olduğunu ve bu nedenle asil bir yaratık olarak kabul etmekte idi.<ref group="nb">Bu türlü Hümanizm düşünce Giovanni Pico della Mirandola'nın "İnsanın Vakarlıligi Üzerine bir Konuşma" adlı eserde gayet iyi açıklanmıştır. O'Malley, say.122.</ref> Bu iki görüşün birbirine yaklaşımı Katolik Kilisesi için birleştiremez şekilde birbirine zıt düşünceler olamadığı kabul edilerek imkân dahilinde olduğu kabul edilmişti. Ama Katolik Kilisesi bu fikirleri birleştirmek için bunu yapabilecek yegane tek kurumun Katolik Kilisesi olduğunu kabul etmenin gerektiğini iddia etmekte ve insanlığın "ruhunun, düşünenlerini, ve hayatının" daha yüksek bir düzey getirilmesinin ancak ve ancak tanrının bu dünyada temsilcisi ve onun tek aleti olan Katolik Kilisesi aracılığı ile mümkün olacağını kayıtsız şartsız inanmakta idi. Katolik Kilisesi dışındaki insanlığın, tümüyle Hristiyan olmadan "kurtuluş bulma" imkânı ihtimali yoktu. Sistine Şapelin tavanını resimlendirmesinde Michelangelo bu iki zıt düşünce tarzını görsel olarak hiç tezatlar ortaya çıkartmadan birleştirip eserini hazırlamayı başardığı kabul edilmektedir. Bu resimlemede "Kitâb-ı Mukaddes dışı" olan "Sibylla" ve "İgnudi" resimlerini tavandaki resimlere ekleme ile hem Hristiyan hem de Hümanist düşünceleri birlikte kullanmıştır. Ama 16 yüzyılda Protestanlık Reformasyon fikirleri ortaya çıkıp yayılması ile Katolik Kilisesi'nde daha koyu "kontr-refermasyon" ve ultra koyu Katoliklik düşünceleri üstün geldi. Michelangelo'nun kilise ile Hümanizm fikirlerini birleştirmesi "kontr-reformcu" katolikler tarafından hücumlara hedef olmaya başladı.
 
Tavan resimlerinde bulunan "ikona"ların neyi nasıl ifade ettiği geçmişte çeşitli değişik yorumlar ortaya çıkartılmıştır. Bunlardan bazıları modern sanat tarihi düşünürleri tarafından kabul edilmemektedir.<ref group="nb">Vasarı "Nuh'un Kurban Adaması" resmini [[Habil ve Kabil]] konusunda olduğunu iddia etmişti.</ref> Diğer taraftan tavanda resimlerde bulunan bazı elemanların neler oldukları hakkında hiç inanılır bilgi bulunmamakta ve bunların nasıl yorumlaması gerektiği hakkında sonuç ortaya çıkaramayacak olan tartışmalar olmaktadır. Örneğin pencerelerle ilgili olarak pencere üstlerinin yarım ay şekilli "lunet"lerinde ve bunların da üstlerindeki üçgensel "spandrel"lerde bulunan figürlerin kime ait olduğu hala bilinmemektedir ve pek çok aramaya rağmen bulunamamıştır.<ref>O'Malley, pp. 102–110</ref> Modern düşünürler bunların hüviyetlerini bulmak için tavanın planlanıp içeriği üzerinde bir anlaşma sağlanabilmsesisağlanabilmesi için hazırlanan yazılı belgeler olacağı düşünmüşler ve bu belgeyi bulmaya büyük gayret sarf etmişlerdir. Ama hala da bunda başarılı olmamışlardır. Bu başarısızlık, acaba tavan resminin içeriğinin çok dikkat ve hevesle [[Kitâb-ı Mukaddes]]'i okumayı ve incelemeyi adet edinen ressam ve yüksek bir deha olduğu kabul edilen Michelangelo'nun şahsi düşüncelerine ve şahsi kararlarına göre tayin edildiği sorusunu ortaya çıkartmaktadır.<ref name=OM4>O'Malley, say. 105</ref> Bundan da Michelangelo'nun bu resmi tamamlamakta iken dinsel, ruhsal ve psikolojik durumunun ne kadar hangi "ikonaları nasıl eserine koyacağını ve bunların artistik ifadesine ne kadar tesirli olduğu" sorularını incelemeye geçmelerine de neden olmuştur.<ref group="nb">Bu şekilde düşüncelerden birisi Michelangelo'nun çok derin Hristiyanlık inançları ile kendisinin eşcinsel olmasının onda ne kadar entelektüel rahatsızlık ve hatta ruhsal sıkıntısı ortaya çıkardığı hakkında sorular ele alınmasıdır; örneğin Anthony Bertram (1970)</ref>
<!--
"Bu (tezatlı) çatışmada karşikarşıya gelen güçlerden en önemlileri onun klasik güzellik kavramlarına çok tutkulu beğentisi; Katoloikliğe olan çok derin hatta mistik bir sevgisi; eşcinselliği ve çok yüksek Platonik sevgi kavramı ile birleşik cinsel günehlera harsı olan korkusu olmaktadır,"