Miryokefalon Muharebesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Therou (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + kaynak gerektiren bilgi eklentisi
Etiket: Elle geri alma
AliIsingor (mesaj | katkılar)
Bazı yazım hataları giderildi, savaşın geçtiği yer belirtildi
26. satır:
{{Bizans-Selçuklu Savaşları kutusu}}
{{Türkiye tarihi}}
 
'''Miryokefalon (Myriokephalon) Muharebesi (Yurttutan Savaşı)''' ([[Türkçe]] adlandırması: Düzbel Savaşı<ref name="Kesik">Muharrem Kesik, "At Üstünde Selçuklular", [[Timaş Yayınları]], İstanbul, 2011 s. 105-107, 126, 148, 159, 247</ref>) [[Anadolu Selçuklu]] Sultanı [[II. Kılıç Arslan]] ile [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]] imparatoru [[I. Manuil]] arasında, [[Miryokefalon]]'daBeyşehir (Myriokephalon)Gölü yakınlarında yapılan savaş. Anadolu'da Türk hakimiyetinin kabul edildiği savaştır. AnadolununAnadolu'nun tapusunun alındığı savaş olarak da bilinir.
 
== Arka plan ==
[[Zengiler|Zengi Hanedanın]]ın [[Suriye]] ve [[Musul]] hükümdarı [[Atabeg]] [[Nureddin Mahmud Zengi]]'nin ölümü üzerine (1174), büyük bir rakipten kurtulan II. Kılıç Arslan, ertesi yıl, [[Sivas]] ve [[Tokat (ilçe)|Tokat]] bölgelerine hâkim olan [[Danişmendliler|Danişmendli BeyliğineBeyliği]]'ne son verdi.
 
Manuil, [[Papa]]'ya bir mektup yazarak, zamanın yeni bir [[haçlı seferi]] için elverişli olduğunu ve "Anadolu'dan geçen yolun artık güven altına alınacağını" bildirdi.
 
[[Bizans İmparatorluğu|Bizans]] İmparatoru [[I. Manuil]] Kilikya kıyı bölgelerini tekrar eline geçirmiş ve Haçlılar tarafından kurulan Antakya Prensliği üzerinde Bizans hakimiyetinin kabul edilmesini sağlamıştı. Diğer taraftan Bizans sınırlarında özellikle [[Eskişehir]] yörelerinde yoğun bir şekilde çoğalan [[Türkmen]]lerin, [[Denizli]], [[Kırkağaç]], [[Bergama]] ve [[Edremit, Balıkesir|Edremit]]'e değin [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]] yörelerine akınlarda bulunmaktaydılar ve bu akınları önlemek istemekteydi. 1174'te [[Halep]] emiri [[Nureddin Mahmud Zengi|Nureddin Zengi]] ölmüş ve yerine geçen [[Selahaddin Eyyubi|Selahaddin]] eli altında bulunan arazilerin kuzeyindeki gelişmelerden gözünü çekmiş hedefini [[Mısır]] üzerine odaklandırmıştı. Bu gelişmelerden haberdar olan I. Manuil Anadolu Selçuklularının bir güçlü taraftarın desteğinden mahrum kaldığını düşünmekteydi.
Satır 37 ⟶ 38:
Böylece toprak elde etmek ve kendi topraklarına gelen hücumları önlemek amacıyla Selçuklular diğer destek alamayacakları bir sırada Bizans İmparatoru I. Manuil Anadolu'ya yeni kuvvetler göndermekle birlikte düzenleyeceği bir sefer için de askeri hazırlıklara başladı.
 
Onun bu hazırlıklarını haber alan [[II. Kılıç Arslan]], bir elçi heyeti göndererek daha önce yapılan barış antlaşmasının yenilenmesini önerdi. Fakat İmparator I. Manuil, BizansaBizans'a yöneltilen Türkmen akınlarının durdurulması, Bizans'a sığınan [[Danişmendliler]] emiri Zünnun ile şehzade Şahinşah'ın, daha önce yönetiminde bulunan ülkelerinin Bizans'a bırakılması şartıyla buna razı olacağını sultana bildirdi. Bu şartları kabule yanaşmayan sultan, atlı kuvvetler sevk edip Denizli yörelerine kadar olan Bizans topraklarını ağır bir şekilde tahrip etti. İmparator, Bizans kuvvetleri eşliğinde, önce şehzade Şahinşah'ı daha sonra da Zünnun'u Anadolu'ya gönderme girişiminde bulundu ise de II. Kılıç Arslan'ın aldığı önlemler karşısında başarılı olamadı; Şahinşah ve Zünnun yeniden Bizans'a kaçmak zorunda bırakıldılar.
 
Kılıç Arslan, imparatora elçiler göndererek barış isteğinde bulundu. Sultanın ikinci barış önerisini de reddeden Manuil 1176 yazında, amcasının oğlu Andronikos Vatatzes'i bir orduyla Paflagonya'ya Amasya'ya doğru yola çıkardı. İmparator'un kendisi de, içinde Frank, Peçenek, Macar ve Sırp kuvvetleri bulunduğu orduyla, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olan [[Konya]] üstüne yöneldi.
Satır 46 ⟶ 47:
I. Manuil'in idaresinde Konstantinopolis'ten yürüyüşe geçen ordunun çok büyük olduğu ve yürüyüşte 15 küsur kilometre uzunluk gösterdiği yazılmıştır. I. Manuil önce [[Konya]]'yı hedef almış ve o şehri eline geçirirse Konya ile Antakya'ya arasında bulunan arazileri de eline geçirmeyi planlamıştı. Uçlarda bulunan kalabalık Türkmen kuvvetleri, Konya'ya yönelik I. Manuil idaresindeki [[Bizans ordusu]]na ufak ama yıpratıcı hücumlarla mukavemet gösterdiler.
 
Manuil'in ordusu, [[Denizli]]'de Eskihisar (Laodicea)'dan sonra [[Menderes]] vadisini geçerek [[Gümüşsu, Çivril|Gümüşsu]] [KHOMA (HOMA)] ucundaki Akdağ dizisine giden dağlık bölgeye girdi. Kuşatma araçları, erzak fazlalığı ve ağır arabalar, ordunun ilerlemesini yavaşlatıyordu. Ayrıca geçmekGeçmek zorunda oldukları bölge, Selçuklular tarafında tahrip edilmişti.
 
== Muharebe ==
Bizans ordusunun ilerlediği yol üzerinde, o zaman ''Tribritze'' geçidi denilen ve çıkış yerinde, tahrip edilmiş ''Miryokefalon'' kalesinin bulunduğu bir geçit bulunmaktaydı. II. Kılıç Arslan idaresindeki Selçuklu ordusu, Bizans ordusunu, bu dar ve sarp Miryokefalon yıkık kalesinin bulunduğu geçitte karşılamaya hazırlanmıştı.
 
Kılıç Arslan'ın ordusunun asker sayısı Manuil'inkinden azdı. Fakat,fakat Selçuklu ordusunun daha fazla hareket imkânı vardı. Selçuklu ordusu, bu dar dağ geçidinin dağ yamaç ve doruklarında toplu olarak bulunuyordu.
 
Manuil'in ileri görüşlü subayları, ağır hareketli Bizans ordusunu, geçidin içindeki dar ve çukur yoldan geçirmemesi için imparatoru uyardılar. Fakat ordudaki genç ve tecrübesiz prensler, kendilerine güveniyor, şan ve şöhret kazanmak istiyorlardı. Bunlar, imparatora baskı yaparak onu bu yolda ilerlemeye zorladılar. İmparator'un neden bunu kabul ettiği üzerinde tartışma vardır.
Satır 59 ⟶ 60:
17 Eylül 1176'da Bizans ''Öncü Kol'' kuvvetleri, zor kullanarak geçide girdiler. ''Öncü Kol'' ve ''Ana Kol'' güçleri pek az bir zayiatla geçitten geçtiler. Selçuklular, önce geri çekilerek dağlara saptılar. Bu iki Bizans ordusu kolu geçidin ağzından çıktıkları zaman, ''Artçı Kolu'' geçide daha yeni girecekti. Geçit içinde bulunan ordu kolları ve ağırlıklar geçitte 15 kilometre uzunlukta bir sıra halindeydi. Birden geçidin her iki yamaç ve doruklarında bulunan Selçuk ordusu önce yamaçlardan aşağı inerek geçit ağızlarına saldırıp geçidin içinde bulunan Bizans birliklerini bir tuzak içine aldılar. Bizans ''Sağ Kanat Kolu'' üzerine çok ağır bir Selçuklu hücumu geldi; bu ''Sağ Kanat Kolu'' birliğini kaybetti; askerler küçük birbirinden habersiz parçalara bölündü. Bu kol çok ağır zayiat verdi. Bu koldaki süvarilerin başında İmparatorun kayınbiraderi Antakyalı Baudouin, Selçuklulara karşı saldırıya geçtiyse de bütün adamları kılıçtan geçirildi ve kendi hayatını da kaybetti.<ref name="Honiatis"/><ref name="Haldon1">say.142-143.</ref>
 
Özellikle Türkler sonra hücumlarını taşıt araçlarına, arabalara ve araba atlarına odaklayıp bunlar için geçidi geçilmez hale getirdiler. Sonra geçitte bulunan Bizans ordusunun diğer kollarını eritme hücumlarına başladılar. Geçidin aşağısında bulunan askerler, durumu görüyor, fakat sıkışık durumda oldukları için yardım edemiyorlardı. ''Sol Kanat Kolu ''da büyük zayiat verdi ve komutanlarından biri, İoannis Kantakuzenos, Selçuklular tarafından öldürüldü.<ref name="Honiatis"/> Kalan Bizans askerleri Selçukluların önden mi arkadan mı hücum edeceklerini anlayamayıp paniğe kapıldılar. Hava da bozmuş, çok kesif bir toz fırtınası geçidi kaplamıştı ve bu her iki tarafa da aksi tesir yapmakla beraber panik halinde olan Bizanslıların morali ve organizasyonu üzerinde çok fena tesir yaptı. Bu sırada ''Sol Kanat Kolu''nda olan İmparator I. Manuil de bütün moralini kaybetmiş, yere oturmuş, pasif olarak ordusunun ve kendisinin akıbetini düşünmeye koyulmuştu.<ref name="Haldon"/> Sonunda kurmaylarının zorlaması ile İmparator kendini topladı; elinde kalan askerleri arasında bir disiplin kurdu ve savunma grupları oluşturdu. Bu gruplar her tarafa yayılmış insan ve hayvan ölüleri ve tahrip olmuş ağırlıklar arasından geçebilip geçidin dışına çıkmayı başardılar. Burada zaten geçitte yakalanmamış olan ve savunma siperli bir ordugahordugâh hazırlamış olan İoannis ve Andronikos Angelos komutasındaki ''Öncü Kolu'' ve Konstantin Makrodukas ve Andronikos Lapardas komutasında ''Ana Kol'' askerleri ileaskerleriyle yine birleştiler. Andronikos Kontostefanos komutasındaki ''Artçı Kolu'' ise baskında geçide yeni girmekte olduğu için nispeten daha az zayiat vermişti ve biraz zaman sonra geçitten hücum uğramadan geçip onlarla birleşti.<ref name="Honiatis"/>
 
Bütün gece Selçuklu atlı kuvvetleri okları ileoklarıyla hücumlarına devam ettiler; ama Bizans savunma hatları bu hücumlara dayandı.<ref name="Haldon"/> Ertesi gün de Selçuklu atlı kuvvetlerinin ok atımıyla yaptıkları hücumlar devam etti. İmparator geçidi başta zayiat vermeden geçen birliklere iki karşı hücum yaptırttı, ama genellikle muharebenin kızgınlığı geçmişti.
 
Bu muharebenin dikkate değer bir özelliği bir yüzyıl kadar önce 1071'de [[Malazgirt Meydan Muharebesi]]nde Bizans güçleri yenilgiye uğrayınca dört bir tarafa çil yavrusu gibi yayılıp imparatorları [[Romen Diyojen]]'i yalnız bırakıp onun esir olmasına neden olmuşken, bu yenilgide bütün yenik Bizans birliklerinin birleşip İmparatorlarını birlikte korumalarıdır. İmparator I. Manuil'in Türklere esir olmaktan korkup birliklerini bırakıp kaçmayı düşündüğü; fakat ismi bilinmiyenbilinmeyen bir Bizanslı asker ve general Kostostefanos tarafından dile getirilen çok sert serzeniş ve laflarla bu kararından caydırıldığı bildirilmiştir.<ref name="Honiatis1">say. 105-106.</ref>
 
Her iki taraf da zayiat vermiştir ama ne kadar olduğu bilinmemektedir. Bizans ordusundan kalan birlikler muharebeden sonra geçide girdiklerinde Türk ölülerinin kaldırılmış olduğunu görmüşlerdir.<ref>Honiatis'e göre de bütün Bizanslı ölülerin başlarının ve giysilerinin önlerini açık olduğunu görmüşlerdir ve Honiatis bunu saçların Selçuklu usulüne göre bağlanıp bağlanmadıklarını ve sünnetli olup olmadıklarını kontrol edip Selçuklu olup olmadıklarını kontrol için yapıldığına atfetmektedir.</ref> Fakat gördükleri en önemli tahribat Konya'yı kuşatma için yanlarında getirdikleri mancınık tipi kuşatma makinalarınınmakinelerinin hepsinin kullanılmaz ve tamir edilmez bir halde oluşuydu. Böylece İmparator'un Konya'yı kuşatıp alma ve oradan ta Antakya'ya gitme düşleri boşa gitmiş oldu.
 
Selçuk Sultanı' da Bizans ordusunun hepsinin tahrip edilemeyeceğini anlayınca barış taraflısı oldu. O akşam Sultan, [[İhtiyârüddin Hasan|Gabras]] adlı bir elçiyi bir İran savaş atı ve bir kılıç hediyesiyle İmparator'un kampına barış şartlarını müzakere etmek için gönderdi.<ref name="Honiatis"/> Bu müzakerelerde Selçuklular eğer [[Eskişehir]] (Dorileon) ve [[Gümüşsu]] (Sublaion) kalelerinin Bizanslılara tarafından boşaltılıp yıkılması şartıyla, kalan Bizans ordusunun kayıtsız şartsız hiç hücuma uğramadan geri gidebileceğini teklif ettiler; Bizanslılar da bunları kabul ettiler.
 
I. Manuil, Bizans'a dönerken, yolda Türkmenlerin sürekli saldırılarına uğradı. Sonradan, Bizanslılar imzalanan bu barış anlaşmasına aykırı olarak Dorileon kalesini yıktırmama kararlarına bir bahane olarak barışa aykırı olan bu hücumları gösterdiler. Fakatfakat İmparator Sublaion kalesine geldiğinde imzaladığı barış şartlarına göre o kaleyi yıktırdı. Birkaç gün sonra Alaşehir (Filedelfiya)'ya geldiği zaman Konstantinopolis'e ulaklarla mesaj göndererek bu muharebede kaybettiklerinin bir ayrıntılı hesaplarını verdi. Bu mesaja göre MiryokefelonMiryokefalon yenilgisi bir yüzyıl önceki [[Malazgirt Meydan Muharebesi]]'ndeki Bizans yenilgisine benzemekteydi. Ancakancak Malazgirt'te Bizans İmparatoru esir düşmüştü ve I. Manuil halahâlâ ordusuordusunun kalıntılarına komuta etmekte serbestti.
 
== Sonuç ==
* Ağır bir yenilgiye uğrayan I. Manuil, Selçuklulara karşı inşa ettirdiği [[Eskişehir]] (Dorileon) ve [[Uluborlu]]'nun doğusundaki (Sublaion) kale ve müstahkem mevkilerini yıkmayı kabul etti. Böylece Selçuklu ordularına ve Türkmen göçmenlerine Sakarya Irmağı ve Büyük Menderes Irmağı vadileri açılacaktı. Sublaion kalesini hemen yıktırmakla beraber, I. Manuil, Dorileon kalesini yıktırmamıştır. Bunu zorlamak için 1177'de Kılıç Arslan büyük bir ordu ile Menderes vadisinden Bizans arazilerine çok derin bir giriş yapmıştiryapmıştır. Bizanslılar önce bir ufak galibiyet elde etmişlerse de, önemli Bizans şehirleri olan Yalvaç ([[Antiocheia in Psidia]]'u) ve Aydın (Tralles) şehirleri ele geçirilip talan edilmiştir. Ancak bu bir yıllık akıncı hücumu olmaktan ileri geçememiştir; çünkü ne girilen yerlerde Selçuklu idaresi kurulmuş ne de Dorileon kalesi surları yıktırılmıştır.
* Haçlı ordusu ve BizansınBizans'ın gücü, Anadoluya uzun bir süre daha sefer düzenleyemeyecek kadar azalmıştır ve Anadolu topraklarında Türk hakimiyeti kesinlik kazanmıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = https://drive.google.com/file/d/1GlQklnxaiNNDuWWd6-E4seZVCWkDIfUs/view | başlık = MEB Tarih Kitabı Sf. 23 | erişimtarihi = | tarih = | çalışma = | yayıncı = | arşivurl = https://web.archive.org/web/20201008182046/https://drive.google.com/file/d/1GlQklnxaiNNDuWWd6-E4seZVCWkDIfUs/view | arşivtarihi = 8 Ekim 2020 | ölüurl =hayır}}</ref>
* Bundan başka, [[Selçuklu]] devletine savaş tazminatı olarak 100 bin altın gibi çok büyük bir meblağ ödemek zorunda kalmıştır.
* Bu mali destek Anadolu Selçuklulara Doğu Anadolu'daki ufak ve serbest emirleri bertaraf etmede çok yardımcı olmuştur. Böylece Anadolu Selçukluları Orta Anadolu'da siyasi nüfuzlarını çok yükseltmişlerdir.
* II. Kılıç Arslan Miryokefalon Savaşı'ndan sonra Anadolu'da siyasi birliği kurma ve ve genişleme siyasetine devam etmiştir. Bu amaçla Malatya'yı alarak DanişmentoğullarınaDanişmendoğullarına son vermiştir. (1178)
* Bu zafer sonucunda, Manuil idaresindeki Bizans'ın o zamana kadar uygulanan atılgan bir stratejiyi geride bırakmak zorunda kalmıştır. Gelecekte Selçuklular karşısında Bizans ordusu sadece sınırları savunan bir güç olmuştu. Böylece bölgede siyasi ve askerî inisiyatif Anadolu Selçuklu Devletine geçmiştir.
* Avrupalı tarihçiler bundan sonra AnadoluyaAnadolu'ya Türkiye demeye başlamıştır.
* Anadolu'da Haçlı Seferleriyle Bizans'a geçen üstünlük tekrar Türklere geçmiştir.